Muhalefet org: TMMOB ‘Gezi’nin izinden yeni kentler kurmaya adım atıyoruz’

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, düzenlediği basın toplantısı ile yapılacak olan İstanbul Kent Sempozyumu hakkında bilgi verdi. Basın toplantısında Gezi parkı direnişiyle artık kentlerin halkın korumasına alındığı ve kimsenin “ben yaptım oldu” mantığı ile davranamayacağı vurgulandı.

TMMOB

TMMOB III. İstanbul Kent Sempozyumu Basın Tanıtım Toplantısı bugün Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinde gerçekleştirildi.

Basın toplantısında TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Süleyman Solmaz sempozyumun son süreçte kentte yaşayan herkesi ilgilendiren konular içerdiğini, bu nedenle DİSK İstanbul Temsilciliği, KESK İstanbul Şubeler Platformu ve İstanbul Tabip Odası ile birlikte sempozyumu düzenleme kararı aldıklarını ifade etti. Toplantıda İstanbul Tabip Odası adına Hüseyin Demirdizen, ÇMO İstanbul Şube Başkanı Semra Ocak, MMO Ulaşım ve Kent Komisyonu Üyesi eski İETT Genel Müdür Yardımcısı Ali Güven Otman da meslek alanları ve İstanbul‘un sorunları ile ilgili konuşmalar yaptıktan sonra kent sempozyumunda ele alınması gereken konulara değindiler. Basın açıklamasını ŞPO İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Gürkan Akgün okudu.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İstanbul İl Koordinasyon Kurulu basın açıklaması metni şöyle:

BİLİMDEN, DEMOKRASİDEN VE DOĞADAN YANA, “YAŞANABİLİR BİR İSTANBUL”U BİRLİKTE KURMA YOLUNDA ADIMLARIMIZ

TMMOB III. İSTANBUL KENT SEMPOZYUMU” İLE DEVAM EDİYOR!

“İstanbul başta olmak üzere kentlerimizde giderek eşitsizliğin belirginleştiği, evlerimizin, meydanlarımızın, derelerimizin, ormanlarımızın birer yaşam alanı olmaktan çıkarılarak piyasadaki değerine göre anlamlandırıldığı bir süreci yaşamaktayız. Hepimizin ortak değeri olan kamusal alanların planlama süreçleri ile birer rant yaratma ve paylaşma aracına dönüştüğü, kamusal hizmetlere erişimde müşteri odaklı bir anlayışın benimsendiği ve özellikle kentsel dönüşüm adı altında toplumun büyük bir kesiminin, başta barınma olmak üzere eğitim, sağlık, kültür vb. temel haklarından yoksun bırakıldığı bir kentleşme süreci ile karşı karşıya iken özellikle İstanbul; Galataport, Haydarpaşaport, 3. Köprü, 3. Havalimanı, Taksim Projesi, lüks konut projeleri, AVM`ler, finans merkezi, Kanal İstanbul gibi projeler ile küresel sermayenin istekleri doğrultusunda yeninden biçimlendirilmektedir.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken İstanbul açısından iki kritik nokta daha da belirgin hale gelmektedir. Bunlardan birincisi İstanbul gibi dünya ölçeğinde bir metropolde, bırakın kentte yaşayanları, yerel yönetimler dahi etkisizleştirerek, kente dair önemli kararların tek bir elden alındığı, hukuki denetimin göz ardı edildiği ve demokrasi kültürünün giderek aşındığı bir süreç yaşanmaktadır. İkinci olarak ise, sistemin işlerliğini sağlama gayesi ile inşaat/emlak sektörüne yeni alanlar açmak için merkezi ve yerel iktidar, 3. Köprü ve bağlantı yolları, Kanal İstanbul, Yeni Şehir, kentsel dönüşüm gibi projeler ile İstanbul`un dokunulmaması gereken orman alanlarını, su havzalarını, tarihsel mirasını imara açacak hamleler yapmakta ve geri dönülmez bir yola girmektedir.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, bugüne kadar yerel yönetimler, kamusal alanlar ve hizmetler, afetler, çevre, altyapı, ulaşım, konut, turizm, koruma, kentsel dönüşüm, eğitim, sağlık gibi konulara dair birçok mecrada, mevcut olan sorunların tespitini ve çözüm önerilerini defalarca ortaya koymuştur. Tüm bu uygulamaları bilimsellik, kamu yararı, doğayı ve tarihsel mirası koruma ve geliştirme ilkeleri çerçevesinde değerlendirerek; kentlerimizin daha eşitlikçi, yaşanabilir ve demokratik bir hâl alabilmesi için mücadele etmiş ve etmektedir. Topluma, doğaya ve kentlere karşı sorumluluğunu yerine getirirken çeşitli rant projelerini engellediği için iktidarlar tarafından çoğu kez “istemezük”çü ilan edilse de yaptığı bilimsel çalışmalar, düzenlediği sempozyumlar, yürüttüğü kamuoyu çalışmaları, açtığı davalar ile TMMOB, hiçbir menfaat gözetmeksizin bu yıkıma karşı direnişini sürdürmektedir.

Tüm yaşam alanlarımıza ve kamuya yönelik yağma politikalarına karşı TMMOB ve odalarının yıllardır yürüttüğü mücadeleyi etkisizleştirme yönünde, geceyarısı operasyonları ile Meclis`ten geçirilen torba yasalara rağmen bu mücadele; bilimden, halktan ve dayanışmadan aldığı destekle büyüyerek sürecektir.

Tüm dünya görmüştür ki, 28 Mayıs 2013 tarihinden itibaren daha yaşanabilir, daha demokratik, doğadan, özgürlükten, barıştan ve insandan yana bir yaşam özlemi Gezi Parkı ile simgeleşerek herkese umut olmuştur. Ancak ısrarla bu umut kıvılcımını söndürmek isteyenler, baskı, şiddet, gözaltı, işten atma, iftira ve karalama gibi her türlü hukuksuz ve antidemokratik uygulamayı gerçekleştirmekten imtina etmemektedir. Gezi Parkı ile ortaya çıkmış olan bu toplumsal duyarlılık, yıllardır sürdürülen toplumsal mücadelelerin birikimi artık tek bir ağacımızın dahi kesilmesine, kamusal alanlarımızın ve kaynaklarımızın talan edilmesine, “ben yaptım oldu” diyerek kentlerimizin keyfi ve bilimden uzak bir şekilde biçimlendirilmesine izin vermeyecek; ormanına, suyuna, tarihine, mahallesine, esnafına, komşusuna sahip çıkacaktır.

Toplumun geniş kesimlerinin kaybeden konumuna itilerek, bu yıkıcı kentleşme süreçlerine rıza göstermek zorunda bırakıldığı bir dönemde; ortaya çıkan bu yaratıcı ve umut dolu enerji ile birlikte, izlenmesi gereken politika ve yöntemler üzerinde ısrarla durulması gerekmektedir. İşte bu noktada III. İstanbul Kent Sempozyumu; “İnsanca, Yaşanabilir Bir Kent”in mümkün ve hakkımız olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu amaç çerçevesinde düzenlenecek sempozyum, yerel seçimler öncesinde; toplumcu, eşitlikçi, doğadan ve bilimden yana; söz, yetki ve karar alma süreçlerini demokratikleştiren bir kent yaşamının örgütlenebilmesi yolunda önemli bir adım olabilecektir. İstanbul`un başıboş ve bütünsellikten uzak bir şekilde küresel ve yerel sermayenin saldırgan talepleri ile şekillendirildiği bu süreçte Yaşanabilir Bir İstanbul`un mücadelesinin fikrî temelleri TMMOB`nin bileşenlerinin yanı sıra, tüm bu kentleşme süreçlerinden etkilenen ilgili kesimler; üniversiteler, sendikalar, demokratik toplum örgütleri, forumlar, yerel inisiyatif ve mahalle örgütlenmeleri dahil edilerek sağlamlaştırılmaya çalışılacaktır.

22-24 Kasım 2013 tarihlerinde, düzenlenecek olan III. İstanbul Kent Sempozyumunda;
· Etkin, Özerk ve Demokratik Kent Yönetimi
· Kolektif İhtiyaçlara Yönelik Erişilebilir, Nitelikli Kamusal Hizmet Sunumu ve Altyapı
· Kamusal, Entegre, Verimli Bir Ulaşım Politikası
· Güvenceli Bir Yaşam İçin Afet ve Risk Yönetimleri
· Doğal Çevrenin ve Yaşamın Korunması/Geliştirilmesi
· Çalışma Yaşamının Dönüşümü, Emek ve Sosyal Politikalar
· Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama/Barınma Hakkı
· Çağdaş, Bütüncül, Bilimsel ve Kamu Yararı Odaklı Bir Kent Planlaması
· Örgütlenme, Katılım ve Kent Hukuku
· Tarihi ve Kültürel Mirasın Korunması/Geliştirilmesi ve Kamusal Bir Kent Kimliğinin İnşası
· Dezavantajlı Grupların, Yoksunların Kentsel/Toplumsal Yaşama Eşit ve Tam Olarak Katılımı

başlıkları tartışmaya açılarak, geleceğin İstanbul`unda bu politikaların ne şekilde gerçekçi bir zeminde buluşturulabileceğine dair yöntem ve araçlar ortaya konulacaktır.

Bizler, TMMOB ve bağlı Odalarımızla kentlerimizi ve yaşam alanlarımızı savunmaya, meslek ilkelerimizle toplumdan yana mücadele etmeye devam edeceğiz.”

26 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız: http://www.muhalefet.org