Sendika.org: Marjinallerle samimi gençleri ayırmasını bilmek – Nihal Kemaloğlu

Son on yılda yüz milyarlarca liralık rantın dünyeviliği inkar, cüretkar silüetiyle göğü deldiği İstanbul’da 1 Mayıs’ta devletin en gözde rant alanı Taksim’i halka kapatması boşuna değildi.

Muhafazakar kalkınmacı ideolojinin İstanbul’da kurduğu çimento döküm sahte cennetin kapılarının marjinallere kapatılma zamanı gelmiş de geçiyordu..

Nitekim kırmızı bluzlu 17 yaşındaki Dilan, 1 Mayıs’ta kendisine “haram” kılınan Taksim Meydanı’nın yakınında başının altında gazı tüten biber gazı kapsülüyle yerde yatıyordu…

Hey Tekstil işçisi babasının ücret ve haklarını alamadan işten atılmasına 500 küsur gündür direnişine şahitlik eden ve bu arada hayata epeyce gücenen Dilan’ın akıllı telefonu yoktu, Y kuşağı da değildi ama kafasındaki kırığı ömür boyu taşıyacaktı…

Dilan, 1 Mayıs tarihinde bilinci kapanıp hastaneye yetiştirildiği esnada İstanbul’un en üst mülki ve idari amirleri karşımıza çıkıp “Dilan kızımız marjinal örgüt üyesidir” demişti.

Dilan’ın biber gazı önlemi sirke şişesi molotof kokteyli olmuş, babası ve arkadaşları basın açıklaması yapmak isteyince “marjinallere yasak” İstiklal Caddesi’nden bir kez daha “kovulmuş” ve özel hastane zincirimizde yoğun bakımda yatan Dilan’ı zorla medical centerlarından “sürmüştü”…

Bu arada 1 Mayıs’ta Ankara’da yaşayan OSTİM’li kaynak işçisi 26 yaşındaki Ethem Sarısülük, Facebook’a koyduğu simsiyah zeytin gözlü Dilan’ın fotoğrafının üstüne “Diren Dilan” yazmıştı..

Protestoları içerden parçalamak

Tam bir ay sonra 1 Haziran tarihinde Ankara’da devletin “marjinallere” yasakladığı Kızılay’da Gezi protestolarına katılan Ethem birden yere yığılacak ve bir daha gözünü açamayacaktı…

Görüntülerde bir çevik polisin koşarak Ethem ve arkadaşlarına yaklaştığını yakın mesafede silahını çıkarıp ateşleyip koşarak uzaklaştığını ve Ethem’in başından akan oluk oluk kanın asfalta yayıldığını defalarca izleyebilirdiniz…

Şayet merak ederseniz Facebook’da Ethem’in “zorunlu devlet hizmeti” askerliğini yaptığı karlarla kaplı zirvelerde çekilmiş gülümseyen fotoğraflarını görünce öylece baka kalırdınız…

13 Haziran’da kafasında devlet malı kurşunla komaya giren OSTİM işçisi “insan hakları aktivisti” Ethem’in beyin ölümü gerçekleşti. Bugün Çorlu’da köyünde toprağa veriliyor…

Ethem’i vuran polisin kimliği belirlendi ama adı açıklanmadığı gibi “açığa da alınmadığını” sadece görev yerinin kaydırıldığını öğreniyorduk…

Bu arada siyasi zindelik ve akil medyamız, Gezi Parkı protestolarını “bir grup liberal, fazla baskıya gelemeyen samimi yeşil sever gençle” ve bu halkaya zorla eklenmiş “devlet düzenine düşman marjinaller” kategorizasyonuyla protestoları ittifakla içerden çürütmeye çalışıyordu.

Çünkü “faiz lobisi” komplosunu işaret eden siyasi otoritenin asıl amacı spekülatif finansın at koşturacağı dağı, bağı, dereyi, toprağı, denizi “paraya çevireceği” yüzlerce proje ve yüz milyarlarca liralık rantı sahiplerine “Gezi Parkı’ nı” dayatmacı çoğunluk referandumuyla kazanıp teslim etmekti…

Dolayısıyla Ethem, Dilan ile Gezi Parkı’nda direnişlerini tüm Türkiye’de vakarla sürdüren gençlerin arasına “cici, samimi, dürüst gençler” söylemiyle geniş mesafe açmayı planlıyordu…

Oysa gençlerimizi sokağa çıkartan ve aynı meydanlarda buluşturan, kaynaştıran; insan kanı, emeğini, ruhunu yalayıp yutan sonra hayattan kovalayan vampir kapitalist düzenin sadece çıkış kapıları farklıydı…

Nihal Kemaloğlu
15 Haziran 2013

Haberinkaynağı için tıklayınız; sendika.org