Taksim Dayanışma’dan gözaltına alınıp serbest bırakılan 12 kişinin savunması

Pazartesi günü gözaltına alınan aralarında 32 Taksim Dayanışması üyesinin de bulunduğu 50 kişinin savcılık ifadeleri bitti. Aralarında Mücella Yapıcı’nın da bulunduğu 12 kişi tutuklama istemiyle mahkemeye sevkedildi. İfadelerin alınmasının ardından mahkeme tüm sanıkları serbest bıraktı.

caglayan-adliyesi-protesto

11 Temmuz 2013: Çağlayan Adliyesi önü. Gözaltına alınanların serbest bırakılması için yapılan protesto gösterisi

Güncelleme 23:17 Tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen herkes serbest bırakıldı.

Güncelleme 23.00 Savunmalar sona erdi. Karar bekleniyor.

Güncelleme 22:42 Mücella Yapıcı’nın avukatı Can Atalay savunma yapıyor.

Güncelleme 22:25 Mücella Yapıcı: Ben 62 yaşında, sağlık sorunları olan ama çalışmak zorunda olan sıfır mülkiyeti olan bir kadınım. İsteseydim çok farklı konumda olurdum ama hayatımı ben böyle seçtim. Hayatımda tek çizgiyi tek bir kuruşu dahi usulsüz arsız hayasız şerefsiz kazanmadım.

Burada bir fezleke var Taksim olaylarını anlatan, bu külliyen hatalı, daha yargıladığı şeyin ismini bilmiyor.

Olabilir. Burada verilen hiçbir belge suç unsuru içermemekle birlikte Taksim Dayanışması’na ait değil.

Gezi Parkı’yla AKM’yle birlikte anılan bu yer, 98′den beri koruma altına alınmış cumhuriyetin ilk kamusal planlamasıdır bu nedenle bölünmezdir. Maalesef hiçbir karar alınırken sayın başbakanımız bir çılgın proje hazırladı, Taksim’i yayalaştırma projesi ilan etti.

Orada üç kez yıkılan mimarlık açısından Türkiye tarihinde de güçlendirilmesi, koruma kurullarına aykırı olarak bir kışla ihya edeceğini söyledi.

Biz Mimarlar Odası olarak bir plan yokken ortada bekledik bir plan çıksın diye. Sonuçta bir plan yapıldı.

Taksim kamusal alan ve ciddi simgesel önemi var, o kadar tuhaf kararlar var ki onun için basına ve tüm örgütlere haber verdik.

Bu benim görevim. Parkın park olmaktan daha kritik olanı deprem anında çadır kurulabilecek başka alan yoktur.

Bu kentin ölümü demektir. O toplantıda kurumlar olarak Taksim Dayanışması adını almaya karar verdik. Sonra biz dava açtık. Dava beklenmeden kazılara girildi ve ne yazık ki dava iptalle sonuçlandı ve biz o kararı 3 Temmuz’da tebliğ aldık.

Ben dedim ya size görevimi, yönetim kurulu toplantısından dönüyordum. 27 Mayıs, bir telefon geldi hepimize mahalledeki arkadaşlara, bir buldozer girdi Divan otelin oraya girdi yıkım yapıyor diye. Divan otel tarafındaki inşaat kısmı son derece hukuksuz projeye dayanmayan bir kazıdır. Biz gece yarısı operasyon, gece yarısı kanunlara, gece yarısı ruhsatlara alıştık şantiye şefiniz burada mı diye sormak zorundayım. Nasıl gecenin 11′inde siz bunu yapıyorsunuz? Hangi izniniz var? Yok dediler. O zaman bunu yapamazsınız dedik. Peki dediler.

Biz o gün 3,5′a kadar 30 arkadaş durduk. 28 Mayıs’ta bu duyuldu saat 11′e doğru makineler geldi ve girmeye başladılar. Makineler geldikten sonra bir takım 30-40 sivil geldi, kaçak inşaat yapılan yere sırtlarını döndüler. Kaçak inşaatı korumak üzere geldiler.

Açıkça gaz sıkmaya başladılar ve kırmızılı kadın resmi vardı hatırlarsınız. O insanlara zabıta gömleği giydirildi. Şantiyeye gittim tekrar şantiye şeflerini sordum bana kepçeci cevap verdi.

Anıtlar Kurulu’ndan biz hiçbir iznin olmadığını öğrendik, suç duyurularını öğrendik. Parkın borularını ve enerji hattını patlattılar. Enerji hattıyla su bir araya geldi. O anda inanın ağaç bile umrumda değildi. Kepçe oraya kepçesini atsaydı kepçeci ölecekti. O arada milletvekillerimizi çağırdık.

Hissiyati olarak gidip orada çitlembik ağacına sarıldım tek başına. Sonra birkaç arkadaş geldi polis beni çembere aldı. Benim yüzüme bir tüp gaz sıktı. Bunların tüm kayıtları El Cezire televizyonunda, Hürriyet’te kayıtlı istenirse bunu verir. Sonunda ben hastanelik oldum.

Ertesi gün milletvekilleriyle buluştuk, çevik kuvvet geldi ve Mete caddesinde kavuniçi gaz atıldı ve ben orada öleceğimi sandım.

O güne kadar ne olduysa 6 Haziran’da böyle bir dosyayla teslim ettik bize teşekkür ettiler o belgeler üzerine soruşturmalar başladı. Şimdi park açıldı dendi.

Taksim Dayanışması’nın tüm bildirileri açıktır, burada twitlerden bahsediyor, 62 yaşında kadın olarak ne Twitter anlarım ne Facebook. 40 yıldır mimarım benim evimde ne notlar var, bir kağıt bulunmuş velev ki benim bir takım sendika.org’tan notlar var. Ankara mimarlar odasında konuşarak aldığım notlar bunlar.

Ben oraya gittim polis müdürü mü amiri mi bilmem ben ilk kez gözaltına aldım. Bu ayıp mı ayıp. Kızımla beraber parkın açıldığını duyunca odadaki arkadaşlarımla parka gidelim dedik, peyzajını merak ediyordum. Biz gittik birden tomayla karşılaştık. Nereye gidiyorsunuz dediler. Niye? Kanunsuz. Parka gitmenin neresi usulsüz?

Bizi itmeye başladılar. Arkadaşlarım benim sağlığımı düşündükleri için beni korudular. Sırf benim yüzümden gözaltına alındılar.

Direndiysem arka tarafında direnmişimdir. Bizi çeke çeke ite ite bir çembere alarak bir yere sıkıştırarak kızımı saçlarından tutup almaya götürdüler. Ben çocuğumu vermem. Vermedim. Ben de onlarla gözaltına alındım.

Bu yaşta gözaltına alındım, çamaşırım çıkartılarak yere çömelerek öksürtüldüm, ilaçlarım zamanında verilmedi, kapalı bir odaya kondum iki gün daha buradasın dendi. 220′ye açıp baktığınızda işlenen suçlara, yasalara aykırı yapılan her işe karşı çıkmak için buradayım.

Salıverilmeyi de istemiyorum. Bu mahkeme görülsün. Çok özür dilerim.

Güncelleme 22.15 Mücella Yapıcı; parkın açıldığını duyunca sevindik, işlerimi iptal ettim, kızımla Taksim’e çıktık. Gözaltına alındım, iççamaşırıma kadar soyuldum, polis tarafından domaltıldım, taciz edildim, kızımla başka kadınların taciz edildiğini gördüm. İlaçlarım verilmedi, şikayetçiyim.

Güncelleme 21:56 Mücella Yapıcı: Hakkımdaki suçlamayı ilk defa sizden duyuyorum. Ne emniyette ne de savcılıkta bana bu konuda tek bir soru sorulmadı. Benim işim kentte yapılan hukuksuzlukları tespit edip bu konuda kurumuma rapor vermek. Ekmek paramı burdan kazanıyorum. 62 yaşındayım, çalışmak zorundayım, hiç özel mülkiyetim yok. İsteseydim olurdu, istemedim, boğazımdan helal olmayan tek lokma geçmedi.

Güncelleme 21:40 Kamil Tekerek ve avukatlarının ardından son söz Mücella Yapıcı’nın.

Güncelleme 21:32 Türkiye Komünist Partisi İstanbul İl Başkanı Kamil Tekerek: 2911′e muhalefet konusunda da polise mukavemet konusunda da böyle bir şey yoktur. Görüntülerle de ortaya konulabilir.

Oraya gitmemin sebebi valinin açıklamasıdır birincisi. Aylardır gezi parkı kapalı insanların hakkı olan bir şey var orada valilik cephesinden de haksızca insanlara saldırı yapıldı ama en sonunda bir şekilde geri adım atmış oldu vali parkı açıyorum diye. Parkın halka açılmış olmasına istinaden oraya gitmek üzere yola çıktım. Sonrasında da polisle karşı karşıya gelmiş oldum.

Suçlu olarak burada bulunuyoruz ama aslında emniyet müdürlüğü, vali, içişleri bakanı ortada başka suç var. Beraber alındığım arkadaşlarımız açısından da su an suç duyurusunda bulunamıyoruz. Kötü muameleme olsun. Hastanede rapor alırken söyleniyoruz ama morluklar hemen çıkmıyor. Bir suç varsa o suçlu biz değiliz.

Güncelleme 20:50 Haluk Ağabeyoğlu: Dayanışma yazan önlük var üzerimde suç delili oldu. Korkunç bir polis saldırısı neticesinde orada kızımı lisesine günlerce gözlükle gönderdim. Orada delil diye konulanlar külliyen gerçekdışı. ,

Ülkemizde bu olaylar taraftar gruplarından halkların kardeşleşmesini yarattı. Karinesi şudur: derbi maçın Üsküp’e alınması. Taraftar grupları döner bıçaklarıyla dalar ya hani gezi direnişi, özgürlüklerine saldırıya karşı birleşimi kardeşliği sağladı. Kardeşliği liglere maçlara taşıyacağız dediler forumlarda taraftar grupları. Bu yüzden firavun iktidarın halktan korkusundan 11 Ağustos’taki maçı yaptırmamak Üsküp’e kaçırmayı amaçlıyor. (Hakim, “burada maç anlatmayın” dedi)

Biz örgüt kurmakla suçlanıyoruz ya halka karşı suç işleyenler halka karşı suç işliyor. Biz hiçbir şeyden korkmuyoruz, burada bulunmak benim için şereftir. 10 milyon sokaklardaydı, korkan ve suç işleyenler hükümettir, maç karinesini bu yüzden dedim. Sizin ülke vicdanıyla uyumlu olan bir karar vereceğinize, hukukçu bir insan olarak inanmak istiyorum. Beklentim bizleri salıvermenizdir.

Güncelleme 20:31 Mahkemeye ara verildi. İfadesi alınacak 4 kişi kaldı.

Güncelleme 19:54 Ender İmrek: Gazeteciyim, köşe yazarıyım, kurucusu olduğum partinin genel başkan yardımcısıyım. Hükümetin rant politikası, avm, taksim parkının eski halinden projeye geçilmesi halk tepkisi, başbakan bu tepkinin karşılığını yerine getirmek yerine Türkiye çapında toplumsal bir hareket yaşadık. Bu süreçte gerginliklerin çıkması durumunda ortamı germemek, ortamın demokratik bir çözümle ilerlemesine katkı sundum. O an orada bulunan amire neden barikat olduğunu, vali’nin parkı açtığını, mahkemenin kararı olduğunu söyledim. Bu süre içerisinde polis müdahale etti, Mücella hanım biraz itildi kakıldı, sendeledi bu beni de rahatsız etti. İnsanları kalkanla sıkıştırma durumu yaşandı, bunun üzerine görevlilere beni de alın o zaman dedim. Belki orada iki söz söylenecek, bu demokratik haktır. Bunları alın dediler. İnsanlar hukuksuzca gözaltına alındı. Mücella hanımı alıyorsanız beni de alın dedim, araca binmiş oldum. Ama karşınızda suç örgütü kurmakla suçlanıyorum.

Emniyete götürüldükten sonra oradaki uygulamaları arkadaşlar anlattılar. Emniyetin tutumu ve yaklaşımı, hijyen havalandırma uykusuz bırakma gibi tutumları gördüm. İleri demokrasinin olduğunu da görmüş olduk. Gece 4-4 buçuk arası 4-5 arkadaşı uyandırdılar hücrede götürdüler nereye götürüyorsunuz dedim söylemediler, fotoğrafınızı çekip parmak izinizi alacağız dediler, anayasada karşılığı var mı dedim, savcının emri dediler emri görmek istiyorum dedim, savcı emri yok dediler, salahiyet kanunu çıkardılar bunun polis kararı olduğunu anladım. Bunu doğru bulmadım, anayasa haklarına aykırı olduğunu düşünüyorum avukatıma sormak istiyorum dedim. Eşim de anlattı ve böyle bir şeyi yapmak zorunda olmadığımızı belirtti. Avukatlarımızın huzurunda yapabiliriz dedim görevlilere.

Taksim Dayanışması’nın çeşitli açıklamalarına, insanı doğayı kenti savunan eylemlere katıldım. Bir suç örgütü ya da benzeri tanımlamalar hükümetin haksız biçimde yarattığı atmosferden kaynaklanıyor.

Güncelleme: 19:32 Beyza Metin’in avukatı Özcan Karakoç: İlk gözaltına alındıklarında soruşturma savcısı 2911 ve polise mukavemettendi yönelttiği suçlama arama kararına dek. Arama kararına kadar 2911 ve polise mukavemetle ev araması yapılması mümkün değildi. Eğer o an memura mukavemet varsa yapılmıştır ve bitmiştir, bu nedenle bilgisayarına kadar el konulması kanun düzenlemesinde yok. 5 kişilik arama ve el koyma kararı hukuksuz. Siyasi iktidarın baskısıyla emniyet bunları yapıyor. Farkedilmiş olmalı ki bahse konu arama kararı ve el koyma kararı hukuki gerekçelendirilmeye çalışıldı. Evlerinde kimin arama yapıldıysa bunlar “suç örgütü” oldu. Soruşturma savcımız da siyasi iktidarın etkisi altında kalmıştır. Örgütün baş unsuru hiyerarşik yapıdır, bir suç işleme kastıyla bir araya gelmektir. Buradaki insanlar meslek odası başkanı, siyasi partinin genel başkan yardımcısı toplum içinde ağırlığı olan insanlar, insanlara “örgüt” isnadı doğru değildir. Örgüt suçlamasını kabul etmiyoruz. Soyut afaki siyasi emellerle yürüyen bir soruşturma. Müvekkilime atfedilen hiçbir suçlamayı kabul etmiyoruz, elbette serbest bırakılmasını istiyoruz.

Güncelleme 19.12 Beyza Metin: Taksim Dayanışması emek ve meslek örgütlerinden oluşan bir kurum. Eğer “suç” örgütüysek Başbakan Erdoğan bizimle neden görüştü?

Güncelleme 19.10 Beyza Metin: Gözaltında kötü muamele gördük. Otobüse bindiğimizde sizi döveriz gerekirse başka şeyler yaparız gibi tehditlerle karşılaştık.

Güncelleme: 19:05 Avukat Erkan Kılıç: İstanbul halkı için sabah evden çıkarken baret, deniz gözlüğü koymak günlük rutin oldu. Benim de arabamda var çünkü herhangi bir yerde polis müdahalesiyle karşı karşıya kalabiliriz. İstanbul’un için sıradan baret takmak. Normalde inşaatçı olmayana derdik baretle ne işin var Taksim’de diye ama artık baret taktı diye polise direnmekle suçlamak abesle iştigaldir.

Güncelleme: 19:00 Aral Demircan: Parkın açık olduğunu duydum bunun için giderken Taksim’de gözaltına alındım. Bir sürü kişi öldü, gözünü kaybetti ben de bu nedenle baret, deniz gözlüğü taktım. Polise mukavemet etmedim.

Avukat Erkan Kılıç: Vali o gün ‘gezi parkı halka açıldı’ dedi. Televizyonlardan yayınlandı. Müvekkilim parka gitmek için yola çıkmış bu esnada gözaltına alınmıştır. Burada polise mukavemetle suçlanmaktadır. Suç aleti olarak gösterilen baret ve gözlükle TOMA’ya karşı direnilmesi, polise mukavemet edilmesi mümkün değildir. Yakın zamanda trafik kazası geçirmiş, kolunu kaybedebilir. Sabit adresi vardır. Serbest bırakılmasını istiyorum.

Arda Mustafa Aytaç: Taksim’de dolaşırken parkın açıldığı haberi geldi. Oraya gidip kitap okumaya karar verdik. Giderken yasaklandığını duyduk. İnsanlar dağılıyordu, kaçan insanların arasında kaldık. Kız arkadaşım astım olduğu için onu koruyabilmek için maske ve baret aldık. Sonrası bildiğiniz gibi.

Avukatı Özgür Urfa: Meslektaşlarımızın beyanlarını tekrarlıyoruz. Olay yerinde kız arkadaşıyla bulunduğu sırada polisin müdahalesiyle gözaltına alınıyor. 2911 ve mukavemet suçlaması ancak fezlekede herhangi bir isnat yok. Arda Mustafa şu şekilde direndi gibi bir şey yok. Gerçekten uzak beyanlar var. Çantasında gözlük çıkmış, sevk edilme sebebi de budur. Çantasında bulunan aletle ileride polise direneceğine dair algıyla hareket edilip sevk edildi, bu soyut delildir.

Güncelleme: 18:34 Mahkeme sorgusuna ara verildi. Aral Demircan’la devam edecek. Sırada 9 kişi daha var. En son TKP İstanbul İl Başkanı Kamil Tekerek’in mahkeme sorgusu yapılacak.

Güncelleme: 18:14 Avukat Arzu Becerik: Örgüt ve lider arıyorsanız bu vali olmalı.

Güncelleme: 18:06 Ali Çerkezoğlu’nun sorgusu yapılıyor şu an. Avukat Ayhan Erdoğan: Polise mukavemet degil polisten ancak can kurtarılır bu suçlama haksızlık.

Güncelleme: 17:50 Mücella Yapıcı: “Bu hareketi organize etmekle suçlanıyorum. Bu bir onurdur ve bu uğurda müebbet bile yatarım ama halka haksızlık olur.”

Güncelleme: 17:38 Ali Çerkezoğlu, “olay günü yolu kesen polislere parka gideceğimizi söylediğimiz anda polisler müdahale etti ve gözaltına alındık. Suç örgütü kurmam mümkün değil. Ben Tabip Odası Sekreteriyim. Yaptığım her şey mesleğim ve meslek örgütümün görevi gereğidir”

Güncelleme: 17:30 Can Atalay, şüphelilerden meslek örgütü yöneticisi olup tutuklanmaya sevk edilmeyen kimse bulunmamaktadır. Bu savcılığın bakışını gösteriyor.

Sıra Ali Çerkezoğlu’nun savunmasında.

Güncelleme: 17:22 Savunma sırası Mehmet Sabri Orcan’da.

Orcan “Benim polise mukavemetim olmadı. Polisler ‘ancak tek tek parka gidebilirsiniz’ dedi sonra da etrafımızı sardı ve gözaltına alındım.

Güncelleme: 17:20 Mahkeme sorguları başladı. İlk savunmayı Akif Burak Atlar ve avukatı Can Atalay yaptı.

Akif Burak Atlar, “vali gezi parkını açtı ben de parka gitmek isterken polisler tarafından gözaltına alındım” dedi.

Güncelleme: 16:40 Savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakılan TKP MK üyesi Erkan Baş basın açıklaması yaptı.

Baş şunları söyledi:

Dışarıda sesimizi daha fazla duyuran arkadaşlara tüm direnişçiler adına teşekkür ediyorum. Şu an bizimle birlikte gözaltına alınan bazı arkadaşlarımız serbest bırakılmadı. Ne yapıyorlarsa bizde yaptık dediğimiz 12 arkadaşımız mahkemeye sevk edildi. Bu adaletin ve hukukun olmadığını gösteriyor. 100′den fazla direnişçi eylemler dolayısıyla cezaevinde. Bu arkadaşların derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Üç gün boyunca fiziki ve psikolojik şiddete uğradık.

Tüm bu yaşananlar AKP iktidarının halkın ayaklanmasından ne kadar korktuğunun göstergesidir.

AKP “güç bende, istediğimi yaparım” diyor. Kabul etmiyoruz, güç halkındır. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!

ÖRGÜT KURMA SUÇLAMASI

Mücella Yapıcı ile İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu’nun da aralarında bulunduğu 5 kişiye ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’ polise mukavemet’ ve ‘gösteri kanuna muhalefet’ suçlaması yöneltildi.

Tutuklaması istenilen diğer 7 kişiye ise ‘polise mukavemet’ ve ‘gösteri kanuna muhalefet’ suçlaması yöneltildi.

38 kişi için delil yetersizliğinden tahliye istendi.

Tutuklama listesi şöyle:

Akif Burak Atlar, Ayşe Mücella Yapıcı, Ali Çerkezoğlu,  Ahmet Kamil Tekerek, Beyza Metin, Ender İmrek, Mehmet Sabri Orcan, Süleyman Solmaz, Haluk Ağabeyoğlu, Arda Mustafa Aytaç, Aral Demircan ve Erdem Ateş.

Şüpheliler nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkacak.
Serbest kalan 38 kişi dışarı alkışlarla çıktı.

12 Temmuz 2013