Sendika.org: ‘Bundan sonra ne olacak’ diyenlere, ‘Ben değiştim’ diyorum

Forumlarda konuşulacak şeyler her gün artıyor. Üstelik katılımcıların artık değerlendirmede bulunacakları bir isyanları da var. 31 Mayıs’tan beri süren direnişe şimdi biraz daha soğukkanlılıkla bakma zamanı olduğunu düşünen Abbasağa Forumu, Gezi’nin kazandırdıklarını konuştu. Öte yandan Ümraniye Forumu, bir akşamını Rojava’daki katliama ayırdı. Türk ve Kürt halklarının kardeşlik sözlerine yurt dışından konukları da katıldı. Heybeliada Forumu hastanede yaşam mücadelesi veren Ali Mert son olsun dedi, sağlık hakkını talep eden bir eylem yaptı. İkitelli Forumu’nun gündeminde eğitim sistemi masaya yatırıldı.

Abbasağa

abbasagaforumu

Abbasağa Forumu her gün yeni yüzleriyle, daimi katılımlarıyla devam ediyor. Katılımcıların sürekli yenilenmesi, forumun çeşitliliğini sağlıyor… 12 Ağustos forumuna gelen katılımcılardan biri Wall Street eylemlerine katıldığını anlatırken, bir diğeri Küçük Armutlu’dan gelip orada kurulacak forumlar için Abbasağa’da gözlem yaptı. Bir başka katılımcı Gülsuyu mahallesindeki uyuşturucu çetelerinin saldırılarına karşı dayanışmaya çağırmak için gelmişti. Ankara 100. Yıl mahallesinden gelen bir katılımcı da oradaki deneyimlerini aktardı.

Kadınların kadın gündemini taşıdığı forumda, yerel seçimlere dönük öneriler de sunuldu. Pek çok katılımcı Gezi’den önce ve sonrayı değerlendirdi. Hem ülke gündemine etkisini hem de Gezi Direnişi’nin kendilerinde neler değiştirdiğini anlatan katılımcılar, zaman geçtikçe kendilerini dışardan bir gözle izleyerek, değerlendirme imkanında bulundu. Bir katılımcının anlattıkları devrimin nereden başladığını gösterir nitelikte:

31 Mayıs’tan bir hafta önce Taksim Metro çıkışında yapılacak olan AVM’ye karşı imza toplanıyordu. Arkadaşımla imzalasak mı diye konuştuk ancak ‘Bizim imzamızla ne değişecek’ diyerek imza atmayıp yola devam ettik. Sonrasında içmeye gittik içki masasında ülkeyi kurtarmaya çalıştık. Bu ülke bir şey değişmez biz azınlığız diye düşünüyorduk. Bir hafta sonra kendimi gözümde gözlük ve ağzımda maskesiyle Taksim’de buldum. Bir hafta  önce apolitiktim. Bu ülkeden gitmek istiyordum. 1 hafta sonra tanımadığımız binlerce kişi ile taş taşımak beni çok umutlandırdı ve duygulandırdı. Bundan sonra ne olacak diyenlere ben  değiştim diyorum. Ben yalnız değilim ve ‘biz’ duygusunu hissettim. “

Ümraniye

umraniye-forumu

Rojava ‘da ki katliam ve Türkiye ‘nin Ortadoğu politikası konuşulduğu Ümraniye Forumu’nda, Rojava ‘ya gidip gözlem yapan Evrensel Gazetesi yazarı Fatih Polat Rojava’ da halkın örgütlendiğini ve kendi kendilerini yönettiğini dile getirdi.  Şiilerin kutuplaştırılmasına yönelik bir politika yürütüldüğünü, Rojava ‘da ki El Nusra çetelerine karşı olmanın büyük önem taşıdığını söyledi. Polat, bölgedeki Kürtlerin emperyalist güçlerin malzemesi olmadan bu özgürlük mücadelesini yürütmeleri gerektiğini söyledi.

Pakistanlı psikolog yazar Raja da bir konuşma yaparak “Beni buraya davet ettiğiniz için teşekkür ederim sizlerle olmak çok güzel. Bugün Kürdistan halkının yaşadıkları hakkında bilgi sahibi oldum. Sorun temelden kaynaklanıyor, birbirimizi anlamamız gerek ve birbirimizin haklarına sahip çıkmamız gerek. İnsanları birleştirmemiz gerek çoğunluklar azınlıkları yok sayamaz. Ben bir Keşmirli olarak 4 bir parçaya bölünmüş biri olarak Kürdistan halkının ne yaşadığını anlıyorum. Sizinle dayanışma içinde olmak için buradayım birlik içinde olalım” dedi.

Katılımcılardan Gülseren, “Rojava ‘da çok korkunç olaylar oluyor ve bunu görmezden gelemeyiz. Kürt veya Türk fark etmez insan gözüyle bakalım” diye konuşurken Mahir, medyanın katliama ilişkin hiçbir şey göstermediğine dikkat çekti.

Ümraniye’de 16 Ağustos Cuma günü saat 20.30′daTürkiye’deki yargı ve adalet sistemi konuşulacak. Ayırca  18 ağustos pazar günü saat 18:30′a direniş komitesi toplantı çağrısı yapıldı.

Heybeliada

Heybeliada Forumu, halkın sağlık hakkını görmezden gelen uygulamalara karşı eylem yaptı. Sık sık yaralanma, deniz ve yol kazasının olduğu Heybeliada’da 24 saat hizmet veren bir hastane yok. Bir hastane, sahip olduğu arazi ve kıyı şeridi özel girişim ve yat limanı yapılmaya hazırlanıyor, Aile Sağlı Merkezi’nin sürekli doktoru değişiyor, yeterli mali kriterleri karşılayamadığı için yarı kapalı durumda bekletiliyor, 112 acil servis ambulansında yalnızca şoförler çalışıyor. Heybeliada halkı konuyla ilgili İl Sağlık Müdürlüğü ve Belediye’ya başvurmasına rağmen yanıt da bulamıyor. Heybeliada halkı sorunun yol açtıklarını şöyle anlatıyor:

Ali Mert Baltacı 11 Ağustos gecesi bir kaza geçirdi. Adamızda onu götürebileceğimiz hiç bir hastane yoktu. 112 Deniz Ambulansını aradık, mazotu yokmuş götüremedi. Polisten rica ettik, arkadaşımızı hiç olmazsa adadaki askeriyenin yetersiz revirine götürelim dedik, araba kan olur götüremeyiz denildi! Güçlükle ulaştığımız revirde yapılan gecikmiş ilk müdahale sonrasında büyük kan kaybı yaşayan arkadaşımızı İstanbul’a götürene kadar saatler geçti. Arkadaşımızın defalarca kalbi durdu, yeniden hayata döndü, saatler süren ameliyatlarla yaşama tutunmaya çalıştı.Bugün henüz 22 yaşındaki Ali Mert Baltacı, ardarda gelen ihmaller, geç ve yetersiz müdahale süreci nedeniyle tek kolunu kaybetme tehlikesi yaşıyor, hayati tehlikesi devam ediyor. Tüm sorumlular, yetkililer suçu birbirinin üzerine atmaya çalışıyor…”

Heybeliada Forumu, 14 Ağustos’ta yaptığı eylemde  parasız sağlık hakkı için tüm yetkilileri, Sağlık Bakanlığı’nı, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nü, Sağlık Grup Başkanlığı’nı, Adalar Belediyesi’ni ve tüm kamu kurumlarını, sorumluluğu birbirine atmaktan vazgeçmeye, görevlerini yerine getirmeye, ada halkıyla işbirilği yapmaya çağırdı ve “Ali Mert son olsun” dedi.

15 Ağustos 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; sendika.org