Bianet: Sadece sosyal medyayla insanları sokağa çıkaramazdık

Fas’taki 20 Şubat hareketinin kurucularından Drissi bianet’e Fas’taki ayaklanmayı, sosyal medyanın ayaklanma ile toplumdaki etkisini ve anayasanın kabulünün ardından Fas’taki ifade özgürlüğünün durumunu anlattı.

MARROQUÍES SALEN A LAS CALLES PARA EXIGIR CAMBIOS

Montasser Drissi 23 yaşında Faslı bir grafik tasarım öğrencisi. 2011’de İspanya’da bir üniversiteye gitmek üzereyken Arap ayaklanmalarının başlamasıyla ülkesinde kalmaya karar vermiş.

Fas’taki 20 Şubat hareketi örgütleyicisi ve iletişim koordinatörü Drissi İstanbul Seminers için geldiği İstanbul’da bianet’e Fas’ı, 20 Şubat hareketini ve ayaklanmalar esnasında sosyal medyanın yarattığı değişimi anlattı.

Kralın arkadaşları: Makhzen

“Benim ülkem başkanlık sistemiyle değil monarşiyle bir kral tarafından yönetiliyor. Seçili bir parlamentomuz yok. Onun yerine kralın arkadaşları diyebileceğimiz elit bir grup olan Makhzen var. Ülkedeki televizyon da dahil ekonomik, siyasal ve kültürel tüm araçlar bu makhzen’in elinde.”

“Faslıyım, haklarım için sokaktayım”

mantasser-drissi

İlk olarak 2011’deki Mısır ve Tunus’ta başlayan Arap ayaklanmalarına destek vermek için sokağa çıktıklarını söyleyen Drissi daha sonra kendi gündem ve talepleri için bir araya gelmeye başladıklarını söylüyor.

“Bir araya geldiğimizde buluştuğumuz tek bir nokta vardı, temel insan hakları taleplerimiz. Hiçbir siyasi parti, grup ya da sivil toplum örgütüyle (STÖ) ilişkili değiliz. Taleplerimiz en geniş çerçeveyi yansıtıyor. Çünkü insanlar harekete geçecekleri, sokağa çıkacakları zaman belirli kurumlarla birlikte olmaya çekinebiliyorlar.

“Kampanyayı başlattığımızda ilk iş olarak ulusal ve uluslararası gazetecilerle iletişime geçtik. Bunun için özel bir video hazırladık. Benim de aklıma şöyle bir fikir geldi, sokaktaki sıradan insanlar kameraya şunu söyleyecekler: Faslıyım, 20 Şubatta taleplerim için sokakta olacağım.

“Bu videoyu protestodan sadece bir hafta önce yayınladık. Ama yayınlamamızın hemen ardından video inanılmaz yayıldı ve birkaç gün sonra New York Times Fas’a gelerek hareketin örgütleyicisi olan her bir bileşenle röportaj yaptı. “Ana akım medyaysa mitingin bizim tarafımızdan iptal edildiğine dair bir yalan yaymaya çalıştı. Bunun üzerine hemen ikinci bir video hazırlayarak yalanlarını yüzlerine vurduk.”

“İlk hashtagim #20thFebruary”

fas2

Drissi, Mısır ve Tunus’a nazaran Fas’ta ana akım medyanın daha etkili olduğunu, twitter’ın pek kullanılmadığını, facebook’u kullananlarınsa sosyal medyayı etkin kullanamadıklarını söylüyor. Bu noktada kendilerine destek vereceklerin açıklayan STÖ ve sol partiler olmaksızın bu kadar toplumsallaşamayacaklarını ifade ediyor.

“Hareketten biri olarak ben bile twitter’ı kullanmayı, hatta nasıl tweet atılacağını dahi bilmiyordum. Bunun üzerine çalışmaya başladım. Bir arkadaşım bana hashtagi (#) nasıl kullanacağımı öğretti, böylece #20thfebruary hashtagini başlattık.

Ancak Fas’ta çok fazla kişi twitter’ı kullanmaz, facebook daha yaygındır. Hatta facebook’u kullananlar da daha çok clicktivistlerdir. Etkinlik açmayı, grup yönetmeyi bilmezler. Fas’ta halk çoğunlukla televizyon, özellikle de ulusal televizyonu izler ve oradan öğrendiklerine inanır. Onları, kralın ya da monarşinin aslında devleti koruduğuna inandırmak çok kolaydır.

“Bu dönemde Fas’taki en geniş sivil toplum örgütü olan İnsan Hakları Derneği bizi desteklediğini ve tüm üyeleriyle sokakta olacaklarını açıkladı. Onu pek çok STÖ ve sol parti de destek verdi. Eğer onların gücü olmasaydı sadece sosyal medyadan örgütlenerek bu kadar insanın alana gelmesini sağlayamazdık.”

“Anayasa ve seçim hakkı baskıları dindirmedi”

Drissi asıl baskının protestolardan sonra başladığını anlatıyor. Kralın, diğer Ortadoğu ülkelerinden farklı olarak kendilerine derhal yeni bir anayasa ve yasayla güvence altına alınmış insan hakları için söz verdiğini ve protestolardan 20 gün sonra halkı buna ikna edebildiğini söylüyor.

“Biz sokağa anayasa ve insan hakları talepleriyle çıktık. Bu kadar kişinin katılmasını beklemiyorduk, çünkü insanlar Tunus ve Mısır’daki kadar politikanın içinde değildi. Ama çıktılar. Makhzen ve kralın tepkisi hemen geldi. Bize üç ay sonra yeni bir anayasamız olacağını, oy kullanacağımızı söyledi ve insanları ikna etti.

“Ancak baskılar daha da arttı. Kral ‘Ya oy verirsin, ya da cezalandırılırsın” diyordu. Kral halkın yüzde 98’inin referandumda anayasaya ‘evet’ dediğini iddia ediyordu. Bu rakam imkansız. Ayrıca yapılan anayasa hem eskisinin bir kopyasıydı hem de seçilmişler tarafından değil Makhzen tarafından yazılmıştı. Bunun üzerine insanlar yeniden sokağa döküldü. Kralın baskısıysa daha da fazla arttı. Bir sürü insan öldürüldü ya da tutuklandı. Tutuklananların sayısıysa her geçen gün artıyor.

“Kral, Mısır’ı örnek göstererek ‘İslamcı güçlerle’ korku salmaya çalışıyor, protestolara katılanlar ya da bizim videolarımızda yer alanlar, sırf hareket zayıflatılsın diye fişleniyor, insanların arkadaşlarıyla içtiği bir içki ya da ziyarete gittiği bir kilisede çektirdiği fotoğraf karalama kampanyası olarak kullanılıyor.”

Drissi, bugün eskisine nazaran daha güçsüz olduklarını söylüyor. 200’e yakın siyasi tutuklunun bulunduğu Fas’ta Free Koulchi (Herkesi Serbest Bırakın) kampanyası yürütülüyor.

* Clicktivism: Bir sorunu duyurmak için kullanılan sosyal medya ve diğer çevrimiçi metotlar.

Elif Akgül
8 Haziran 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; bianet.org