SOKAK! DİRENİŞ! ÖZGÜRLÜK!
Gezi Parkı’mızın rant uğruna yıkılmasını engellemek amacıyla başlayan direniş, AKP hükümetinin kolluk kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen ‘olağan’ zorbaca saldırıları neticesinde, tüm Türkiye’de bir isyana dönüşmüştür. Türkiye’de yaşayan her halktan emekçiler ve bütün ezilenler, bu süreçte, AKP hükümetinin zulmüne ve zorbalığına karşı dimdik sürdürdüğü mücadeleyi ortaklaştırmış, ülkenin tüm sokaklarında ve meydanlarında isyan ateşi yakılmıştır!
Mücadelelerimiz sayesinde Gezi Parkı ve Taksim Meydanı Türkiye’nin en özgür ve güvenli yeri olmuştur. AKP hükümeti ve polisi kovulmuş, meydanını ve parkını kararlılıkla korumak isteyen insanlar, Taksim Meydanı’nı ‘işgal’ etmiştir. Gezi Parkı’nın yıkılmasına karşı verilen mücadele; Kürt halkının özgürlük talebiyle, LGBT’lerin “Biz de buradayız, alışın!” haykırışıyla, doğanın talan edilmesine karşı duranlarla, Alevilerin üçüncü köprünün ismine verdikleri tepkiyle, emekçilerin grev talebiyle ve devrimcilerin yeni bir dünya kurma amacıyla birleşiyor. Sokaklarda bir araya geleceğine ihtimal verilmeyen fikirler ve hareketler dahi, AKP’nin faşizan politikalarına karşı bir arada mücadele veriyor.
Türkiye’nin hemen hemen her ilinde sokaklar doldu, direnişler büyüdü ve büyümeye devam etmekte. Anayasal hak olan toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü, bir kez daha AKP hükümeti tarafından ihlal edilmektedir. Türkiye’nin tüm meydan ve alanlarının, gösteri ve protestolara açılması, bununla beraber, bu direnişe ilk kıvılcım olan Gezi Parkı’nın park olarak kalması, direnişimizin acil taleplerinden biridir.
Tüm illerde direnişe katılan ve destek verenlere yönelik gözaltılar ilk günden beri sürmektedir. Demokratik haklarını kullanarak alanlara çıkan bu insanlar derhal serbest bırakılmalı, haklarında soruşturma açılmamalıdır. Yargılanması gerekenler, özgürlükleri için mücadele vermeye karar kılmış bu insanlar değil, ellerindeki kimyasal ve fiziksel savaş malzemeleri ile insanları darp eden, gözlerini çıkartan, hayatlarını alan kolluk kuvvetleri ve AKP hükümetinin temsilcileridir. Polis sokaklardan çekilmeli, olaylarda, kitlelere şiddet uygulayan polisler ise derhal tespit edilmeli, görevden uzaklaştırılmalı, haklarında yargılama başlatılmadır.
Bu isyana, ana akım medyanın ilk tepkisi üç maymunu oynamak olmuştur. AKP hükümetinin son 11 yılda uyguladığı basın sansürü, sonuç itibari ile otosansüre dönüşmüş, ana akım medya, herhangi bir emre gerek duymaksızın ya olayları görmezden gelmiş ya da hükümet yanlısı bir tavır takınmıştır. Gelinen süreçte medyanın bu tavrını sürdüremediği görülmüştür. Bilinmelidir ki, Türkiye halkları artık burjuva medyasının bu pragmatist tavrının farkındadır ve yalanlarına kanmamaktadır.
Tüm dezenformasyon çabalarına rağmen, biz biliyoruz ki, bu direnişte hayatını kaybeden tüm insanların faili, AKP hükümetidir. Ellerine bir kez daha kan bulaşan hükümet yetkilileri, valiler ve emniyet müdürleri derhal istifa etmeli, haklarında yargılama başlatılmalıdır.
Biz, AKP’nin ‘Taksim’i Yayalaştırma Projesi’ olarak sunduğu bu işgalini, eskiden Ermeni Mezarlığı olan, Gezi Parkı’nın yanındaki Hyatt Regency, Divan Otel, TRT Radyosu ve Ordu Evi’nin bulunduğu alanın talanından biliyoruz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Siz tarihi bilmiyorsunuz” çıkışına yanıtımız şudur:
Sistemin yok ederek sahip çıkmaya çalıştığı tarih, eski yok edişler, katliamlar ve soykırımlar üzerine kuruludur. Tarihe gerçekten sahip çıkanlar, bugün sokaklarda tarih yazmaktadır. Bugün sokağa çıkan milyonlar, AKP’yi tarihin çöplüğüne göndermek için büyük bir adım atmıştır.
BU DAHA BAŞLANGIÇ, MÜCADELEYE DEVAM!
NOR ZARTONK / ՆՈՐ ԶԱՐԹՕՆՔ
Haber kaynağı için tıklayınız; norzartonk.org
