Sosyalist Feminist Kolektif: Barış için Kadınlar 1 Eylül Metni

Merhaba Barış İçin Mücadele Edenler

1 eylül 2

Bizler barış için buluşan, barış için mücadele eden kadınlarız.

Bu ülkede yaşayan ve aynı şiddetten etkilenen, farklı politik ve sosyal çevrelerden, farklı kimliklerden, farklı inançlardan, farklı cinsel yönelimlerden kadınlar olarak yıllardır savaşa ve erkek egemen şiddete karşı mücadele ediyoruz. Savaşın kadınlar için ne anlama geldiğini en iyi biz kadınlar biliyoruz.

Her savaşta biz kadınlar en mağdur olduk. Savaşların göç, yoksulluk, şiddet, tecavüz, ayrımcılık gibi sonuçlarını en fazla biz kadınlar yaşadık. Ama aynı zamanda en çok örgütlenen, en çok sokakları dolduran, en çok barış için mücadele eden biz kadınlar olduk.

Ortadoğu’da, Kürdistan’da, Türkiye’de, Mısır’da biz kadınlar hep barış için ısrar ettik. Şimdi de Rojava ve Suriye için ısrar ediyoruz. Söyleyecek sözümüz, barışı getirecek gücümüz var dedik.
Biz kadınların barış ısrarı barış mücadelesini güçlendirir. Ancak bugün iktidarda olanlar kadınların barış taleplerini, barıştan beklentilerini görmek istemiyor. Tam tersine, kadını süreçten dışlıyor, kadın düşmanı politikalar üretiyor.

Kadınları dışlayan, kadınları müzakereye katmayan bir barış toplumsallaşmaz, sürdürülebilir olmaz.
Kadınların anadillerini tanımayan, onlarla iktidarı paylaşmayan bir barış yerelleşmez.

Biz Türkiye’de de Ortadoğu’da da kirli savaştan en çok etkilendik. 12 Eylül’de tacize tecavüze uğradık. 28 Şubat’ta üniversitelerden atıldık, 90 lar boyunca Kürdistan’da öldürüldük, kaybedildik. Yasımıza bile izin verilmedi. Savaş boyunca kadınların uğradığı ayrımcılığı, tacizi, tecavüzü, hakikatleri ortaya çıkarmayan bir barış savaşın yol açtığı yaraları onarmaz, toplumsal barışı sağlayamaz.

Bu sebeple kadınlar ve talepleri barış sürecinin her aşamasında yer almalı. Biz kadınlar barış için oluşturulan bütün yapılarda kadınların eşit temsilini istiyoruz.

Barış için oluşturulan tüm yapılarda kadınların sesinin duyulmasını istiyoruz.

Demokratikleşme paketlerinde anayasa yapımında kadın örgütleriyle iş birliğinin sağlanması, savaşa ayrılan bütçenin kadınlara devredilmesini istiyoruz. Çünkü bu bütçeyle savaşlarla birlikte artmış kadına karşı şiddet önlenebilir. Yerinden edilmiş Kürt kadınların, Suriyeli kadınların yoksullaşmasına karşı mücadele edilebilir.

Türkiye’de ve Ortadoğu’da barışın olması ve sürdürülebilmesi için kadınların savaş sonrası topluma eşit bireyler olarak katılmalarının sağlanması gerekir.

Anadilde eğitimin anayasal güvence altına alınması, barış için mücadele eden ve tutuklanan kadınların serbest bırakılması gerekir.

Bu ülkede barış olacaksa kadınların yaşamını her açıdan tehdit eden ve Ceylan Önkol’un Medeni Yıldırım’ın ölümüne sebep olmuş kalekolların yapımına son verilmesi, güvenlik politikalarından vazgeçilmesi gerekir.

Biz kadınlar kaynakların yağma edilmesini de topluma ve kadınlara karşı açılmış bir savaş olarak yaşıyoruz. O yüzden Gezi’de vardık. Ancak Gezi’de olduğu gibi Kürt illerinde de olan, Karadeniz’de, Ege’de olan doğa yağmasına da dur demek gerekir. Bu yüzden baraj ve maden arama çalışmalarının durdurulmasını, mayınların temizlenmesini istiyoruz.

Biz, kadınlar uzun süredir barış dilini arıyor, bunu özlüyor, bunun için mücadele ediyoruz. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni tüm halklardan ve inançlardan kadınların savaştan büyük zarara uğradığının farkındayız. Erkek egemenliğinin ürettiği savaş dilinin ve savaşın yeniden konuşulma ihtimalinden kaygılıyız. Ama her şeye rağmen barış umudumuz ve mücadelemiz sürüyor. Biliyoruz ki evlerden sokaklara, meclisten tarlalara, dağlardan fabrikalara kadınlar barış istediğinde barış mutlaka gerçekleşir.

BARIŞ İÇİN ISRAR EDİYORUZ
BİJİ AŞİTİYE JİNAN

01 Eylül 2013
Kaynak;Facebook/Sosyalist Feminist Kolektif