Etha: Tunç ‘Gelsinler bizi de alsınlar’

Gezi direnişi tutuklularından 20 yaşındaki Hasan Tunç’un babası Haydar Tunç, oğlunun Taksim Gezi Parkı eylemlerinin intikamı olarak tutuklandığı görüşünde: “Süreç bir örgüt operasyonu süreci değildir. Çocuğum yasal bir partiye üyedir. Bu herkesin demokratik hakkıdır. Ben de bir derneğe üyeyim. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği kurucu üyesiyim. Eşim ESP üyesi. Ben de ESP’liyim. O zaman gelsin bizi de alsınlar” dedi.

haydar tunç

Gezi direnişi nedeniyle tutuklanan gençlerden birisi de Hasan Tunç. 20 yaşındaki Tunç, ESP’ye yönelik 18 Haziran’daki operasyon kapsamında gözaltına alınarak tutuklandı. Tunç, Tekirdağ 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nde tutuluyor.

Babası Haydar Tunç, oğlunun Taksim Gezi Parkı eylemlerinin intikamı olarak tutuklandığı görüşünde. ETHA’ya konuşan Tunç, ev baskınında yaşananlardan oğlunun gözaltında maruz kaldığı uygulamalara, eylemlerinin amacından neler yaptıklarına kadar bir dizi konuda bilgi verdi.

Tunç, gözaltı ve tutuklamalara ilişkin şu değerlendirmede bulundu: “Bizim evimiz bir örgüt evi gibi basılmadı, Taksim Gezi Parkı vesilesiyle basıldı. Gezi Parkı artık devlet ve hükümete bazı mesajlar vermeye başladı. Buradaki kadınlar, çocuklar, işçiler, esnaflar, eşcinseller ve daha niceleri devlete bir mesaj vermeye başladılar. İnsanlar artık bağımsızlığa susamış, özgürlüğe susamış. İnsanlar artık demokrasiye susamış. Süreç bir örgüt operasyonu süreci değildir. Çocuğum yasal bir partiye üyedir. Bu herkesin demokratik hakkıdır. Ben de bir derneğe üyeyim. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği kurucu üyesiyim. Eşim ESP üyesi. Ben de ESP’liyim. O zaman gelsin bizi de alsınlar. Taksim nedeniyle kendisine muhalif olan, düşüncelerine katılmayan, AKP zihniyetine destek vermeyen herkes düşman olduğundan dolayı bu operasyonlar gerçekleştirilmiştir.”

Ev baskınında yaşananları da anlatan Haydar Tunç, 1 Mayıs Mahallesi’ndeki evlerinin 18 Haziran sabahı saat 05.00 civarında yaklaşık 15 polis tarafından basıldığını söyledi. Arama sırasında dışarıda elinde uzun namlulu silahlar olan polislerin beklediğini belirten Tunç, oğlunun bir odada tutulduğunu kaydetti.

Hasan’ın tuvalete girmesinin bile sorun olduğunu söyleyen Haydar Tunç, “‘Ya lavabonun kapısını açık bırak ya da biz de içeriye gireceğiz’ diyor. Biz de kızdık, ‘öyle şey mi olur’ dedik. ‘Burası yüksek, kaçacak yer yok. Zaten bizim sizden kaçacak bir sıkıntımız da yok.’ Bundan sonra polis kapıyı yarım açık bıraktı. Hasan öyle lavaboya girdi” dedi.

Arama sonucu Hasan’ın telefonu, cezaevinden bir arkadaşının gönderdiği mektup, bilgisayar hard diski, bozuk bir laptop ve çok sayıda CD’ye el konulduğunu anlatan Tunç, oğlunun 3 gün gözaltında tutulduğunu belirtti.

OĞLUNU GÖRMEYE GİTTİ, SORGUYA ALINDI

Haydar Tunç, oğlu ile görüşmek için gittiği İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde maruz kaldığı uygulamayı ise şöyle anlattı: “Bizi sorguladılar. ‘Oğlunuz örgüt üyesi miydi? Oğlunuzun örgüt üyeliğinden yargılandığını biliyor musunuz?’ gibi sorular sordular. Ben de itiraz ettim. ‘Bizi sorgulamaya mı getirdiniz, oğlumla görüştürmeye mi getirdiniz’ dedim. Ben çocuğumuzu görelim diye getirdiklerinden emin değilim. Çünkü ailelerin zayıf noktalarından etkilemek, sonra sorgulamak, ağızdan çıkan kelimelerde bir şey çıkarmaya çalışmak amacındadır.”

AVUKATLARI DA ‘ÖRGÜT AVUKATI’ YAPTILAR!

Haydar Tunç, polislerin ayrıca “Siz bu avukatları niye talep ettiniz? Bu avukatlar örgüt avukatlarıdır. Bunları gönderin, biz size barodan avukat isteyelim. Barodaki avukat sizin çocuğunuzu hemen bıraktırır” dediklerini aktardı.

Çocuklarının gözaltında işkenceye maruz kaldığını da kaydeden Tunç, Haseki Hastanesi’nde hipokrat yemini etmiş doktorların polisle irtibatlı olarak çalıştığını söyledi. Tunç, şöyle konuştu: “Hastanede polisler çocuklarımızın çenesini kırarcasına müdahale etmiş. Tükürük örneği almak için doktorların önünde biber gazı sıkılmış. Boyunlarında hep iz vardı. Benim çocuğum küpe takıyordu, çocuğumun kulağının yırtıldığını gördüm. Baba diyor doktor, yanımızda bile değil, bir sopayı uzatmış bir hayvanın ağzına sokar gibi ağzımızı açan polis sopayı ağzımıza sokuyor.’”

BÜTÜN ÇOCUKLAR İÇİN MÜCADELE EDİYORLAR

Gezi direnişi nedeniyle tutuklananların aileleri olarak örgütlendiklerini ve dayanışma içerisinde olduklarını dile getiren Haydar Tunç, çocuklarının serbest bırakılmasının yanı sıra, hükümetin mazlum insanlar, emekçiler, işçiler üzerindeki zulmüne karşı da mücadele ettiklerini belirtti.

Tunç, kendi çocukları özgürlüklerine kavuşsa da haksızlıklara karşı mücadeleye devam edeceklerini ifade etti: “Haksız yere çocuklarımızın öldürülmesine, katledilmesine, işkence görmesine izin vermeyeceğiz. Bu mücadele demokratik hakkımızdır ve demokratik hakkımızı kimse elimizden alamaz. Bu ülkede vatandaşı seçimden seçime vatandaş olarak görmeye çalışan partilerin önüne geçmeye çalışıyoruz. Seçimde beni tanıyorsan hayatın her alanında beni tanımak zorundasın. Kamuya açık her yerde bu alanları kullanmak bizim hakkımızdır.”

HER CUMARTESİ GALATASARAY’DA EYLEM

Her hafta yaptıkları eylemlere ilişkin de bilgi veren Tunç, önce pazar günleri yapma kararı aldıklarını, Taksim Dayanışması’nın önerisi üzerine eylemleri cumartesi günlerine aldıklarını söyledi.

Tunç, ayrıca “kendimi ihbar ediyorum” dilekçesini sosyal medyada yaydıklarını belirterek, bu dilekçelerin forumlarda toplanacağını, daha sonra Çağlayan Adliyesi’nde savcılığa teslim edileceğini bildirdi.

Tunç, son olarak “Tutsak aileleri olarak yapacağımız oturma eylemine tüm vatandaşları davet ediyoruz. Ülkede ve yurt dışında olan herkesin kendimi ihbar ediyorum dilekçelerine katkı sunmalarını ve bizi yalnız bırakmamalarını talep ediyorum” diye konuştu.

17 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; etha.com.tr

    This post is also available in: İngilizce