HaberSol: Onlar yeni yıla hüzün ve umutla girdiler

Çok önemli olaylarla geçen, unutulmaz Haziran Direnişi’nin de yaşandığı 2013 yılı artık geride kaldı. Birçoğumuz yeni yıla ailemizle kimimiz sevdiğimizle, eşimiz ve dostumuzla girdik. Ancak çoğumuzun yakından tanıdığı bazı isimler vardı ki onlar sevdiklerinden ayrı girmek zorunda kaldı yeni yıla.

berkin8_1

2013’ü geride bırakırken, Ayvalıtaş, Elvan ve Tombul ailelerini ziyaret ettik. Sözü fazla uzatmadan, onları dinlemek en iyisi…

‘Tavukları hindi niyetine yiyeceğiz’
Ali Ayvalıtaş, oğlu Mehmet’i Gezi eylemleri sırasında yitirdiktikten sonra bir büyük acıyı da oğlunun acısına dayanamayarak gözlerini yuman eşi Fadime’yi iki hafta önce kaybederek yaşadı. Ali amcayla Fadime teyzenin mezarı başında konuşuyoruz. Zor, dayanması güç bir durum. Kelimeler düğümleniyor. “Mehmet öldükten sonra aslında yaşamadı. Hayata küsmüştü. Bize göründüğü gibi değildi aslında” diyor Ali amca. “Üstüne Ethem’in (Sarısülük) davasında yaşananlarla daha da çöktü. Mehmet’in davasında da aynısını yaşayınca bu onun için katlanılmaz oldu” diyen Ali amca, Fadime teyzenin kalbinin bunlara artık dayanamadığını söylüyor.

Fadime teyzenin en son isteği, Ataşehir halk pazarı yerine oğlunun Mehmet Ayvalıtaş isminin verilmesiymiş. Bunu çok istemiş ama olmamış. Ali amca, birlikte Eskişehir’e Ali İsmail Korkmaz heykelini dikmeye gittiklerinde Fadime teyzenin oradaki gençleri çok sevdiğini söylüyor. Üniversite öğrencilerinin vermiş olduğu destek ikisini de çok sevindirirken, kendi otobüslerini tutan o gençlerin ceplerinde kalan son parayla kendilerine yemek ısmarlamaları hem Ali amcaya hem de Fadime teyzeye çok büyük umut ve cesaret vermiş.

Konuşmamızda söz oğlunun ölümüyle ilgili yargılamaya geliyor. “Hakim hakim değildi, savcı savcı değildi. Bunlar nasıl rahat yatıyor. Eğer bir gün kendileri de bizim gibi olurlarsa ne yapacaklar, adaleti o zaman mı sağlayacaklar” diye soran Ali amca, “Savcılar gözümüzün önünde ölüyü bir daha boğdular. Adalet yok” diye tepki gösteriyor.

Ali amca ayrılırken, Mehmet ile ilgili bir yılbaşı anısını da anlatıyor: “Ailemiz hep bir aradayken bizim yeni yılımız, sevincimiz, coşkumuz başka oluyordu. Bir seferinde param olmadığı için hindi kesememiştik. Annesine para vermiştim gidip tavuk almıştı. Mehmet de baba ‘annem bunları pişirecek, biz de hindi niyetine yiyeceğiz’ demişti. O sözleri hiç aklımdan gitmedi.”

‘Nasıl girerse öyle gitmeyecek’
16 Haziran’da polisin gaz fişeğiyle vurulan 14 yaşındaki Berkin Elvan için Okmeydanı Hastanesi’ndeki bekleyiş 200 gündür sürüyor. Yeni yıla nasıl girilirse öyle geçer dense de biz 2014’de Berkin’in artık gözlerini açacağını, aramıza döneceğini biliyoruz. Hastane bahçesinde umutla, sabırla bekleyen Sami ve Gülsüm çiftinin tek dileği, Berkin’in yeni yılın ilk saatlerinde uyanması. Baba Sami Elvan, “Biz yürekten kalpten inanıyoruz, o kalkacak ve biz oğlumuzla daha iyisini yapacağız. Geçmişte nasıl yılbaşını kutladıysak; ailemle, eşimle nasıl bir yılbaşı geçirdiysem ilerde de onunla öyle bir yılbaşı geçireceğiz” diyor.

Sağlığı hakkında bilgi veriyor Sami amca, “Şu anda idrar yollarındaki enfeksiyon dışında enfeksiyonu yok. Fazla bir ilaç kullanmıyorlar. Solunum yollarında bir sıkıntısı var. Doktorlarımız iyi bir şekilde bakıyor ve ilgileniyor. Onlara teşekkür ediyoruz. Biz inanıyoruz ve hissediyoruz, buradan kalkıp birlikte gideceğiz. Bunun kıvılcımları var, rüyalarını görüyoruz. Her gece rüyalarını görüyoruz, çocuğumuz ayağa kalkacak.” Hukuki süreç devam ederken baba Sami, Başbakan’dan başlayarak oğlunu vuran polise kadar herkesin bu olayda sorumlu olduğunu belirtiyor.

Tek isteklerinin adalet olduğunu belirten çift, “Biz kime ne yaptık, kime kurşun sıktık, bize neden bu şekilde yaptılar ve kimin hakkı var benim çocuğumu bu şekilde yargılamaya, bugün 200. gün” şeklindeki sözleriyle suçsuz günahsız oğulları Berkin’in neden ve nasıl vurulduğunu soruyor.

Tombul iyiye gidiyor
Bir başka hastanede ise polisin gaz fişeğiyle yaralanan 16 yaşındaki oğlu Mustafa Ali Tombul için bekleyen baba Mehmet Tombul var. Son ameliyatında kafasına kemik yerleştirilen Mustafa Ali, daha iyiye gidiyor. Sorularımıza kafa sallayarak cevap veren Mustafa Ali’nin ameliyatta nöbet geçirdiğini ve bu yüzden konuşamadığını belirten baba Mehmet, “bir hafta on gün sonra konuşması da düzelecek” diyor. O da hastane odasında yeni yıla girerken, oğlunun taburcu olacağı günü bekliyor.

Rıfat Doğan
1 Ocak 2014
Haberin kaynağı için tıklayınız; haber.sol.org.tr