habersoL: Deprem değil AKP öldürecek, çünkü…

Bugün 17 Ağustos 1999′da yaşanan büyük acının yıldönümü. Aradan 14 yıl geçmesine ve Türkiye’yi yeni depremlerin bekliyor olmasına rağmen, AKP iktidarında bu depremlere hazırlığa dair herhangi bir umut bulunmuyor.

17agustos

Hükümet, deprem için önlem almak bir yana, durumu giderek kötüleştiriyor. Toplanma alanlarına AVM yapılıyor, kentsel dönüşümle her yere beton yığılıyor. 1999 depremi sonrası hazırlanan 900’den fazla konteyner yok oldu. AKP ise 40 milyar liralık deprem vergisini duble yola yatırdı çünkü depremin “ilahi bir güç” olduğunu düşünüyor, her şeyi kadere bağlıyor.

1. AKP, İstanbul’da hazırlanan konteynerleri yok etti
1999 Marmara depreminden sonra İstanbul’daki 762 mahalle ve 173 köye, içinde olası bir afette ihtiyaç duyulacak battaniye, çadır, ilkyardım ve kurtarma malzemeleri bulunan konteynerler yerleştirilmişti. Her biri yaklaşık 20 bin dolar olan konteynerlerde, afet sonrası ilk saatlerde vatandaşların müdahalelerine yardımcı olunması amaçlanıyordu. İçinde 960 parça malzeme bulunan bu konteynerler, toplanma alanlarında tutuluyordu ancak neredeyse hepsi yok oldu.

2. Toplanma alanları ya otopark ya AVM ya da rezidans oldu
İstanbul’da deprem sonrasında halkın toplanacağı ve sahra hastaneleri gibi gerekli hizmetlerin sunulacağı toplanma alanları, birer birer ranta açıldı. Kimisi Kadıköy Kuşdili Çayırı gibi otopark olarak işletiliyor, kimisi Bayrampaşa’daki Ora AVM gibi AVM oldu. 2001 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tüm bu toplanma alanlarını belirlediği Afete Yönelik Acil Eylem Planı ise, seneler önce belediyenin sitesinden ansızın kaldırıldı. O planı hazırlayan ekipteki 14 kişiden biri olan İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe, soL’a o planda İstanbul’da 470 toplanma alanı belirlendiğini, bunların sayısının 100’ün altına düştüğünü açıkladı.

3. Binaların yüzde 70’i mevzuata aykırı
Türkiye’deki 18 milyonu aşan yapı stoğunun yüzde 67’si ruhsatsız ve kaçak, yüzde 60’ı 20 yaş üzeri konutlar ve yüzde 40’ı oturulamaz ve depreme karşı güçlendirilmesi gerekir durumda. İnşaat Mühendisleri İstanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe, 2011-2013 yılları arasında odaya ulaşan yapı ruhsatı bilgilerine dair yaptıkları incelemenin sonucunu, “1226 yapı ruhsatından 352’sinin incelenmesi tamamlanmış, bunlardan 265’inin sorunlu olduğu tesbit edilmiştir. Yani binaların yüzde yetmişi mevzuata aykırı inşa edilmiştir” diye açıkladı.

4. Hükümet 40 milyar liralık deprem vergisini yedi
1999’daki depremlerden sonra hükümet, deprem hasarının giderilebilmesi için deprem vergisi çıkartmıştı. 2011 yılı itibariyle bu vergi kapsamında toplanan para, yaklaşık 40 milyar lira oldu. 2011’de konu tekrar tartışılmaya başlandı. Israrlı sorular üzerine AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, “deprem vergisi diye bir şey yok” demiş, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise toplanan paraları duble yola harcadıklarını açıklamıştı.

5. Kentsel dönüşüm depreme önlem değil rant için yapılıyor
Hükümetin sürekli yenilerini ortaya attığı kentsel dönüşüm projeleri konusunda en sık kullandığı argüman, buradaki evlerin depreme dayanıksız olması. Oysa gerçek amaç rant olduğu için, bu dönüşümler daha büyük felaketlere kapı aralıyor. Toplum İçin Şehircilik grubu, 2011’de Fikirtepe’deki dönüşümü bu açıdan ele almış ve “depreme yönelik bir imar planında olması gerekenlerin tam tersi yönünde kararlar alındığı” sonucuna varmıştı. Yeni projede konut oranı yüzde 49’dan yüzde 60’a çıkarıldı, kat sayısı serbest bırakıldı, yeni yeşil alan, eğitim ve sağlık tesisi tanımlanmadı, yol genişliklerinin deprem durumunda ulaşımın garantiye alınacağı genişliğe ulaştırılması sağlanmadı.

6. Deprem ‘ilahi güç’, çözümü dua etmek
Hükümetin depreme yaklaşımı, dünya görüşüyle de bağlantılı. Van depreminin ardından Abdurrahman Dilipak, depremin PKK’nin Van’daki örgütlenmesinin önünü kesmek için ilahi bir müdahale olduğunu savunmuştu. Yeni Şafak yazarı Resul Tosun, “Depremi engelleyecek bir tedbir yok. İnsanlık sahip olduğu ileri teknoloji ile de depreme engel olamıyor. İnsanın bilgisinin ve gücünün erişemediği gerçekler var. O gerçekleri evirip çeviren bir güç var” diye yazdı. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise önlem alacaklarına dua ettiklerini açıklamıştı: “Bakın şimdi kendi potansiyelimizi öğrendik ya Allah göstermesin şimdi Van’da değil de bir başka yerde deprem olsa bir anda oraya gönderebileceğimiz bir 50 bin çadırımız daha yok. Bu bir eksik. Allah bu memlekete kış ortasında başka bir deprem daha vermesin diye temenni ediyoruz.”

7. AKP, deprem olduktan sonra da yaraları sarmıyor
17 Ağustos depreminin yaraları hâlâ sarılamadı. Düzce Depremzedeler Derneği (DEPDER) Başkanı Ayşegül Şenol Can, dün yaptığı açıklamada “Aradan geçen 14 yılda nüfusumuz, konut, okul, yol, hastane, iş yeri ve ulaşım ihtiyaçlarımız arttı ancak biz hâlâ depremde yıkılanları tamamlamaya çalışıyoruz. Bu durumda deprem öncesiyle kıyasladığımızda bu şehrin kalkınmasının ne kadar geride kaldığını hesap edebiliriz” dedi. Van’da da halen yerleşik bir konut hayatına geçememiş çok sayıda aile var.

8. 2023 planları her işi sermayeye bırakıyor
AKP yapı denetimini özel şirketlere verdi. Özel şirketler kamu çıkarına değil, kendi kârına önem verecek. 2011’de yürürlüğe giren Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı 2012–2023, neoliberal politikalar doğrultusunda kamunun bakması gereken deprem denetimi gibi hayati bir alanı özel sektöre bırakıyor. Geçen ay benimsenen “Onuncu Kalkınma Planı”nda da benzer bir adım atıldı ve “teknik müşavirlik firmalarının inşaat sektörünün tüm üretim süreçlerinde ve kamu-özel işbirliği projeleri ile kentsel dönüşüm gibi alanlarda daha etkin faaliyet göstermeleri temin edilecektir” denildi.

9. Siyasi hınç uğruna TMMOB’nin denetim yetkisi kaldırıldı
AKP, muhalif olduğu için, işin uzmanlarının örgütü olmasına rağmen TMMOB’nin yapı denetim yetkisini kaldırdı. Cemal Gökçe, “Deprem riski olan ülkelerde bir proje yapana bırakılmaz, başka gözler de inceler” dedi. Şimdiye kadar inşaat mühendisleri ve diğer odaların bu kontrolü yaptığını hatırlatan Gökçe, “Ne yazık ki AKP döneminde meslek örgütü ile üyeleri arasındaki ilişkiyi kesmek için böyle bir karar alındı” diye konuştu.
Bilinçli ev sahipleri, buna rağmen güvendikleri için ev projelerini TMMOB’a götürüyordu. AKP genelge yayımlayıp bunu dahi yasakladı, hatta odalara götürülen projelere ceza verilmesi uygulaması başlattı.

10. Çözüm önerileri umurlarında değil
Van’da 2011’de yaşanan depremden sonra herkes, ne yapılsaydı daha az zarar görüleceğini konuştu. Oysa 2005 yılında Kocaeli Deprem Sempozyumu’nda Ali Özvan, İsmail Akkaya, Mucip Tapan ve M. Alper Şengül, Van’da olası bir depremi incelemiş ve çözüm yollarını sunmuştu. Dört akademisyen, bu çalışmalarında önemli noktalara dikkat çekmişti: 8 kata kadar ulaşan betonarme binalar büyük hasar alacak, analiz edilen yapıların kalitesi düşük, kamu binaları güçsüz, hastaneler yetersiz… Bunların tümü doğru çıktı. Ancak AKP, bilimsel araştırmaları hiç dikkate almıyor.

17 Ağustos 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; haber.sol.org.tr