Etha: Gezi Direnişi Tutuklu Aileleri “Direnmek suçsa bizi de alın”

Gezi direnişi sonrasında tutuklanan direnişçilerin aileleri 11. kez Galatasaray Meydanı’nda buluştu. “Gezi direnişi tutsaklarına özgürlük”, “Gezi şehitleri, gazileri, tutsakları onurumuzdur” pankartları arkasında oturan aileler, Gezi direnişinde yaşamını yitirenlerin fotoğraflarını da taşıdı. Bu haftaki oturma eyleminde Ankara ve İzmir’de görülen Gezi davalarında yaşanan hukuksuzluklar, Antakya’da gaz fişeği isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Ahmet Atakan ve 12 Eylül’de Taksim Tutuklularıyla Dayanışma Günü dolayısıyla yapılan uluslararası dayanışma eylemleri öne çıktı.

gezi-direnisi-tutukluaileleri

Ezilenlerin Sosyalist Partisi Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, fotoğraf sanatçısı Mehmet Özer ve Cumartesi Annesi Hanife Yıldız’ın da destek verdiği eylem, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Hasan Tunç’un babası Haydar Tunç’un 10 Eylül’de İzmir Adliyesi’nde görülen duruşmaya dair izlenimlerini anlatmasıyla başladı. Davadan tahliye çıkmamasını normal karşıladıklarını söyleyen Haydar Tunç, İstanbul, Ankara, Adana İzmir’deki Gezi direnişi tutuklularının hepsine “örgüt üyeliği” suçlamasını yapıldığı bilgisini verdi. Çocuklarının direnişinin arkasında olduklarını söyleyen Tunç, tutukluların serbest bırakılmasını istedi.

KARARLAR MAHKEMEDE DEĞİL, EVLERDE VERİLİYOR
Çağrı Aydoğan’ın ağabeyi Cihan Aydoğan, Ankara’daki Gezi davasında yaşanan skandalı hatırlattı. Aydoğan, “Adaleti sağlayacak olan hakimler, tutukluların savunma haklarını ellerinden alıyor, mahkemeye getirmiyor. Kararları evlerinde hazırlayıp mahkemeyi sonuçlandırıyorlar. Böyle mahkemelerden tahliye mi çıkar” dedi. Adana’da kimyasal silahlarla yakalanan 11 El Nusra üyesinin serbest bırakıldığını da anımsatan Aydoğan, “Kimyasal silahlarla gezenler, gencecik insanları öldüren katiller serbest bırakılırken, bizim kardeşlerimiz hala tutuklu” diye konuştu.

gezi-direnisi-tutukluaileleri2

TUTUKLULAR BOĞAZI SIKILARAK YILDIRILMAK İSTENİYOR
Bu haftaki eyleme Adana’dan katılan Hasan Tatlı’nın ablası B. Tatlı, “Kardeşim, altı arkadaşıyla birlikte 6 Temmuz günü tutuklandı. Onlar adına öfkeliyiz. Ahmet Atakan, Ethem’den küçüktü, Ali İsmail’den büyük. Öfkeliyiz, Berkin Elvan aylardır hastanede yaşam mücadelesi veriyor. Öfkeliyiz, gencecik insanlara isimlerini bile bilmedikleri örgütlere üye olma suçu isnat ediliyor. Öfkeliyiz. Polis tarafından hazırlanan fezlekelerle iddianameler hazırlanıyor. Öfkeliyiz çünkü, çocuklarımız, kardeşlerimiz hücrelerde boğazları sıkılarak insanlık onuruyla bağdaşmayan uygulamalarla yıldırılmak isteniyor” dedi.

Eyleme coşkulu şiirleriyle destek veren Mehmet Özer, gençlerin ölmemesi, dört duvar arasında tutsak düşmemeleri, polisin gaz fişeklerinden korumak için herkesin bir adım öne çıkması gerektiğini söyledi.

CUMARTESİ ANNESİ’NDEN KAMUOYUNA ÇAĞRI
Cumartesi annelerinden Hanife Yıldız, “Burada fotoğraflarını gördüğümüz çocuklar, hepsi ellerimle karakola teslim ettiğim, bir daha göremediğim oğulum yaşında. Bu çocuklar hep bizimle birlikte bu alanda oturuyorlardı. Bu çocuklar demokratik haklarını kullandılar. Başbakan Erdoğan, başka ülkelerdeki zulümleri anlatıyor, onlardan hesap sorulmasını istiyor. Peki Roboskî’de ölenler niye öldü? Peki biz adaleti nereden isteyeceğiz?” diye sordu.

“Eskiden imdat polis diye yardım çağırırdık. Şimdi imdat polis var diye bağırıyoruz” diyerek polis şiddetine dikkat çeken Hanife Yıldız, “Bu ülkede demokrasi varsa eğer, demokratik haklarını kullanan bu çocuklar serbest bırakılsın” dedi. Eylemi izleyenlere de seslenen Yıldız, “Bizlerin başına gelmez demeyin. Daha ne kadar kayıp vereceğiz. İnsan olun, vicdanlı olun, onurlu olun, yanımızda olun” çağrısında bulundu.

KATİL BAŞBAKAN VE AKP İKTİDARI
Haftanın açıklamasını Emek Ulaş Suna’nın annesi Rahime Sakinci okudu. Sakinci, 12 Eylül Taksim Tutsaklarıyla Enternasyonal Dayanışma Günü’nde eylem ve etkinlikler yapıldığı bilgisini verdi, “Bizim burada haykırdığımız sesi dünya duydu, sağır sultan duydu, fakat iktidar duymuyor, duymak istemiyor” dedi. Antakya’da polis tarafından öldürülen Ahmet Atakan’ın katilinin “Benim polisim kahramanlık destanı yazıyor” diyen Başbakan ve AKP iktidarı olduğunu söyleyen Sakinci, Ahmet için sokağa çıkan halka uygulanan şiddeti de eleştirdi.

Rahime Sakinci, şöyle konuştu: “Her yer Ahmet’in katillerini bulunması için ayağa kalktı. Hükümet Gezi sendromu nedeniyle toplanan her kalabalığa şiddet uyguladı, Kadıköy’de gaz bombalarından etkilenen kalp hastası Serdar Kadakal yaşamını yitirdi. Halka saldırıları ‘oh oh’ diye alkışlayan İstanbul Valisi kentte uygulanan polis terörünün sorumlusudur.”

gezi-direnisi-tutukluaileleri3

HAKİMLER KARARI ÖNCEDEN VERİYOR
Gezi davalarında yaşanan hukuksuzluğa da değinen Sakinci, “Hakimler siyasi iktidardan aldıkları emirle kararı önceden veriyor. Ahmet’in, Ethem’in, Medeni’nin, Abdullah’ın, Serdar’ın, Ali İsmail’in, Mehmet’in, Zeynep’in katilleri, bizim çocuklarımızı yargılayamaz. Asıl yargılanması gereken, katiller ve saldırı emri verenlerdir. Çocuklarımızın, yakınlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Adalet ve özgürlük istiyoruz” dedi.

AİLELERE ULUSLARASI DESTEK
Açıklamanın ardından Gacheke Gachihi (UNGA Devrim Hareketi), Benedicht Wachine (Kenya Maoist Sosyal Demokrat Parti), Mungai Mbuthi (Siyasi Tutsaklara Özgürlük Hareketi) imzasıyla yayımlan Taksim Tutsaklarıyla Dayanışma mesajı okundu. Mesajda, AKP’nin baskıcı politikaları eleştirilirken, “Baskıcı AKP’ye karşı direnişe katılan herkesle dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz” denildi. Uluslararası ilişkilerden sorumlu ESP Genel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs’ün tutuklanmasına da değinilen mesajda, şu ifadelere yer verildi: “Türkiye halklarıyla ve Gezi Parkı direnişi tutsaklarıyla olman dayanışmamızı ifade ediyor, tutsakların bir an önce koşulsuz serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”

Eylem “Direnmek suçsa bizi de alın”, “Gezi tutsakları onurumuzdur”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Her yer Taksim her yer direniş”, “Yaşasın enternasyonal dayanışma” sloganlarıyla sona erdi.

14 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; etha.com.tr