Radikal: Ben yandım, siz yanmayın Allah aşkına – Veysi Polat

19′unda bıçkın gibi bir delikanlıydı Medeni Yıldırım. Lüks araba meraklısı, iyi bir yüzücü, Romen şarkıcı Alexandra Stan ve iyi bir Ahmet Kaya hayranı. Uzun bir süre Facebook’taki sayfasında asılı kalan “Bir yerde ne kadar çok asker varsa orada özgürlük de yoktur” ifadesiyle öldürüldüğü günü özetlemiş gibi.

medeniyıldırım

Türkiye ’nin derin acılarına sahne olan Diyarbakır’ın Lice ilçesi, geçen hafta yine acı bir olayla sarsıldı. Hewar sesleri yükseldi yine, öyle ki çığlıklar sadece Lice’nin 56 köyünde değil Gezi Parkı’nda, Kadıköy’de, Ulus’ta da yankılandı. Ateş düştüğü yeri yaktı bir kez daha, yine bir ana doyamadan toprak anaya teslim etti evladını.

Henüz 19’unda bıçkın gibi bir delikanlıydı Medeni Yıldırım. Lüks araba meraklısı, iyi bir yüzücü, Romen şarkıcı Alexandra Stan ve de iyi bir Ahmet Kaya hayranı. Uzun bir süre facebook’taki sayfasında asılı kalan “Bir yerde ne kadar çok asker varsa orada özgürlük de yoktur” ifadesiyle 28 Haziran gününü özetlemiş gibi. Komşu köyde var olan karakolun yanına yeni karakol inşasına karşı çıkarken vurularak öldürüldü Medeni.

“Pismam”ız onunla, yani babadan amca çocuğu. Hiç görmedim kendisini ama adını çok duydum. İlginç bir öyküsü var Medeni’nin. Nenyas (Ortaç) köyünde 12 kardeş arasında 10. sıradaydı. İlköğretime Diyarbakır Yahya Kemal’de başladı, mezun olana dek pek çok okul değiştirdi. Son nefesini verdiği Kayacık köyünden mezun olunca aile de Diyarbakır’a göç etti. 2011’de kayıt yaptırdığı Atatürk Lisesi’nden her yıl teşekkür alarak tamamladı ortaöğretimi.

Vali ya da kaymakam

Her genç gibi onun da hayalleri vardı. Coğrafya, edebiyat ve mitoloji en ilgi duyduğu alanlardı. İktisat veya kamu yönetimi okumak istiyordu. Memleketinde vali veya kaymakam olmak en büyük hayaliydi. Bu hayalin iki ortağı da ilk, orta ve liseyi birlikte okuyan Bawer ve Mehmet’ti. Bu iki arkadaşın yolu dershanede de kesişmişti. Yasevinde anıları tazelerken, LYS’de 318 (ham olarak) puan alan Medeni’nin kankası, arkadaşı, yoldaşı, hewali Mehmet ve Bawer araya giriyor: “Beraber kamu yönetimini okuyacaktık. Kamu yönetimini okuyup vali ya da kaymakamlık hayalleri kurardık. Olmadı işte. Hesaba katmadığımız şeyler de varmış. Bu memlekete artık barış gelsin istiyordu. Yine aramızdan en iyisini aldılar. Ahmet Kaya’nın ‘Siz yanmayın’ şarkısını çok severdi. Özellikle de ‘Ben yandım siz yanmayın Allah aşkına’ nakaratına gelince ‘işte ben burayı dinlediğimde bitiyorum’ diyordu.”

Ahmet Kaya’nın memleketinden zoraki sürgününü anlatan bu şarkı, Medeni’yi hem çok duygulandırıyor hem de öfkelendiriyordu. O da kendisini bu parçada görüyordu. Kim bilebilirdi ki milyonlarca kişiyi yerinden eden zoraki göçün ardından tatile geldiği köyünde kahpe bir kurşuna kurban gideceğini… O, uzun yıllar sonra barış umudunun yeşerdiği bir dönemde köyünde yeni karakollara ihtiyaç olmadığını düşünüyordu. Her ne kadar resmi yetkililerce saptırılsa da Kayacık Jandarma Karakolu önündeki eyleme de bu nedenle gitmişti. Güvenlik ve asayiş eksenli politikaya karşı harcanacak bütçenin köy yollarına, altyapısına ve eğitime aktarılmasının daha faydalı olacağını düşünüyordu.

Bir yerde çok asker varsa…

Abisi Mehmet, 28 Haziran günü yaşanan olayı anlatırken resmi yetkililerin “uyuşturucu” veya “bunlar birbirini vurmuşlar” açıklamasına sert tepki veriyor: “Kardeşim, LYS sınavı sonrası stres atmak için üç gün önce gelmişti köye. Bağ ve bahçemizle ilgilendi. İki gün sonra askerlik tecili için Diyarbakır’a gelecekti. Ama olmadı… Köye gelirken yol üzerinde inşa edilen yeni karakoldan söz ederken ‘Barış sürecinde bu ne inşaatı, kimi kandırıyorlar?’ diyordu sürekli. Zaten olay günü bu tepkisini dile getirmek için Kayacık’a gitmiştik. Bu anlayış 1990’lı yılların anlayışı. Asayiş ve güvenlik eksenli politika bu sürecin ruhuna tersti. O da zaten bu durumu facebook’taki sayfasında şöyle paylaşmıştı: Bir yerde çok fazla asker varsa orada özgürlük de yoktur.”

Amcası öldüğü gün doğdu

Yıldırım ailesinin yıllardır süren anlamsız savaşa kurban verdiği dördüncü candı Medeni. O, İstanbul’da 2 Haziran 1994’te arkadaşları Savaş Buldan ve Hacı Karay’la birlikte kaçırıldıktan sonra infaz edilen Adnan Yıldırım’ın yeğeniydi. Amcası katledildiği gün Medeni, hayata “merhaba” demişti. Tıpkı Adnan Yıldırım’ın kızı Helin gibi… Cesur adam Medeni’nin ölümü, sadece Diyarbakır’ı yasa boğmadı. Batıdaki toplumda belki de ilk kez empati kurma köprüsünü kurdu. Posterleri sadece Lice, Cizre ve Yüksekova’da değil, Taksim, Beşiktaş ve Kadıköy’de taşındı…
Bu yazının sonu çok sevdiği Ahmet Kaya’nın “Siz yanmayın” şarkı sözleri olsun.

“Ağlama, bu günler gelir de geçer babam
Ağlama, bu dertler elbet biter babam
Ocaksız köylerimde, dumanlar tüter elbet
Ben yandım, sen yanma Allah aşkına.
‘Burada, bu şarkımı söylerken,
Benim Türkiye’de yaşadığım çok zor günlerde,
Bir ‘merhaba’sını istediğim, fakat o ‘merhaba’yı benden esirgeyen
Ulusal anlamda bu kaderi paylaştığım,
Bütün arkadaşlarıma ve dostlarıma
İnce bir sitemdir…
Umarım,
Beni anlarlar.
İki damla gözyaşımla
Satıldım pazarlarda
Kırdılar yüreğimi
Kırdılar azarlarla
Sürgünlere yolladılar
Sabah dörtte yağmurlarla
Ben yandım,
Siz yanmayın
Allah aşkına.
Şimdilik, hoşça kalın gözüm!
Hoşça kal, ey sevgilim Türkiye!”

Veysi Polat
7 Temmuz 2013
Kaynak; radikal.com.tr