Posta 212: ‘ODTÜ’nün sesini kesemezler’

Geçtiğimiz hafta Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nde bir kız öğrenci ile cemaat taraftarları arasındaki ‘yurt tartışması’nın ardından başlayan yol inşaatına karşı protestolar ODTÜ’yü yeniden gündeme getirdi. Olayları, ODTÜ Mezunlar Derneği Başkanı Himmet Şahin’le konuştuk…

ODTÜODTÜ’de neler yaşandı? 
Kayıt anında cemaate bağlı örgütlerin ve AK Parti Gençlik kollarının üniversite içerisinde bir stant kurma isteği ve standı kurmak isteyenlerin başörtülü olmaları dikkati çekiyor. Başörtülü olmaları ODTÜ öğrencileri için olumsuz bir şey değil ancak ODTÜ’yü kötüleyen, “ODTÜ yurtlarında fuhuş yapılıyor”, “buraya çocuklarınızı vermeyin” gibi ODTÜ’yü küçültücü söylemlere ve sözcüklere karşı öğrenciler bir tepki gösterdi. Ve bu insanlar orada bulunmamaları gerektiği ve bir kısmının ODTÜ öğrencisi olmadığı söylenerek kampüsten çıkarıldılar.

TOPLUMSAL SORUNLARA DUYARLILIK
Ancak bu durum toplumda başka türlü algılanıyor. ODTÜ öğrencileri aldıkları eğitimden dolayı toplumsal sorunlara ve çevreye karşı duyarlılar. ODTÜ’den Anadolu Bulvarı’ndan, Konya yoluna otoban şeklinde dört şerit gidiş, dört şerit geliş bir yol açılması ve başlaması projesi için ağaçların kesilmesi öğrencilerin tepkilerine yol açmıştır. Bu yol, 100. Yıl ve Çiğdem Mahallesi’ni de bölerek, hem bir mahalle kültürünün hem de sosyal dayanışmanın önünü kapatmaktadır. Bu nedenle öğrenciler tepki göstermiştir. Bu tepkiye polis müdahale etti. 14 öğrenci tutuklandı. Çıkarıldıkları savcılık tarafından saat 15 gibi serbest bırakıldılar. Ve bu uygulamaya karşı tepkiler ve protestolar devam ediyor. Melih Gökçek’e karşı, müteahhit firmaya karşı tepkiler devam ediyor. Müteahhit firma bütün yasal işlemleri tamamlamamış durumda. Projenin onayı da ellerinde yok.

HER KAYIT DÖNEMİNDE AYNI SENARYO
Baş örtülü tarafların yaptıkları bir provokasyon muydu? Yaşanan gerginlikte, yol inşaatının devamı amacıyla kampüse polisin girmesi için AK Parti’nin parmağı olduğu yönünde sosyal medyada tartışmalar yürütülüyor?
Bu söylenenler doğru değil. Her kayıt döneminde bu gibi eylemler yaşanıyor. Geçmiş yıllarda yapılan cemaate bağlı, tarikatlara bağlı yurtların öğrenci kapma çabaları her yıl yaşanıyor. Tabi ODTÜ’yü de kendilerine, kendi ideolojilerine yakın hale getirme çabaları tabi ki var, bunu herkes biliyor. Sadece Başbakan ve AK Parti değil, AK Parti’ye şu anda karşı olan cemaatler de bu olayın içerisinde. Gençliği kendilerine yandaş edebilmenin her türlü illegal eylemleri içerisindeler. Üniversitemizin konumu, geldiği noktadan, dünyanın 60. en iyi üniversitesi olması, mezunlarının politik anlamda, sosyal anlamda yapılanlara karşı duruşu, hükümetleri rahatsız etmekte. Bu ODTÜ birlikteliğinin, ODTÜ dayanışmasının öyle pek kolay yenilecek yutulacak bir yapı olmadığını zaten 18 Aralık olaylarında ortaya koymuştur.

Sayın Başbakan’ın ODTÜ ile bir sorunu mu var sizce?
Başbakan bütün muhaliflere karşı sert ve acımasız bir duruşu var. Kendilerinin her alanda böyle bir yaklaşımı var. Sadece bu değil, 12 Eylül öncesi dönemini de hatırlayınız, sağın tamamı ODTÜ’yü bitirme çabası içine girmişlerdir. Bunun en canlı örneği Hasan Tan adlı ırkçı bir rektörün atanmasıydı. Bu atamayla başlayan ve üniversitenin 9 ay kapatılmasına kadar giden bir direniş ve tepkiyi yaşadık. ODTÜ’nün duruşu, bilimsel hayata ve yaşama bakışı, gerçek demokrasinin her zaman arkasında olması dolayısıyla rahatsız olacaklar ve olmaya devam edecekler. Çünkü ODTÜ’lüler bu bilinçte oldukları müddetçe seslerini kesmeyecekler, konuşacaklar ve korkmayacaklar.

DOLDURUŞA GELMEYİN
Bundan sonra neler olabilir?
Tabi burada bir direniş söz konusu olacak. Ancak bunun Gezi olayları ile örtüşeceğini sanmıyorum. Yalnız buradan Cumhurbaşkanı ve Başbakan dahil bütün yetkililere sesleniyorum: Her şeyin doğrusunu öğrenin. Yandaş medyanın dolduruşuyla açıklayacağınız her sert sözcük, toplumda genel gerginliklerin yaşanmasına ve can kaybına neden olabilir. Burada çok dikkatli olmamız gerektiğini düşünüyorum.

Barbaros Sayılgan
10 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; posta212.com