Evrensel: ‘Nereye dedim, beni de aldılar’

Gezi Parkı direnişine ilişkin aralarında Başbakan’ın “Camiye ayakkabılarıyla girdiler” diyerek hedef gösterdiği Doğan Öztürk’ün de yer aldığı 255 kişinin yargılanmasına başlandı.
7’si yabancı uyruklu 255 kişinin yargılandığı dava, İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mayıs ayı boyunca Salı Çarşamba ve Perşembe günleri görülecek davanın ilk duruşmasına  çoğunluğu üniversite öğrencisi 32 kişinin yanı sıra müştekilerden Ali Çezik ile taraf avukatlar katıldı.

nereye-dedim-beni-de-aldilara1fb5d550778a5af989e

255 kişi “2911 Sayılı Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefet”, “görevi yaptırmamak için direnme”,”kamu görevini usulsüz üstlenme ve kamu malına zarar verme”, “Özel kıyafetleri usulsüz kullanma”, “suçluyu kayırma”, “ibadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme” ve “hırsızlık” gibi suçları işledikleri iddiasıyla 1 yıl ile 11 buçuk yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle yargılanıyorlar.

Yargılananlardan Grafiker Seçkin Cebeci, arkadaşları ile buluşmak için Taksim’e gittiğini belirterek,  “4 arkadaşımla birlikte Taksim’de  yürüyorduk, ne olduğunu anlamadan polisler bizi yakaladı. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum” dedi. Serbest çalışan kameraman olduğunu ifade eden Görkem Celiloğlu ise, 3 Haziran 2013’te kameraman olan 3 arkadaşıyla beraber gelir elde etmek amacıyla çekim yapmak için eylemlerin sürdüğü yerlere gittiğini ifade etti. Celiloğlu, “Beşiktaş civarındayken eylemci grubun arasındaydım polis gaz atınca grup bir anda geri çekildi ve ben önde kaldım. Gözaltına alındım. Kimseye direnmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum” diye konuştu.

‘SEN DE GEL O ZAMAN’ DİYEREK GÖZALTI

Mimar Gizem Ünek de eylem amacıyla yürüdükleri sırada arkadaşını polislerin çağırdığını, yanına gidince de gözaltına aldıklarını belirtti. Ünek kendisinin “Nereye götürüyorsunuz onu?” diye sorması üzerine ise polislerin “Sende gel o zaman” diyerek gözaltına alındığını ifade etti. Ünek, polisin uyarısını duymadığını belirterek suçlamaları kabul etmedi ve beraatini talep etti.

Yüksek lisans öğrencisi Deha Okyay da, Gezi Parkı’nda ağaçların kesildiğini duyduğunu ve barışçıl bir gösteri yapmak için Taksim’e gittiğini belirtti.  Polisin gaz bombası atması nedeniyle Osmanbey’e doğru kaçtığını ifade eden Okyay, “Gazdan çok etkilendim. Çok sevdiğim ve boynumda taşıdığım Fenerbahçe atkımla ağzımı ve burnumu kapatarak gazın etkisini azaltmaya çalıştım. Bu sırada Nişantaşı Kavşağı’nda polisler beni itti yere düştüm. Orada gözaltına alındım” dedi. Polislere küfür ettiği ve taş attığının iddia edildiğini belirten Okyay, “Bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Taş atarak ve küfür ederek olayların çözüleceğine inanmıyorum” dedi. Emniyette yakalama tutanağının da kendisine zorla imzalatıldığını belirten Okyay, “Tutanağın içeriğini kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum” dedi.

CAMİİ’DE BİRA İDDİASINA YANIT

1 Haziran 2013 tarihinde polis müdahalesinde yaralananlar ve müdahaleden etkilenenlerle birlikte Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan Camii’ne giren ve elinde bira şişesi olduğu öne sürülen Emre Öztürk de savunma yaptı. Öztürk, elindekinin bira olmadığını kola olduğunu fakat “elinde bira vardı” diyerek servis edilen fotoğrafla “hayatına kastedildiğini” söyledi. Öztürk savunmasında, “Eğlenmek için Beşiktaş’a gitmiştik. Birden müdahale oldu ve biz de insanlara yardım etmek istedik ama böyle bir haber çıktı. Hayatıma tecavüz edildi diye dava açtım. Elimde bir kola var ve ‘camide bira içildi’ diye servis edildi. İnsanlar minibüste falan beni tanıyorlar. Olay günü yanımda arkadaşım Doğan Öztürk vardı. Olay zamanı yaralanan insanlar oldu ve camiye sığındılar. Ben de yardım amaçlı camiye girdim. Caminin içine gaz sıkıldı. Gazdan etkilendiğim için gözlerim yandı ve ben de kola kutusunu gözüme tuttum. Fotoğrafım çekildi, basında yer aldı. Ben de bununla ilgili suç duyurusunda bulundum. Ben olaylar sırasında gözaltına alınmadım, davet üzerine karakola gittim. Bana kamu malına zarar verilip verilmediğim soruldu ve tanık sıfatıyla ifadem alındı” ifadelerini kullandı.

Öztürk’ün savunmasının ardından söz alan avukatı Abdullah Onur Eyüboğlu müvekkilinin daha önce şüpheli sıfatı ile ifadesinin alınmadığını fakat iddianamede şüpheli olarak yer aldığını söyledi. Eyüboğlu, caminin müezzininin de 6 gün boyunca camide bira içilmediğini söylediğini hatırlattı. Eyüboğlu, “Müvekkilim net delil olmadan suçlanmıştır. Atılı suçlamayı kabul etmiyoruz. AKP Genel Başkanı tarafından da bu bira içme meselesi dile getirildi” dedi.

6 Mayıs 2014 

Haberin kaynağı için tıklayın; evrensel.net