İstifhanem: Kahrolsun bağzı komplocu ahmaklıklar – Emrah Göker

gazte

Goebbels günlüğüne not etmiş: “Haber politikası bir savaş silahıdır; amacı malumat yaymak değil, savaş açmaktır.” [Alıntılayan: Lenoard W. Doob (1950) "Goebbels' Principles of Propaganda", The Public Opinion Quarterly 14 (3): 419-442, s. 431]

İsyan günleri boyunca karşılaştığım, pek çoğu Başbakan ve kurmaylarının demeçlerine de yerleşen dangalakça komplo teorilerinden bazıları: Soros parasıyla Jadaliyya devrim fıştıklıyor; İsrail tezgahı ve benzeri sallamalar; Bir Numara ve Darth Vader’ın Silivri’ye yollanmasından sonra Galaksi’nin dört bir yanına dağılan Ergenekon Remnant’ın yerel sermayeyle işbirliği; komploların psieski dostu CIA Parmağı; elbette ki Bilderberg Grubu ve Dadaşlar; hiç olmadı Rotschild; Illuminati’siz olur mu; Alman-İngiliz planı hiç geri kalır mı. En saykedelik yorumlardan biri, Egemen Bağış’ın hediye çekiyle ödüllendirdiği kişilerden biri olduğunu öğrendiğimiz Can Paker’in “CHP’nin darbe girişimi” analizi idi.

Bu saçmalıklar arasında bir tanesine özellikle değinmek için bu postayı yazıyorum: Protestolara Gene Sharp’ın ve kurucusu olduğu Albert Einstein Kurumu’nun (AEK) gizli destek verdiğiyle ilgili muhafazakar medya yalanları da döndü. Hatta Hüseyin Çelik’e çanak tutarak sorulduğunda, “iddiaları yabana atmıyorum” cevabı da alınmış, komplo teorisi oraya kadar yükselmiş.

Toplumsal hareketler sosyolojisi üzerine uzun uzadıya çalışmış olanlarınız varsa, Sharp’ın şiddet içermeyen eylem ve bu eylemin siyaseti üzerine yazdıklarını ve biriktirdiği deneyimi büyük ihtimalle (en azından ucundan köşesinden) biliyorsunuzdur. Sharp, 2009′da Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmiş, From Dictatorship to Democracy: A Conceptual Framework for Liberation, Waging Nonviolent Struggle: 20th Century Practice And 21st Century Potential, Civilian-Based Defense: A Post-Military Weapons System gibi çalışmaları olan 85 yaşında bir pasifist ve araştırmacı. Toplumsal hareketlerin dinamikleri konusunda katkılar yapmaktan çok, şiddet içermeyen direniş biçimleri konusuna yoğun mesai harcamış olmasıyla biliniyor.

Muhafazakar tosuncukların uydurmasına göre (ilk kez 5 Haziran’da gördüm), “örgütsüz, lidersiz eylemlere 60 yıldır imza atan” kişi imiş. Gezi direnişindeki taktikleri, “duran adam” da dahil olmak üzere, o vermiş. Mantık şöyle çalışıyor: Sharp’ın ilk kez 1973′te yayımlanan The Politics of Nonviolent Action, Vol. 2: The Methods of Nonviolent Action kitabında listelediği eylem teknikleri, tek tek Gezi’de karşımıza çıkıyormuş! Sharp “karikatür çizmek” dahil o dönem akla gelebilecek, o döneme kadar uygulanmış 198 tane teknik yazmış, bizim akıllılar da bunlardan eşleştirerek AEK komplosunu ispatlamaya çalışıyorlar. (Sharp 1973′te Twitter’ı yazmamış, neden acaba? Bu arada haber7 sağolsun listeyi Türkçeleştirilmiş, çapulcu kardeşlerime bir göz gezdirmelerini tavsiye ederim, henüz denenmemiş şeyler var.)

Sharp hakkında başta ABD’li fanatiklerin beslediği genel komplo teorisi şöyle: AEK’i CIA ve onun paravan düşünce kuruluşları akçelendiriyor. Sharp da, bu öyküde, dünyayı dolaşarak, şiddet içermeyen eylemin stratejik kullanımı konusunda ABD’nin sevmediği diktatörleri devirmeleri için isyancılara akıl veriyor. Komplocular onu “diktatör celladı” olarak bile tanımlamışlar. Burma’da, eski Yugoslavya’da, Chavez’e karşı Venezuela’da, Mübarek’e karşı Mısır’da ayaklanmalar “onun taktikleriyle yönetilmiş”. Tabii çoğu komplo teorisinde olduğu gibi, mekanizmaya dair bir kanıt sunulmuyor: Emir Sharp’a nasıl geliyor da, AEK isyan sahasına sızıyor, isyancılarla temas kuruyor, yönlendirmeyi yapıyor? Sharp’ın pratik yazılarının, örneğin Ukrayna’da ve Mısır’da, İngilizce bilen eylemcilerce bulunup okunsun diye çevrildiğini biliyoruz elbette. Bu tür basit olgularla yola çıkanlar, komplo teoriciliğinin tanıdık labirentlerini kurmuşlar. Hâttâ ilginçtir, Cemaat medyası, 2011′de bir haberde “Orta Doğu’yu karıştıran” Sharp’ın, Kürt hareketine de akıl verdiğini iddia eden deli saçması şeyler iddia etmiş [pdf]. Buna göre Kürtler de “Einstein gibi dil çıkarmak” türü şiddet içermeyen eylemleri, Sharp’tan öğrenerek planlıyorlarmış. (Mısır’da Sharp’ın okunmasıyla ilgili BBC Türkçe’de çevrilen şuna da bakın.)

Sharp’ın From Dictatorship to Democracy [Diktatörlükten Demokrasiye] kitabının Rusya’da FSB tarafından yasaklandığını, ajanların kitabı “tehlikeli” diye nitelediklerini not edelim. Diktatörlerin bu tür yayınlardan korkmaları eski hikâye. Belli ki bizim muhafazakâr medya da tırsmış. Kaç çapulcunun Türkiye Gazetesi manşet yapana kadar Sharp’ın adını duyduğunu gerçekten merak ediyorum.

turkiyegaztesi

Sharp’ın pozisyonunun bu kadar abartılması, tamamen, artık İnternet sayesinde (protesto eylemleri gibi) hızlı ve geniş çaplı yayılabilen komplo endüstrisiyle alakalı. 2000′lerden beri AEK, fon bulamadığı için çalışmalarını daraltmış bir kurum. Sharp, herhangi bir politik kampın partizanı olmayan, hatta yazdıkları toplumsal hareketler sosyoloji açısından hayli gedik ve hatayla dolu, ilerleyen yaşı sebebiyle seyahat ve konuşma yapma kapasitesi de hayli azalmış biri. 2007′de Chavez onu doğrudan ajanlıkla suçlayınca, 2008′de İran’ın kendisini Soros ve Senatör McCain ile birlikte karikatürize ettiği bir propaganda animasyonunda yer alınca, ismi daha çok duyulur oldu. (Hakkında NYT’ta çıkmış iyi bir portre analizini şuraya koydum.)

Bu kadar hedef gösterildikten sonra 2008′de Howard Zinn ve Noam Chomsky’nin başını çektiği bir grup eylemci, yazar, akademisyen, vd. bir açık mektup yazmışlar. Burada, AEK’in kuruluş döneminde (İkinci Bush iktidarından önce) kirli NED ve IRI’den Sharp’ın metinlerinin çevirisinin karşılığı olarak bir defalığına mahsus telif aldığını, bunun dışında bu tür kuruluşlarla asla alakası olmadığının altını çizmişler. Zaten AEK dediğimiz, tek yeri Sharp’ın evi olan, Sharp’tan başka bir tane idarî asistanın çalıştığı bir “örgüt”. Chomsky vd., bu mektupta, yoksulların ve güçsüzlerin tarihsel silahı olmuş stratejik şiddet içermeyen eylemin, kendilerini ezilen halkların savunucusu görenler tarafından itibarsızlaştırılmasını, “ABD emperyalizminin aracı” olarak tanımlanmasını ironik bulduklarını söylemişler. Mektup da burada.

Komplo teoriciliğiyle ilgili bir denememde şunu yazmıştım:

Büyücü gibi, komplo teoricisi de yoktan var eder ve iyi bir sahne icracısıdır. İnandırıcılığı, kabile büyücüsünde olduğu gibi, kredisidir, bunu itibar ve saygınlık için harcayabilir. Büyüde olduğu gibi, komplo teorisinin de pratik içerimleri vardır. İnananlarına aydınlık tedarik eder, onları bir grup olarak kenetler, onlara umut bile verebilir – yanlış tanınmış bir umut olsa da bu.

Çatırdayan iktidar blokunun kenetleyicilerinden biri yalan propaganda ve komplo teoriciliği olmuşsa, biz çapulcular için hayra alâmet.

PS: Hükümetin itibarını kollamaya soyunmuş herkes, küçük birer Erdoğan’a dönüşmüş. Bu yazıya son şeklini verirken, doksozof Halil Berktay’ın EGM olay yeri raporu gibi yazılmış yazısını gördüm. Polis vahşetinin faturasını eylemci şiddetine çıkarmış, kendine “bir solcu ve bir demokrat” diyor hâlâ. Lütfen bağzı şeyler, diğer bağzı şeylerden daha çabuk kahrolabilir mi pls ltf tşk.

heryertayyip

Emrah Göker
20 Haziran 2013
Kaynak; istifhanem.com