Fıratnews: Tunus Devrimi “Kazandığımız tek şey konuşabilmek!”

Tunuslular, özellikle de gençler, paranın desteği ile iktidara gelen Ennahda partisinin el koyduğu devrimlerini sürdürebilmek için daha iyi örgütlenmeye çalışıyorlar. Korku kırıldı ve insanlar artık konuşmaktan çekinmiyorlar. Hükümet ise ‘ılımlılık’ ve ‘demokrasi’ oyunu oynuyor.

tunus

Tunus’ta, dağınıklık devrimde yer alan ve ülke sistemini değiştirmek isteyen tüm taraflar açısından görünür durumda. Bin Ali rejimi altında geçen 24 yılın ardından, devrim Tunus toplumunun özlemlerinin vanasını açtı. Çoğu için, her şey sıfırdan başlıyordu.

Sol ve ilerici güçlerin devrimin kazanımlarını korumak ve geliştirmek için halk hareketine bir yön vermeye çalıştığı bir ortamda, ılımlı olarak sunulan İslamcı bir parti kendisini aniden dayattı. Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi yabancı ülkelerin desteği ile iktidara gelen Ennahda partisi, kendi rejimini kurmak için çok acele etti. Sonuç: baskı, gerileme, siyasi iflas ve 6 Şubat’ta Şükrü Belayid’in katledilmesiyle yaşanan siyasi bir cinayet.

HAYAL KIRIKLIĞI

Bin Ali rejiminin yıkılmasının üzerinden iki yılı aşkın bir süre geçti, toplumsal ve ekonomik sorunlar halen duruyor. Ancak gençler değişimin zaman alacağının bilincindeler. Her ne kadar büyük bir hayal kırıklığı yaşansa da, bugün kendilerine güveniyorlar.

ANF’ye konuşan Mouwatana wa Tawassol Derneği Başkanı Samira Torgeman, yaşanan hayal kırıklığını doğruluyor. Torgeman, “Devrimden sonra, demokratların, ilericilerin seçimlerde başarı elde edeceğini düşünüyorduk. İslamcıların iktidara geldiğini görünce çok hayal kırıklığı yaşadık” dedi.

Mouwatana wa Tawassol Derneği de tıpkı binlerce sivil toplum örgütü ve siyasi parti gibi 14 Şubat 2011’te Bin Ali rejiminin devrilmesinden sonra kuruldu.

Genç bir liseli olan Rania Cheniti durumu şöyle özetliyor: “İyi değil ama kendimizi ifade edebiliyoruz.” Cheniti’ye göre solcu parti ve hareketlerin koalisyonu olan Halk Cephesi lideri Şükrü Belayid’in katledilmesi ardından hükümet korktu.

KAZANDIĞIMIZ TEK ŞEY…

Devrimden sonra sorunlar bitmedi. Sosyal sorunlar kendisini her geçen gün daha da ağır bir şekilde dayatıyor, adaletsizlik duygusu hakim durumda, yoksulluk giderek yayılıyor ve işsizlik artamaya devam ediyor.

17 Aralık 2010’da Sidi Buzid’de bedenini ateşe vererek rejimin devrilmesine yol açan ayaklanmayı ateşleyen Muhammed Buazizi isimli seyyar satıcı gibi, gençler kendilerini yakmaya devam ediyor. Tahminlere göre Tunus’ta bugün 350 bin ile 380 bin arasında genç diplomalı olmasına rağmen işsiz durumda. Bu gençler de “Diplomalı İşsizler Birliği” adı altında örgütleniyor.

Genç bir işsiz olan Jaafar Moslim, alım gücünün olmadığını söylüyor. Moslim, “Kazandığımız tek şey özgürlük. Ama henüz bunun bilincinde değiliz. Bu özgürlüğü nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz. Henüz yenidir bizim için ve bu zaman içinde düzelecek” diyor.

MÜCADELE EŞİT KOŞULLARDA DEĞİL

Kadınlar açısından durum daha da kötü. Her geçen gün daha fazla saldırı, cinsel şiddet, tecavüz, dışlama ve siyasi gözdağı yaşanıyor. Buna karşın kadınlar bugün, çok sayıda farklı sivil toplum örgütlenmeleri ile daha örgütlü durumdalar. Kadınlar sosyal ve siyasal yaşamda gerçek yerlerini kazanmak istiyor.

“Sefalet.” Kadınların ülkedeki durumuna ilişkin Jawad Ben Rjeb’in ağzından çıkan ilk kelime bu oluyor. Demokrat Kadınlar Derneği’nden Rjeb, “Biz feminist bir derneğiz” diyerek kendilerini tanıtırken, 70’li yıllarda kurulan feminist hareketin bir devamı olduklarının altını çiziyor. Rjeb, “Bugün şiddet mağduru kadınlar için bir dinleme ve yönlendirme merkezimiz var. Gençler için feminist bir üniversitemiz de var” diyor.

Rjeb’e göre, 26-30 Mart tarihleri arasında Tunus’ta yapılan Dünya Sosyal Forumu, ülkedeki değişimin kanıtı. Feminist Rjeb, “Bir diktatörle, bu noktaya gelemezdik” diye ekliyor.

Ama onlar açısından değişim mücadelesi eşit koşullarda yürütülmüyor. Ennahda partisinin Katar’dan finansal destek aldığını belirten Rjeb, şöyle devam ediyor: “Halen güvenlik sorunları var. İnsanlar polis şiddetine maruz kalıyor. Çok sayıda kadın mağdur dinleme merkezine geliyor. Genelde, yılda 220 başvuru oluyordu, bugün bu sayı yıl daha henüz yarılanmadan 200’ü geçti.”

YABANCI ÜLKELER TUNUS’UN İÇİŞLERİNE KARIŞIYOR

Mouwatana wa Tawassol Derneği Başkanı Samira Torgeman, Ennahda partisinin iktidarda kalmak için demokrasi oyunu oynadığını söylüyor ve ekiyor: “Kazandığımız tek şey, konuşabilmek. Ama onların (Ennahda) ellerinde çok güçlü aygıtlar var; her türden şiddetle yöneldiler, şimdi biraz değişti, siyasi şiddet de uygulanıyor. Sözde Müslüman ülke adı altında yapılan eylemlerle bizi halen kırmak istiyorlar, oysa Tunus hep Müslümandı, bu yeni bir şey değil. Biz ılımlı Müslümanlarız. Bu yeni dalga, aşırı İslam dalgasıdır.”

“Bana göre, İran Devrimi ihraç edildi” diyen Torgeman, Katar’ın halen “insanları satın almaya çalıştığına” dikkat çekti. Tunus’ta yabancı ülkelerin ülkenin siyasi yaşamı ve yaşam biçimlerine karışmasına karşı tepki giderek büyüyor. Bu durum özellikle gençler arasında açık bir şekilde hissediliyor.

Torgeman, “Her ne kadar hükümet Şükrü Belayid’in katledilmesi ardından geri çekilmiş gibi gözükse de, bu daha güçlü atlamak içindir. Bunlar kötü huylu insanlar. Bu söylediğim için özür dilerim ama gerçekten durum bu” diye kaydediyor.

Torgeman’a göre ilericilerin gelecek seçimleri kazanabilmesi için daha iyi yapılanmış örgütlere ihtiyaç var: “Ama bu uzun erimli bir çalışma.”

Maxime Azadi
Haberin kaynağı için tıklayınız; firatnews.com
Haber tarihi 15 Nisan 2013′tür.