Kadıköy’de, polisin darp etmesi sonucu yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz olayına benzer bir saldırı yaşandığı ortaya çıktı. 15 çevik kuvvet polisi tarafından darp edilen Ümit Tazegül, polis amirinin “bırakın şunu ölecek başımıza bela olacak” demesiyle son anda ölmekten kurtulsa da, sakat kaldı.
Gezi parkı direnişi sürecinde 6 kişinin yaşamını yitirmesine, onlarca kişinin yaralanmasına neden olan polis terörü şimdi de sakat bıraktı. Kadıköy’de, Antakya ‘da öldürülen Ahmet Atakan için yapılan protestolar sırasında polis tarafından darp edilen 22 yaşındaki Ümit Tazegül’ün öldürülmekten son anda kurtulduğu ortaya çıktı. Önce kolu ters çevrilen Tazegül, ardından yere yatırılıp 15 Çevik kuvvet polisi tarafından 10 dakika boyunca dövüldü. Ancak Haydarpaşa Numune Hastanesine götürüldüğünde sağ kolunun kırıldığı tespit edilen Tazegül, doktor kendisine ameliyat olsa bile bir daha kolunu bükemeyeceğini söyledi. Tazegül yaşadıklarını ANF’ye anlattı.
Ümit Tazegül, annesi tarafından Ayvansaray’daki Çocuk Yurduna bırakıldığında henüz bir bebekti. Büyük zorluklarla büyüyen Tazegül, 18 yaşına geldiğinde ise yurdun yetkilileri ,“artık ayaklarının üzerinde durabilirsin” diyerek kapıyı gösterdiğinde kendisini sokaklarda buldu. 4 senedir sokaklarda yaşayan ve iş bulma umuduyla çaldığı her kapı yüzüne kapanan Tazegül’ün dramına bir yenisi eklendi. Henüz 22 yaşında olan Tazegül’ün, polisin darp etmesi sonucu sağ kolu sakat kaldı.
Kadıköy’de Ahmet Atakan öldürülmesine tepki olarak 13 Eylül Kadıköy’de yapılan protestolarda yer alan Tazegül, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Boğa heykelinin önünde toplandık. AKP binasına doğru yürümeye başlayınca önümüz TOMA ve çevik kuvvet ekipleri tarafından kesildi. İlk etapta kalabalığa tazyikli su sıkan polisler, üzerimize gaz bombaları ve plastik mermiler yağdırmaya başladılar. Herkes bir yerlere kaçıyordu. Ben de ancak bir ara sokağa girerek bu yoğun saldırıdan kurtuldum. Kalabalığın toplandığı Bahriye Caddesi’ne gittiğimde çevik kuvvet polisleri kitleye çok ağır hakaretler ve ağza alınmayacak küfürler ediyorlardı.
“AMİR: “BIRAKIN ÖLECEK BAŞIMIZA BELA OLACAK”
Saat sabah 3.00 sıralarıydı. Grup şeklinde Bahariye Caddesi’ne doğru yürürken birden önümüze çıkan çevik kuvvet ekipleri üzerimize doğru koşarak gaz ve plastik mermi sıkmaya başladı. Ben o esnada yere düştüm. Tam kalkmak üzereyken yaklaşık 15 çevik kuvvet polisi tarafından kuşatıldım. Aralarından biri sağ kolumu geriye doğru çevirip beni yere yatırdı, sonra hepsi üzerime çullandı. Acıdan kıvranıyordum, kolumun kırıldığını söylerken polisin biri “Nerenin kırıldığını söyle oraya vuralım” diye benimle dalga geçiyor bu arada vuruyorlardı. Başıma ve tüm vücuduma tekme, yumruk ve kasklarla dakikalarca vurarak beni öldüresiye dövdüler. Bu darp abartısız 10 dakika sürdü. Ardından bu polislerin amiri gelip, ‘Bırakın şunu ölecek başımıza bela olacak’ demesiyle ancak durdular. Sonra beni yerden kaldırarak, ağza alınmayacak hakaret ve küfürler eden polisler teker teker yüzüme tükürüp gittiler.”
POLİSİN KIRDIĞI KOL SAKAT KALDI
Daha sonra sokaktakiler tarafından yakındaki bir revire oradan da hastaneye kaldırılan Tazegül, sağ kolunun sakat kalacağını öğrendiğini anlattı.
“Sağ kolumu hiç hissetmiyordum. Başıma yediğim darbelerden de sersemlemiştim ve yürümekte zorlanıyordum. Sokakta beni o halde gören insanlar hemen yardımıma koştu. Önce beni revir olarak kullanılan bir eve götürdüler. Halimi gören doktor kolumun çıkmış olabileceğini söyledi ancak Haydarpaşa Numune Hastanesine götürüldükten sonra yapılan tetkiklerde sağ kolumun dirsekten kırıldığı ortaya çıktı. Bana alçı yapan doktor alçı çıkartıldıktan sonra ameliyat olmam gerektiğini söylese de, bir başka doktor yanıma gelip, bana ameliyat olsam da bir daha kolumu bükemeyeceğimi söyledi” dedi.
İHD İstanbul Şubesine gidip polisler hakkında suç duyurusunda bulunan Tazegül, “Sokakta kalmam yetmemiş gibi şimdi bir de sakat bırakıldım. Bu polisler insan olamaz” diye konuştu.
Zeynep Kuray
27 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; http://www.firatnews.com
