Başka Haber: Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi “Direniş meşrudur”

Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi, tutuklu öğrencilere dikkat çekmek için “temsili üniversite açılışı” yaptı.

tutuklu öğrenciler

9 aylık tutukluluğun ardından geçtiğimiz Ocak ayında tahliye olan üniversite öğrencisi Yiğit Yirmibeş, yaptığı açılış konuşmasında tutuklu öğrencilerle dayanışmanın önemine dikkat çekti, “Cezaevinden çıktıktan sonra ben de Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi’nin bir aktivisti oldum” dedi.

‘DİRENME HAKKI VE ÜNİVERSİTE’

Yirmibeş’in ardından Prof. Dr. Beyza Üstün, “Direnme Hakkı ve Üniversite” konulu açılış dersi verdi.

Gezi sürecini hatırlatan Üstün, iktidarların varlıklarını meşrulaştırmak için mekanı çok iyi kullandığını söyledi, “Kentsel dönüşümde, mekanları halktan alarak burjuvaya teslim ederek, mekanlara müdahale ediyorlar. Giderek güvenlik aygıtını sürecin içine çekiyorlar. Önce işçi sınıfını kentin dışına gönderiyor, ardından kurduğu gecekonduların meşrulaşması üzerine oralara müdahale ediyor ve siteler inşa etmeye başlıyor. Bu siteleri bir güvenlik kavramı içinde tanımlıyor” dedi.

İktidarın üniversitelerde de çıkardıkları yasa ve yönetmeliklerin ardından soruşturmalar sürecini başlattığını anlatan Üstün, şöyle konuştu: “Bu süreçte, çalışanları da ayrıştırıyorlar. Öğrenciye ayrı, akademisyene ayrı, işçiye ayrı yönetmelikler hazırlıyorlar. Bu da iktidar kurmalarını kolaylaştırıyor.”

Soruşturmaların çoğu zaman öğrenci ya da akademisyenlerin okuldan uzaklaştırılmasıyla sonuçlandırıldığına dikkat çeken Prof. Dr. Üstün, tutuklu öğrencilere dikkat çekti, “Onların yeri üniversitedir” dedi.

Prof. Dr. Beyza Üstün, sözleşmeli çalışanların da karşılaştığı soruşturmaları anlattı, üniversitelere artık sermayenin de el attığını söyledi. Üstün, “Her işe mütevelli heyetinin isteklerine göre yapılacak. Sermayenin uygulama alanlarıyla ilgili bir araştırma yapıyorsanız destek görecek. Ancak aksi ise şansınız olmayacak” diye konuştu.

Polisin artık üniversitede kadrolu hale getirilmek istendiğini kaydeden Prof. Dr. Üstün, “Yetkileri de artırılmak isteniyor” dedi.

Foucault’un “İktidarın olduğu yerde direniş vardır” sözünü hatırlatan Üstün, şöyle konuştu: “Özgürlüklerin olmadığı yerde, insanlar özgürlüklerini almak için bedeli ne olursa olsun mücadele ederler. Verdiğimiz mücadelelerin hepsi meşrudur. Vadilerdeki suyun şirketlere verilmemesi için mücadele eden köylüler, tüm canlıların yaşam hakkı için mücadele ediyorlardır aslında. Akademi özgürlüğü için verilen mücadele tüm toplum içindir. Bu yüzden meşrudur. Ve bu mücadelelerinin birbiriyle bağını görmemiz gerek. Çünkü saldırı aynı iktidar araçlarıyla yapılıyor. Ayrı ayrı mücadele edersek başaramayız. Birlikte mücadele etmek zorundayız.” (etha/tödi)

9 Ekim 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; baskahaber.org