Radikal: ‘Orta refüj’den Erciş’in kavaklarına – Pınar Öğünç

Başbakan, bir yanda ‘Yeşilin daniskasını yapacağız’ desin. Türkiye’nin bütün Gezi meydanları, Erciş’te kesilmek üzere olan 250 bin ağaca ses verecek mi?

dünkü bir dizi hitabıyla tekrar gördük ki, Başbakan’ın sandık odaklı demokrasi anlayışında milim oynama yok. Son seçimde aldığı oyun aynısını alsa, partisine oy vermeyenlerin yurttaş olmaktan doğan görünürlük hakları ihlal edilmeye devam mı edilecek yani? İnsanlar 12 gündür bunun için sokaklarda.

Tepkinin toplumsal analizinde aciz kaldığı noktada, iktidar meseleyi ‘üç-beş çapulcudan’ ‘üç-beş ağaca’ kaydırmaya gayret ediyor. Başbakan “Çevreyi tanımına uygun olarak yapıyoruz ve yapacağız” diyor örneğin. Ne kastediyor kimse anlamıyor. Ya da laf bir kez daha ‘orta refüje’ geliyor. Belediye başkanlığı döneminden itibaren kentin orta refüjlerini çiçeklendirmiş olmakla takdir bekliyor ve dahi bunun yükselen tepkiyi çürüten bir veri olduğunu düşünüyor. Otoban yanlarındaki yeşilliklere menekşelerle ‘Türkiye’ yazmayı da sayın o zaman. Bu, kamusal alan bilgisinden de habersiz olmanın göstergesi. Üstelik dikildiği iddia edilen astronomik fidan sayısı her durakta artıyor; iki milyar küsurlarda şu an.

Hatırlarsanız bir kez de “Yeşilin daniskasını yapacağız” demişti sinirle. Kökeni Baltık Denizi’ndeki Danzig şehrine dayanan kelimenin nasıl evrildiğinden emin değilim, lakin Nişanyan sözlüğe göre ‘daniska’ argoda ‘bir şeyin son derecesi’ demek. Bilmiyorum siz buradan yeşile dair bir güvence çıkarabiliyor musunuz? Bu bir başbakanın taahhüdü olabilir mi?

Denizi doldurup dünyanın en büyük parkını inşa etmeye yeltenmek, yeni rant trafiği demek olan üçüncü köprü için milyonlarca ağacın yok edilmesine izin vermek.. Fazlası da eklenir; hepsi iktidarın ‘çevre tanımındaki’ çelişkileri, çelişkinin daniskasını seriyor önümüze.

* * *

TOKİ için 250 bin ağaç

Tepki, Türkiye’nin dört yanında pıtrak gibi filizlenirken, Van, Erciş’e bağlı Çatakdibi (Zortul) köylüleri ağaçları için jandarmanın önüne atıyorlardı kendilerini ağıtlar eşliğinde. İnsanlar hüngür hüngür ağlıyordu. Yıllardır elleriyle suladıkları meyve ağaçları, kavaklar, yapılacak TOKİ konutları için kesilecekti çünkü.

Sanki başka yer kalmamış. TOKİ ve AFAD işbirliği ürünü 67 konut için lüzumlu alan 132 bin metrekare. İhaleyi İl AFAD Müdürlüğü ve Erciş Kaymakamlığı yapmış bile. Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, Hazine’ye ait olan toprağın 1952’den beri köyün ortak alanı olarak kullanıldığını söylüyor; köylü vergisini veriyor. Bina dikilecek alanda iki bin kadar muhtelif meyve ağacı, 250 bine yakın kavak ağacı var. Ayrıca tahıl ve yonca tarlaları mevcut. Yani yaşayan, yaşatılan bir yer. Fakat sanki çevrede başka hiç vasıfsız arazi yokmuş gibi ağaçlar kesilmek isteniyor. Üstelik Bekir Kaya’nın da paylaştığı, buraların her tür tarıma elverişli olduğunu söyleyen zirai bilirkişi raporu var. ‘Domates, biber, patlıcan’ şarkısıyla, tarım arazilerinin tarım dışı kullanılmasına izin verilmeyeceğini söyleyen TC Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı imzalı bir kamu spotu yapılmış. Kendileri izlemeyi unutmuşlar ama. Köylüler bilhassa topraksızlaştırılmak istenmiyorsa başka nasıl açıklanabilir?
Türkiye’nin güvenlikçi politikaları yıllardır doğa üzerinden de savaştı Kürtlerle. Yakılan köyler, yakılan tarım arazileri de demekti. Güvenlik gerekçesiyle dönümlerce orman, tüm canlı sakinleriyle yok edildi. Köylerin iletişimini kesmek için yapılan barajlar yeşil alanları sular altında bıraktı. Kürt coğrafyasına, ekolojisine de savaş açmış bir ideolojiydi. Bu da tabiata sermaye gözüyle bakan, rant için yine insanla savaşan bir ideoloji.

Müteahhit firma kesime girişmek için bugün her an jandarmayla köye girebilir. Bu noktadayız. Türkiye’nin adı ‘Gezi’ye dönmüş bütün meydanlarından Erciş’in ağaçları için ses çıkacak mı? Çatakdibi köylüleri yalnız mı?

Pınar Öğünç
10 Haziran 2013
Kaynak; radikal.com.tr