Yerine Topçu Kışlası yapılmak istenen Taksim Gezi Parkı’nda dayanışma eylemi için cumartesi günü binlerce kişi parkı doldurdu, ”AVM değil park” dedi.
Gezi Parkı 70 yıllık ömrünün belki de en uzun ve kalabalık sivil eylemini cumartesi günü misafir etti. Güzel hava ve güneşin de etkisiyle kalabalık arttıkça arttı – tahminler 5-10 bin kişi arasındaydı – sonunda üzerine oturulmayan çimen, bank, taş, merdiven kalmadı. Parkın 250 çınarı, 30 meşesi, 25 ıhlamuru ve 20 fıstık çamının(*) gölgeleri altında, Topçu Kışlası ’nın beton duvarları 12 saatliğine de olsa çok uzak gözüktü.
Gezi Parkı Derneği’nin 100’e yakın gönüllüyle gerçekleştirdiği organizasyon milletvekillerinin konuşmalarıyla başladı, performanslar ve konserlerle gece yarıma dek devam etti. Beş liraya köfte ekmek, çay, ve civar tekellerden alınan biralar dışında her şey – çimenler, güneş, müzik – bedavaydı. Bulutsuzluk Özlemi’nden Büyük Ev Ablukada’ya birçok grup kalabalığı coşturdu, sahnenin önü konserlerin son dakikasına dek tıklım tıklımdı. Basın açıklamalarında ‘’’Taksim yaşanan değil gelip geçilen bir yerdir’ bahanesine sığınanlara cevaben, Taksim’in nasıl yaşadığını gösterecek bir festival düzenledik’’ diyen dernek gönüllüleri, gecenin sonunda da mavi çöp torbalarıyla etrafı temizledi.
Parktan geriye kalan…
Şehir plancısı Henri Prost’un tasarladığı zarif ‘2 No’lu park’ 1940’larda Lütfi Kırdar’ın Belediye Başkanlığı’nda açılmıştı. Parkı 1955 yılında Hilton Oteli, sonra da Belediye Başkanı Haşim İşcan’ın Cumhuriyet Caddesi tarafında açtığı dükkanlarla parçalandı. Yıllar içerisinde parkın civarla – dolayısıyla yayalarla – bağlantısı kopartıldı.
Cumartesi günü konserler ve arkadaşları orada olduğu için parka gelen birçok kişi belki ilk kez burayı deneyimledi, keyfini çıkardı. Diğer yandan, parka civar mahallelerden düzenli gelenler arasında buraya yapılmak istenen inşaattan haberdar olmayanlar vardı. Tarlabaşı’ndan gelen Mardinli bir grup kadın ve çocukları da Topçu Kışlası’nı o gün öğrenenler arasındaydı. Buraya özellikle de yazları çok geldiklerini, civarda küçük çocuklarını getirecek başka bir park olmadığını anlattılar. Başbakan’ın ‘tinercilerden arındıracağız’ demecini, parkın ‘tekinsiz’ olduğu iddialarını sordum: ‘Birkaç kişi var ama hiç rahatsız etmediler’ dediler. Hatta biri, çocuğunun peşinden koşarken, ‘‘Burası yıkılırsa ben ölürüm’’ bile dedi.
(*) Peyzaj Mimarları Odası’nın raporu
Hüseyin Çapkın da oradaydı
Organizasyon sorumluları, gerekli bütün bildirileri yapmalarına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi zabıtalarının ziyareti ve ‘Akşam konserlere izin veremeyiz, talimat aldık’ uyarısıyla karşılaştı. Zabıtadan sözlü değil yazılı bir tebliğ talep eden dernek daha sonra fiziki bir engelle karşılaşmadı. Akşam konser sırasında İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın kalabalık bir grup sivil polisle parkı turladı.
Elif İnce
Haberin kaynağı için tıklayınız; radikal.com.tr
Everywheretaksim.net notu: Haberin tarihi 15 Nisan 2013′tür. direniş kapsamında arşive alınmıştır.
