Yerel seçim deklarasyonunu açıklayan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) birleşenleri, HDK dışındaki örgüt ve bireylere seçimlerde birlik çağrısında bulundu.
HDP Eşbaşkanı Fatma Gök, HDK dışındaki siyasi örgüt ve bireylere de “Yeni bir hayatı kurmak için yerel seçimlerde bir araya gelelim” çağrısı yaptı.
HDP Eşbaşkanı Yavuz Önen ise vahşi kentleşmenin hem hak ihlalleri yarattığını, hem de sömürüyü arttırdığını söyledi. Önen, “Biz bilimin kılavuzluğunda demokratik yerel yönetim anlayışını geliştireceğiz. Alt yapı hizmetlerinin sömürü aracı haline gelmesine izin vermeyeceğiz. Bu yeni adım sadece seçime endeksli bir hareket değil, sürekliliği olan bir harekettir” diye konuştu.
BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, siyasetin devletin merkezi, hiyerarşik, otoriter, tekçi zihniyetini yaşatma ve yeniden üretme yarışına dönüştüğü Türkiye’de, demokratik muhalefetinin acı deneyimler yaşayarak ve büyük bedeller ödeyerek halk için demokratik siyaseti var etmeye çalıştığını belirtti.
Kışanak, şöyle devam etti: “Geldiğimiz aşama artık bu kulvarın Türkiye siyasetine damgasını vuracağı bir süreçtir. Yepyeni bir yol açılacak. Artık sözü halk söyleyecek, kararı halk verecek, halkın kendisini özgürce yönetmesinin imkanları yaratılacaktır. Ortak seçim stratejimiz böyle büyük bir iddianın deklarasyonudur. Tüm demokratik güçleri, ötekileştirilen, ezilen, horlanan herkesi buluşturacağımız, herkesi bir irade olarak birlikte yürüteceğimiz yepyeni bir seçim stratejisi ile Türkiye halkının karşısındayız. Farklı kimlik ve kültürlerimizle, farklı dillerimizle, kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle, emeklisiyle yoksuluyla, devrimcisi, sosyalisti, demokratıyla, kendimiz için, çocuklarımız için, yepyeni bir gelecek yaratma sorumluluğu ile hareket edeceğiz ve kesinlikle başaracağız.”
Merkezi siyaset anlayışına son verdiklerini ve adayların halk tarafında belirleneceğinin altını çizen Gültan Kışanak, ekledi: “Şunun sözünü açık olarak veriyoruz; halkımız ne istiyorsa bu seçimler öyle olacak.”
Kışanak, aday belirleme, örgütleme, seçim politikası oluşturma, propaganda yapma gibi tüm seçim sürecinin halkla birlikte örgütleneceğini ve halkın iradesinin açığa çıkarılacağını ifade ederek, “Biz de halkın hizmetinde olacağız. Adaylarımızı köylerde, mahallerde, sokaklarda, parklarda, kampüslerde, okullarda, fabrikalarda tartışarak belirleyeceğiz, yerel ve yerinden demokrasiyi kendimiz işleteceğiz” diye konuştu.
Kentleri rant alanı olmaktan çıkarma ve belediyeleri sermayeye peşkeş çekme yaklaşımından çıkarma sözü de veren BDP Eş Genel Başkanı, aynı zamanda bütçeyi de halkın yapacağını söyledi.
“Biz halkımızla buluşmanın arzusu içerisindeyiz” diyen Kışanak, şöyle devam etti: “İki hidrojen bir oksijenin buluştuğu formülü bulduk, yakında gürül gürül ırmaklar olarak akacağız.”
BDP’nin, Türkiye’nin 4 bir yanında seçim sürecinin başarısı için seferber olacağını kaydeden Kışanak, iki parti ile seçime girmenin bir strateji olduğunu, anca aynı duygu ve politik hedeflerle seçim sürecinin yürütüleceğini bildirdi. Kışanak, “Başarıyı bizimle paylaşmak isteyen, halkın gücüne inan herkesi birlikte mücadele etmeye, seçim sürecini yürütmeye davet ediyorum” dedi.
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, burjuva partilere işaret ederek “Bizim oylarımızı alanlar bizim politikamızı yapmıyorlar, sermayenin borusunu öttürüyorlar” dedi, buna son vereceklerini söyledi.
DSİP Eşbaşkanı Şenol Karakaş, “AKP’nin liberalizmine, CHP’nin Kemalizmine karşı barış, adalet, özgürlük demokratik özerklik diyen herkesi HDK’nın seçim kampanyasının aktivisti olmaya çağırıyoruz. Bu özgürlükçü bir kampanya” dedi.
SYKP Eşbaşkanı Tuncay Yılmaz, HDK ve HDP’nin aslında “halkın umudunun partisi” olduğunu söyledi. “Yıllardır bu ülkenin ezilenlerini emekçilerini bölen parçalayan partiler, ezilenleri ve emekçileri birleştiren HDK’den korksunlar artık” diyen Yılmaz, Gezi direnişi sürecinde AKM’ye asılan pankartlarında “Kes sesini Tayyip” yazdığını hatırlattı. Yılmaz, “Kes sesini Tayyip, artık halklar konuşacak HDK ile birlikte” dedi.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eşbaşkanı Sevil Turan, “Merkezi siyasetin zaafları altında halklar ve hakları eziliyor” dedi. Turan, tahakküm, mahkumiyet, mağduriyetler siyasetine karşı artık halkların söz sahibi olduğu, yerelden ve yerinden yönetim sisteminin kurulacağı bir siyaset anlayışının hakim olacağını söyledi. Turan, HDK’nin barışın da teminatı olacağını ekledi.
İstanbul LGBT’den Kıvılcım Arat, Gezi direnişi ile birlikte LGBT’lerin görünürlüğü arttıkça nefret cinayetlerinin de arttığına dikkat çekti. Bu saldırıların devam edeceğine işaret eden Arat, “Homofobiye, transfobiye, bifobiye ve kapitalizme karşı yürüttüğümüz mücadeleyi bundan sonraki süreçlerde HDK saflarında devam ettireceğiz” dedi. Arat, Türkiye ve Kürdistan’da örgütlü oldukları tüm illerde seçim çalışmalarına katılacaklarını belirterek, “Özgürlük arayışımızı yerel seçim çalışmaları aracılığıyla devam ettireceğiz” dedi.
SDP’den İsmail Şengül, HDK’nin aynı zamanda iktidar seçeneği olduğunu söyledi. Şengül, “SDP de tüm bileşenlerle beraber demokratik halk iktidarını yaratma iddiasıyla çıkılan yolda üzerine düşeni yerine getirecektir” dedi.
ESP’den Ziya Ulusoy, “HDK’de uzun bir devrimci maraton için bir araya geldik. Bizler Gezi başkaldırısında birlikte mücadele eden güçleriyiz. Halklarımızın, emekçi sınıfların ve tüm ezilenlerin demokratik devrimci iktidarını yaratıncaya kadar da bu birlikteliğimiz devam edecek. Diktatör Erdoğan’ın Suriye’ye savaş için çaba sarf ettiği bu günlerde savaşa karşı barışı da savunacağız. Kürt ve Türk halkımızın ve bütün halklarımızın, özgürlük ve eşitlik temelindeki birliği üzerinden barışını da bizler sağlayacağız. Kentlerin yönetiminde merkezi vesayete son verip halkın kendi siyasi yöneticilerini seçtiği bir yönetim iddiasıyla yola çıkıyoruz. Kentleri sermayenin rant alanı haline getiren AKP diktatörlüğüne, sermaye saldırganlığı ve talanına karşı meydan okuyoruz. Partimiz de bu birliğin içinde mücadele edecek. Biz kazanacağız” diye konuştu.
9 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız;firatnews.com
