Etha: Gezi’nin intikamı ‘Eğitim hakkı gasp edildi’

Gezi direnişi gözaltıları kapsamında üzerinde 112 acil servis yeleği ile objektiflere yansıyan Hazal Kangal, 1,5 aylık tutukluluğun ardından tahliye edildi. Ancak şimdi de eğitim hakkı gasp ediliyor. Kangal’ın stajı, İl Sağlık Müdürlüğü’nün engeline takıldı.

hazalkangal18 Haziran günü Ankara Adliyesi’nde görevi başında gözaltına alınan hemşire Hazal Kangal, acilde görevliyken İl Sağlık Müdürlüğü’nden gelen bir telefonla “izinli” olduğunu öğrendi.

21 yaşındaki Hazal Kangal, hemşirelik okulunda yüksek lisans yapmak için dershaneye gittiği günlerde Gezi ayaklanması patlak verdi. 18 Haziran’da Gezi olaylarının ardından başlatılan cadı avı ile gözaltına alındı, 22 Haziran’da tutuklandı. Üzerinde 112 acil servis kıyafetiyle gözaltına alınıp tutuklandığı için cezaevinde “resmi bir kuruma, resmi bir üniformayla giremeyeceği” iddiasıyla hücreye çıplak sokuldu. Adli kontrol şartı ile serbest bırakıldığı 1 Ağustos’a kadar tecrit hücresinde tutuldu, hakaret, kaba dayak, çıplak arama işkencesine maruz kaldı, şeker hastası olduğunu söylemesine rağmen şekerli yiyecekler yemeye zorlandı.

Kangal, 1,5 aylık tutukluluğun ardından serbest bırakıldı, ancak devletin intikamı bitmedi. Dün gelen telefonla stajını yapamayacağını öğrendi. Oysa, staj hakkını zaten zar zor elde etmişti. Dikey Geçiş Sınavı’na girmesi cezaevi yönetimi ve polislerce engellenince, tahliye olduktan sonra bütünleme sınavlarıyla staj başvuru işlemlerini yaptırabilmişti.

Hazal Kangal, 112 acil yeleği bu kez koltuğunun altında geldi ve anlatmaya başladıkça durumda aydınlandı. “Benim şu anda acilde, görevimin başında olmam gerekiyor.” Bu sözler ister istemez dökülüyor. Hiç de yılmış, yorulmuş bir hali yok. Ayrıca seviyor mesleğini, “gerçekten bu iş için yaratılmışım” diyor.

18 Haziran’da staj yaptığı adliyeden gözaltına alındığını, 22 Haziran sabah 05.00′da tutuklandığını anlatan Kangal, “Ben ve arkadaşım Gizem 25 gün boyunca tecrit odasında tutulduk. İtirazlarımız sonucunda diğer kadınların olduğu F tipine yerleştirildik” diyor. 1.5 aylık tutukluluğun ardından itiraz üzerine tahliye olan 21 yaşındaki Kangal, şimdi her hafta karakola ifade vermek zorunda ve yurtdışına çıkış yasağı var.

Aslında bunları dert etmiyor. Zaten kaçmayı da düşünmüyor. Yaptığının demokratik hakkı olduğunu ve ortada zaten bir suç olmadığını belirtiyor.

EĞİTİM VE ÇALIŞMA HAKKI GASP EDİLDİ

Ama onun “suçlu” olduğunu düşünen devlet, intikamını eğitim ve çalışma hakkını gasp ederek almaya çalışıyor. Kangal, staja başlamasından iki buçuk saat sonra “idari izinli” olduğunu öğreniyor: “Sabah saat 08.00′da işbaşı yaptım. Saat 10.30′da İl Sağlık Müdürlüğü’nden telefon geldi. ‘İdari izinli’ olduğumu bildirdiler. Göreve çıkamayacağımı ama görevdeymiş gibi gösterileceğimi söylediler. Ben de eğitim ve staj hakkımı gasp ettiklerini, okulumun hala devam ettiği için staj hakkımın olduğunu söyledim. Eğitim hakkımın gasp edilmediğini, İl Sağlık Müdürü’nün onayının beklendiğini belirttiler. Onayın ne zaman çıkacağını sordum. Bilemediklerini ama benim staj günlerinde Ankara’da evimde olmam gerektiğini söylediler. Bu arada okulumdan hocamı arayan İl Sağlık Müdürlüğü, staj yapabileceğime dair hocamdan onay alıyor. Ama staj yaptırılmıyorum.”

Genç hemşire, uygulamayı “yıldırma politikası” olarak görüyor: “Normal şartlarda bir saat geç kaldığımızda bir gün nöbet tutmak zorunda kalıyoruz. Şimdi bana ‘biz seni stajda gösterelim ama sen gelme’ diyorlar. Aslında sözün özü staj hakkın var evet ama sen buralara gelme demeye getiriyorlar. Bu durumda benim stajım yanıyor. Staj sonunda almam gereken belge var ve ben onu alamayacağımı düşünüyorum.”

‘BENİ YILDIRMALARI MÜMKÜN DEĞİL’

Kangal, “Bu işin peşini bırakmayacağım” diyor ve ekliyor: “Ben suç sayılabilecek herhangi bir şey yamadım. Vatandaş olarak demokratik hakkım olan kendi düşüncemi ifade ve itiraz hakkımı kullandım. Bunlar demokratik bir ülkede suç değildir. Eğitim, okuma, staj, çalışma benim hakkım ve hakkımı geri alana kadar mücadeleye devam edeceğim. Devlet benim mesleğimi, işimi yapmamı engelleyemez, böyle bir hakkı bulunmamaktadır. Yaşam bir şekilde devam edecek. Benim de yaşamımı devam ettirmemin bir çok yolu var. Önemli olan onurumla ve dik yaşamaktır, beni yıldırmaları, korkutmaları mümkün değil. Onurumla mücadele etmeye devam edeceğim.”

Gülistan Aydoğdu
24 Ağustos 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; etha.com.tr