2 Temmuz 2013 Forum Not ve Kararları


100. Yıl İzci Parkı Forumu
Ataşehir Deniz Gezmiş Parkı Forumu
Ayvalık Yunus Emre Parkı Forumu
Bahçelievler Dayanışması Forumu
Bebek Parkı Forumu
Boğaziçi Üniversitesi Forumu
Etiler Forumu
Marmaris Forumu
Merkez Mahallesi Forumu
Sakarya Kent Park Forumu
Ümraniye Direniş Forumu
Yeniköy Forumu

100. Yıl İzci Parkı Forumu (2 Temmuz 2013)

Bugün aramızda 100. Yıl ve Karakusunlar mahallesi halkı vardı. Kentsel dönüşüm konulu etkinlik ve açık kürsü forumumuza ODTÜ Şehir Bölge Planlama Bölümünden bir akademisyen arkadaş ve Ekoloji Kollektifleri Derneği’nden bir avukat katıldı. Ayrıca Dikmen Vadisi Barınma Ofisi’nden 3 misafirimiz vardı. Uzman misafirlerimizin bilgilendirici sunumlarından sonra soru-cevap kısmına geçildi. 100. Yıl özelinde hali hazırda var olan kooperatif evleri ve onların geleceği üzerine kaygılar dile getirildi. Evlerinin yıkılarak yüksek katlı binalara çevrilmesini istemeyen ev sahipleri ve ayrıca bölgeden uzaklaştırılmak istemeyen kiracılar bu sorunların çözümüne yönelik uzun vadeli bir örgütlenme girişiminin ilk adımlarını attı. Diğer yandan Karakusunlar halkı, tapusuz olan fakat 30-40 senedir yaşadıkları evlerin boşaltılması ve yıkılmasına karşı hukuki ve ayrıca fiilen nasıl karşı durabileceklerini avukatın ve Dikmen vadisi deneyimleri ışığında tartıştı. Karakusunlar ve Dikmen arasında bir iletişim köprüsü kuruldu. Kısa zamanda Karakusunlar mahallesi sakinleriyle Dikmen barınma ofisine bir ziyaret düzenlenmesine karar verildi.

100. Yıl, Karakusunlar ve Çiğdem mahallelerinin tam ortasında kalan bölgeden geçirilmesi planlanan ve yapımına başlanan, Eskişehir yolu ve Konya yolunu bağlayacak olan 4 şeritli ana yol çalışmasının, mahalle yaşamı üzerinde olması muhtemel ve hatta kesin olan etkilerine değinildi. Meslek odalarından destek alınarak yol planları ve gidişatı tartışılacak.

Semt meclisi üyeleri tarafından ziyaret edildik. İzci /Direniş Parkı’nda bulunan ve atıl durumda olan metal konstrüksiyon çardağın kalıcı bir kütüphane haline dönüştürülmesi konusunda kendilerinden lojistik yardım sözü aldık. Bunun için mimar arkadaşlar ve inisiyatif bileşenlerinin ortak toplantı yapıp, Çankaya Belediyesi’ne sunulmak üzere plan çizmesine ve malzeme listesi çıkarmasına karar verildi.

Öğretim elemanları Derneği’nin girişimiyle Mezunlar Derneği’nin de bu forum inisiyatifinin bileşenleri arasına katılmasına karar verildi. Davet edileceklerin listesi çıkarılıp iletişim bilgileri alındı.

Öğrenci Kollektifleriyle ortak yürütülen “Çocuklar için Yaz Okulu” projesinin ilk adımları atılmıştı. Semt meclisinin sağladığı sınıflar temizlendi ve eğitime hazır hale getirildi. Hergün el ilanları basılarak kapı kapı dağıtılmakta. Bununla ilgili mezunlar derneğinden destek alınması (sınıf, malzeme, havuz vb. ) kararlaştırıldı. Öğrenci sayısına göre eğitim programı çizilmesine karar verildi. Çocuklara dans,fotografçılık, yüzme, eğlenceli bilim ve felsefe, yaratıcı yazarlık, resim, seramik vb. gibi konularda dersler verilecektir.

100. Yıl’da bulunan ve bakımı büyük şehir belediyesine ait olan Birlik Parkı’nın yıkılması ve sonrasında inşaata açık bir alan haline getirilmesine karşı uzun zamandır verilen mücadelenin hukuki anlamda kesin bir sonuca ulaştığı avukatımız tarafından duyuruldu. Birlik Parkı’nın artık kazanılmış bir alan olduğunun ve park olarak kalacağınun duyurusu yapıldı.

Kentsel dönüşüm başlıklı forum bittikten sonra 2 Temmuz Madımak/Sivas katliamı anması gerçekleştirildi. Parklar turnesine çıkan müzisyen arkadaşlar bizimleydi, mahalleli müzisyenlerin de katılımıyla anma etkinliği şenlendi, hüzünlendi ve tekrar şenlendi. Şiirler okundu, mumlar yakıldı, ölenlerin isimleri tek tek anıldı.

Yarın (3 temmuz) İzci/Direniş parkında yapılacak fotograf sergisinin çalışmlarının bittiği ve yarın açılacağı duyuruldu.

Yarın (3 temmuz) İzci/Direniş parkında, 1. Menemen Şenliği yapılacak. Bunun için domatesini, biberini kap gel çağrısında bulunuldu.

Çarşamba günü forumunda, TTB’inden gelecek uzmanların katılımıyla sağlık hakları konusu tartışmaya açılacak.

Perşembe veya cuma günü de ankaralı feministler bizimle olacak ve “kadınlar neden direniyor” başlıklı bir söyleşi gerçekleştirecek.

30 Haziran’da parkta gösterilen Ekümenopolis filmini Karakusunlar mahallesinde de gösterme fikri doğdu, bunun için bir tarih belirlenecek.

13 Temmuz günü yapılacak olan halk şenliğinin hazırlıkları sürmekte.

Konuşanlar Konuşulanlar

Kentsel Dönüşüm:

Ankara öreneğinden gideyim, kentsel dönüşümle bağlantılı kurumlar TOKİ, Büyükşehir Belediyesi. Bunlar istediği yeri inşaat alanına çevirebilir. Birbirini durdurma yetkileri yok. Sürekli bir inşaat halindeyiz. Afet yasasıyla daha önceden farklı olarak şu geldi; Mamak, Dikmen gibi örneklerde büyük şehir belediyesi girdiği zaman alana mahalleli direndi ve bitiremeden çıktığı yerler oldu. Halk sözleşmeyi imzalamadı ve söz hakkı oldu. Ama yeni çıkan yasadan sonra acale kamulaştırma diye bir şey geldi. Siz istesenizde istemesenizde yaşadığınız yer riskli alan ilan edilerek anında dönüştürülebiliyor. Eğer boşaltmazsanız belediye temel hizmetleri sunmayı kesebiliyor, elektrik su vb. ciddi bir yaptırım var ve bu kadar kısa sürede dava da açamıyorsunuz. Mahallemizden bir yol geçecek viyadük biçiminde. Bu Ankara için ne anlama gelir bu ayrı bir tartışma konusu fakat mahalleli için bu yol bittiği zaman çok olumsuz sonuçlar doğuracak. Burada rant baskısı var. Bir tarafta Çiğdem ve Çukurambar’ın lüks evleri var ve işçi blokları ortada kalan gariban bölge. Çok katlılar görece daha yeni ama beş katlılar daha eski ve bir sonraki adımda dönüşmeye aday. Bu dönüşüm 100 yıldakilere ne getirir ne götürür? 80’lerde olsaydık evet ev sahipleri burayı dönüştürün size de bi rev verirler derdim ama şimdi işler öyle yürümüyor. Buradaki rant çok büyük olduğu için konutların bedeli de büyük. Dolayısıyla varsayalım sizden 100-150’ye alacak sonra üreteceği konutun bedeli 400-500 olacak. Diyecek ki sana bu aradaki farkı ödemen için ben sana 20 yıl vade yapayım ondan sonra taksit taksit ev sahibi ol. Bu geleceğin ipotek altına alınması demek. 20 yıl borç ödeyeceksiniz demek. Türkiye’de kentsel dönüşümün iletim biçimi böyle. Kiracı oranı çok yüksek 100. Yıl’da. Dolayısıyla bu kiracı kesim de yerinden edilecek. Yol yapımı bu anlamda çok önemli. 2002’ye kadar koalisyon hükümetleri olduğu için yasa yapma süreci yavaştı. Fakat bu yıldan sonra yasa yapma tek parti iktidarında daha da hızlandı ve kentleşme konusu da böyle oldu. Bir çok farklı yasa bir çok alanda arda ardına çıkarıldı. Sonra hepsi birbirini besledi. Genel seçimlere giderken kent üzerinen gittiler yani rant aslında bu iktidarın en kuvvetli benzini. Ekonominin en önemli lokomotif sektörü inşaat sektörü ve emlak sektörü haline geldi ki bunlar çıkmaz sokaklar. İspanya örneğinde olduğu gibi. bir yere kadar ev yapabilirsiniz fakat bir yerden sonra piyasa doyacak ve o evler boş kalacak. Örneğin Ankara’da 500.000’i aşkın boş daire sayısı var. şu an bunlar yatırım amaçlı hala alınıp satılıyor olabilir ama bir yerden sonra piyasa da buna uyanacak ve bu da olmayacak. Konuta dayalı büyüme planı çökmeye mahkumdur. Yaşam alanlarımız apartmanlar ve otoparklardan ya da yollardan ve AVMlerinden ibaret hale gelecek. Arada kalan o yaşam alanları kayboluyor giderek.

Kentsel dönüşümün bu etkilerine karşı ne yapabiliriz mahalleli olarak?

Dikmen Vadisi Barınma ofisinden geliyorum. 2007 yılında Dikmen’e bir saldırı gerçekleşti. Gelenler önce sadece tapusuz evleri yıkacaklarını söylediler sonra bu tapulu evlerin yıkımına da dönüştü, toptan bir yıkımla karşı karşıya kaldık. Direndik ve ilka dalgayı atlattık. Mahalleli bir araya geldi ve bir karar aldı. Alevisi sunnisi kürdü türkü bütün mahalleli barınma hakkı adına mücadele etme noktasında buluştu, ortaklaştı. Böylece toptan bir mücadelenin startı verilmiş oldu. Bugün kentsel dönüşüm mücadelesi vermek yaşam hakkı mücadelesi vermektir. Melih gökçek bize siz işgalcisiniz herhangi bir hak talep edemezsiniz dedi. Bu nedenle bizi çapulcu ilan etti. 3 yıl sonra bizimle anlaşmak için masa kurdu ve konuşmak istedi. Bize önce çapulcu diyen büyük şehir belediyesi bizi mhattab aldı. Bize şunu sundu; Douğu kentte 54 m2 lik evlerde bizi yaklaşık 45-50 milyar borçlandırmak ve bunu TEFE TÜFE ye bağlayarak nihayette tam ne kadar borçlandığımızı bilmeden bizimle anlaşma yapmak istedi. Sonradan araştırdık ve bu rakamların 100-150 milyara ulaşabileceğini gördük. Bize alternatif sunmadı bu evleri bize sattı. Biz bunu kabul etmedik. Sonra büyük şehir bunu bir firmaya devretti. Bu firma ellerinde silahlarla yıkıma geldiler. Saldırdılar ve mahalleden bir abimiz şimdi tutuklu. Ranta engel olduğu için tutuklu. Projeleri şu an patlamış durumda. Memelkette mücadele ettiğimiz ya terörist ya da işgalci oluyoruz. Kazanımlarımız var, mamakta altındağda, izmirde, dikmende başladı ama heryere yayıldı. Elimizde görüntüler vari tüfekli adamların ama polis yok, gelmedi. Eğer direnirseniz silahlı adamlar ve mafya karşımızda olacak. Kendi yaşam hakkımızı savunacağız, biz bu memleketin insanıyız.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Ataşehir Deniz Gezmiş Parkı Forumu (2 Temmuz 2013)

Bir önceki günden çıkan eğilim 2 Temmuz’a yönelik bir etkinlik yapılmasıydı. Moderatör 2 Temmuz 1993 de yapılan katliamlara değindi. Bunun bir devlet politikası olduğu Dersim, Çorum, Maraş, Sivas,Gazi ve Roboski ile Faşist yüzünü hep gösterdiğini belirtti. Amfide katılımcıların elinde Sivas katliamında ölümsüzleşenlerin resimlerinin amfide dağıtılmasından sonra başlanan anma programı, alevi bir gencin 2 Temmuz a yönelik okuduğu bir metinle devam etti. 2 Temmuz belgeseli forum katılımcıları tarafından ilgiyle izlendi. Belgesel sona ermesinin ardından sloganlarla başlayan yürüyüş, Mustafa Kemal Caddesi durağında sona erdirildi.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Ayvalık Yunus Emre Parkı Forumu (2 Temmuz 2013)

yunus emre parkı saat 21.00 de başlayan forumda aynı günde anfi tiyatro da ferhan şensoy un ferhangişeyler oyunu olmasına rağmen
35 kişiyle başlayan topluluğumuz sonunda yaklaşık 90 kişiye ulaştığı için çok mutluyuz…yaş ortalamamız yüksek…ancak ilerleyen günlerde
genç arkadaşlarımızın da katılımıyla hem sayıyı arttırmak hem de ortalamayı düşürmek hedefimiz…
gelelim neler konuşulduğuna
1-heryerde olduğu gibi bizim de toplantımız madımak oteli şehitlerimizi anmakla başladı…
2-organizasyonumuzun ve haberleşmemizin eksik olduğu ifade edildi…bunun için gerekirse bir takım duyurular yapılabileceği ve gün içinde en kalabalık
yerlerde bunun tekrar edilebileceği söylendi…ancak bunun kulaktan kulağa da yayılabileceği söylemi üzerine seçime kadar vakitimizin olduğu küçük yerleşkemizde haftadan haftaya
giderek büyüyen bir topluluk olacağımız vurgulandı…
3-gezi direnişinin muhalefet partilerinden de çok itibar görmediği görüşü dile getirildi ve seçim geliyor hangi yüzle bizden oy istiyecekler denildi…
4-gezi direnişini hala yanlış anlayıp değerlendiren arkadaşlarımız eşimiz dostumuz yakınımız komşumuz var mutlaka hepimizin elimizden geldiğince doğru
neyse onu diğerlerine anlatmamaız gerekiyor dendi…biz türk milletiyiz bir akp gibi yapmıyalım…biriz tekiz…din hassas bir konu biz akp gibi yapmıyalım..bir
ve tek olduğumuzu akp ye oy vermiş insanlara anlatalım…
5-elbet gu guruptan karşıt bir ses olmalıydı ve olsun da…bir beyefendi de taksim olaylarının ülkeyi karıştırmak isteyen birilerinin provokasyonudur dedi…ilgili
arkadaşa derginin hemen hemen tamamını gezi olaylarına ayıran atlas dergisi hediye edildi…umarız işe yarar…ilgili arkadaş birilerinin de karşıt fikirli olması gereklidir
dedi…kesinlikle bu ayvalık özerk cumhuriyeti nde bile olsa…
6-sittin senedir eziliyorduk…sonunda çocukların sesi çıktı…artık bağırıyorlar…
7-önce vatandaşlık haklarımızı bilmemiz lazım dedi biri de…oyumuzu atmalıyız…listelerimizi ve sandıkları kontrol etmeliyiz dedi…
8-bir ve tek de y jenerasyonu vardı aramızda gaz de yemiş gezi ruhunu da solumuş…ailem ve arkadaşlarımla ilgili sürecin bir bölümünde direndim ama o detayları anlatmıyacam
dedi..esas önemli olan çevremde neler yaptığım…yanlış anlamalara izin vermemeliyiz…gazete okuyalım haber dinliyelim…bu noktada olmamız bile büyük bir kazanım…
burada iki kıdım yorum yapacağım…doğrudur benim gibi artık yılmış haber dinlemeyen gazete okumayan hep aynı yanlı haberleri dinlemekten duymaktan acaba bunun altından ne çıkacak
şimdi diyen bir alay x jenerasyon vardı…onlar da uyandı…
9-bu bağlamda başka bir x jenerasyonu akşam işden geldiğimizde merakla izledik…gecelerimiz gündüzlerimize karıştı…ağladık üzüldük sevindik…onurlandık…hırslandık…
bu bir hanımefendiydi sanırım almanya da yaşayan avrupa ve abd de yayılan bir doğa hareketinden bahis etti…ilginçti…herkes bulabildiği çiçeği bulabildiği her yere dikiyor kampanyası…
özelliklerde büyük şehirlerde…garajların üstünde plastik kovalarda sebze yetiştiriyorlar…bütün bunları da guruplaşarak bir faaliyet olarak yapıyorlar…kimi zaman müzik de yapıyorlar…
abd de özellikle toplum dışına itilmiş insanlar bu faaliyetlerde bulunuyorlar…almanya da benim yaşadığım şehirde belediyenin bir bahçesine el koyup ilgili aktiviteyi
yaptık…
10-dış mihraklar diyen arkadaş bir bakıma doğru söylüyor…rte (big brother olarak da anılır kendisi bazı çevrelerde) bizim başımıza kim getirdi…seçimlere önem veriyoruz
sandıklara sahip çıkıyoruz…biz tam bağımsız düşünmeyip olmadıkça başımıza yine birilerini getirecekler…
11-geçende gazetede ilginç bir şey çıktı bir beyefendi…abd nin tc yi tanımayan iki ülkeden biri olduğunu biliyor muydunuz dedi…daha sonra söz alan başka biri lozan ı
tanımayan ülkelerden biri diyerek olumlayıp açıklığa kavuşturdu…
12-bazılarının da meselemiz aslında tabii ki de hükümet istifadır da aynı zamanda dedi…genel seçime kadar böyle mi olacak gazlanıp coplanıp biteviye göz altına mı alı
nacağız öldürüleceğiz mi…istifa talebi demokratik bir talep değil midir…bu arada bir küçük dip not ilgilenenler baksın türk dil kurumu darbe tanımını değiştirmiş yakın
tarihte…çok ilginç olmuş yeni hali…
13-gezi parkı yürütmeyi durdurma kararında kültür bakanlığının itirazının mahkeme tarafından reddedildiği söylendi…
14-sivas-dersim-k.maraş ve diğerleri sayısı da epey fazla aslında bunlar memleketin utancı…tümünü dış mihrağa da bağlamak çok doğru değil aslında…gençler bu olay
lara sebep olan ötekileştirmeyi( bu da lügatımıza yeni katılan kelamlardan pek seviyorum) aştılar…bizim de onların peşinden gitmemiz gerekiyor…
15-ilk anma yetmedi eksik kaldı ömer bey dostlar canlar benim adım ömer tam yirmi yıl evvel memleketi bölmek için uğraştılar yaktılar ama başaramadılar dedi…bir de mum yakıp böyle
analım istedim dedi…iki adet de madımak şehitleri için mum yaktık…duyguluydu…lazımdı…birincisi forum heyecanıyla kaynamış olabilirdi…öğreniyoruz elbet…
16-aynı beyefendi danimarka nüfüsu ve sivil toplum örgütü siyasi parti dernek üyeliklerinden örnek vererek ki şöyle danimarka nüfusu 13 milyon bu nüfusun beherinin
13 değişik dernek vs ye üyeliği var…bizlerin de dernek parti sivil toplum örgütlerine üye olarak tabandan onları etkilemeye çalışmamız gerekiyor…
17-her salı burada toplanaliyoruz saat 21.00 de önümüzdeki haftanın gündemi gezi hareketi nereye gider olsun dedi…bayraklarımızı da getirelim dendi…
bitti diorduk ama
18-mehzep ve ırkçılıkdan hiç hoşlanmam…biz tekiz…dini olarak da etnik olarak da…hala bu zamanda alevilere kızılbaş dendiğini mum söndü konuşulduğunu duyuyorum
bunları çoluk çocuğumuza doğru anlatmalıyız…bu mehzep olayı son günlerde tehlikeli hale gelmeye başladı…herkes kendi liderini eleştirmeyi bilsin…tabanından delegeye
ilçe ve partiye merkeze başkana gitsin…
19-kimin seçilme şansı var ve doğru adaysa onda birleşelim…birleşe birleşe kazanacağız…
20-dış mihrak diyoruz abd diyoruz…oyu abd vermiyor biz veriyoruz…abd bir şekilde bizi ikna ediyor…akp li arkadaşlarımızı her ne kadar dinlerken ben de zorlanırken bile çünki
takıntılılar ve çok detaylı düşünmüyorlar sabırlı olmalıyız…ikna etmeye çalışalım…
21-biraz da muhalefet partisine kızdık bu muhalefet partisi ne diee doğru düzgün bir cumburbaşkanı adayı çıkartamıyor dedik…
22-evlatların hepsinin alnından öpüyorum onlara borçluyuz ve bizim de birşeyler yapmamız gerekiyor…
23-son olarak tekrar sivas katliamıyla ilgili sivas lı alevi add üyesi olan bir başka arkadaşın söylemleriyle bitirdik…yüreğimiz hala cayır cayır…bugün burhaniye
deki anmalara da gittim…ama herşeye rağmen de diyorum ki mehzepçilik yapmıyalım sünni yardımı olmadan sunni türk desteği olmadan kürt olmaz…gerektiğinde herkesi
eleştirelim…
GELİN CANLAR BİR OLUP HEP BİRLİKTE MÜCADELE EDELİM…
yazarın notu:not alırken bu kadar helecanlanmamıştım ama yazarken bir başka oldu…zaten çok inanmıştım bu forum işine…şimdi daha da çok inandım…ayrıca
benim hala umudum var…

ayvalık halkı adına yardımlarınız için teşekkür ederiz .

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Bahçelievler Dayanışması Forumu (2 Temmuz 2013)

Bahçelievler Dayanışması Forumu gündemi 02 Temmuz Salı günü 1993 yılında Sivas da katledilen aydınlar için anma programı olarak gerçekleştirdi. Saat 20.00 da Soğanlı Mah. Çavuşpaşa Cad. Özel Dünya Tıp Merkezi önünden forum parkımız olan Levent Kırca – Oya Başar Parkı’na yürüyüş gerçekleştirdi. Forum parkında Sivas’ta katledilen aydınlar ve Gezi Direnişi’nde katledilen arkadaşlarımızın resimleriyle birlikte mumlar yakılarak anıldı. Anma programı, sunuş konuşması, kaybedilenlerin isimlerinin anılmasının ardından Nazım Hikmet’in “Kerem Gibi” şiirinin okunması ve forum katılımcıları gündem hakkında söz alarak düşüncelerini paylaşmasıyla devam etti.

2 TEMMUZ SİVAS KATLİAMI SUNUŞ KONUŞMASI
Sivas katliamının üzerinden tam 20 yıl geçti…
Sivas katliamı özgürlüğe ve farklı kimliklere düşman olan gericiler tarafından yapıldı. Katilleri koruyup kollayan ülkenin yöneticileri ilericileri susturmaya çalışılsa da susmadık, 20 yıldır dün olmuş gibi hissederek sorumlularla mücadele ettiğimiz gibi sorumlular hesap verene kadar yılmadan devam edecek ve bu davanın peşini bırakmayacağız.
2 Temmuz 1993 de Sivas Madımak’ta 35 canımızı diri diri yakanlar, bugün iktidarı kuranlardır. Farklı dillere, inançlara ve kültürlere tahammül göstermeyen “tekçi” zihniyet faşizm zırhını giyerek bu kez bu kez AKP eliyle halkı kırıp geçirmektedir. Alevi halkına uygulanan katliam ve zulümler yetmezmiş gibi hükümet utanmadan, sıkılmadan yapılacak 3. Köprüye “Yavuz Sultan Selim” adını vereceğini açıklamıştır. AKP’nin izlediği gerici ve mezhepçi politikalarının sonucu olarak Alevi yurttaşların evleri işaretlenmiş, Malatya – Sürgü’de Alevi bir aileye dönük linç girişiminde bulunulmuş ve Ankara Battalgazi’de okulların imam hatip’e dönüştürülmesine karşı mücadele eden Alevi ailenin evi kurşunlanmıştır.
İktidar bugün yine gerçek yüzünü gösteriyor…
Gezi Parkı olaylarıyla başlayan halk hareketinde de demokratik hakları, özgürlükleri ve yaşam haklarına müdahale edilmemesine karşı sesini yükselten halkımıza dönük faşist uygulamalara yönelerek binlerce insanımızın yaralayıp, Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert’lerimizi katleden iktidar çözümü yine şiddetle bastırmaya çalışmıştır. Diğer yandan Lice’de karakol yapılmasına karşı çıkan Kürt köylülerin üzerine ateş açan askerler adeta terör estirerek, henüz hayatının baharında 18 yaşında ki Medeni Yıldırım’ın kurşunlanarak katledilmesine ve 4’ü ağır 10 kişinin yaralanmasına sebep olmuştur.
Artık her şey değişiyor…
AKP’nin 11 yıllık iktidarı boyunca uyguladığı neoliberal ve gerici politikaları, bugün Gezi Parkı’yla büyük bir toplumsal patlamaya neden oldu.
Gezi parkı direnişi olarak başlayan halk hareketi otoriterleşmeye, AKP’nin yaşam tarzına müdahalesine, son dönemde giderek tırmanan gerici – mezhepçi politikalarına ve iktidarın halka karşı uyguladığı gözü dönmüş şiddete karşı görkemli bir karşı koymaya dönüştü.
Tüm ülkede insanlar özgürlükleri ve onurları için ayağa kalktı. 11 yıllık iktidarı boyunca ilk kez bu kadar köşeye sıkışan AKP iktidarı halkın sokaklardan meydanlardan yükselen sesini duymak ve taleplerini yerin getirmek yerine polisiyle, gazıyla, TOMA’sıyla halka saldırmaya, gözaltılar ve tutuklamalarla, yalan ve takiyyelerle hareketi parçalamaya ve bu sesi bastırmaya çalışmaktadır.
Dün Karaca Ahmet Cem Evi’ne ucube diyen Sivas katliamı davasının zaman aşımına uğraması sonrasında milletimize hayırlı olsun diyen, Suriye’de müdahaleye karşı çıkanları mezhepçilikle suçlayan başbakan, bugün Alevilerin tahrik edildiğinden bahsediyor.
Dün seçim meydanlarında Alevileri yuhalatanlar bugün miting meydanlarında kardeşliğimizi bozacak durumlara karşı tedbirli olun diye seslenebiliyorlar…
11 Yıl önce ortaya attıkları Alevi açılımını yeniden ısıtarak Alevi dedelerine maaş bağlanması gibi düzenlemelerle, rüşvetle Alevileri satın alacağını sanıyor. Kendisi gibi olanlar için çok başarılı olacak bu yöntem elbette geri tepecektir…
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak…
Biz biliyoruz ki bugün Sivas’ta yakılan aydınlarımızı yaşatmak demek gericiliğe, faşizme karşı mücadele etmek demektir. Biz Alevisiyle, Sünnisiyle, İnananı ve İnanmayanıyla, Türk’ü – Kürt’ü – Ermeni’si – Laz’ı – Gürcü’sü ve diğer tüm halklarıyla “YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ” demeye devam edeceğiz. Barış ve kardeşliğin ülkesini kurmak için mücadele edeceğiz.
Gün karanlığa meydan okuma günüdür.
Gün bugünümüze ve geleceğime sahip çıkma günüdür.
BU DAHA BAŞLANGIÇ MÜCADELEYE DEVAM…

Şiir Okuma
“Kerem Gibi”
Hava kurşun gibi ağır!
Bağır bağır bağır bağırıyorum.
Koşun Kurşun eritmeğe çağırıyorum…
O diyorki bana:
- Sen kendi sesinle kül olursun ey!
Kerem gibi yana yana…
“Deeeert çok, hemdert yok”
Yüreklerin Kulakları Sağır
Hava kurşun gibi ağır…
Ben diyorum ki ona-kül olayım ey!
Kerem gibi yana yana
ben yanmasam
sen yanmasan
biz yanmasak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa…
Hava toprak gibi gebe.
Hava toprak gibi ağır.
Bağır bağır bağırıyorum.
Koşun Kurşun eritmeye çağırıyorum…
Nazım Hikmet

Katılımcı Görüşleri:
Katılımcı: Emperyalizmin uşağı AKP’ye hesap sormalıyız. Gezi parkı ikinci kurtuluş savaşımızdır.
Katılımcı: Türkiye geçmişten beri katliamlar ülkesi oldu, hiçbir zaman özgür olamadık, bu direnişin sonunda ne kadar güçlü olduğumuzu göstermeliyiz.
Katılımcı: Eşit özgür yurttaşlar olarak yaşamalıyız, hırsızlar olmadığı sürece bu dünya hepimize yeter. Sivas katliamı bir insanlık suçudur. Bütün ezilenlerle bir olmalıyız. Zaman aşımını kabul etmiyoruz. Bu dava bizim gözümüzde bitmedi bitemez.
Katılımcı: Tüm katliamlar Cumhuriyet tarihten beri devam etmektedir. Onlar emperyalistlerin uşağıdır yoksulluğun zulümlerin tek sorumlusu AKP iktidarı nezdinde AB birliği emperyalistleridir. Türküyle, Kürdüyle yoksulluğa emperyalizme ve AKP ye geçit vermeyeceğiz.
Katılımcı: 2 Temmuz yeşil kuşağın eseridir. Bu katliam dini sömürenler tarafından yapılmıştır. Dönemin yetkilileri katliama duyarsızlıkları ile ortak olmuşlardır yeryüzünü cehenneme çevirmek Müslümanlık değildir. Geziden beri uyandık, yaşasın halkların kardeşliği.
Katılımcı: 90 yıllık Cumhuriyet hiçbir zaman laik olmadı, halkların kardeşliği Gezi Parkı mücadeleleriyle başarılacaktır. Laikliği ancak halkların mücadeleleriyle olur. “Alevi Açılımı” Alevileri bölmekte ve zarar vermektedir. Sermaye iktidarı halkları bölmektedir. Bütün halklar bu mücadelede ortaklaşmadan mücadeleyi kazanamayız. İş güvencesinin kaldırılması eğitim ve sağlığı paralı hale getirmektedir. Bize dayatılan budur. Özellikle kadınlar örgütlenmelidir. Bütün katliamcılara lanet olsun, örgütlenmeliyiz…
Katılımcı: Ergenekon yeni madımaktır bu hukuksuzluğa düzensizliğe karşı çıkmalıyız.
Katılımcı: Dersimden beri sürekli katliam duyuyorum hastaneler piyasalaşmamalı herkese karşı mücadele etmeliyiz.
Katılımcı: Sonuna kadar direneceğiz zaferi sokaklarda kazanacağız.
Katılımcı: Tüm katliamları kınıyorum T.C.’nin Amerikan emperyalizmine kaptıran herkesi kınıyorum. Türkiye halkları, ezilme, kullanılma, satılma, vatan hainlerine karşı mücadele eden halkı kutluyorum. Kardeşi kardeşe vurdurma devri bitti, Amerika evine git, Defol!

Bahçelievler Dayanışması Forumu moderatörü tarafından forumlara sürekli katılımın sağlanması yönünde çağrısı yapılması ve forumların yani parklarımızın özgür düşüncenin korkusuzca dile geldiği bir yaşam biçimine dönüştürmemiz gerektiğine vurgu yapılarak saat 22.00 da anma programı sonlanmıştır. Ayrıca 03 Temmuz Çarşamba günü için saat 21.00 da forum yapılacağı ve Sosyal Medya iletişim bilgilerinin duyurusu yineleyerek forum bitirilmiştir.

Kaynak: https://www.facebook.com/ParklarBizim?hc_location=stream

Başa dön

Bebek Parkı Forumu (2 Temmuz 2013)

Forumumuzun ilk gündemi Sivas Katliamının 20. Yılıydı. Hazırladığımız pankartı asıp orada kaybettiklerimiz fotoğraflar ve mumlarla bir köşe hazırladık. İnsanlar çıkıp Sivas katliamına dair hislerini paylaştılar. Ülkemizde dinin tek yönde geliştiğinden, diğer mezheplere inanışlara açık olmadığından ve bunun bir hata olduğundan bahsedildi. Sivas katliamından sonra umutsuzluğa kapılan insanların Gezi Parkıyla birlikte umut bulduğundan bahsedildi. Ülkede dindarlar kadar atesistlerin de kendilerini özgürce ifade etmekten çekinmemeleri gerektiği vurgulandı.Gezinin bir inanç kutuplaşması olmadığı fakat hükümetin elindeki tek kozun buna oynamak olduğu için olayı buraya çekmek istediği söylendi.

Bu ülkede yıllardır katliamlar olduğundan, iktidarların kendi elleriyle ya da halkı galeyana getirerek bunlara neden olduklarından, bunun karşısında eğitimle durabileceğimizden bahsedildi. Türkiye cumhuriyet kurulduğundan beri ilk defa halkın verdiği bir özgürlük mücadelesine tanık oluyor, bunu insanlara anlatmak gerekiyor.
Forumun 2. Bölümünde Boğaziçi Üniversitesi Sosyaoloji Bölümünden Yrd. Doç. Nazan Üstündağ Gei sürecinin çözüm sürecinin karşısında değil yanında olduğuna dari bir konuşma yaptı. Çözüm sürecinde Kürt halkının taleplerinin gezinin talepleriyle örtüştüğünü belirterek bu talepleri şöyle sıraladı:

1-Şimdiye kadar olan biten ortaya çıksın,olan bitenden kamuoyu haberdar olsun , toplu mezarlar açılsın, kapatılan davalar sonuçlansın, suçlular yargılansın.
2-Anayasa ülkedeki çeşitliliği kapsayan bir anayasa olsun, azınlıkların, eşcinsellerin, kadınların hakları anayasada korunsuz.
3-İnsanlarkendi yaşadığı yerlerle ilgili söz sahibi olsun, yerellikler önemli olsun, yerel karar alma mekanizmaları oluşturulsun.
4-Barış dili oluşturulsun insanlar ezberden ve önyargılarıyla konuşmasın.
Bu konuşmanın ardından, çözüm sürecine dair düşünceler paylaşıldı.
Forumun sonunda serbest kürsü devam etti. Bir arkadaşımız iktidar partisinin muhalefetten gelen her türlü öneriyi reddettiği ve bu öneriyi sunan milletvekillerinin oylamalara katılmadığı için önerilerini kabul edilmediğini söyleyerek, milletvekillerine bu oturumlara katılmak için baskı yapmamız gerektiğini söyledi. 28 Şubat sürecinde eylemlere katılan bir arkadaşımız orada yaşadıklarını bizimle paylaştı.
Ramazan ayında Bebek Camiinde bir iftar yapılması konusunda cami imamıyla konuşulmuş ve bu yönde karar alındı. Bu iftar için para toplanıyor.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Boğaziçi Üniversitesi Forumu (2 Temmuz 2013)

Forum, Sivas katliamında hayatını yitirenler için 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı.

Son on yılın ekonomisi sunumu yapıldı:

- 2003 oncesi buyume oranlari ile 2003 sonrasi buyume oranlari arasinda pek bir fark gormemekteyiz (buyume, gayri safi yurt ici hasila’ya bakilarak degerlendirildiginde)

- Gini katsayisi, esitsizlik olcumleri icin kullanilan olcum yontemlerinden biridir. Bu sayi sifira yaklastikca daha esit, 1e yaklastikca daha esirsiz bit kisi basi gelir dagilimina isaret etmektedir. Son 5 yildir bu rakam ortalamada degismemektedir, 0.43-0.40 arasi degismektedir. Ancak bu olcumun iki problem vardir. Birincisi, eger kisi basi gelir yerine hane halki basina dusen gelire odaklanilsa, esitsizligin arttigini gozlemlemek mumkun olacaktir. Bu ayrim onemlidir cunku ailedeki cocuk sayisi Turkiye’de gitgide azalmaktadir. Ikincisi, istatistiki veriler toplanirken en ust gelir grubu ile gorusmeler genellikle yapilamamaktadir, bu sebeple de bu grubun geliri verilere yansitilamamaktadir. Oysa ki genel kanaat bu grubun eskiye nazaran daha com kazanmaya baslamistir ve bu da gelir dagilimini olumsuz etkiledigidir. Ayrica zengin kesimin zenginligine zenginlik katmasinin kisisel iliskiler uzerinden gerceklestigi de vurgu yapilmasi gereken onemli bir konudur. Ornegin yakin zamanda yururluge gececek olan yazarkasa ve POS cihazlarinin birlestirilmesi teknolojisi –her nedense- sadece tek bir firmada vardir ve bu firmanin hukumet ile yakinliklari oldugu bilinmektedir. Bu tip iliskilerin gun yuzune cikarilmasi onemlidir. Gezi direnisinin bu tip iliskileri teshis etmede guc vardir.

- Her ne kadar ekonomimiz dunyada en buyuk 17. olarak lanse edilse de (ki Gayri Safi Yurt Ici Hasilaya bakilinca oyledir), gelisme, cinsiyetler arasi esitsizlik, toplumun ortalamada kac yil yasadigi gibi toplumun refahini onemli olcude etkileyen degiskenler de ekonomi olcum endeksine eklendiginde Turkiye’nin hic de iyi bir durumda olmadigi gozlemlenmektedir. Ornegin, Human Development Index (HDI-Insani gelisme endeksi)’e bakildiginda Turkiye 90. siradadir. Ulke ekonomilerinin sadece Gayri Safi Yurt Ici Hasila ile degil, bu denli kapsamli bir endeks ile olculuyor olmasi, tahmin edilecegi uzere onem arz etmektedir, ulkelerdeki durumu daha genis bir perspektiften yansitmaktadir.

- Ayrica Turkiye ekonomisi insaat sektoru gibi kenti donusturen ve rantlasmaya kapi acan, ve enerji gibi cevreyi olumsuz yonde donusturen sektorlere odaklanmis durumdadir. Ayrica turizm sektoru de “her sey dahil” basligi altinda yine sehri ve cevreyi donusturmek suretiyle etkileyen Turkiye’de onemli sektorlerden biridir.

- Turkiye’de calisma saatleri artmaktadir ve buyume issizlige yansimamaktadir. Ayrica taseronlasma suretiyle calisanlarin haklarindan feragat etme durumunda birakilmasi ve “rekabet” adi altinda asgari ucretli calismaya itilmesi onemli bir problemdir.

- Turkiye’nin IMFye olan borcu kalmamistir denmektedir, ancak bu borcluluk ozel sektore olan borcluluga donusmustur ve IMFe odenen faizlerden daha yuksek faiz odenmektedir.

- Turkiye ekonomisi borclanma ile donmektedir. Bu borcluluk cogunlukla sicak para ile saglanmaktadir. Bu, Turkiye’ye dis kaynaklarin dogrudan yatirim yolu ile degil, stok satin alimlari ile gerceklestigi anlamina gelmektedir. Bu da Turkiye’nin herhangi bir istikrarsizligi durumunda gelen paranin hizlica ekonomiden cekilabilecegi anlamina gelmektedir (zaten bu tip dis kaynaklarin “sicak para” olarak adlandirilmasinin sebebi de budur). Bu anlamda Turkiye ekonomisi kirilgan bir yapidadir.

-Disaridan gelmekte olan sicak para Turkiye’de ihtiyac kredilerine donusturulmektedir. Yani alinan borc tuketiciye borc olarak verilmekte ve bunun uzerinden faiz kazanilmakta, bu kazanilan faiz ise yine ulkenin dis kaynaklardan aldigi borcun faizi olarak disariya cikmaktadir.

- Ozetle, Turkiye’deki dongu su sekilde ilerlemektedir: ulke dis borc almaktadir, bu borc ile tuketerek buyumektedir, sonrasinda ulkede uretim olmadigi icin daha fazla tuketmek icin tekrar borc alinmaktadir.

- Bugun ekonominin bozulmakta olmasinin sucu Gezi Parki olaylari uzerine atilmaya calisilmaktadir. Direnisin bu suclamaya bir karsi cevap olusturmasi, bu bozulmasinin olaylardan dolayi degil, ekonominin kirilgan yapisindan kaynaklandiginin altinin cizilmesi gerekmektedir.

Ana baslik ekseninden cikan konusmalar/gorusler/oneriler:

– Dogatepe forumunda cok az Bogazicili var; somut adimlar atmak istiyorsak o foruma en az buradaki forum kadar sahip cikmak gerek (bu forumlar Sali-Cuma gunleri saat 21:00’de duzenlenmekte). Karar: iki forum arasi koordinasyonu saglayacak bir grup belirlendi. Ayrıca üniversite&mahalle ilişkileri ile ilgili özel bir forum yapılması önerisinin mahalle forumuna iletilmesi kararı alındı.

- Duyuru: Gazdan Adam etkinligi 7 Temmuzda saat 17:30’da Kadikoy’de.

- Duyuru: BUMED araciligi ile yapilmasi planlanan, genis katilim beklenen bir forum var. Facebook’ta “Turkiye Demokrasi Platformu” basligi altinda bilgilere ulasilabilir. Yandaş olmayan medyadan katılım bekleniyor. Ayrıca diğer üniversitelere de açık olacak.

- Karar: Forumlarimizda ses kaydı ve desifre yapmayalim, tutulan notlari kullanalim konusulanlarin bilgisinin paylasilmasi icin.

- Bugün yapılan sunumu (Son 10 yılda Türkiye ekonomisi) bir küçük broşür ya da sticket haline getirelim ve yayalım.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Maçka Parkı Forumu (2 Temmuz 2013)

Duyurular :

-3 temmuz çarşamba günü foruma halk tv’den barış yarkadaş ve akşam gazetesinden kovulan gazeteci gürkan hacır konuk olarak gelecek.
- aynı akşam avukatların gözaltılarla ilgili sunumu olacak.
- saat 18.00′de Maçka Forumunda Beyaz Yakalılar için bir atölye olacak.
-Abbasağa’da saat 19.00-20.45 saatleri arasında yapılacak olan Direniş Atölyesi olacak. Arjantin-Brezilya başlıklı atölyeye Metin Yeğin başkanlık edecek.
-Her çarşamba 19.00′da Kadın Toplantısı.Bugünün konusu ”Cinsel taciz”

- 6 temmuz saat 22.00 Ekümenopolis Filmi gösterimi.

Sivas Katliamı anma törenine geçildi.
- 1dklık saygı duruşu ile başlandı.
- Hayatını kaybeden şairlerin şiirleri okundu.
- Yeni Şafak gazetesinde geçen sene çıkan bir yazı okundu.
- Ozanlardan türküler çalındı-söylendi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesin’ne başvuru yolları ve koşulları
ile ilgili avukat arkadaşlar sunum yaptılar.
Kaçıranlar, başvuru belgesi dahil olarak
aihmbasvuru.com adresinden gerekli içeriğe ulaşabilir.

İz TV’nin yayınlamış olduğu 93 Sivas Katliamı belgeseli ile forum kapandı.

23.30′da Medya PR Atölyesi çalışmalarını sürdürdü.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Etiler Forumu (2 Temmuz 2013)

- Beşiktaştaki imar değişiklikleriyle ilgili epey konuştuk. Somut bir eyleme geçmek adına imza toplamaya başladık. Dileke hazırlandı. Herkesten destek bekliyoruz. Böylece forumumuzda somut bir adım da almış oluruz.
- 14 gündür buradayız. Çok güzel bir tesis, aşağıda bir tuvalet var, ilk günden beri örümcek ağları içinde. Burada bunca insan toplanmış, çok ilgisiz geliyor bana. Bütün bu muhalif oyları çantada keklik gördükleri için. Ama bu o kadar kolay değil. Bunu bilsinler istiyorum, o yüzden söz aldım.
- Etilerforum’daki çalışma grupları bir excel dosyası olarak post edildi. Oradaki projeleri inceleyelim, proje önerileri varsa buradaki kutuya önerelim. Rica ettiğimiz şey, teklif verenin inisiyatif de alması.
- Bu bir siyasi mücadele. Siyasi davranışlar, siyasi kanallar tarafından verilir. Ben bu foruma bir geldim, bir gelmedim, ola ki eksik birşeyler biliyor olabilirim. Ama geçmişten bu yana öğrendiğim şeylerden hareketle, bu hareketin bir siyasi kılıfının olması gerekiyor. Siyasetten kastım bir örgütlenme yanının olması gerekiyor, ve bu siyasi bir örgütlenme. Biraz evvel bir arkadaşla sohbet ederken, CHP ile ilişki kuralım diyorum, karşı çıkılıyor. Işçi partisi ile ilişki kuralım diyorum karşı çıkılıyor. Bu arkadaş da bu forumu yönlendiren biri. Ben merak ediyorum, siyasi bir tutum almadan nereye gideceğiz, bunu merak ediyorum. Bu konuda en yakın kuruluş, takdir edersiniz ki CHP. Ya da diğer siyasi örgütler de olabilir. Bir karar alıp ne yapılıcaksa ona gore hareket edilmeli. Benim iki önerim var: CHP’yi harekete geçirmekse, kaç tane CHP üyesi var aramızda? Benim önerim, ya hepimiz CHP’ye üye olup onu harekete geçirmeliyiz, ya da CHP’li arkadaşlar istifa ederek harekete geçirebilirler.
- birkaç somut önerim var. Olayların nasıl başladığını, bu tepkinin polis şiddeti ve varolan haksızlıklara karşı olduğunu biliyoruz. Ama anadoludaki halkın böyle bir erişimi yok. Internet kullananlar fazla değil. Akp’nin bir videosunu seyrettim. Kendi açılarından olayın nasıl geliştiğini anlatmışlar, tamamen düzmece. Bizim elimizde çok güzel videolar var, polisin attığı gaz bombasıyla insanların kafasının kırılması. Biz bunu bir DVD haline getirip düzenli bir şekilde olayların nasıl geliştiğini sıralayıp, dvd’leri anadoluya yollayabilirsek. Iyi olur. Ikincisi, bazı insan hakları kuruluşları var, Amnesty international ingiltereden aldığım bir kart var. Insan hakları konusunda haksızlığa uğradığımız konularda böyle bir örgüte destek verip bu örgüt altındaki çalışmaları daha koordine şekilde olabilir.
- bugün boğaziçi forumundaydım. Günün konusu son 10 yılın ekonomisiydi. Bana ilginç gelen, borsa ilk günden beri %20 oranında düştü. Bizim dış borcumuzun kapandığı söyleniyor ama imf’ye borcumuz kapandı ama toplam dış borcumuz arttı. Biz %17’lik çok ciddi faiz ödüyoruz, ekonomimiz gitgide kötüleşiyor.
- hasdal’da yatan askerlerimiz için her Cumartesi saat 13:00’da bir saat boyunca sessiz çığlık eylemi yapılıyor.
- siyasetin buraya taşınmasına ben şiddetler karşıyım. Siyasetle alakalı olduğunu düşünmüyorum. Bizler çocukluğumuzdan beri baskılı bir rejim içinde büyüdük, birey olamadık, ümmet olduk. Ben birey olunca milet olacağımızı düşünüyorum. Buraya isim olarak hiçbir partiyi sokmayalım. Biz yaş grubunmuz bence susalım, gençler ne yapacağını biliyor. Hiçbir değişiklik çok ani olmayacak. Artık cin şişeden çıktı, bence bu önemli. Biz şu an iktidarda söz ve hak sahibi olan insanlara baskı yapalım, onların birleşip adam gibi muhalefet yapmalarını düşünüyorum. Belediye seçimlerinden başlayalım. Bu partiler bize adaylarını göstersinler.
- biz şu an halk olarak bir güce sahip değiliz, fikirlerimiz, düşüncelerimiz, birlikte olma anlayışımız. Bizimle tabiri caizse bir savaş ama fikirsel bir savaş içindeyiz. Bu bir örgütlülükten geçer. Siyasi parti olabilir, örgüt olabilir, düşüncelerimizi harekete geçirecek bir örgüte ihtiyacımız var. Aynılıklarımızı harekete geçirerek bir kitle oluşturarak bir yerlere sığınmamız lazım diye düşünüyorum. Ikinci konum, yaşam haklarından başladık hayvanları da çok seviyorum. Burada sevdiğimiz köpekler bir vatandaşın şikayeti üzerine araştırıyoruz. Diğer forumlara da örnek olması açısından, burada olduysak eğer, çevre dostu olaak görüyorum izleri. Diğer forumlara da örnek olması açısından, armutlu gibi ekonomik anlamda kısıtlı bir bölgemiz var, aramıza bir fon oluşturarak hayvanlarımızı da koruyucu bir şekilde, hem besin, hem de pire kene tarzı şeylerin korunması için başlatalım diyorum.
- ben siyasete kötü anlamlar atfedilmesinden çok bıktım, alavere, dalavere, sadece menfaat olarak bakılmasından bıktım. Siyaset de güzel birşeydir, biz bu ülkede nasıl yaşayacağımızı konuşmaktır, kadın erkekler nasıl yaşayacaktır, aleviler, kürtler nasıl ayrılmayacaktırı konuşmaktır. Dolayısıyla siyaset sadece şu ihaleden bu kadar bilmem neyi aldık değildir. Eski yunana göre siyasetle uğraşırsanız ancak iyi güzel doğru bir hayat yaşayabiliyordunuz. Dolayısıyla burada toplandıysak, siyasete sahip olalım. Hesap verebilirlik istiyoruz, değişim talep ediyoruz. Bu siyasettir. Siyaset budur, bunu söylemek istemiştim.
- berkin elvan şu an yoğun bakımda, durumu ağır, ateşi düşmüyor. Hemen yanındaki trafik kazasından gelen bir çocuk var. Babası o iyileşirse benim kızım da iyileşir diye düşünmüş. Bütün parklarda bu akşam şu soruluyor: bir fon açıp onlara küçük yardımlarda bulunabilir miyiz? Olumlu-olumsuz birşeyiniz varsa ben bildirebilirim. (olumlu). Teşekkürler.
- dün bir arkadaş duyurusunu yapmıştı, bugün daha kalabalık tekrar duyurayım: birinci gazdan adam festivali. Gezi parkı süresince birçok basın kuruluşu yandaş basına gore daha halkın yanında olarak kendini gösterdi ve direnişe katkı sağladı. Aydınlık, sol, yurt gazeteleri, yön radio ve birçok diğer basın kuruluşu da destek veriyor ve böyle bir festival düzenleniyor. Biraz da faşizme eğlenerek cevap veriyoruz, bu sefer de eğlenerek direniyoruz. Bulutsuzluk özlemi, feridin düzağaç, cem Adrian gibi sanatçılarımız da katılıyor. Hepinizi bekliyoruz. Biz gönüllü olarak Şişlide bildiri dağıtıyoruz bu konu hakkında. Katılmak isteyen veya etilerde de dağıtalım diyen varsa mutlaka bekliyoruz.
- ben ilk defa böyle bir foruma geliyorum. Ufak bir çocuğum ve aile hayatım var. Bu olaylar beni iş hayatımdan bile alıkoydu. Çok üzülerek bu ülkede demokrası kalmamış. Çok fazla ayrışmayalım, şu ana kadar ayrışmaktan kaybettik. Licede de olaylar oldu, facebooktan bir sürü dışlayan tepkiler aldım. Bizi biraraya getiren vatanseverlik olmalı, milliyetçilik olmalı. Ben şu anda tutuklanırsam ne olacağını bilmiyorum. Ayrışmak yerine bizi bir araya getiren şeylerden konuşalım.
- çok katılamadım ama facebook sayfasından bazı şeyler yazıyorum. Bence forumun amaçları hedefleri nedir belirlesek, kısa orta ve uzun vadeli… birçok kişide forumun amacı olmadığı hissini hissediyorum.
- Biz çalışma gruplarını kuralım dedik, inisiyatif alınması lazım. Şöyle gruplar olsun bunu da başlatan ben olucam derseniz, biz bu grupları oluşturmaya başlayacağız. Şu an oluşmuş birkaç tane grup var, onları söyleyeceğim size. Bu iş uzun soluklu, bu momentumla yürüyelim. Mevcut olan gruplara katkı sağlayacaksanız lütfen gelin. Öncelikle eğitim grubu: bir yaz okulu projemiz var. Ünivresite sınavına girecek arkadaşlara teorik bilgiler, sanatsal bilgiler vs. Bir yaz okulu projesi. Hedef kitlemiz bu eğitimi ekonomik olarak haiz olmayan ailelerin çocukları. Şu an o datayı toplamak, mekan almak için koşuşturuyoruz. Belki defter kitap vs isteyeceğiz. Bu projede yer almak isteyen insanlarn illa ki eğitimci olmak gerekmiyor, iletişim konusunda, finansal destek konusunda gönüllü olabilirsiniz. O yüzden siz yeter ki bu grubun içerisinde birşey yapmaya çalışın. Gönülü öğretmenlere hala eksik var, şu an 4 kişiyiz.
- Kısa vadeli bir amaç belirledik. Biz kaldırımları sahiplenme projesi aldık.
Burçak Ünsal ve Barbaros Şansal konuşması ile başlıyoruz.
Burçak Ünsal, şu an istanbulun ortasında gurura söylüyorum ki, New York Times’daki ilanın verilmesi gerekiyordu, biz de verdik. Benim kuzenim ilk Gezi direniş grubundandı, çevrecidir. Ve kırmızılı kadına sıkılmasıyla gezi olayı bizim için şahsi bir olay haline geldi. Ertesi akşam yeniden çok ciddi bir polis müdahelesi oldu ve biz türk medyasından değil uydu kanallarından bunu takip ettik. Devlet gücüne karşı birey olarak hiçbir gücümüz olmadığından, tek care olarak kendimiiz sokağa attık. Biz de sakatlandık, biz de gaz yedik. Bu yüzden bu işin arkasında dış mihrak, faiz lobisi yok, çok büyük bir türk diyasporası var, kimse bundan utanmasın. TC kendi yönetimsel beceriksizliklerini olmayan diyasporalara uydurup halkı birbirine karşı kışkırtıyorsa, belki bunun da hesabını biz sorarız. Bu platformlar bizim için çok önemli. Bizim güven duyarak buraya gelip bunları söyleyebilmemiz çok önemli.
New York times olayından sonra neler oldu, milyonlarca insan tamamen başbakana olan sevgisinden dolayı oradaydı, uçak 5 saat bekledi, insanların gözünün içine baka baka spontanı gelişmiş birşey dediler. Neyse, indiği zaman başbakan ne dedi? Benim başörtülü kızkardeşim dedi. Sanki biz onun bir hakkına müdahalede bulunmuşuz.başkası olsa yargılanıp bilmem kaç sane yiyecek sözleri ne yazık ki zikretti ve gerçekle bağdaşmayan açıklamalar yüzünden biz bugün buralarda toplanır hale geldik. Bu muhalefet yüzünden insanla 30 gün boyunca gaz yediler, kendi davalarını mevcut muhalefete teslim edemediler.
Biz hala bir parti kuracağız diyemiyoruz, parti kuracağız diyenlerle birlikte çalışmıyoruz. Bu çok büyük bir avantaj sağladı. Otuz gündür yaptığımız konuşmalarla bugüne kadar takribi 2000 kişi ile birebir konuştuk. Toplamda 150 bin kişi kadar bir grupla aktif bir şekilde ortak çatı altında birleşme sözü aldık. Bizim bir manifesto yazmamamız, gruplamamamız bize bunu sağladı. Bundan sonra ne yapmak lazım? Grup parti veya platform altında bu hareketi bölmemek lazım. Ortak paydalarda bbir tutmak lazım. Devlet terörü, haber alma özgürlüğüne karşı bir olmak. Etnisite, din, inanç konusunda ayrışmamak.
Biz bunun eğitimden geçtiğini biliyoruz. Bizim ilkelerimizin meclise taşınması, bizim ilkelerimizin iktidar olması. Bunun için ne yazık ki 2 yıl gibi kısa vadeli bir plana ihtiyacımız var. Ben bugün bu planı ortaya koyacak durumda değilim. Fakat bir tek şey rica ediyorum. Lütfen buradaki herkes yerel seçimlerde bizzat sandık başına gitsin. Yaz da olsa, kış da olsa gitsin. Yerel seçimlerde bakarsınız akp’nin chp’ye üstünlüğü yalnız 5000 oyla oldu. Ben demiyourm bugün chp’ye gidin, belki derim. Belki yarın chp niye bu insanların muhalefeti chp’ye emanet etmediğini anlar, ama bunu ben dersem, en az yarı yarıya kadın milletvekili çıkartma, engelli, cinsel eğilimlere vatandaşlara, eşit söz hakkı verme şartıyla vereceğim. Yarın birgün bunu dersem, bana bir arkadaşınız, bir kardeşiniz olarak güvenin. Bu gezi parkının harekete geçirdiği oyların bir blok haline gelerek kazanılması gibi bbir şans var. Ben burada duygu sömürüsü yapmaya gelmedim, dikkat ederseniz çok net konuşuyoruz. Köprüden once son çıkış da diyebilirdim, demiyorum, duygu sömürüsü yapmıyorum.
Biliyorsunuz birtakım partiler çıkıyor şimdi, bunlara değer veriyoruz, ama bizim ihtiyacımız bu değil. Magna carta’dan beri 1000 yıl gecti, chp’nin tüzüğüne bakın sayfalarca manifesto var, bu neye yarıyor? Bu hareketin gücü tek bir yerde belli olur: sandıkta bu 500 bin oyu nereye birleştiriyoruz.
Şu anda iki kulvarda çalışmalarımız vrar. Bir tanesi dünya çapında kendi alanlarında uzman, ekonomistten sosyal direnişçiye, hukukçuya türkiyede yurtdışında var. Isteyen yurtdışında desin, nerede olursa olsun, sırf kökü dışarda diyecekler diye bizim bu değerlerden vazgeçesimiz yok. Bu insanlar ne yapacaklar? Bireysel silahlanmadan, eğitim reformuna, işsizliğe kadar sonuna kadar çalışacaklar. Daha sonra hazırlayacağımız bir web platformunda, bu gruba üye olan sizlerle, paylaşılacak. Bu noktada çoğulcu demokrasi devreye girecek. Fakat bize dayatılan plebisit şeklin de değil. Bu uzmanlar gelecek, kaynaklarını gösterecekler, sizlerin huzurunda video ortamlarında tartışılacak. Biz bunları oylayacağız. Bu şekilde programlar olacak. Aynı şekilde yarın öbür gün biz bunları CHP’ye de teklif ettik, burada bunları ilk söylemiyorum. Artık milletvekili aday adaylarının yarın öbürgün çıkacak bakan adaylarının, liyakat ve ehliyet durumuna gore, her bir delegenin internet üzerinden gizli oylarla seçilmesi lazım. AKP sadece kendi grubunu danışma grubu getirdi, vatandaşım adam yerine konuyorum diye seviniyor. Bu sevinecek birşey değli.
Şimdi bana diyecekler ki, etilerin göbeğinde lümpen bir grupsun, siz beyaz türksünüz. Ben bunu kabul etmiyorum. Fakat onlar yine de bize bu gibi saldırıları yapıyorlar. Eğer biz konuşmak istersek ve onlr bizi kabul etmezlerse, biz yine onlara ulaşırız. Belli iletişim yöntemleri var, biz ulaşırız. Niye isminiz yok diyorlar. 25-30 günde isim konmaz. Biz kapalı kapılar ardında boğaza karşı viski içen gruplar değiliz. Isim koymayı bile biz 1500 kişiye oylatıyoruz. Halkı ismi seçerken bile katmak istiyoruz. Millet hizmet istiyor, millet tercihine saygı istiyor. Gelip kimseye sünni alevi gibi dayatılmak istemiyor. Y generasyonunun ne istediğini biliyoruz. 45 dakika konuşmasını istemiyor. Zaten beni gorse kapatır gider. Biz bu yüzden 1,5 dakikalık videolar hazırlıyoruz.
Ben herhangi bir partiye çamur atmaya da gelmedim. Yerel seçimlerde birleşiriz, ne varsa. Fakat uzun vadede yapılacaklar belli. Kadınların durumu eşit olmalı. Seçilme hakkı verilmiş de ne olmuş. Kadınlara cinayet, gazetecilere hapis, delimiş durumda. Biz 7 milyon Y jenerasyonunu nasıl kazanacağız? Bugün kayıtlı seçmenin oy kullanmayan %23’ünü nasıl kazanacağız?
Başarı şansımız var mı? %100 var. Yeter ki biz bu heyecanı kaybetmeyelim. Nasıl kaybetmeyeceğiz? Herkesin ilgi alanına gore yapabileceği bir şey var. Hayvanları mı korumak istiyorsunuz? Onu yapın. Sizden bir tek şey rica ediyorum. 8 ay dişinizi sıkın. Lütfen gelin oyunuzu kullanın, ve bu imajı kaybetmeyin.

Soru: Y kuşağını anlattınız ya, bizim bu kadar çok uzun anlatmanızı sevmediğimizi bile bile niye bu kadar anlattınız onu merak ediyorum. Bize takılan isimlere neden bu kadar takılıyoruz bilmiyorum, beyaz türk desinler, ne derlerse desinler, bu isimlerden ayrıldığımız zaman bir araya geleceğimizi düşünmüyorum. New York times’la ilgili, türkiye’deki iç basında yapamadınız da, neden amerikaya gittiniz, neden gittiniz? Avrupa’da olabilir miydi? Avrupada insane hakları mahkemesine başvuracağız ya. Bunları neden yapmadınız merak ediyorum.
Cevap: bugüne kadar kendi çabalarımızla toplamda 10 kişiyi geçmeyecek konuşmalar yaptık. Bugün bana 3. Defa bu kadar kalabalık bir gruba hitap etme şansı buldum. Bu yüzden herkse çok kısa cevap vermeye çalıştım.
Terminolojide beyaz türkler lafına niye takılıyorsun dedin. Biz zannediyoruz ki bizi başkalaştırmak için. Bunları aslında bizim için değil, kendi taraftarlarını kemikleştirmek için yapıyorlar. Biz zaten başkalaşmayız. Bugün aslında çok büyük bir yas günü. Biz yılardır bir potada eridik. Onlar birtakım başkalaştırma terimleriyle, çok ciddi bir kesimi sana bana karşı kemikleştirmeye çalışıyorlar. Bunlar bu ülkedeki musevilerin de, lazların da, çerkezlerin de başbakanı değil mi? Niye yahudi lobisi gibi bir kelime ile vatandaşını başkalaştırıyorlar? Bu gibi laflarla bizi dışlayarak kendi taraftarlarını kemikleştirmeye çalışıyorlar. Bizim bu yüzden net bir şekilde reddetmemiz, en sert fakat barışçıl bir şekilde reddetmemiz lazım. Takibe de uğrarsak, artık birbirimize güveneceğiz.
Niye New York Times? Bu bir iletişim stratejisidir. Dünyada duyulması lazımdı. Akit’ten yeni şafağa, A haberden ulusal kanala kadar herkese çıktı. Biz bu yüzden new York times’da çıktık. Bu arada dünyada temel haklar için en hızlı toplanan para oldu. Bu ilanın en fazla oy vereni 2000 dolardı, çoğunluk 10 dolardı. Türkiye’deki insanların istedikleri zaman nerelere ulaşacağını göstermemiz gerekiyordu. Bu 16. Saatte her yerde çıktı.
Soru: burada 5-600 kişilik bir grup görüyorsunuz. Sayenizde, hergün gelin ne olur. Biz burada 25-30 kişilik bir grup var. Motivasyona dair önerileriniz nedir veya sizin çalışma grubunuz nasıl birşey yapıyor? Gülen cemaatinde bir çocuk 10 yaşından 18 yaşına kadar nasıl geliyor?
Cevap: Örgütçülükle ilgili. Ben onların tam bilmiyorum, yakından tanımıyorum. Türkiye’nin bir gerçeği var. Bugün mit kanununda ikinci değişiklik yolda. Siber suçlara karşı eylem planı diye birşey çıtı, artık insanın internet ve sosyal medyaya inanılmaz sınırlamalar getirme hazırlıkları var. Tüm yasalar insanlardan görüş alınmadan, torba yasalarla geceyarısı çekiliyor. Ben hukukçuyum, her gün resmi gazete okuyarak kendimi motive ediyorum. Gezi videosu seyredin, hacettepe tıpta insanların pankartlarıyla motive oluyorum.
Soru: öncelikle tebrik ediyorum, siz siyasete girmişsiniz. Burada sizin gibi siyasete girebilir miyiz, sizin etiler grubunuz olabilir miyim?
Cevap:benim siyasete gireceğim diye bir gündemim yok. Benim tek istediğim güvenli bir şekilde bunlaır türkiye’de söylemek. Ben kendi güvenliğimden şu an şüphe duyuyorum. Benim abim yurtdışında çalışıyor ve gelemiyor. Herkes bunu yapar, yeter ki yürüyün, yeter ki cesur olun. Tabii birlikte çalışabilizi, kesinlikle çalışabiliriz. Bizim zaten bir üyelik, giriş çıkma prosedürümüz yok. Benim e-mailim var. Ben size daha sonra e-maili yollayayım.siz ne kadar kendinizi mahalle örgütü olarak yaklaştırabilirseniz, o kadar iyi olur. Birlikte olmak, bir araya gelmek, suç değildir, yeter ki suç teşkil edecek birşey yapmayın, taş atmayın. Onlar size taş atabilir, siz cevap vermeyin, pasif olun, bir araya gelerek aktif olun.
Soru: yurtdışından birçok arkadaşım para yardımı yapmak istiyor. Onların para yardımı nereye yönlendirelim?
Cevap: örgütlü siyaset anayasal haktır. Kiminle çalıştığınıza, gündeme, faaliyetlere bakın. Bunlar demokrasiyi gerçekten yaşayabilmemizin bir gereği. Bunlar olmadıktan sonra biz liderlerin gösterdiği adaylara oy atmaktan başka birşey yapamayan koyunlardan başka birşey olamayız. Yurtdışıyla ilgili de bir bağış ve dernk lazım, onu detaylı olarak anlatayım size.
Barbaros Şansal bey’i rica ediyoruz.
Çok uzun konuşmıyacağım, yoğurtçudan geliyorum 15 bin kişi kadar yürüdük bugün. Bugün biliyorsunuz yıldönümü.Yarın öbürgün olası şeylerde diğer semtler buraya akacak. Küçük armutlu buraya gelecek, çok güvende zannetmeyin apartmanınızda kim doktor, kim nalburucu,öğrenmeye çalışın. Once mahalle güvenliğinizi, sonra toplu güvenliğinizi sağlayın. Kendi ötekileştirilmiş mazlumlar, truva atları çıkartıyorlar. Tanımadığınız insanları içlerinize sokmamaya çalışın gençler, çocuklar ve yaşlılar bu konuda hasar görebilirler. Parkları tabii ki tutun, tabii ki çalışma platformları oluşturun. Şöyler birşey var, 80 yıllık 9 devrime bakınca, bizi yeniden aydınlığa götüren tek bir çatı var. Atatürk yükselen bir merdiven olacak. Sağolun, varolun, seviyoruz hepinizi.
Hangi partiden olursanız olun, siyasete girin .
Tarihte hiçbir saray adalet dağıtmamıştır. Sistem değişmektedir, tüm dünyada konjonktür değişmektedir. Çok yakında suudi arabistan dahar’ı ihlak edecek. Biliyorsiniz esad halepi geri aldı. Israille karşılıklı saldırmazlık anlaşması yaptı.
Çok uluslu şirketlere dikkat edin, özellikle yüksek teknoloji sizin tüm bilgilerinizi emiyor. Nicelikle değil nitelikli değil,, laik demokratik sosyal hukuk devleti türkiyemiz için mücadele edelim, gerisi kolaydır.
Soru: Bir teşekkür, bir de sorum var. Benim jenerasyonumda yetişmiş her türk gibi, homofobik yetişmiştim. Ben barbaros abiyi tanıdıktan sonra, eşçinselleri tanımayı öğrendim. Ibnelik birr ruh halidir, eşcinsellik bir yönelimdir. Heteroseksüel bir insanın ibne olması bakiidir. Bizler canımızın derdine düşmüşken bizlere evlerini açan insanları gördük. Benim için ilk kırılma noktasıdır onu tanımak. Kendisi yakın zamanda çok kahpece bir saldırıya uğradı. Ve herkes onun geri çekilip onun kuyruğunu araya sıkıştırıp kaçıcağını düşündü. Ama herkese erkeklik dersi dediğimiz ama insanlık dersi verdi, o cesareti nereden bulduğunu çok merak ediyorum.
Cevap: onlar bir daha arkamdan saldırmasınlar, aradıkları önümde sallanıyor dedim, onlar düşünsünJ şöyle birşey var, serotonin ve endorphin bu toplumun en ihtiyacı olan var. Kızı asuman abi, eşi iyi biriydi ama necip fazılın büyük oğlu uyuşturucudan öldü, kızı … öldü. Insanların %10’u doğarken aktif heteroseksuel ya da aktif homoseksüel olarak doğar dünyada. Bütün canlılar için geçerlidir bu. Hani maymunu olan yazar, arlas. Onun karısı kitap yazmış selim ileri var, türkan hanım var, seda sayanın platformuna çıkıp seni anlatacağım. Ne var kitabınızda dedim, hayvanların cinsel yaşantıları var. Lezbiyen kertenkeleler de var mı dedim. Eşcinsellik sadece erkeklerde var, kadınlarda olmaz. Kalan %80 söyletilen ve öğretilenle idare eden. Önünüzde domatesli ve yoğurtlu pilav varsa birini tercih edersiniz. Ama önünüzde makarna ve pilav varsa, birine yönelirsiniz. Tercih ve yönelim arasındaki farkı net koyalım.
İspanyada temel slogan, bizimkine gore biraz daha soyuttur.bir sistem eleştirisi vardı. Bütün yaz boyunca plaza catalunya’da, bizim gezi parkına benzer bir park, 4 ay boyunca tutuldu. Polis tabi bizdeki gibi müdahele edemedi. Fakat yaz sonunda o hareket kendi kendine bir karar verdi. Biz mesajımızı verdik, bizim bundan sonra bu alanda değil ama kendi mahallemizde devam etmemiz lazım. Buna benzer. Somut işler yapan. O dönemdeki ispanyadaki en büyük sorun, ev kredisi alıp bunu ödeemeyen insanlar. %3 ki bu büyük bir orandır. Her mahallede bu kredilerini ödeyemeyen insanların yanında bulundular. Bu sayede marjinalleşmekten kurtularak koordinasyon içinde genele yayıldı belki bizim de yavaş yavaş bunlara girmemiz lazım. Benim somut önerim, mahalleler üzerindeki dertlere odaklanıp, diğer parklarla bunları koordine etmektir.

2002’de akp iktidar olduğunda herkesi kucaklayacağını söylemişti. Kimimiz inandı, kimimiz inanmadı. Iyi hizmet ettiler, kabul etmek lazım. Şimdi artık bizler için bi tehlike olmaya başladılar. Bizler de onlar için bir tehdit oluşturuyoruz, kurtuluş sandıkta olacak. Sabırlı olamayacağız. Onlar kadar vaktimiz olmayacak. Daha hızlı, bilinçli kenetlenerek çalışmaları yürütmek lazım diye düşünüyorum. Çalışma gruplarından yeni haberdar oldum. Etilerformu sayfasını takip edeceğimi, sizlerle ne yapacağımı bir sonraki toplantıda belki paylaşabilirim.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Marmaris Forumu (2 Temmuz 2013)

moderatör kuralları anlattı ve her konuşmacıya 2 dakika süre uygun görüldü. bu defa radyodan dönme zihnisinir projesi bir mikrofonumuz da olduğundan müzik çalarken bile bir süre konuşmaları devam ettirebildik.

-öncelikle “MARMARİS HALK MECLİSİ” adının henüz karara bağlanmadığını belirtti arkadaşlar (yazıcı olarak özür diliyorum, yanlış anlamışım, dün karara bağlandığını duyurmuştum). sürekli değişken katılım olduğundan böyle kararlara varabilmek için bir önerinin hiç olmazsa 3 kez genel kabul görmesi gerektiğine çoğunluk katıldı.

- forumda istisnasız herkes kuralları en az bir kez ezdi, birbirimizin arasında konuşma, karşılıklı atışma, söz almadan konuşma, hakarete ramak kalma, başkalarının fikrine saygı göstermeme, fikrini empoze etmeye çalışma, küsme, asık suratlılık, sesin yükselmesi, alınma…ama akşamın sonunda herkes birbirine iyi akşamlar diyerek ayrıldı.

- hazırlanacak bildirinin dağıtımının ve video gösterimi, köy toplantılarının yasaya uygunluğunun sorulduğu avukat bir arkadaşımız, anayasada böyle bir hakkımızın bulunduğunu ancak anayasaya aykırı olduğunu bildirdiği toplantı ve yürüyüş yasası gereğince polisin bazan gözaltına alabildiğini ancak şimdiye kadar kimsenin bu yüzden ceza almadığını söyledi.

- forumun yerine kent meclislerinin bulunduğu ve bu kuruluşların aracılığı ile etkinlik gösterilmesi gerektiği fikrine karşı çıkıldı, hem devlet tarafından desteklenen hem de etkili bir kurum olmayışından bu teklif rağbet görmedi.

- tek tek konuşma metinlerine yer veremeyeceğim çünkü neredeyse karşılıklı konuşmaların 1 saati aştığı bir forum yaşadık. ama çok tartışılan bir konu TC yazısının Marmaris ziraat bankasının tabelasına tekrar yazılması üzerine oldu. forumdan eylem çıkması gerektiğini, en öncelikli konunun TC’nin kaldırılması olduğunu bunun için hemen eylem yapmak gerektiği yoksa bu forumun hiçbir şey üretemeyeceğini savunan konuşmalar oldu. TC konusunu önemsediklerini ancak bunun forumun öncelikli konuları arasında olmadığını, eylem yapmak isteyenlerin yapabileceğini ancak forum adına olmaması gerektiğini bildiren konuşmacılar oldu. akyaka için direniyoruz da neden TC için direnmiyoruz diye soranlara belirli bir zümrenin değil her kesimi içine alacak ortak paydada buluşulan eylemlerin daha önemli olduğu yanıtı verildi. sonuç olarak bir grup perşembe saat 14:00′de gençlik meydanında toplanarak eylem yapacaklarını duyurarak bu konu toparlandı.

- konuşmalarda yapılan bazı vurgular şunlardı:

*funda hanım önceki forumlarda fikir birliğine varılan, Marmaris forumunun manifestosu niteliğindeki bildirisini okudu, bunun üzerine konuşulmasını ve fikir birliğine varılmasını önerdi. hemen yapılan görüşmede yazının facebook sayfasında yer alan metninin herkes tarafından okunarak üzerinde tekrar konuşulmasına ve yorumlarla sanal ortamda da tartışılmasına karar verildi.

Funda Börtücene Öztürk

Neden forum düzenliyoruz?
31 mayıs tarihi Türkiye için bir dönüm noktası olmuştur. Gezi Parkı’nda başlayan direnişle birlikte artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı, olamayacağı anlaşılmıştır. Halk, anti-demokratik baskıcı AKP hükümeti ve politikalarına karşı olduğunu göstermek için sokaklara çıkmış, demokrasi, özgürlük isteğini barışçı eylemlerle ortaya koymuştur. Daha önce hiç yaşanmamış bir toplumsal dayanışma ve birlik ruhu bu eylemlerin odak noktası olmuştur. Ancak buna karşın devletin polisi halka karşı kışkırtılmış, barışçıl eylemleri sonlandırmak amacıyla orantısız güç kullanılmış, 4 kişinin ölümü ve binlerce insanın yaralanmasına neden olan vahim olaylar yaşanmıştır. Yine bu süreçte sertleşen polis şiddetine karşı, halk ekmek, özgürlük ve adalet isteğini baskıcı, anti-demokratik uygulama ve saldırılara karşı sürdürmek isteğini açıkça ortaya koymuştur ve bu amaçla hükümete ve polise karşı barışçıl eylemler düzenleyerek mesaj vermek istemiştir. “Duran adam eylemi” şiddete ve orantısız güç kullanımına karşı pasif direnişin simgesi olmuş, eş zamanlı olarak da parklarda, meydanlarda insanların fikir, eleştiri ve önerilerini serbestçe oratay koyabilecekleri forumlar düzenlenmeye başlamıştır. Forumların özünde yatan en temel düşünce, halkın demokrasinin yalnızca sandıkta olmadığı düşüncesini hayata geçirmek istemesidir. Şimdiye kadar hükümetler kendi kararlarını halkın kararlarıymışcasına hayat geçirmiş, bunun da adına demokrasi demiştir. Oysa halk, kendisini ve gelecek nesillerin yaşamını belirleyecek olan sorunlar hakkında söz sahibi olması gerektiğinin bilincindedir.
Bizler, yukarıda değindiğimiz sürecin bir parçası olarak; din, dil, etnik köken, yaş ve cinsiyet ayrımı yapmadan bireylerin düşüncelerini özgürce dile getirebileceği, bunun da ötesinde, AKP hükümeti’nin bize zorla dayatmak istediği yanlış politikalarına karşı örgütlenebileceğimiz ve kararlar bir mecra olarak gördüğümüz forumları düzenli bir şekilde düzenlemeye karar verdik.

Ne istiyoruz ?

Forumlar, Istanbul ve Ankara’da gerçekleştirilen forumlardaki gibi açık alanlarda halka açık olup tamamen demokratik bir ortamda kararlar alınması, tartişılması ve ortak bir tavır alınması yönünde gelişmiştir. Bu kararlar hem geçmişte yapılanların sorgulanması, gerektiğinde yargılanması ve gelecekte yapılacak eylemler ve alınacak tavıra ilişkin olmalıdır. AKP hükümetinin son 12 yılda yaptığı hesapsız özelleştirmeler, halkın kararı ve onayı olmadan yapılan HES ler, nükleer santraller , yerli ve yabancı şirketlere kontrolsüz bir şekilde verilen maden aramaları ve işletmeleri , demokratik isteklerini değişik platformlarda açıklamak isteyen ve halen tutuklu olan ve gelecekleri karanlık olan öğrenciler,gazeteciler , hukukçular , doktor ve subaylar ve bilim adamlarının ve diğer tüm insanlarımızın özgürlüklerinin verilmesi , ülke içinde ve dışında tüm politikalarda bağımsızlığın terk edlip tamamen dıştan güdümlü politikalar, günlük hayatın tamamen hakim gücün isteği doğrultusunda düzenlenmeye çalışılması, yüzyıllardır Anadolu’da beraber yaşayan halkların beberliğinin devamı ,gemişin sorgulanması ve sorumluların yargılanması ve şimdiye kadar görülmemiş ölçüde yapılan talan bizim forumlarımızın ana konusudur. Bu forumlar bize hem ülke çapında hemde yerel sorunlarımız tartışabileceğimiz bir ortam sağlayacaktır. Benzer diğer forumlarda alınana kararların ve tepkilerin paylaşılması ve daha geniş ortak dayanışma tepkilerin gücünü artıracaktır.

bu yazıdaki maddelerin 3 temmuzdaki forumda tek tek tartışılıp oylanmasına da karar verildi.

* köylerde bilgilendirme ve aydınlanma toplantılarına gidilecekse bunun en iyisi muhtara ve köylerdeki tanıdıklar vasıtasıyla, yöre sorunlarının ve hükümet politikalarının bu sorunlardaki etkilerini iyi araştırıp, hazır gitmek gerektiği bildirildi

* sık sık, bu forumun eylem üretmesi gerektiği, konuşmakla kalınırsa bir yere varılamayacağı, burasının öyle demokrasi oyununun oynanacağı yer olmadığı, kararlar almak gerektiği ve acele etmek gerektiği bildirildi. bu konuda, bu forumların dernek veya parti gibi karar verici organlar olmadığı, burada karşılıklı anlayış, saygı ve hoşgörüyü, birarada konuşabilmeyi, tartışabilmeyi ve ortak paydalarda buluşabilmeyi öğrenmenin, demokrasiyi uygulamanın amaçlandığını, karar verme konusunda aceleden kaçınmak gerektiğini, hareketin uzun soluklu olduğunu bildirenler oldu

* “ortak paydanın belirlenmesi gerekir, yoksa gezi parkında biraraya gelmiş insanların bir kısmını yok saymak anlamına gelen kayıplar yaşarız. ortak olalım, birarada nasıl yaşayabileceğimizi öğrenelim”

* “siyaset yaşam biçimidir, siyasetten kaçınmıyoruz, zaten burada siyaset yapıyoruz ama partilerin grupların politikalarına burada yer olmasın”

* eylem kararı çıkması için çoğunluğun kararının yeterli olduğunu savunan kişilere karşı AKP ve diğer hükümetlerin de demokrasi anlayışının bu olduğu, zaten buna karşı durulduğu anlatıldı.

* “biz diyoruz ki halka gideceğiz, eylemler yapacağız, bu forum devrimci hareket yeridir, ya AKP ya karşısındaki diye ayrılmıştır, taraf olduğunu kabul edelim”

* “Atatürk, bayrak zaten bizim, bunların kaybolmasından korkmaya gerek yok. gezi direnişçileri bu korkuyu yendi, bu korktuklarınızın hiçbiri olmayacak, rahat olun; ama gezi direnişi başka bir şey, orada herkes ayrımsız vardı ve ortak paydada birleşmişlerdi. bu ortak payda bayrak, TC, Atatürk konularından daha yüksekte, yeni bir şeydir”

* “gezi gösterileri ve yürüyüşlerinde provakasyonu engellemek için yalnızca gezi yazan beyaz bayraklar bulunduruluyordu.”

* birbirimizi ikna edip, fikirlerimizi kabul etmek zorunda bırakmadan, gezi ruhuna aykırı davranmadan somut adımlar atmak zorundayız. gündem belirleyelim, bunları konuşalım, burası gerginliklerin atıldığı, her akla gelenin konuşulduğu ortam olmamalı”

* “halkı eğitmekten bahsediyoruz, ben öğretmenim, eğitim uzun zaman alır”

* “eğitimin ve aydınlatmanın hızlı yollarını bulmalıyız, bilgilendirmek şu anki en önemli şey. uyumadan çalışmalıyız, uyandırmaya çalışmalıyız. destekleyenlerin sayısı arttıkça hareket güçlenecektir.”

* “İstanbul’daki toplantılarda şenlikler, müzik atölyeleri yapılıyor. biz de burada müzik atölyesi şeklinde herkesin evden getireceği aletlerle müzik yapacağmız ortam yaratabiliriz”

* “burada tabu haline getirilen şeyler var.”

* “başımızdaki hükümetin açtığı sorunlarla dünyadan gelen sorunlar birbirine benzer. hareketin dünyaya yayılacağını düşünerek, sadece hükümetin yıkılmasının yetmeyeceğini bilerek, dünya insanlarının birleşip silahların olmadığı, özgür ve barış içinde yaşayacağımız günler için daha üst paydada birleşmemiz gerekiyor”

* “kimse kimseye fikrinden dolayı hesap sormamalı, ikna edilmek istemiyorum. görüş ayrılıkları olabilir, olmalı da. ama isteyen katılır isteyen katılmaz”

* “düşünce değiştirmeye çalışmayalım”

* “hareket başladığında sevinmiştim, işte nihayet herkes birleşti, artık ayrılık yok diye. ama bu ortamda bu birleşmeyi görmüyorum, kendimi hiç rahat hissetmiyorum. bu devrimi hiçbir grup sahiplenmemeli, herkes eşittir.”

* “insanları eğiteceğiz, öğreteceğiz, yanımıza alıp sayımızı arttırıp devrimi gerçekleştireceğiz, hesap soracağız.”

* “dünya insanıyım demek hayaldir. önümüzdeki gerçekleri görelim, hükümetin devrilmesi şarttır.”

* “herkes özeleştiri yapsın, nasıl davranılmak istiyorsa burada da başkalarına öyle davransın.”

* “biz insanları ötekileştire ötekileştire bu hale geldik. bundan vazgeçelim. fikir üretelim, fikire fikirle karşılık verelim, sinirlenmeden baskı yapmadan”

* “bu gençlerin başlattığı bir devrimdir. eski devrimlerin üzerine kurulmuş ama evrim gereği daha üst düzey bir devrimdir. dolayısıyla kuralları baskın olarak geçerlidir. gezi parkı direnişinde zaten bir devrim yaşanıyor ve herkesi birleştiren payda ve istekler konusunda birleşme vardır. biz de bu ruhtan ayrılmamalıyız. bayrak, TC, emperyalizmin defedilmesi gibi konuları zaten kapsayan ama dünya açılımları olan evrensel amaçları vardır. lütfen endişelenmeyin”

* “ben kendimi Atatürkçü biliyordum ama böyle kimliğini belli et, ya bizdensin ya onlardan diye zorlanınca bundan hiç hoşlanmadım, bir tarafta bulunmak istemedim”

* “devrim yapmayı yeni öğreniyoruz, herkesten çok fazla ses çıkıyor. herkes süreci kendi içinde yaşasın ve kabullensin. hepiniz çok güzelsiniz, hepinizi seviyorum”

* “eski yeni bırakalım, pratiğe bakalım”

* “kaç gündür toplanıyoruz bir arpa boyu yol alamadık. bence sorun yöntem bozukluğunda. yöntem belirleyip birbirimize saygılı ve anlayışlı bir şekilde ilerlemeliyiz. verilen bildiri metni üzerinde hiç konuşmadık bile. bunu yapmamız lazım. böyle karşılıklı tartışarak insanları bezdirmeyelim lütfen”

* “gezi direnişini gençler başlattı, nasıl devam edeceğinin yol haritası yine onlardadır. genç olmayanlar negatif duygularını ve kaygılarını belirtmekten geri dursunlar. hareketin yüzü güler, kendini fazla ciddiye almayan, kendiyle dalga geçebilen ve rahat değişebilen bir ruhu var. eski devrimlerden önemli farkları olduğundan biz bu yolu bilmediğimizi kabullenip onları takip etmeliyiz. destek vermek, teknik konularda danışmanlık yapmak şeklinde bilgeliğimizden faydalandırmalıyız. ama önce biraz gülümsemeliyiz, suratlarınızı asmayın lütfen”

- akşamın sonuna doğru önerilere geçildi. şunlar maddelendirildi:
1. tahta getirelim konuşulacak konuları yazalım.
2. yerel seçimlerde sandıklarda görev alalım. (bunun için YSKa dilekçe vermenin yeterli olduğu bilgisi verildi)
3. komitemizi kuralım çalışmalara başlayalım
4. yahoo grup kuruldu, isimleri gruba ekliyoruz
5. bir sonraki toplantıda gündem belirleyelim
6. funda hanımın yazdığı bildirinin maddeleri gündeme alınsın. bir bildiri hazırlanmalı

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Merkez Mahallesi Forumu (2 Temmuz 2013)

*Sokağımızla ilgili problemlere dair söyleşilerle başladı toplantı. 7 Temmuz Pazar günü yapılacak “Parkta Buluşuyoruz, Komşumuzla Tanışıyoruz” etkinliği için açılacak stantlar: çocuk köşesi, kitap köşesi, takas standı, yeme-içme standı kurulacak. Ayrıca etnik köken atölyeleri yapılmasına dair de bir öneri geldi.
*Pazar 15.45’te parkta yoga çalışmamız var. Rahat kıyafetler giymeniz yeterli, özel hiçbir şey gerekmiyor; matsız, bloksuz, ayakta hareketlerle herkesin yapabileceği kısa bir nefes çalışması olacak.
*Apartmanlara ya da sokakta direklere asılan ilanların toplandığı görüldü. Bundan sonra dağıtılacak ilanlar komşularınızla yüzyüze konuşmanız durumunda daha etkili olacaktır. Ayrıca apartman kapılarının iç tarafına ilanların asılması da bir fikir olarak sunuldu.
*Çöp kutuları ve geri dönüşümle ilgili olarak ilk forumdan itibaren dile getirilen konu, Pazar günü daha fazla mahallelinin katılımıyla daha somut bir hale getirilecek. İletişim ve koordinasyon grubunun belediye ile görüşmesinden evvel bir imza kampanyası ile sonuca doğru yaklaşılması planlandı.
*Diğer semtlerde gerçekleşen genel ya da anlık eylemlere karşı semt halkının bir araya gelmesinde güçlük çekilmişti. Facebook grubunun bu tip eylem durumlarında daha aktif kullanılıp daha hızlı haberleşilmesi istendi. Gündem oluşturmak konusunda da grup sayfası hızlı iletişim için rahatça üyeler tarafından kullanılabilir.
*Mahalle içindeki inşaatların güvenlik önemlerini almaması, ve tetkiklerinin yapılmaması dile getirildi. Bunun için Cahnge.org koordinatörü olarak da gönüllü olan Gülgün arkadaşımız genel imza kampanyalarının başlatılmasını önerdi. Semt problemleri daha genel boyutta dilekçelere işlenip diğer semtlerin de dertlerini dile getirmek veçözmek anlamında örnek kılınabilir diye düşünüldü.
*Berkin Elvan’ı ziyaret ve ona destek vermek için bir öneri vardı. Şu an forumda tartışılıyor, yer ve zaman olarak.
*Perpa’nın karşısındaki köprünün yapımına dair yeterli bilgi olmadığı, köprü inşaatını yapan şirketin tabelası olmamasıyla birlikte o yolu kullananların daha çok çocuk yaşta olmasının kaygı yarattığı ve buna dair somut bir adıl atılması gerektiği söylendi.
*Sıracevizler Parkı’nın hem insanların hem de köpeklerimizin kullanımı için yetersiz olduğu, yeşil alanının çok kısıtlı olduğu dile getirildi. Bunun için yine Pazar günü mahalle halkının da katılımıyla somut adımlar atılması bekleniyor.
*Forumun ülke geneline dair konuşma kısmı Lice olayları ile alakalıdır. Güneydoğu bölgesinden yeterince bilgi alamadığımızı, tarafsız bir kaynak ulaşımının sağlanması ve bunun da forum içinde duyurularının yapılması istendi.
*Maçka Forumu’na da katılan Lice tanıklarının parkımıza davet edilip, bölgede yaşananları ilk ağızdan dinlememiz için teklif sunuldu, en son Lice tanıklarının dinlenmesine karar verildi.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Sakarya Kent Park Forumu (2 Temmuz 2013)

Kent Park’ta gerçekleştirdiğimiz 2 Temmuz tarihli toplantımızda
- Gerçekleştirdiğimiz forumlarda gündemimizin yazdığı Sakarya Dayanışma Forumu imzalı dövizin hazırlanması,
- Atölye çalışmaları ve gündem maddelerinin haftalık olarak belirlenmesi,
- Söz konusu gündem maddelerinin haftanın belirli bir günü oluşturulacak Halk Meclisi’nde tartışma ve oylamaya açılması,
- Gündeme alınan kararın Halk Meclisi tarafından onaylanması için 3/5 çoğunluğun aranması,
- 8 Temmuz’la başlayan haftanın atölye çalışmaları ve gündem maddelerini belirlemek için 3 Temmuz saat 20.00′de Kent Park’ta toplanılmasına karar verilmiştir.

Yarın her zamankinden daha kalabalık ve katılımcı bir forum için şimdiden çalışmalarımıza başlayalım. Saat 20.00′de Kent Park’ta görüşmek üzere!
Sevgi ve dayanışmayla.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Ümraniye Direniş Forumu (2 Temmuz 2013)

Ümraniye Direniş Forumu olarak, Sivas Katliamı’nda yaşamını yitiren 33 insanımızı anmak için 500′ü aşkın kişinin katılımıyla bir eylem gerçekleştirdik.

Eylem, 2 Temmuz 2013 Salı akşamı saat 20:00′da Elmalıkent Mahallesi/Trafo’da başladı. Saat 21′e doğru “Sivas’ın ışığı sönmeyecek” pankartı, Sivas şehitlerinin fotoğrafları ve meşalelerle yürüyüşe başladık. ‘Sivası unutma, unutturma’, ‘Sivas’ta yakanlar Akp’yi kuranlar’, ‘Her yer Madımak, her yer Direniş’, ‘Her yer Taksim, her yer Direniş’, ‘Faşizme karşı omuz omuza’, ‘Yaşasın halkarın kardeşliği’, ‘Bu daha başlangıç, mücadeleye devam’ sloganlarıyla 40 dakika kadar mahalle içinde yürüdükten sonra 21:30′da Trafo’ya dönüp anma etkinliğine başladık.Anma, Sivas şehitlerinin isimleri tek tek okunup ‘Yaşıyor!’ sloganı ve 1 dakikalık saygı duruşu ile başladı. Ardından, Önder Çoban, Sivas Katliamı’nın neden ve nasıl yapıldığı hakkında bir konuşma yaptı. Konuşmadan sonra Berivan Yavuz, bir şiir okudu. Berivan’dan sonra, Ümraniye Direniş Forumu adına Devrim Boran, bir konuşma yaptı. Devrim, konuşmasında Taksim Gezi Parkı Direnişi’nin parklarda yapılan forumlarla sürdüğünü belirtip, hafta içi her akşam saat 21:00′da Şehitler Parkı’nda yapılan foruma çağrı yaptı. Ardından Deniz Kurtul, katliamı anlatan bir konuşma yaptı. Deniz’den sonra Devrim Boran, “2 Temmuz” adlı şiirini okudu. Devrim’den sonra, Hıdır Yavuz bir konuşma yaptı. Ardından, Pir Sultan Abdal Derneği Ümraniye şubesinden iki zakir arkadaşımız, bir müzik dinletisi sundu. Müzik dinletisinden sonra, saat 22:30′da anma sona erdi.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Yeniköy Forumu (2 Temmuz 2013)

Bir rutin olarak forum kuralları hatırlatıldıktan sonra forum geçtiğimiz birkaç günde yapılan faaliyetlerin anlatılması ve gündem maddeleri ile başladı.

· Söz alan bir temsilcimiz, geçtiğimiz Cuma günü CHP Sarıyer İlçe Başkanı ile yapmış olduğumuz toplantı hakkında bilgi verdi. Bu toplantıda Yeniköy ve civar semtlerin sorunları görüşülmüştü ve Sarıyer Belediyesi’nden destek almak için taleplerimiz iletilmişti. İlçe başkanının bize çeşitli aktiviteler ve projelerimizde maddi ve lojistik destek için öneride bulanacağı ve bizi gerekli kişiler ile buluşturacağı sözünü aldığımız aktarıldı.

· Katılım sayısının az olmasını da masaya yatıran temsilcimiz bunun sorun olmadığını ve zamanla mutlaka artacağını ifade ederken yine de özellikle Yeniköy’lülere bu forumun güvenli olduğunu bir şekilde ifade etmek ve foruma katılımı cazip kılmamız gerektiği aktarıldı.

· Muhtar konusunda Belediye ve CHP temsilcileri tarafından bir uyarı yapıldığı ve Muhtar hakkında bir soruşturma açılmış olma ihtimali dile getirildi. Fakat daha fazla bir bilgi yok.

· Tüm forum katılımcıların daha aktif şekilde katılım sağlaması ve sorunların çözümü için destek olması gerektiği konuşuldu. Bu amaçla çeşitli çalışma kadroları veya komitelerin nasıl kurulacağı ve görev kapsamları tartışıldı.

· Sarıyer Bölgesinin en önemli sorunlarından biri olan “tapu” sorunsalı görüşüldü. Kentsel Dönüşüm adı altında rant amaçlı talan edilen tapusuz veya gecekondu tarzı evlerin yıkımına karşı neler yapılabildiği, ve zamanla büyümesi ihtimali olan bu yıkımın bir an evvel durdurulması için forumdan destek ve katılım talep edildi.

Forum moderatörü Google mail grubu kurulumu ve oradaki farklı çalışma grupları (komiteler) hakkında bilgi verdi. Aktif katılımın artması için forumdan destek talep edildi.

· Taksim Dayanışma ve Büyükdere forum üyesi olan bir katılımcı Kentsel Dönüşüm için İstanbul kapsamında daha büyük bir eylemin yapılmasının çok daha etkili olduğunu anlattı ve bunun için uzun vadeli neler yapılabildiğini anlattı.
· Kendisi ayna zamanda Perşembe günü forumumuza Taksim Dayanışması üyelerinden birkaçı ile katılacağı haberini verdi.

· Artık forumda gelenekselleşen “kayıplarımızı anma” konuşması yapıldı. 2 Temmuz olması nedeniyle Sivas katliamı üzerine kısa olarak konuşuldu ve ölenler anıldı.

· Cihangir ve Eyüp forumlarına katılan üyemiz ayrıca bize o forumlarda neler yapıldığını aktardı. Özellikle çalışma grupları hakkında bilgi aktardı.

· Diğer bir katılımcı Yeniköy’ün sorunu olan eski camiinin yeniden inşaası konusunda öncelikli olarak bir tarihi araştırma ve bunu foruma sunma projesi ortaya koydu. Kendisi bu konuda çalışacağını ve bize bir sunum yapacağını söyledi.

· Cumartesi günü Kuruçeşme’de yapılacak yüzme eylemi için herkesin saat 9:00’da orada veya yakınlarda bulanarak yüzücülere moral desteği vermesi önerildi.

· Katılımcılardan organize olmak, hazırlıklı olmak ve ‘egemen güç’e daha fazla hareket fırsatı bırakmadan eyleme geçilmesi gerektiğini anlattı. Bunu başarmak için bir ortak davranış biçimi geliştirmemiz gerektiği konuşuldu.

· Ayrıntılı olarak mail gurubunun nasıl daha aktif ve faydalı kullanılacağı tartışıldı ve görevler için gönüllülere ihtiyaç olduğu, kimseyi beklemeden istenilen amaç için çalışılması için bireylerin kendilerinin emeği gerektiği üzerine konuşuldu.

· Gönüllü olarak görevlerde bulunmak isteyen forum üyelerinin özellikle telefon bilgilerinin mail grubu yöneticilerine iletilmesi kararlaştırıldı.

· Son olarak bazı katılımcılar tekrar eski parka geri dönmeyi önerdi. Orada bulanarak sembolik bir şekilde saldırganlara karşı duruş sergilenmesi gerektiği söylendi. Forumda bu konuda iki zıt görüşün olması nedeniyle bir süre konu tartışıldı. Bunu güvenli bulmayan ve bir yarayı tekrar deşmek yerine daha doğru yollar bulmak gerektiğini düşünen katılımcılar oldu.

· Forum moderatörünün bu bağlamda söz alarak kişisel görüşünü aktarması sonrası forum kapatıldı.

Forum sonrası mail gurubu üzerinde yapılan sohbetlerde moderatörün değişmesi konusu açıldı. Kendi kişisel görüşünü beyan etmesinin gruba tahmil olarak algılandığı anlaşılan möderatörün yerine dönüşümlü moderatörler seçilmesi bazı üyeler tarafından talep edildi. Perşembe günü bu konuda forumda oylama yapılması görüşüldü.
Bir rutin olarak forum kuralları hatırlatıldıktan sonra forum geçtiğimiz birkaç günde yapılan faaliyetlerin anlatılması ve gündem maddeleri ile başladı.

· Söz alan bir temsilcimiz, geçtiğimiz Cuma günü CHP Sarıyer İlçe Başkanı ile yapmış olduğumuz toplantı hakkında bilgi verdi. Bu toplantıda Yeniköy ve civar semtlerin sorunları görüşülmüştü ve Sarıyer Belediyesi’nden destek almak için taleplerimiz iletilmişti. İlçe başkanının bize çeşitli aktiviteler ve projelerimizde maddi ve lojistik destek için öneride bulanacağı ve bizi gerekli kişiler ile buluşturacağı sözünü aldığımız aktarıldı.

· Katılım sayısının az olmasını da masaya yatıran temsilcimiz bunun sorun olmadığını ve zamanla mutlaka artacağını ifade ederken yine de özellikle Yeniköy’lülere bu forumun güvenli olduğunu bir şekilde ifade etmek ve foruma katılımı cazip kılmamız gerektiği aktarıldı.

· Muhtar konusunda Belediye ve CHP temsilcileri tarafından bir uyarı yapıldığı ve Muhtar hakkında bir soruşturma açılmış olma ihtimali dile getirildi. Fakat daha fazla bir bilgi yok.

· Tüm forum katılımcıların daha aktif şekilde katılım sağlaması ve sorunların çözümü için destek olması gerektiği konuşuldu. Bu amaçla çeşitli çalışma kadroları veya komitelerin nasıl kurulacağı ve görev kapsamları tartışıldı.

· Sarıyer Bölgesinin en önemli sorunlarından biri olan “tapu” sorunsalı görüşüldü. Kentsel Dönüşüm adı altında rant amaçlı talan edilen tapusuz veya gecekondu tarzı evlerin yıkımına karşı neler yapılabildiği, ve zamanla büyümesi ihtimali olan bu yıkımın bir an evvel durdurulması için forumdan destek ve katılım talep edildi.

Forum moderatörü Google mail grubu kurulumu ve oradaki farklı çalışma grupları (komiteler) hakkında bilgi verdi. Aktif katılımın artması için forumdan destek talep edildi.

· Taksim Dayanışma ve Büyükdere forum üyesi olan bir katılımcı Kentsel Dönüşüm için İstanbul kapsamında daha büyük bir eylemin yapılmasının çok daha etkili olduğunu anlattı ve bunun için uzun vadeli neler yapılabildiğini anlattı.
· Kendisi ayna zamanda Perşembe günü forumumuza Taksim Dayanışması üyelerinden birkaçı ile katılacağı haberini verdi.

· Artık forumda gelenekselleşen “kayıplarımızı anma” konuşması yapıldı. 2 Temmuz olması nedeniyle Sivas katliamı üzerine kısa olarak konuşuldu ve ölenler anıldı.

· Cihangir ve Eyüp forumlarına katılan üyemiz ayrıca bize o forumlarda neler yapıldığını aktardı. Özellikle çalışma grupları hakkında bilgi aktardı.

· Diğer bir katılımcı Yeniköy’ün sorunu olan eski camiinin yeniden inşaası konusunda öncelikli olarak bir tarihi araştırma ve bunu foruma sunma projesi ortaya koydu. Kendisi bu konuda çalışacağını ve bize bir sunum yapacağını söyledi.

· Cumartesi günü Kuruçeşme’de yapılacak yüzme eylemi için herkesin saat 9:00’da orada veya yakınlarda bulanarak yüzücülere moral desteği vermesi önerildi.

· Katılımcılardan organize olmak, hazırlıklı olmak ve ‘egemen güç’e daha fazla hareket fırsatı bırakmadan eyleme geçilmesi gerektiğini anlattı. Bunu başarmak için bir ortak davranış biçimi geliştirmemiz gerektiği konuşuldu.

· Ayrıntılı olarak mail gurubunun nasıl daha aktif ve faydalı kullanılacağı tartışıldı ve görevler için gönüllülere ihtiyaç olduğu, kimseyi beklemeden istenilen amaç için çalışılması için bireylerin kendilerinin emeği gerektiği üzerine konuşuldu.

· Gönüllü olarak görevlerde bulunmak isteyen forum üyelerinin özellikle telefon bilgilerinin mail grubu yöneticilerine iletilmesi kararlaştırıldı.

· Son olarak bazı katılımcılar tekrar eski parka geri dönmeyi önerdi. Orada bulanarak sembolik bir şekilde saldırganlara karşı duruş sergilenmesi gerektiği söylendi. Forumda bu konuda iki zıt görüşün olması nedeniyle bir süre konu tartışıldı. Bunu güvenli bulmayan ve bir yarayı tekrar deşmek yerine daha doğru yollar bulmak gerektiğini düşünen katılımcılar oldu.

· Forum moderatörünün bu bağlamda söz alarak kişisel görüşünü aktarması sonrası forum kapatıldı.

Forum sonrası mail gurubu üzerinde yapılan sohbetlerde moderatörün değişmesi konusu açıldı. Kendi kişisel görüşünü beyan etmesinin gruba tahmil olarak algılandığı anlaşılan möderatörün yerine dönüşümlü moderatörler seçilmesi bazı üyeler tarafından talep edildi. Perşembe günü bu konuda forumda oylama yapılması görüşüldü.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön