Bianet: “Polisin suçlarını torba soruşturmayla kapatmak istiyorlar”

Gezi direnişçilerinin yüzlerce suç duyurusu tek soruşturma dosyasında toplandı. Polisin yaraladığı B.E.’nin avukatı Karatana, “savcı altı klasörü, 30 terabayt’lık görüntü kaç yılda inceleyip dava açacak?” diye sordu.

polis

Başından gaz fişeğiyle vurulan ve bir aydır uyutulan 14 yaşındaki B.E.’nin avukatı Evrim Deniz Karatana, bugün verdiği dilekçeyle, B.E.’nin şikayeti dosyasının diğer dosyalardan ayrılmasını istedi.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Gezi direnişinin başladığı 31 Mayıs’tan itibaren kendisine yapılan tüm şikayetleri, suç duyurularını tek dosyada topladı.

Avukat Karatana, polisin başından gaz fişeğiyle vurarak ağır yaraladığı 14 yaşındaki B.E. ile ilgili yürütülen soruşturmanın, “insan öldürmeye teşebbüs” suçundan yapılması gerektiğini belirtti ve dosyanın ayrılmasını talep etti.

Dilekçede, “Bu haliyle suç vasfı, olay yeri, olay tarihi anlamında hiçbir benzerlik taşımayan birçok soruşturma dosyasının birleştirilmesiyle etkin bir soruşturma yürütülemeyeceği açıktır” dendi.

Ayrıca, “B.E.’nin yaralandığı gün ve saatteki, olay mahallindeki tüm işyeri güvenlik kameraları ile MOBESE kamera kayıtlarının getirtilerek bilirkişiye inceleme yaptırılması ve suçu işleyen görevli polis memuru ve talimatı veren amirin belirlenerek ifadelerinin alınması için derhal yakalanmaları, tanıkların dinlenmesi” talep edildi.

“Bu kadar görüntü kaç yılda izlenir?”

Avukat Karatana, “tüm suç duyurusu dosyalarının birleştirilerek, suçların üstünün kapatılmaya çalışıldığını” söyledi.

“Yüzlerce şikayet var. Hepsi birbirinden farklı, tamamının mağduru, olay yeri, olay tarihi farklı. Bu kadar soruşturmanın bir arada yürütülmesi, ‘Yapalım, kapatalım gitsin’ anlayışının sonucu. Bu şekilde etkin soruşturma yapılamaz. En azından dosyaların suç vasfına göre sınıflandırılması gerekirdi.”

Avukat Karatana, “Bu mantıkla bütün basın açıklamaları dosyaları, tüm hırsızlık dosyaları birleştirilebilir” dedi.

“En azından olay yeri ve zamanı benzer olması lazım ya da suçun mağduru ya da faili yönünden benzerlik olması lazım. Bu birleştirmelerde bunların hiçbiri söz konusu değil. Soruşturmalar tek tek yürütülmeli.”

Avukat Karatana savcının elinde bugüne dek altı klasör şikayet biriktiğini, incelenmesi gereken videonun, 30 terabayt’a ulaştığını söyledi.

“Bunların bilirkişi tarafından düzgün bir şekilde ve makul zamanda incelenmesi, faillerin tespit edilip bulunması mümkün görünmüyor. Dava açılsa bile olayın üzerinden çok zaman geçmiş olacak.”

Ne olmuştu?

14 yaşındaki B.E., 16 Haziran’da Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeğinin başına gelmesiyle yaralandı. O günden beri Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uyutuluyor.

İki kez beyin kanaması geçirdi, bilinci halen kapalı ve hayati tehlikesi devam ediyor.

Avukat Karatana, B.E.’yi yaralayan polisle ilgili olarak İstanbul Başsavcılığı’na suç duyurusu yaptı:

“Kolluk görevlileri, hedef gözeterek ve 90 derecelik açıyla ateşledikleri gaz bombasıyla B.E.’yi öldürmeye teşebbüs etmişlerdir. Gaz bombaları kullanma talimatında, ‘Direkt insanların üzerine atmayın, en uzak mesafeye 45 derecelik açıyla atış yapın’ denildiği halde 10 metrelik bir mesafeden dik açıyla atış yapılması açıkça insan öldürmeye teşebbüstür.”

Suç duyurusunda, “16 Haziran saat 08:00 sıralarında Okmeydanı Mahmut Şevket Paşa Mahallesi Eren Sokak’ta görev yapan kolluk görevlileri ve amirlerinin belirlenerek isim listesinin dosyaya getirtilmesi” talep edildi.

25 Haziran’da yapılan suç duyurusunu işleme koyan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu suçlamayı dikkate almadı.

Savcılık, suçlamayı, Türk Ceza Kanunu’nun 256/1. maddesi uyarınca “zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması” olarak değiştirdi.

Ayça Söylemez
15 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız;bianet.org