Yurt: ‘Yaşam direnenlerindir’ Redhack

Direnenler Konuşur yazı dizisinde bugün Redhack konuştu. Kızıl hacker grubu Redhack, Gezi Parkı direnişini YURT’a değerlendirdi. Redhack, “Korkuları ve ön yargıları olmayan bir kitle, kendi özgürlüğüne sahip çıktı. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” dedi.

redhack

AKP Hükümeti’nin birçok yolsuzluk dosyasını, YÖK eylemleriyle rektörlerin nasıl çalıştığını ve özellikle Reyhanlı katliamının istihbarat skandalını ortaya çıkaran Redhack, YURT Gazetesi’ne konuştu. 28 Mayıs tarihinde başlayan ve tüm dünyada “Türk Baharı” olarak da tanımlanan Gezi Parkı direnişini gazetemize değerlendiren Redhack, “On binlerce insan, tüm engellemelere rağmen kıta değiştirdiyse, bu ülkede yaşam direnenlerindir” dedi. Gezi Parkı direnişinin ardından Türkiye’de artık bazı şeylerin değiştiğinin altını çizen Redhack, YURT’un sorularını yanıtladı:

İKTİDAR DOKUNULMAZ DEĞİLDİR

Gezi Parkı direnişini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Daha önce de dile getirdiğimiz gibi bu eylem Lenin’in ampirik felsefe yaklaşımında olduğu gibi iyi niyetinden hareketle ön yargıları ve korkuları olmayan bir kitlenin kendi özgürlüğüne sahip çıkmasıdır. Özgürlüğü ise partiler, eğilimler üstü bir kavram olarak görmesinin; sevmeyi bilenlerin ve ötekileştirilmekten yorulmuş insanların direniş pratiğidir. En yalın haliyle insanların kendi besledikleri, kendi iradelerini temsil etmesi için ‘seçtiği’ tüm parlamenter yapının sorgulanması meselesidir. Bu nedenledir ki farklı yaşam pratiklerinden, eğilimlerden, tercihlerden ve yönelimlerden gelen koca bir kitle kendilerine tahsis edilmiş toplu ulaşım araçları yerine, TOMA’yı miting alanlarında dağıtılan bedava belediye suyu yerine tazyikli suyu, kamu spotlarında sahip çıkılması için seferberlik ilan edilen Gesi Bağları yerine GEZİ Bağlarını tercih etmiş ve bu sağlam bağların aslında nasıl da Anadolu insanının tüm bileşenlerini bir araya getirebileceğini göstermiştir. Bir eylem düşünün ki heavy metalci ile hurda toplayan çocuğu bir araya getirsin ama iktidar tarafından ‘marjinal gruplar, molotofçular’ olarak adlandırılsın. Bizler #REDHACK olarak bu iktidarın dokunulmaz olmadığını göstermeyi başarmıştık, tereddüttü olanlar bu kez dokunarak test ettiler. Kendilerine taraf edemedikleri Diyanet İşleri Başkanı’na görevden el çektirenleri unutanlar, Dolmabahçe Camisi görevlilerinin zorunlu izne çıkarılmasını yadırgayabilirler ama bizlerin devrimci hafızası her zaman olduğu gibi görev üstlenecek, inisiyatif alacak ve direnen bu onurlu insanlara omuz vermekten gurur duyacaktır.

‘SANSÜRE GÖKÇEK’TEN BAŞLAYABİLİRLER’

Bu süreçte sıkça kullanılan Twitter ve diğer sosyal medya araçları aslında AKP’liler tarafından da sıkça kullanılıyor. Örneğin Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 3 milyona yakın takipçisi var. Twitter’ı hedef göstermek doğru mu?
Başbakan gerçek bir tutarsızlık abidesi olarak 2011′de kötülediği ‘yahu bunlar berbat şeyler’ dediği sosyal medyayı, 2013′te ‘Sosyal medyayı en az onlar kadar iyi kullanmalıyız’ diyerek baş tacı etmişken, (Onlar artık hangi ayrıştırıcı söyleminin parçasıysa) Silikon Vadisi ziyaretinde ağzı açık kalmış. ‘Vallahi biz de FATİH projesi diye bir proje ürettik ama bu demode tabletleri hangi yandaş üzerinden tedarik edeceğimize karar veremedik henüz’ itirafında bulunamamışken hangi sosyal medya sansürü? Üstelik #REDHACK’in #Reyhanlı patlaması ile ilgili yayınladığı belgelerde bahsolunan araç plakalarını henüz savcılık açıklaması olmamışken yalanladıkları sosyal medyadan mı bahsediyorlar? Dezenformasyon ve provokasyon söylemlerinin altına bakıldığında kimlerin miting alanlarına davet amaçlı mesajlar oluşturduğunu, muhalif sosyal medya kullanıcıları üzerinde nasıl bir baskı unsuru yaratılmaya çalışıldığı, kanunen dahi suç sayılmayacak gönderiler üzerinden korku imparatorluğunun çöküşünün engellenmeye çalışıldığını kolaylıkla göreceksiniz. Sosyal medya sansürüne mail içeriklerini deşifre ettiğimiz Egemen Bağış ve gerçek bir yerel yönetim garabeti olduğunu kendi gönderileri üzerinden gizleme şansını çoktan yitirmiş olan Melih Gökçek ile başlayabilirler, biz mani olmayız… Hükümetin faşizan uygulamalarının boyutunu daha da net ortaya koyar ki, biz zaten konu mizahi bir boyuta taşındığında gülmek için organ ayrımına karşı bir oluşumuz.

Ulaştırma Bakanlığı siber suçlarla ilgili 24 saat çalışacak “SOME” adında içerisinde MİT, Dışişleri Bakanlığı ve TÜBİTAK’ın da bulunduğu bir kurul oluşturdu. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Orta yerde siber suçlardan bahsedenlerin siber suç tanımını netleştirebilecek kapasitede olması gerekir. Kamu yararı söz konusu iken, bilginin tekelleştirilmesi, gerçeklerin zamanaşımı ve kamu aleyhine işlenmesi gibi detaylardan bağımsız olarak bu konuları ele almak ancak devlet terörüne hizmet eder. Keşke birileri çıkıp MİT söz konusu olduğunda Gaziantep patlamasının olduğu gün emniyet istihbarattan görevden alınan amirleri sorsa. Keşke birileri aynı MİT Müsteşarı’nın 15 Şubat 2013 tarihinde Yasin El Kadı/Usame Kutub ile yapacağı gayri resmi görüşme için buluşmalarından önce yaşanan trafik kazasını ve Medipol kayıtlarının nasıl tahrif edildiğini sorsa… Mesela TÜBİTAK’ın başındaki şahsın hikmeti nedir? Ya da TÜBİTAK’ta satın almanın başı olarak tayin edilen şahsın şoförlük dışında en küçük bir meziyeti var mıdır? TÜBİTAK’tan Hayrettin Bahşi’nin itirafıdır;’#REDHACK’le başa çıkabilecek durumda değiliz. Sistem açısından çok zayıfız. Kullanıcıları bilinçlendirmemiz şart’ diye. Ödüle çok ihtiyaç duyarsak BTK (Bilgi Teknolojileri Kurumu) eyleminde yaptığımız gibi ‘Güvenli İnternet’ ödülünü onlardan alıp kendimiz kullanırız.

BU SÖYLEMLERİ ŞAKA OLSA GEREK…

Gezi Parkı direnişi boyunca atılan 5 milyon tweetin inceleneceği söylendi. Sizce bu mümkün mü?Koskoca devlet 20 yılda #Sıvas katliamı sanıklarını bulamaz, yıllardır #DenizFeneri’ni yargılayamaz, #KPSS şifre yolsuzluğu yaptıkları gün gibi aşikar olanların atamalarını yapar. Avrupa Parlamentosu’na verdiği taahhütleri gerçekleştiremez ama taahhüdü ihlalden on binlerce esnafa kan ağlatır ve tutukluluk süreleri istenilen cezayı geçmiş onca siyasi tutuklu varken adaletten bahseder. Bu söylemleri şaka olsa gerek. Kendi medeniyetlerini bulamamışken dünya dışı medeniyetler bulma iddiasında olanlar şaşırtmıyor artık.

Twitter üzerinden #Redhacktarafındanhacklendik hastagı oluşması ve bu yöndeki açıklamalarınızın açılan davalara etkisi olur mu?
Aslında olmalıdır. Ne bu iddiaları çürütebilecek noktada durmaktadırlar, ne de bu iddialarını doğrulayabilecek dijital delil mekanizmasına sahipler. Kişilerin hesapları reddetmesi ya da #REDHACK tarafından hesaplarının ele geçirildiğini söylemeleri halinde ceza almaları mümkün değil. Örneğin Twitter tüm bilgi taleplerini reddetti.

Anonymous’un Gezi Parkı direnişinde bazı eylemleri oldu. Bu eylemleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Anonymous ile yaptığımız pek çok eylem ve bilgi alışverişi olmuştur. Geçmişte medya üzerinden yanıltılmış Anonymous üyelerine ulaşıp olayların gerçek yüzünü açıkladık ama #Gezi direnişinde hükümetin faşizan tutumu ve devletin halkına karşı örgütlenmiş pratiği o kadar orta yerde duruyordu ki, bu zulümler karşısında kendiliğinden eylem geliştirdiler ve bu onurlu direnişe katkı sundular. İnsanlığa karşı işlenen suçlar söz konusu olduğunda bir anda dayanışmamızı ortaya koyarız. Çocuk istismarı söz konusu olduğunda ise herkesle işbirliği yaparız.

HESAPLARI HALKIN LEHİNE DEĞİŞTİREBİLİRİZ

Gezi direnişinin ardından büyük bir toplumsal muhalefet oluştu. Bu muhalefet sizce bundan sonra Türkiye’de nasıl bir değişime yol açar?
İşin doğrusu bu nesiller ortadan kalkana değin korku ve sindirilmişlik bu ülke tarihinde bir daha yakın dönemdeki gücüne kavuşamaz. Kavuşamasın da zaten. Çünkü korku ahlaksızlığı besler. Bu eylemlerin hatırlattığı en önemli detay bizler aslında düşünülen ve sürekli pompalanan genel algının aksine ortak paydası olmayan kitleler değiliz. Bizi yıllarca ayrıştıranlar, ötekileştirenlere inat, birlik olduğumuzda tüm hesapları nasıl halkın lehine değiştirebileceğimizi gördük. Bir köşede yoga yapılırken, bir diğer köşede namaz kılanlar bu ülkenin din algısını mevcut iktidarlardan çok daha iyi bildiğini ve sürekli çocuğunu yönlendiren ve cezalandıran ebeveyn tavrına ihtiyacı olmadığını gösterdi. Farklı takım taraftarları endüstriyel futbol dişlisinin çarklarıyla nasıl faşizmin kitle ruhunun yaşatılmak istendiğini fark etti. On binlerce insan tüm engellemelere rağmen kıta değiştirdi bu ülkede. Eğer çorbada bizlerin de tuzu olduysa ne mutlu bizlere. Yaşam direnenlerindir. Hep söyledik; Yağma Yok , #REDHACK var! Tüm okuyucularınızı, tüm dostları, yoldaşları saygıyla selamlıyoruz.

SAMİ MENTEŞ İÇİN YANITLIYORUZ

“Ayyıldız TİM” adında size karşı bir hacker grubu var. Bu grup hakkındaki düşünceleriniz nedir?
Bu soruyu yanıtlamak hatır için ‘bir kereye mahsus’ çiğ tavuk yemekle eş anlamlıdır aslında. Yayınladığımız #YÖK belgelerinin peşini bırakmayan az sayıda onurlu basın emekçisinden biri olan Yurt Gazetesi muhabiri dostumuz, 170 gündür tutuklu ‘dünyanın en genç gazetecisi’ #SamiMenteş için yanıtlıyor olalım. Bir oluşum düşünün ki; kendini partiler üstü tanımlasın ama ‘AKP kurmayları bize randevu dahi vermedi, bizden yararlanmadı’ diye hayıflansın. Bir grup düşünün ki sosyal medya gelişme çağındaki çocuklar için tuzak ve tehlikelerle dolu derken ‘bizim facebookla anlaşmamız var’ desin. Bir grup düşünün ki, 2008 yılında söyledikleri hafızalardan silinmiş zannedip AKP kucağında Tayyip Erdoğan’ı ilahlaştırmış Yiğit Bulut’tan medet umarken ‘Vatansever’ sözcüğünün telifini elinde tutmaya çalışsın… Yüzük satışlarını artırmak dışında telaşı olmayan bir network marketing ucubesi bu arkadaşlara tavsiyelerde bulunduk daha önce. Yüzüklerin Efendisi izlesinler azıcık. Ama dikkat etsinler. Marifet yüzükte değil… Efendilikte. :)

Ali Cemal Karabudak
24 Haziran 2013

Haberin kaynağı için tıklayınız; yurtgazetesi.com.tr