Radikal: Her mahallede bir Gezi Parkı!

Gezi ruhu, semt parklarında sürüyor. Önceki gece mahallelinin forumlar düzenlediği Yoğurtçu ve Abbasağa parklarındaydık. Yüzlerce insan Gezi Direnişi’ne, kent yaşamına ve demokrasiye dair taleplerini dile getirdi.

forum

Kadıköy, ‘Kurbağalıdere’nin yanıbaşındaki Yoğurtçu Parkı… Kalabalık devasa. Dışa doğru genişleyen halkalar halinde ıslak çimlere oturmuş mahallelinin arasına çöküp, halkanın göbeğindeki konuşmaları duymaya çalışıyorum. Oturanların daha da fazlası ayakta. Gezi Direnişi’ni canlı tutmak, bundan sonra yapılabileceklere dair öneri geliştirmek üzere salı günü sosyal medyadan yapılan “Parklarda toplanıyor, forum yapıyoruz” çağrısı yerini bulmuş.

Haydarpaşa Garı’ndaki eylemden Yoğurtçu’ya ulaşan beş arkadaşız, saat 21.45 ve 21.00’de başlayacağı ilan edilen forum çoktan iç kurallarını oluşturmuş, ilerliyor. Şunu hisseden tek insan olmadığıma eminim: Atina şehir devletlerindeki doğrudan demokrasinin ortasına düşmüş gibiyiz. Kadın, erkek, genç, çocuk, yaşlı 1000’den fazla insanla bir aradayız. İki bağımsız moderatör ve bir cılız megafon eşliğinde, isimlerini yazdıran herkese 2 dakikayı geçmeyecek şekilde söz hakkı veriliyor. Adı okunan, ortada yerini alıp, megafonla ve ara ara yükselen “Duyamıyoruzzzz!” uyarıları arasında somut önerisini/talebini iletiyor. Beğenilen fikirlere yanıt, en başta alınmış karar uyarınca, bir tür ‘sessiz alkışla’ veriliyor: Elleri havaya kaldırıp sessizce sallamak suretiyle…

Alkış koparanlar, slogan atanlar, sohbete dalanlar kibarca uyarılıyor. Ortada konuşanlar ne derse desin –ki tek tük de olsa hamasete değen cümleler çıkıyor- kesin bir saygı ve sessizlikle dinleniyor. Saatler 22.00’yi gösterdiğinde, tüm dünya ile aynı anda ‘Beş dakika sessizlik’ eylemi yapılıyor. Polis şiddetine tepki göstermek üzere beş dakika konuşmuyor, telefonlarımıza bakmıyor, kimseyle iletişime geçmiyoruz. Beş dakika güçlü alkışlar ve “Bu daha başlangıç, mücadeleye devam” sloganıyla tamamlanıp foruma dönülüyor.

Oylamayla alınan ilk kararlardan biri, ‘Diren Kadıköy’ adıyla (Bu isim de oylanarak belirleniyor elbette…) bir Facebook sayfası açmak. (Açıldı) Ses düzeni konusunun çarşamba geceki forumda halledileceği sık sık anımsatılıyor. Söz alanların ortak söylemi bunun barışçıl bir hareket ve bir doğrudan demokrasi çabası olduğu, tartışmanın partiler/sandık üzerinden yürümemesi gerektiği yönünde. Bir öneri daha var: “Karşıt görüştekiler için kullanılan ‘eğitimsiz, cahil halk’ söyleminden derhal vazgeçilmesi… Bir avukat, gözaltı halinde avukat gelmeden polisle konuşmama ve herhangi bir şey imzalamama uyarısı yapıyor. En çok ‘sessiz alkış’ alanlardan birisi, sadece iktidardan değil muhalefetten de hesap sorulması gerektiğini söyleyen genç kadın oluyor. Aynı genç kadın “Çünkü ben CHP ’ye de oy vermek istemiyorum” diye devam ettiğinde eller bir kere daha hızla yukarı kalkıp sallanmaya başlıyor… Evet, üstelik burası Kadıköy!

Forumun sonuna doğru ‘tıpkı Gezi’deki gibi’ çöpler toplanıyor. 23.00 civarı ertesi gece buluşmak üzere dağılınırken çimlerdeki küçük fıskıyeler çalışmaya başlıyor. Yerdekiler ayağa fırlarken havaya ‘Bunlar da küçük TOMA , ‘Arkadaşlar sakin! Sakin! Koşmayınnn!’ esprileri, ‘Sık bakalım, sık bakalım’ sloganları karışıyor.

Çıkan kısmın özeti şudur: Sadece iktidar değil, muhalefet partilerinin, yerel yöneticilerin ve dahi tüm siyasi analistlerin, köşe yazarlarının vs. işi bundan sonra epey zor. Bugüne kadar sandık dışında ‘yok sayılan’ insanlar yepyeni iletişim dili kuruyor, söz hakkını somut olarak eline alıyor. Onları eski usul vaatler ve köhnemiş bir siyaset diliyle ‘ikna etmeye’ kalkacaklara çok geçmiş olsun!

Bahar Çuhadar
20 Haziran 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; radikal.com.tr