Taraf: Deprem değil belediye öldürür

Beklenen İstanbul depremi için belediye tarafından toplanma alanı olarak ilan edilen bölgelere, rezidans ve alışveriş merkezleri yapıldığı ortaya çıktı.

depremİstanbul’da gerçekleşecek olası bir deprem sonrasında sahra hastanesi ve sığınılacak bölge olarak kullanılacak kimi alanların plan tadilatıyla ticaret ve konut lejantı olarak değiştirilmesi tepkilere neden oldu. Öte yandan depremde kullanılacak acil ulaşım yılları da İspark’a otopark olarak kiraya veriliyor. Uzmanlar İstanbul’un deprem sonrası için daha fazla yeşil alana ve parka ihtiyacı olduğunu söylüyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 1999 depreminden sonra 2001 yılında İstanbul’un acil eylem planı hazırlanmıştı. Bu Afete Yönelik Acil Eylem Planı, olası bir İstanbul depreminde halkın toplanacağı çadır alanlarını, ihtiyaç duyulan helikopter pistlerini, itfaiye ve sağlık tesislerini park etme yasağı getirilen yollar ile toplayıcı yolları gösteren, afet durumunda halkın bir kaos yaratılmadan nasıl hareket edeceğini gösteren bir plandı.

REZİDANSLAR YÜKSELİYOR

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li Meclis Üyesi Özgen Nama, eylem planı kabul edildiğinde gösterilen boş arazilerin yerinde bugün rezidansların yükseldiğini söylüyor.

Nama, Acil Eylem Planı başlığında boş alan olarak tutulacağı bilgisi verilen ancak daha sonra yapılaşmaya açılan alanları şöyle sıralıyor: Ali Sami Yen (Şişli), Anthill (Şişli), Starcity Outlet Center (Bahçelievler), Zaman Gazetesi (Bahçelievler), Ağaoğlu MyCity (Bahçelievler), Meydan AVM (Bahçelievler), Sahilpark Veliefendi (Zeytinburnu), Onaltı Dokuz (Zeytinburnu), Ora AVM (Bayrampaşa), Forum İstanbul (Zeytinburnu), Kiptaş Ünalan Evleri (Üsküdar), Kiptaş Tuzla 2-3 Etap Konutları (Tuzla), DAP Royal Center (Maltepe), TOKİ Avrupa Konutları (GOP), Kemalpark evleri (Esenler), Çınar Olimpia Park Sitesi (Bağcılar), Ataköy Konakları (Bakırköy), Capacity AVM (Bakırköy), Selenium Plaza (Beşiktaş), Ortaköy Ermeni Vakfı Arazisi (Beşiktaş).

PLANIN İÇERİĞİ ARTIK YOK

“Bu acil eylem planı o zaman basında yetkililer tarafından övgü ile boy boy fotoğraflar eşliğinde anlatılmıştı” diyen Nama sözlerini şöyle sürdürdü: Plan belediyenin web sayfasına da konmuştu. Bu afete yönelik Acil Eylem Planı İBB web sayfasından yayınlanırken, daha sonra nedense kaldırıldı, sadece içeriği olmayan “Acil Eylem Planı” başlığı kaldı.

AVM İÇİN SATIŞA ÇIKARILDI

Sancaktepe’de benzer bir durum yaşandı. Bayram öncesinde yapılan plan tadilatıyla Sancaktepe sahra alanı AVM yapılmak üzere satışa çıkarıldı. Sancaktepe’de deprem ve doğal afetlerde sahra hastanesi olarak kullanılacak alanın AVM yapılmak üzere satışa çıkarılması bölge halkı tarafından tepkiyle karşılandı. Dört bin imza toplandı ve hukuki mücadele başlatıldı. Yerin satışıyla ilgili ihaleye ise katılım olmadı.

Konuyla yakından ilgilenen CHP Meclis Üyesi Özgen Nama, Sağlık Bakanlığına tahsis edilmiş olan Sancaktepe’teki bu bölgenin önce Sağlık Bakanlığına tahsisinin kaldırıldığını daha sonra ticaret ve yoğunluklu konut bölgesi olarak değiştirildiğini söyledi.

Diğer taraftan Kültür ve Tabiat Koruma Kurulu Başkanı ve Şehir plancısı Mete Tapan konuya ilişkin Taraf’a şunları söyledi: İstanbul’da olası bir deprem durumunda özellikle parklara çok büyük ihtiyaç vardır. Park alanlarının özellikle de kent içinde arttırılması gerekir. Bu açıdan kamu alanların yeşil alan haline getirilmesi gerekir. Bir de İstanbul’da tsunami tehlikesi söz konusu. Bu açıdan da bu alanların sahil kıyılarında değil şehrin içinde olması gerekir.”

 Binaların yüzde 70’i mevzuata aykırı

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri İstanbul Şubesi bir basın açıklaması düzenledi. Şube Başkanı Cemal Gökçe, Marmara depreminin yol açtığı travmanın Van depremiyle tekrar gün yüzüne çıktığını anlatarak, bu travmanın kendisini unutturduğunu fakat her an ortaya çıkabileceğini kaydetti. Gökçe, yapılardaki denetimsizlikten de yakınarak, “Mühendislerin, mimarların ve kent plancılarının, planlama ve yapılaşma süreçlerinde daha çok, daha bilgili ve daha etkili olarak yer almaları gerekirken, yapısal yasa ve yönetmelik değişiklikleriyle sahte veya imzacı mühendisler çoğalmış, süreç denetimsizliğe mahkum edilmiştir” dedi. Cemal Gökçe 2011 ile 2013 yılları arasında İnşaat Mühendisleri Odasına ulaşan yapı ruhsatı bilgilerini özetlerken; “1226 yapı ruhsatından 352’sinin incelenmesi tamamlanmış, bunlardan 265’inin sorunlu olduğu tesbit edilmiştir. Yani binaların yüzde yetmişi mevzuata aykırı inşa edilmiştir” ifadelerini kullandı.

Ayfer Çalıkıran
16 Ağustos 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; http://www.taraf.com.tr