Evrensel: O son zammı yapmayacaktın

Her ne kadar ellerinde “Türkiye ile dayanışma” dövizleri tutan Brezilyalı gençler çok hoşumuza gitse de, Brezilya halkının isyanının, kendi toplumsal temelleri var.

brezilya1

Dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olan ülkenin, 20 sentlik bir bilet zammı için sokaklara dökülmesi, dünyanın öbür ucunda da  “ekonomimiz büyüyor” söyleminin emekçi halkın sosyal gerçeği açısından bir anlam ifade etmediğini gösteriyor. Hükümet muhafazakar ya da ilerici olduğunu iddia edebilir, asıl mesele yürütülen politikanın neoliberalizmin neresinde olduğuyla ilgili. “Solcu, sosyalist” iddiasındaki Devlet Başkanı Dilma Roussef ve partisi PT (İşçi Partisi) de neoliberalizm duvarını aşmak yerine sırtını dayamayı tercih eden Latin hükümetlerden.

Ülkede bilet zamları için ilk defa eylem yapılmıyor. Neredeyse tüm kentlerinde toplu ulaşım özelleştirilmiş durumda ve dünyanın en pahalı toplu ulaşımlarından biri. Sektör birkaç ailenin elinde..

37 MİLYON BREZİLYALI TOPLU ULAŞIM KULLANAMIYOR

FBL-CONFED-WC2014-PROTESTBrezilya Devrimci Komünist Partisinin (PCR) eylemlerle ilgili yaptığı basın açıklamasından bir bilgi: “Toplu ulaşımdaki pahalılık yüzünden 37 milyon Brezilyalı otobüs ücreti ödeyecek parası olmadığı için yürümek zorunda”

İşte bu yüzden aslıda her yıl bu zamlar yapıldığında siyasi partiler, kitle örgütleri, sendikalar ve öğrenci örgütleri zamlara karşı mücadele veriyor, sokağa çıkıyorlar. Son yıllarda zamların geri alındığı örnekler de yaşanmış. Örneğin son olarak 2012 Aralık sonunda Porte Alegre kentinde yapılan zamlar halkı sokağa dökmüş, şubat ayından mayısa kadar yapılan eylemlerin sonunda zam geri alınmış.

20 YILIN EN BÜYÜK EĞİTİM GREVLERİ

Öte yandan son bir, bir buçuk yıldır Brezilya eğitim boykot ve grevleriyle sarsılıyor. Öğretim elemanlarının düşük maaşları ve sosyal güvenceleri ile üniversite eğitiminin ticarileştirilmesine karşı yapılan ve aylarca süren bu grevler, 20 yılın en büyük hareketleri olarak nitelendiriliyor. Kırsalda ise uluslararası tarım tekellerinin başta yerli halklar olmak üzere köylülerin topraklarını GDO’lu soya üretimi için ele geçirmesine karşı mücadele devam ediyor.

Yani Brezilya’da sosyal talepler için bir mücadele atmosferi zaten mevcuttu. FIFA Dünya Kupası’nın 2014 yılında Brezilya’da yapılması kararı ile gelen kentsel yıkımlar da biriken öfkeye eklenip duruyordu. Çok sayıda yoksul evlerinden atılmış, buralara sırf Dünya Kupası etkinlikleri için dev binalar, yollar ve stadyumlar yapılmıştı. Hükümetin tüm bu işler için harcadığı 86 milyar dolar da bardağı dolduran damlalar arasındaydı. Hal böyle olunca bardakta bir damla zam için bile yer kalmadı, biriken öfke eylem olarak sokağa taştı.

Brezilya’da da üniversite öğrencilerinin ve yoksullardan daha çok orta sınıfa yakın kesimlerin sokakta olduğu görülüyor. Bu kitle ülkenin parası “kötü harcandığı” için sokakta. Halkın parasının Brezilya’nın “Rockyfeller”ı denilen Eike Batista gibi bir avuç zenginin elinde toplanmasına karşı büyük tepki var. Batista, son özelleştirmelerle ve devletten aldığı ihalelerle zenginliğine zenginlik katanlar arasında.

Bu uzun uzun anlatılanların “Çapulcu Deyimleri ve Atasözleri Sözlüğü”ndeki özet karşılığı ise şöyle: O son zammı yapmayacaktın…

FIFA’NIN ÇIKARLARI UĞRUNA MİLYONLAR HARCANDI

BREZİLYA Devrimci Komünist Partisinin (PCR) geçtiğimiz günlerde yaptığı basın açıklaması ülkenin sorunları hakkında bilgi veriyor: “FIFA’nın çıkarları için federal hükümetin milyonlar harcadı, kamu parasını borç ödemekte, spekülatörleri zengin etmekte, otomobil fabrikatörlerinin ödeneklerini garanti altına almakta ve milyarder Silvio Santos’un sahibi olduğu Panamericano bankası gibi bankalar ile Eike Batista’nın şirketlerini kurtarmakta kullandı. Kırıntılar ise yoksullara bırakıldı. Brezilya, Latin Amerika’nın en düşük asgari ücret veren ülkeleri arasında ve bu arada kapitalist patronlar ise servetlerine servet kattılar. Zamanında darbecileri desteklemiş olan Red Globo gibi burjuva medya kuruluşları da bu durumdan sorumludurlar. Onlar diktatörlük zamanında darbecileri, yüzlerce devrimci Brezilyalıyı öldüren ve işkenceden geçirenleri desteklediler ve yolsuzluğu tüm Brezilya’ya yaydılar. Aynı Red Globo, Honduras’ta da askeri darbeyi, Irak ve Afganistan’daki emperyalist işgali desteklemişti ve bugün Brezilya’nın ABD’nin arka bahçesi olmasını istemekte, halk hareketinin bastırılmasını savunmaktadır. FIFA’nın da müttefikidir ve Dünya Kupası’ndan en kazançlı çıkacak olan şirketler arasındadır. Bu yüzden medyanın demokratikleştirilmesi de taleplerimiz arasındadır.”

BREZİLYALI ÜNİVERSİTELİ, GELİŞMELERİ EVRENSEL’E ANLATTI:

SAĞCILAR HAREKETİ ELE GEÇİRMEK İSTİYOR

OLYMPUS DIGITAL CAMERA

BREZİLYA’da dev gösterilen gerçekleştiği kentlerden biri olan Rio de Janerio’da yaşayan Pedro A. Gutman ile konuştuk. Rio de Janerio Üniversitesi Öğrencisi Pedro, hareketin içindeki sağcı ve örgütlülük düşmanı propagandadan endişeli. Pedro hareketin “Ulaşımın kamulaştırılması, eğitim ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi” talepleri etrafında ilerletilmesi gerektiğini düşünüyor.

Eylemler sizi şaşırttı mı? Neden bütün halk 20 sentlik bir otobüs bileti zammı için bu kadar yoğun ayaklandı?

Şaşırmadık. Ekonomik değişikliklerin yankıları büyük oluyor, fakat bu süreç bir anda ortaya çıkmadı. Yavaş yavaş gelişti ve eylemleri ve son büyük ayaklanmayı yönetecek etkinlikleri olmasa da siyasi yapılar da bu süreci tüm güçleriyle desteklediler.

İnsanlar bu tepkiyi Hükümet, FIFA ve Eikes Batista gibi zenginler ülkenin tüm bütçesine el koymaya kalktıkları ve bütçe halkın çıkarları dışında çok kötü kullanıldığı için verdi. Örneğin Brezilya’nın ciddi bir kamu sağlığı ve eğitimi problemi var ve insanlar yaşamlarını doğrudan etkileyecek tek bir zamma daha katlanamayacak duruma geldi. Bilet zamlarına karşı ise her yıl zam yapıldığında tepki oluyordu ve mücadele ediliyordu.

Eylemlerin sosyal karakteri nedir?

Bunu tarif etmek zor. Eylemler oldukça kitlesel ve kendiliğinden gelişiyor ve talepler siyasiden çok ekonomik. Eylemlerde yaşanılan bir sorun anarşistlerin, faşistlerin ve polisin “antipartici” bir eğilim yaratılması tutumda birleşiyor olmaları ve bunun propagandasının yapılması. “Kahrolsun partiler”, “Komünistleri aramızda istemiyoruz” “Bizim siyasi partimiz yok” sloganları çok duyuluyor. Bu tabii ki kitlelerin genel eğilimi değil ama kendine yer buldu ve bu yönde hareket bölünmek isteniyor.
Öte yandan en sağcı siyasi partiler birden eylemci oluverdiler ve hareketi hem Dilma-karşıtı hem de diğer sosyalist örgüt ve partilere karşı bir hareket olsun diye uğraşıyorlar, hedefleri bir sonraki seçimler için bu durumu kendi lehlerine çevirmek. Bunlar hareketin içindeki bazı sorunlar ama hareketin genel karakteri tamamen kendiliğinden olması.

Hükümetten yapılan açıklamaları nasıl değerlendiriyorsun? Türkiye medyasında özellikle Devlet Başkanı Dilma’nın “demokrasimizle gurur duyuyorum” gibi açıklamaları öne çıkıyor, övgü alıyor… Federal hükümet açıklama yapmak ve bir tutum belirlemek için bir süre bekledi. Konuşmaya başladıkları zaman ise eylem karşıtı bir söylemde bulunmamak için özen gösterdiler. Her seferinde “Demokrasiyle ve barışçıl eylemlerle övünüyoruz” dediler. Ama aynı hükümetin elinde olan eyalet ve şehir hükümetleri ise eylemleri şiddetle bastırıyor, bu “vandal” eylemciler için cadı avı sürdürüyorlardı ve tek yaptıkları FIFA Dünya Kupası’na zarar gelmesin diye pozisyon almaktı.

Ya Devlet Başkanının kendisi…?

Dilma’ya gelirsek. Büyük sosyal tabanına, seçmenlerine -ki onlar da bugün sokaktalar- hesap vermek zorunda. Evet, Devlet Başkanının doğrudan otobüs biletlerindeki zammı engelleme yetkisi yok ama ulaşımın kamulaştırılması onun yetkisinde. Bunu yapmıyor olması onu sorumlu kılar. Kendisi güzel güzel konuşuyor ve onun kirli işlerini eyalet ve şehir hükümetleri yürütüyor, polis şiddeti Başkanın umurunda bile değil. Gelecek yıl seçimler var ve bu eylemlerin büyümesini göze alamadığı için diğer yüzü ortaya çıkmıyor.

MUHAFAZAKAR TEHLİKE

Bu isyanın geleceğini nasıl görüyorsun? Nasıl ilerleyecek sence?

BİRÇOK kente yayıldı ama asıl olarak en büyük kentlerde yoğunluk oldu. Rio de Janerio, Sao Paulo gibi kentlerde büyük eylemler gerçekleştirildi ve buralarda görünen o ki sokaklar daha bir süre daha boş kalmayacak.

Ancak muhafazakarların hareketi yönlendirme tehlikesi hâlâ mevcut. Bu yüzden ilerici, sosyalist, demokrat ve diğer sol kanat siyasi örgüt ve partilerin bu hareket “Haklarımız için mücadeleye devam ediyoruz” diyerek yönlendirmeleri ve ilerletmeleri gerekiyor. Örneğin ulaşımın devletleştirilmesi talep edilmeli, sağlık ve eğitim harcamalarının artırılması istenmeli. Bilet zammının geri alınmış olması halkın geçiminde çok büyük bir değişiklik yaratmayacak.

Elif Görgü
22 Haziran 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; evrensel.net