Radikal: Tunceli’de Gezi davası, Hrant Dink’i anmak da suç

Tunceli’de Gezi Parkı gösterilerine katılan 5 kişiyle ilgili iddianameden: Hrant Dink’i anmak suç. ‘Özgür basın susturulamaz’ sloganı da suç. İbrahim Kaypakkaya da intihar etmiş!

tunceli

Tunceli’de Gezi Parkı gösterilerine katılan beş kişi yasadışı TİKKO üyesi oldukları iddiasıyla tutuklandı. Haklarında hazırlanan iddianamede, 1973’te sorgu sırasında işkencede öldürüldüğü ifade edilen TİKKO’nun kurucusu İbrahim Kaypakkaya’nın intihar ettiği ileri sürüldü. Sanıkların katıldığı her etkinlik, cenazeler dahil, ‘terör eylemi’ sayıldı ve tabuta omuz vermişken çekilen resimleri iddianameye kondu. Dahası iki yıl önce Gazeteci Hrant Dink’in ölüm yıldönümünde Tunceli Üniversitesi’nde açıklama düzenlemek ve bu eylemde megafonu tutmak da ‘suçlar’ arasına girdi.

İNTİHAR ETMEK SURETİYLE…

Tunceli’de, Gezi Parkı gösterilerine katılan ‘Partizan’ adlı sol derginin okurları Ahmet Elma, Behsat Doğan, Gazel Gür, Kenan Küçük ve Önder Ergen geçen yıl 1 Ağustos’ta tutuklandı. Beş kişi hakkında yasadışı TİKKO üyeliği ve örgüt propagandası savıyla Malatya 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. İddianamede, 1973 yılında Diyarbakır Cezaevi’nde işkencede öldürülen TİKKO kurucusu İbrahim Kaypakkaya’nın intihar ettiği ileri sürülerek, şöyle denildi:

“24 Ocak 1973’te Tunceli Vartinik mezrası ve Munzur dağlarında gerçekleştirilen askeri operasyonda güvenlik güçleri ile girdiği çatışma sonucu yaralanarak olay yerinden kaçan, beş gün sonra bir başka askeri operasyonda saklanmış olduğu köyde sağ olarak ele geçirilen ve 18 Mayıs 1973’te Diyarbakır Cezaevi’nde intihar etmek suretiyle ölen…”

KATILDIKLARI HER EYLEM SUÇ

İddianamede, Tunceli’de Gezi Parkı gösterilerinden geriye doğru, sanıkların katıldıkları tüm yasal eylemler ‘örgüt suçu’ kabul edildi. Gezi Parkı eylemleri için “kalkışma haline getirme” ifadesi kullanıldı. Sanıkların gösterilerde hep bir ağızdan söylediği “İşçi Köylü Partisi erleri / Elleri havada parlıyor silahları” dizelerinden oluşan şarkı için, “sözde kahramanlık marşı” denildi. Katıldıkları tüm cenaze törenleri ve mezarlıklardaki anmalar da yakından takip edildi.

Paris’te öldürülen Sakine Cansız’ın cenaze töreni de bu eylemler arasında sayıldı. Sanık Ahmet Elma’nın cenaze kortejinin resmini çektiği belirtilerek, “cenaze törenine örgütsel birlikteliği sağlamak” için katıldığı ileri sürüldü. Sanık Behsat Doğan’ın da öldürülmüş bir PKK ’lının tabutuna omuz vermiş haldeki resmi iddianameye kondu. Sanıkların cenazelere “akrabalık bağı olmaksızın” katılmış olmalarına dikkat çekildi.

‘Örgütsel eylemler’ arasında 19 Ocak 2012’de Gazeteci Hrant Dink’in ölüm yıldönümünde Tunceli Üniversitesi’nde açıklama yapmak yer aldı. Doğan’ın suçları arasında gösterilen anmada megafonu tutarken çekilmiş resmi, iddianameye kondu. Rektörlüğe yüründüğü, “Özgür basın susturulamaz”, “Katil devlet hesap verecek”, “Faşizme inat kardeşimsin Hrant” sloganları atıldığı, bir dakikalık saygı duruşunda bulunulduğu, bir kadın eylemcinin açıklamayı okuduğu, Doğan’ın bu sırada megafonu tuttuğu ifade edildi.

İsmail Saymaz
30 Ocak 2014
Haberin kaynağı için tıklayınız; radikal.com.tr