Sabit Fikir: Antikapitalist Müslümanlar ‘Gezi, Kur’an’daki cennet tasavvuruna çok yakın’

Kuşkusuz ki Antikapitalist Müslümanlar Gezi Direniş’inin en simgesel gruplarından biri olarak kalacak hep akıllarda. Özellikle bu direnişin “CHP zihniyetinin” doğrudan bir ürünü olmadığını göstermek açısından çok önemli bir rol oynadı Antikapitalist Müslümanlar. Direnişe katılan tüm kesimlere “farklılıklara saygı duymaları gerektiğini” hatırlatan önemli nedenlerden biri olan Antikapitalist Müslümanlar’dan Sedat Doğan ile, Y Kuşağı’nın Antikapitalist Müslümanlar’daki yansımasını konuştuk.

anti-kapitalist-muslumanlar

Görsel çalışma: Onur Atay

Sizce Gezi Parkı direnişinde belirli bir kuşaktan söz edilebilir mi?

Genç bir nesilden bahsedebiliriz. Bu nesil aslında son 10 yıldır bir pasif direniş halindeydi. Ülkemizde ve dünyada cereyan eden haksızlıklara karşı bir tepki halindeydi fakat bu sanal ortamın dışına taşmıyordu pek. Bunun sebeplerinden biri de halihazırda mevcut olan muhalefet partileri ve STK’lardı. Gençlerde bir aidiyet duygusu gelişmiyordu. Yalnız Gezi Parkı’ndaki ağaçlara yönelik yapılan bir müdahale, manipülasyon içermeyen bir alandı ve gençler, siyasete müdahale edebilecekleri bir alan bulmuş oldular bu vesileyle.

Bu nesil hakkındaki politik/apolitik tartışması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Bu ayrımı çok doğru bulmuyoruz. Politik alanı sadece parlamenter sistem içinde okuma alışkanlığı olanlar, bu sistemdışı politik duruşları apolitik olarak okuyor. Aslında Gezi Parkı direnişçisi gençler hem iktidara hem de muhalefete, parlamenter sistemin kısıtlayıcı politik argümanlarının yetersizliğinden dem vurup politik duruşu sokaklara yayarak muhalefet yapmayı halkın içine yönlendiriyorlar. Bir nevi doğrudan muhalefetin ya da demokrasinin öncülü haline gelmiş durumdalar.

GENÇLİK, AMANSIZ YAKALADI

Neden beklenmedik bir direniş? Y Kuşağı’ndan neden böyle bir eylem beklenmiyordu?

Bu gençler aslında her şeye tepkiliydiler ama bu sosyal hayat içinde ete kemiğe bürünemiyordu. Gezi direnişi bu anlamda da bu üretilen farkındalığın açığa çıkmasına sebebiyet verdi. Parlamenter sistem içine sıkışmış, ya da parlamenter sistemi yıkmaya odaklanmış , nuhalefet, iktidar ya da devrimci güçler, bu alanın kapsayıcılığını öngöremedi. İktidar bir yaptırım uyguladığında, kendisini meydanda eleştirenlerin sayısına baktı ve hem sayı olarak hem de belirli siyasi gruplara ait olan bu protestoları hiç önemsemedi ve daha da hırçınlaştı. Ama Firavun örneğinde olduğu gibi hiç beklemediği bir yerden gençlik, hem iktidarı hem de muhalefeti amansız yakalamış oldu.

Direnişi ve Gezi Parkı’ndaki hayatı içeriden biri olarak nasıl anlatırsın?

Paranın ve statünün geçmediği Gezi Parkı, Kur’an’daki cennet tasavvuruna çok yakındır. Taha suresinde Allah cenneti tanımlarken kimsenin aç kalmadığı ve güneşten yanmadığı yer olarak tarif eder. Gezi Parkı’nda bu yönüyle ne hiyerarşik bir yapılanma vardı ne de eşitsiz bir toplum yapısı vardı. Gezi Parkı dünyanın bütün çelişkilerine karşı, eşitliğin, kardeşliğin yani sınırsız ve sınıfsız cennet idealinin protitipini oluşturmuştur.

Antikapitalist Müslümanlar ne okur?

Bizim temel aldığımız kitap Kuran-ı Kerim’dir. Kuran’da anlatılan bütün peygamberler ezilenlerin yanında saf tutmuş, gücü ve serveti elinde bulunduranlara karşı mücadele etmiştir. Bu güç ve servet sahipleri, insanların emeklerini sömürdükleri gibi, bütün canlıların ortak yaşam alanı olan doğayı da kendi çıkarları uğruna talan etmişlerdir. Kuran bu ortak doğal yaşam alanlarına sünnetullah der. Biz de Kuran’ın bu bakış açısını göz önünde bulundurarak Gezi Parkı’nın belirli sınıflara peşkeş çekilmesine karşılık sünnetullahı savunmanın mücadelesini verdik.

Ayrıca zulme ve haksızlığa karşı duran birçok Müslümanın etkilendiği düşünürlerden Ali Şeriati’nin Kendini Devrimci Yetiştirmek (Fecr Yayınları), Nurettin Topçu’nun İsyan Ahlâkı (Dergâh Yayınları) gibi çalışmaları bu direnişte bize yol ve yöntem gösteren önemli eserlerin başında gelir.

Hasan Cömert
10 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; sabitfikir.com