DHA: Ali Korkmaz’ın davasını 13 avukat üstlendi

Cumhuriyet Savcısı Hakan Ali Erkan tarafından hazırlanan ve Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilen iddianame Eskişehir 2′inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Mahkeme, 15 gün içerisinde iddianameyi kabul edip etmeyeceğine karar vereceği belirtildi. Cumhuriyet Savcısı Hakan Ali Erkan tarafından hazırlanan 21 sayfalık iddianamede Ali İsmail Korkmaz’ın ölümü ile ilgili olarak tutuklu sanıklar polis memuru Mevlüt Saldoğan (41), fırın sahibi İsmail Koyuncu (35), akrabaları Ramazan Koyuncu (27) ve Muhammet Vatansever (32) ile pidecide çalışan Ebubekir Harlar’ın (20) yanısına ifadeleri alınıp serbest bırakılan polis memurları Şaban Gökpunar (36), Hüseyin Engin (43) ve Yalçın Akbulut’un (36)yargılanmaları talep edildi.

KORKMAZ AİLESİNE 13 AVUKAT

İddianamede Korkmaz ailesinin avukatlığını aralarında Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun da bulunduğu Ankara, Eskişehir ve Hatay barolarına kayıtlı 13 avukat üstlendi. Sanıkların ise şuan için 2 avukatının olduğu kaydedildi. İddianamede Ali İsmail Korkmaz’ın Anadolu Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği 1′inci sınıf öğrencisi olduğu belirtilirken şüphelilerden İsmail Koyuncu’nun olay yeri olan Sanayi Sokak’ta bulunan Harman Ekmek Fırını isimli işyerinin sahibi olduğu, diğer şüphelilerden Ramazan Koyuncu’nun şüpheli İsmail Koyuncu’nun amcasının oğlu, Muhammet Vatansever’in şüpheli İsmail Koyuncu’nun eniştesi olduğu, şüphelilerden Ebubekir Harlar’ın ise şüphelilerden İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever’i şahsen tanıdığı ifadelerine yer verildi.

Maktül Ali İsmail Korkmaz’ın Eskişehir’de düzenlenen kamuoyunda ‘Gezi Parkı Eylemleri’ olarak bilinen eylemlere arkadaşı Turhan Gürler ile katıldığının belirtildiği iddianamede ‘maktülün Yunus Emre Caddesi üzerinde polisin yaptığı müdahaleden kaçarak Kurtuluş Mahallesi Sanayi Sokağa girdiği, burada bir grubun tekmeli-sopalı saldırısına uğradığı, kafasına, sırtına, omzuna ve bacaklarına sopa ve tekmelerle vurularak darp edildiği ve yaralandı’ denildi.

Olayda yaralanan Ali İsmail Korkmaz’ın 3 Haziran 2013 günü saat 01.00 doğru aynı evde kaldığı arkadaşları Fırat Köse, Ahmet Uygun, Okan Korkmaz ve okuldan arkadaşı olan Turhan Gürler ile birlikte Anadolu Üniversitesi içinde bulunun Mavi Hastanesi’ne gittiğinin anlatıldığı iddianamede şunlar yer aldı: ‘Ali İsmail Korkmaz’ın burada hastaneye geliş sebebi olarak ‘eşya taşırken merdivenden düştüğünü’ beyan ettiği, burada yapılan tedavisi sonucu düzenlenen raporda ‘Genel durum iyi ve bilinci yerinde, sağ omuz arka faşım ve sırtta ekimoz, sağ frontal ve parietal kısımda hassasiyet, 3*3 ebadında şişlik, scapula üst uçta fraktür’ olduğunun belirtildiği, ancak beyin tomografisi çekilemediği için Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne gönderildiği, maktül Ali İsmail Korkmaz 03.06.2013 tarihinde kamuoyunda Mavi Hastane olarak bilinen Anadolu Üniversitesi Hastanesi’nden ambulans ile Yunus Emre Devlet Hastanesi acil servisine saat 03.00′de getirildiği, burada acil servis doktoru tarafından muayenesinin yapıldığı, kafa, boyun, gövde, her iki omuz bölgesinin grafiği çekildiği, maktülün yine yapılan muayenesinde sağ kürek kemiğinin üst ucunda kınk olduğu tespit edildiği, kolunun bandaja alındığı, acil serviste yapılan müdahalenin ardından maktüle ortopedi servisine gitmesi tavsiye edilerek taburcu edildiği, Ali İsmail Korkmaz hastaneden taburcu olduktan sonra ortopedi servisine müracaat ettiğinde kendisine bu olayın adli vaka olduğu için emniyete müracaat etmesi gerektiği söylendi.’

KORKMAZ: BANA KİMLERİN NEDEN VURDUĞUNU BİLMİYORUM

İddianamede Ali İsmail Korkmaz’ın 3 Haziran günü saat 19.25′de ifade vermek için Odunpazarı Polis Merkezi Amirliği’ne gittiği, burada avukatının yanında ifade verdiği anlatılarak ifadesinde şunları söylediği belirtildi: ’03.06.2013 günü saat 02.00 sıralarında eski otogar arkasından evime gittiğim sırada 5-6 kişilik bir grup önüme geçerek, ellerindeki sopalarla saldırdı. Kafama, sırtıma, omzuma ve bacaklarıma vurdular. Yere düştüm. Saldıran grup yere düşünce bırakıp kaçtı, tam hatırlayamıyorum. Can havliyle kaçıp evime gitmeye çalışırken Özbesin isimli marketin önünde ev arkadaşım Fırat Köse ile karşılaştım. Kuzenim Okan’a haber verdi. Ben Fırat Ahmet Turan Mavi Hastaneye gittik. Gerekli tedavi yapıldı. Beyin tomografisi çekilemediği için Yunus Emre Devlet Hastanesi’ne yönlendirdiler. Kolumu bandaja aldılar. Beyin tomografimi çektiler. Dün konuşma zorluğu yaşamıyordum. Ama bugün hatırlama zorluğu çekiyorum. Bir dişim bu olay nedeniyle sallanıyor. Başım ağrıyor. Konuşma zorluğu çekiyorum, bana kimlerin neden vurduğunu bilmiyorum, sivil kıyafetliydiler. Şikayetçiyim.’

Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi görmeğe başlayan Ali İsmail’in Korkmaz’ın ameliyata alındığı, yoğun bakımda solunum cihazına bağlı olarak uyutulduğu ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen olay tarihinden 38 gün sonra 10 Temmuz 2013′da hayatını kaybettiğinin açıklandığı iddianamede şöyle devam edildi: ‘Cumhuriyet Başsavcılığımızca maktül üzerinde aynı gün yapılan klasik otopsi işlemi sonucu kişinin ölümünün kafa travmasına bağlı beyin kanaması ve buna bağlı komplikasyonlar sonucu husule geldiği; kalp rahatsızlığı nedeniyle kullandığı ilaçların (Kumadin) kafa travması sonucu oluşan beyin kanaması ile irtibatı bulunabileceği, yani kendisinde mevcut hastalık nedeniyle kafa travmasının ölümünü hızlandırdığı, kafa travması husule gelmeseydi ölümün de husule gelmeyeceği, maktülün üzerinde ateşli-ateşsiz silah yarası, kesici-delici alet izi, zehirlenme, boğma veya boğulmaya ait iz ve bulgulara rastlanmadığı.’

40 KAMERA GÖRÜNTÜSÜ İNCELENDİ

İddianamede güvenlik kameraları görüntüleri ilgili yapılan çalışmalara da yer verildiği belirtilerek şunlar kaydedildi: ‘Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturma sonucunda olay yeri yakınlarında bulunan MOBESE, işyeri güvenlik kamerası kayıtlarını içerir yaklaşık 40 kamera kaydının, Harman Ekmek fırınına ait güvenlik kamerasının görüntülerini kayıt eden cihaz, harici hard diski, Beşik Otel’e ait güvenlik kamera görüntülerinin kayıt edildiği harici hard disk, yine aynı sokakta bulunan Mega hırdavat isimli işyerinin harici hard diskinin temin edildiği ve üzerine gerekli incelemelerin yapılması için Ankara Jandarma Kriminale gönderildiği, Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Laboratuar Bilişim Teknolojileri İnceleme Şube Müdürlüğü’nden 30.07.2013 tarih ve HRK.9010-34400344185 No’lu Uzmanlık rapora ve ekindeki kıyafet mukayese ve teknik konusu fotoğraflar ile yine Jandarma Kriminal Laboratuarlarından 05.08.2013 tarih ve HRK.9010-352976 sayılı ekspertiz raporlarının temin edildiği, Gönderilen güvenlik kamerası görüntülerinin bazılarının ortamdaki ışık şiddetinin yetersiz olması, çözünürlüğünün düşük olması, kamera ile şahıslar arasındaki mesafenin uzak olması, kameranın yerleşim açısına ve olaya ait herhangi bir görüntü kaydının olmaması nedeniyle görüntülerin tespit edilemediği, temin edilen ekspertiz raporları içeriğine göre şüphelilerden İsmail Koyuncu’nun sahibi olduğu Harman Ekmek Fırını isimli işyerinden temin edilen kamera kaydı görüntülerinin 03.06.2013 günü yani olayın ertesi günü silindiğinin tespit edildiği ve silinen kamera görüntülerinin yeniden temin edildiği, Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturma sırasında 06.08.2013 günü Eskişehir il Merkez Jandarma Komutanlığında dinlenen Tanık Semih Berkay Yapıcı’ya gösterilen ve Jandarma Kriminal Labaratuvarlan tarafından Harman Ekmek Firma ait silinen ve tekrar geri getirilen kamara görüntülerinin gösterildiği ve alınan ifadesinde temin edilen görüntülerde (Harman Ekmek Fırını) 02.06.2013 günü 23.57.40 ve devam saniyelerde darp edilen kişinin maktul Ali İsmail Korkmaz olduğunu ifade ederek teşhis ettiği, yine bu olaydan dolayı 19 gün hapis yatan akabinde tahliye edilen hakkındaki dosyası tefrik edilen Serkan Kavak’ın da elinde sopa ile fırının önünde polislerin yanında olduğu, bir müddet fırının önünde bekleyen polislerin daha sonra Asarcıklı Caddesi’ne çıkan sokağa doğru yürüdükleri.’

POLİS MEMURU KALDIRIMDA OTURAN KORKMAZ’IN KAFASINA 3 KEZ TEKME ATTI

İddianamede fırın sahibi İsmail Koyuncu ve akrabaları Muhammet Vatansever, Ramazan Koyuncu’nun saat 23.57.45′de kaydedilen görüntülerde, şahısların koşarak gelen bir kişiyi engellemeye çalıştıkları, Ali İsmail Korkmaz’ın duvara sıfır noktasına gelince takılan çelme ile yere düştüğü, duvar kenarında sıkıştığı ve darp edildiği, Ali İsmail Korkmaz’ın bir şeyler söylediği darp eden şahısların ifadelerinde Ali İsmail Korkmaz’ın yani yerde yatan şahsın kendilerine küfürler ettiği, hepiniz o… çocuğusunuz şeklinde küfürler ettiğini ileri sürdükleri, gelen tutuklu terörle mücadele polisi Mevlüt Soldoğan’ın yerde yatan maktülün yanına gelerek baş kısmına bir kaç kez tekme atarak uzaklaştığı, akabinde maktülün kalkarak olay yerinden uzaklaştığı, İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu, Muhammet Vatansever, Ebubekir Harlar, Ali İsmail’i tekme ve sopalarla dövdüğü, polis memuru Mevlüt Saldoğan’ın kaldırıma oturan Ali İsmail’in kafasını üç kez tekme attığı, Ali İsmail sendeleyerek ayağa kalkıp uzaklaştığı, yani güvenlik kamerası kayıtlarına göre sivil polisler Sanayi Sokak’a girdikleri, sayıları 6-7′i bulan polisler ve siviller fırının köşesinde bekledikleri saat 23.30′da Ali İsmail Korkmaz’ı tekmelediği için tutuklanan polis memuru Mevlüt Saldoğan gezerken görüldüğü, saat 23.47′de polis memuru Mevlüt Saldoğan ile daha önce tutuklanıp serbest bırakılan meşe odunlu saldırgan Serkan Kavak aynı karede görüldüğü, Ali İsmail Korkmaz’ın dövülmesi kameralara yansıdığı, sokağın başında duran 4 kişi koşarak gelen Ali İsmail Korkmaz’ı yakalamaya çalıştıkları, Ali İsmail Korkmaz’ın duvara sıfır noktasına gelince takılan çelme ile yere düştüğü, duvar kenarında sıkıştığı ve darp edildiği, bu tekmelerden sonra Korkmaz ayağa kalkıp koşarak sokağı terk ettiği, bu görüntülerde Harman Ekmek fırınından çıkan üç şahıstan beyaz tişörtlü olanın harman ekmek fırının işletmecisi İsmail Koyuncu olduğu, ikinci sahsın başında maske olduğu, üçüncü kişinin ise Ebubekir Koyuncu olduğu, dosyası tefrik edilen elinde sopa bulunan eşofmanlı şahsın Serkan Kavak olduğu tespit edildiği anlatıldı.

TUTUKLU VE TUTUKSUZLARIN SAVUNMALARI

Şüphelilerin bazıları beyanlarında; görüntüde darp edilen kişinin Ali İsmail Korkmaz olup olmadığının kesin olmadığını, yerde darp edilen kişinin kendilerine küfürler ettiklerini ifade etmişlerdir. Ramazan Koyuncu ifadesinde bir eylemciyi, polis memurunun bağırması üzerine kendisi, İsmail Koyuncu, Muhammet Vatansever ve tanımadığı bir kişi ile birlikte yakaladıklarını, yakaladığı eylemcinin kendisine karşı ana avrat sinkaflı küfürler ettiğini, kendisinin şahsı arkadaşlarıyla birlikte yakaladığını, yakaladıkları şahsın kendisini yere attığını, ellerinde her hangi bir sopa ve benzeri bir alet bulunmadığını, ayrıca yakaladığı ve yere düşürdüğü şahsın 21-22 yaşlarında olduğunu, şahsın altında bir kot pantolon, üzerinde beyaz tişört olduğunu, şahsın üzerinde mont ve benzeri bir giysi olmadığını yine aynı kamera kaydında kendisinin yakaladığı ve yerde yatan şahsı daha sonra tekmeleyen kişiyi de tanımadığını, ancak bu şahsın çevik kuvvet polislerin olduğu bölgeden çıktığını, polis olup olmadığından emin olmadığını söyledi.

Şüpheli İsmail Koyuncu ise Beşik Otel’in orada bulunan ve polis memuru olduğunu bildiği şahsın kendisine doğru gelen kişiyi yakalamasını söylediğini, kendisinin birlikte eniştesi olan Mehmet Vatansever, amcasının oğlu olan Ramazan Koyuncu ile bir de tanımadığı bir şahıs ile birlikte kendilerine doğru koşan kişiyi talimat üzerine yakaladıklarını, kendisinin şahsı dövmediğini, sadece tutarak çelme attığını, diğer kişilerin tekmeler ile rastgele vurduklarını, koşan şahsın yere düştüğünü, kısa bir süre olay yerinde beklediğini oturur halde durduğunu, bu şahsın üzerinde siyah koyu renk gömleğe benzer siyah bir kıyafet olduğunu, akabinde ilk başta Beşik Otel’in oradan onlara talimat veren elinde sopa benzeri olan bir cisim olan ve tahminice polis memuru olduğunu düşündüğü kişinin koşarak geldiğini ve tekme ile rastgele vurduğunu, kendisine göre en son tekme ile yerde vuran şahsın kişinin polis olduğunu düşündüğünü, şahsa vuran kişi yerde yatan kişinin küfür etmesi üzerine koşarak yerde yatan şahsın yanına gittiğini ve şahsa vurduğunu, kısa bir süre sonra yerde yatan şahsın kendi imkanları ile uzaklaşarak gittiğini söyledi.

Şüpheli Muhammet Vatansever de bir eylemciyi, polis memurunun bağırması üzerine kendisinin her halde eylemci bir vukuat işlemiştir diyerek kendisi ve İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve tanımadığı bir kişi yakaladığını, sadece neden küfür ettiğini sorduğunu; kendisine birkaç kez vurduğunu, ancak ciddi anlamda bir darbe vurmadığını, elinde her hangi bir sopa ve benzeri bir alet olmadığını belirtti.

Tutuksuz polis memuru Yalçın Akbulut kendisinin Eskişehir TEM Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru olduğunu, kesinlikle eylemcilerin dövülmesi veya yakalanması konusunda resmi veya sivil kişilere herhangi bir talimat veya emir vermediğini, sadece bir grup göstericiyi kovalarken kendisinin önüne çıktığını o şekilde sivillerin şahsı yakalayıp kovaladıklarını gördüğünü, ancak kendisini yakalayarak darp edip etmediklerini bilmediğini, tutuklanan polis memuru Mevlüt Saldogan da savunmasında özetle Gezi Parkı eylemleri nedeniyle sözlü talimat üzerine gerek duyulması Yunus Emre Caddesi sağ kısmında çevik kuvvet güçlerinin arkasında beklediği sırada zaman zaman eylemciler ile çevik kuvvet karşı karşıya geldiğini, gerektiğinde yardımcı olduğunu, özellikle eylemcilerin ara sokaklara girdiği sırada kendisinin her hangi bir müdahalede bulunmadığını, kendisine gösterilen görüntülerin kendisine ait olabileceğini, olay günü üzerimde nasıl bir kıyafet olduğunu hatırlamadığını, kamera kaydında görünen ve sivil şahısların yakaladığı kişi ara sokaklardan Eski Otagarın bulunduğu Beşik Otel’in oralarda kendisine doğru taş attığını, bu şahsın üzerinde füme renginde bol olacak şekilde bir giysi olduğunu, başkaca üzerindeki kıyafetleri, yaşı ve eşgali konusunda bir şey hatırlamadığını, orada bulunan şahısların bu şahsı yakaladığını, kaldırımın oraya vurarak düşürdüklerini, en az dört kişinin bu şahsı yakalayıp fırının karşısında bulunan kaldırıma tekme ve yumruk vurmak suretiyle yere düşürdürdüklerini, çocuk kaldırım kenarına düştükten sonra kendisinin oraya gittiğini, şahısları ayırdığını, akabinde kendisinin oradan uzaklaştığını,bir süre sonra yerde yatan şahsın kendisine ve orada bulunanlara hitaben ‘hepiniz o… çocuğusunuz’ dediğini, tekrar tekrar bu sövme eylemini sürdürünce kendisinin karın bölgesine doğru bir tekme attığını ve kalkıp gitmesini söylediğini ve akabinde şahsın olay yerini terk ettiğini, ilk etapta şahsı yakalayarak döven yere yatıran şahısları hatırlamadığını, ancak en az 4 kişi olduklarını, dövülen kişinin de eşgali ve giysisini hatırlamadığım, şahsı olay yerinden uzaklaşması için kovaladığında şahsın üzerinde basında çıktığı gibi kırmızı bir mont olmadığını, kırmızı renk çok dikkat çekici bir renk olduğu için şahsın üzerinde böyle bir kıyafet olsa idi hatırlayabileceğini söyledi. Tutuklulardan pidecide çalışan Ebubekir Harlar ise Beşik Otel’in oradan bulunan ve polis memuru olduğunu bildiği şahsın kendilerine doğru gelen şahsı yakalamalarını söylediğini, kendisinin de adlarını bilmediği 3 sivil kişi ile daha önce şahsen gördüğü, ancak isimlerini bilmediğini kişilerle kendisine söyleyen şahsı yakaladığını, kendisinin kesinlikle şahsı dövmediğini, sadece koşarak önünü kestiğini, diğer kişilerinde vurup vurmadığını bilmediğini, ancak şahsı gördüğünde kaldırımda yerde yatar iken kısa bir sonra gelen tekmelerle gelip vuran kişiyi polis olduğunu düşündüğünü ve son tekmeleri de bu şahsın indirdiğini, yerde yatan kişi kalkarak koşup oradan uzaklaştığını, yakalanıp dövülen kişinin basında gördüğü kadarıyla Ali İsmail Korkmaz olduğunu söylediklerini, ancak bu kişi olup olmadığı konusunda emin olmadığını, kendisinin kesinlikle şahsa mukavemette bulunmadığım ve vurmadığını, kendisinin şahsı durdurmak için uğraştığını, her hangi bir şekilde vurmadığını öne sürdü.

Tutuksuz polis memuru Hüseyin Engin de, aldığı sözlü talimat üzerinde şehir merkezinde gerekli duyulan daha doğrusu Yunus Emre Caddesinin sağ tarafında çevik kuvvet arkasında gözaltı işlemlerine yardımcı olduğunu, kimseye vurmadığını ve müdahalede bulunmadığını, kimin kime vurduğunu bilmediğini söyledi.

Tutuksuz olan polis memuru Şaban Gökpınar ise ifadesinde sözlü aldığı talimatlar üzerinde şehir merkezinde gerekli duyulan daha doğrusu Yunus Emre Caddesinin sağ kısmında çevik kuvvet güçlerinin arkasında beklediği sırada zaman zaman çevik kuvvet ekiplerine yardımcı olduğunu, gezi olayları kapsamında ilimizde güvenliği sağlamak amacıyla tam bir resmi görevlendirme olmadığını, şifahi talimat ile görev yaptığını ve çevik kuvvet güçlerinin arkasında gözaltı işlemlerine yardımcı olduğunu, kendisine gösterilen kamera kayıtlarındaki görüntülerdeki yaralama eylemlerine kesinlikle karışmadığını savundu.

TANIKLARIN İFADELERİ

Tanıklardan Semih Berkay Yapıcı da ifadesinde olayın yakından gördüğünü anlattı. Yapıcı ifadesinde Yunus Emre Caddesinde çevik kuvvet saldırıya geçince karşı taraftaki göstericiler paniklemesi ile bir grup insanın Asarcıklı Caddesinden koştuğunu gördüğünü, Bu esnada iki şahsın kendisinin tarafa koşarak geldiğini fark ettiğini, Bu şahıslardan öndeki şahıs sonradan gazetelerde resmini gördüğü İsmail isimli şahıs olduğunu, üzerinde de kırmızı bir mont olduğunu, bu iki şahsın kendisinin bulunduğu fırına doğru koştuklarını, İsmail’in önde diğer şahısın arkada olduğunu, arkadaki şahsı sivil giyimli olup da gaz maskesi takan bir polis ile yanındaki polis yakaladığını ve ellerindeki coplar ile darp etmeye başladıklarını, İsmail ‘in kendisinin bulunduğu yere doğru koştuğunu, elinde budaklı odun olan şahıs daha önceden Sanayi sokak üzerinde küçük bir pasajın köşesinde pusuya yattığını, bu şahsın kendisine ‘ben çıkarken sen geriye kaç’ diye söylediğini, Bu şahıs İsmail’e hamle yaptığını ancak yakalayamadığını, elinde beyzbol sopası olan şahıs ile bunun yanındaki 3-4 tane siyah polis copu olan şahıslar İsmail’i yakaladıklarını ve ellerindeki sopa ve coplarla darp etmeye başladıklarını bunların yanında elinde herhangi bir şey olmayan sivil şahsın da olduğunu, bu şahsında İsmail’e tekme ile vurduğunu, İsmail darbelerin etkisi ile yere düştüğünü ve kaldırıma oturur vaziyette durduğunu, bu esnada da bu şahıslar ellerindeki coplar ve sopa ile ayrıca ayakları ile İsmail’i darp etmeye devam ettiklerini, İsmail’in iki eline başına doğru tuttuğunu, elinde beyzbol sopası olan sivil şahıs İsmail’in yüzüne doğru tekme ile vurunca İsmail kaldırıma düşerek başını da kaldırım taşına çarptığını ve kendinden geçtiğini. İsmail yaklaşık bir dakika baygın vaziyette yerde kaldığını, bu esnada vurmadıklarını, polisler ve elinde beyzbol sopası olan şahıs ve diğer şahısın fırının yanına geldiklerini, elinde sopa olmayıp İsmail’i döven şahsın ‘iyi stres attık’ diye bir söz söylediğini, İsmail’in birkaç dakika sonra kendine geldiğini İsmail ile bu şahıslar arasında yaklaşık 3-4 metre olduğunu, elinde beyzbol sopası olan şahıs sinkaflı sözler ile küfür edip ‘Sen hala burada mısın?, git buradan’ diye söylediğini, İsmail de sessiz bir şekilde bu şahsa karşılık verdiğini. Elinde beyzbol sopası olan şahıs ‘sen bana ne dedin?’ diyerek İsmail’in yanına gidip kafasına doğru 4-5 kez tekme ile İsmail in kafasına doğru vurduğunu, ayrıca birkaç kez tekme ile İsmail’in beline vurduğunu, İsmail ani bir hamle yaparak Asarcıklı Caddesi’ne doğru koşarak gittiğini, kendisinin bulunduğu yerdeki polislerin ileride bulunan biri gaz maskeli iki sivil polise ‘çevirin bunu çevirin’ diye bağırdıklarını, O iki poliste İsmail’e saldırıp jop ile 4-5 kez vurduklarını, bu polislerin İsmail’in bel hizası ve bacaklarına doğru vurduklarını, İsmail bunlardan da kurtularak Asarcıklı Caddesi’ne doğru çıktığını akabinde de bir süre fırının önünde beklediğini, fırının önüne daha önceden hiç görmediği sivil polislerin geldiğini, polislerden birinin elinde budaklı sopa olan sivil şahsa ‘başımıza iş açacaksın sakin ol’ diye söylediğini anlattı.

OTOBÜS ŞOFÖRÜ: BU SOKAĞIN CUMHURBAŞKANI, BAŞBAKANI BENİM

Tanıklardan Serkan Kırbaş ise ifadesinde daha önce tutuklanıp 19 gün cezaevinde kaldıktan sonra Harman Fırın’ın güvenlik kamerası görüntülerinin ortaya çıkmasıyla serbest bırakılan otobüs şoförü Serkan Kavak’ın elinde odun ile gelerek ilk etapta Harman Ekmek Fırının sahibi olan kişi ile muhatap olduğunu, Serkan Kavak’ın, ‘bu sokağın Cumhurbaşkanı benim bu sokağın Başbakanı benim. Benim küçücük masum bebeğim biber gazından etkilendi ve şu an hastanede’ diye bağırdığını daha sonra Melis Çay ocağının sahibinin oğlu Seyit ve Armaks mağazasının oğulları, muhtemelen fırıncıda çalıştığını düşündüğü bir kişinin, fırın sahibi ile birlikte fırının önünde olduklarını ve olayları izlediklerini, bu sırada hatırladığı kadarıyla 00.00 sıralarında Kurtuluş Kapalı Pazar tarafından 8-10 kişilik ellerinde sopa olan, ve bir kaçının yüzünde gaz maskesi ve elinde telsiz olan bir grup Sanayi sokak girişine geldiğini ve ani bir baskınla fırının önünde bekleyen Melis Çay ocağının sahibinin oğlu olan Seyit ve Armaksın sahibinin oğullarına ve fırında çalışan bir kişiye ellerindeki sopalarla hunharca vurmaya başladıklarını, bu kişiler bağırarak ‘biz eylemci değiliz biz vatandaşız, masum esnafız’ dediklerini, Harman Ekmek Fırını sahibi olan kişide polislere hitaben, ‘bunlar esnaf bunlar eylemci değil bizden’ demeleri üzerine vurmayı kestiklerini, bu olaylar sırasında Melis Çay ocağının sahibinin oğlu olan Seyit’in kafasına ağır bir darbe aldığını ve can havli ile kendisini fırının içine attığını, Armaksın oğullarından küçük olan kişi de dövülme esnasında yere düştüğünü ve yine polis tarafından yerde tekmelendiğini, yine bunlar masum vatandaş gibi sözler söylenince polis bu kişi de vurmayı bıraktığını, bu bahsini ettiği 8-10 kadar polis memuru Sanayi sokaktan Eski Otogar tarafına doğru yani Beşik otel Civarına doğru hakarete geçtiklerini Beşik Otelin karşısında sıralı dizilmiş arabaların arasına saklandıklarını pusu kurduklarını, Yunus Emre Caddesinde çevik kuvvet ve TOMA aracının eylemcileri püskürtmesi ile bir grup Tabakhane Caddesine doğru yöneldiğini, bu grubun içinden 3-4 kişinin Sanayi Sokağa Beşik Otele doğru girdiklerini girdikten sonra, polislerin saklandığı, pusu kurduğu yerden çıktıklarını, eylemciler yani kaçak kişiler, Harman Ekmek Fırınına doğru kaçmaya başladıklarını, Serkan Kavak olarak bildiği kişinin Harman Ekmek Fırının sahibi, ve yanındaki bir kişi, hatta bu kişinin elinde yaklaşık 70-80 cm uzunluğunda meşe odunu olan kişi zayıf ince boylu, 18-20 yaşlarındaki bir genç olduğunu, bu kişinin muhtemelen fırın çalışanı olduğunu, kaçan göstericilerin kendi üzerlerine doğru geldiklerini görünce kaçmalarını engellemek amacıyla, göstericilerin üzerine doğru bir atak yaptıklarını, göstericilerden bir tanesini fırıncı Serkan Kavak ve yanındaki kişi bir eylemciyi yere düşürdüğünü, hatta düşen bu kişinin kendilerine ait dükkanın kepengine çarparak yere düştüğünü, düşen kişinin, mavi eşofman bulunan kişi genç bir kişi olduğunu, sokakta sendeliyerek kaçtığını, yine bu sırada Beşik Otel civarından yine genç bir kişi ‘durun ben eylemci değilim diye’ bağırdığını, bu kişi de eli sopalı 8-10 kişi olan grup bu kişiye de rastgele vurarak yere düşürdüklerini, bu şahıs, ‘ben eylemci değilim. Benim eylem ile alakam yoktur, başım başım diyerek’ ağlayarak kaçtığını gördüğünü bu tarif ettiğim kişi de 18-21 yaşlarında göründüğünü, üstündeki kıyafetleri hatırlamadığını, bu şahıs sanayi sokağın ortasına yığılınca yine elinde sopa bulunan 3-4 kişilik bir grup yerde yatan şahsa vurduklarını, yerde yatan şahsa vuran şahıslarında gaz maskesi olduğunu, ellerinde telsiz de olduğunu, yerde yatan şahsa rastgele sopalarla vurulduğu sırada Serkan Kavak da elindeki odun parçası ile gelerek yine yerde yatan şahsa vurduğunu, yere düşen şahıs bir süre sonra kendi imkanı ile yerden kalkarak başım diyerek olay yerinden Kurtuluş Pazarına doğru kaçtığını, bu sırada aynı olay yerinde sanırım iki eylemciyi de elinde sopa olan grup çevirip dövdüklerini, bu eylemciler tabakhane tarafına kaçtığını, darp edilen kişinin Ali İsmail Korkmaz olup olmadığından emin olmadığını, fırıncının eylemcilerin kaçmasını engellediğini, Harman Ekmek Fırının sahibi olan kişiyi sadece eylemcileri çevirip diğer eli sopalı kişilerin dövmeleri için yardımcı olduğunu, olaylar sırasında fırın sahibi ve esnaflar kendileri darp edildikten sonra fırın içine girdiklerini ve güvenlik kamera görüntülerini fırıncı, Armaks mağazasının iki çocuğu, kiracısının oğlu olan Seyit ve fırıncının yanında çalışan kişinin izlediğini, olaylar yatıştıktan sonra fırıncılar saat 02.00 civarı fırını kapatıp gittiklerini söyledi.

ASIL FAİL TUTUKLU POLİS

Arkadan koşan şüphelilerden Mevlüt Saldoğan’ın yine yerde yatan maktüle vurduğu, akabinde şüphelilerin maktülün yanından uzaklaştıkları, müdahale sonrası yerde kalan maktülün şüphelilere küfür etmesi üzerine sonra şüphelilerden Mevlüt Saldoğan’ın tekrar hızla gelerek maktüle 3-4 defa göğüs ve baş kısmına tekme atarak olay yerinden ayrıldıkları, bir süre yerde yatan maktülün sendeleyerek ayağa kalkarak olay yerinden uzaklaştığı; Yerden kalkarak olay yerinden uzaklaşan maktülü yine Kurtuluş Mahallesi Beşik Otel yakınlarında Şüphelilerden Hüseyin Engin ve Şaban Gökpunar’ın ayak ve bacak bölgesine vurmak suretiyle yaraladıkları ve maktülün Kurtuluş Mahallesi Sanayi Sokağı terk ettiği, Şüphelilerden Mevlüt Saldoğan’ın maktül Ali İsmail Korkmaz ‘ın kafa bölgesinde birden fazla tekme attığı ve olayda asıl fail olduğu, şüphelinin yerde yatan maktülün göğüs ve baş kısmına 3-4 defa şiddetli tekme atmasının sonucunda yaralamanın haricinde ağır neticenin ortaya çıkabileceğini öngörebileceği, şüphelinin öngörebileceği bu durumlarda meydana gelen ağır netice açısından kastla hareket ettiği, maktüle tekme atması sonucu maktulun ölebileceğinin tahmin etmesi gerektiği, şüphelinin maktulün hiç beklemediği bir şekilde çok sert bir tekme atması ve yerde yaralanmış vaziyette yatan maktulün hiç beklemediği bu darbeden dolayı yaralanması, akabinde gördüğü tedaviye rağmen ölmesi olayında şüphelinin maktülün ölmesine neden olduğu anlaşılmakla, TCK nun 81/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına; Diğer şüphelilerden Şaban Gökpınar, Hüseyin Engin ve Yalçın Akbulut ‘un maktül Ali İsmail Korkmaz meydana gelen ölüm olayında suçun icrasını kolaylaştırıldığı, şüphelilerden Mevlüt Saldoğan’ın eylemini destekleyici, hazırlayıcı veya kolaylaştırıcı eylemlerde bulundukları, bu suretle adam öldürme suçuna iştirak ettikleri, İsmail Koyuncu, Ramazan Koyuncu ve Muhammet Vatansever ve Ebubekir Harlar’ın diğer şüpheli Mevlüt Saldoğan ile fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiklerini kabule yetecek kesin deliller bulunmadığı, şüphelilerin ani gelişen olayda maktüle tekme ve sopa ile vurma şeklindeki eylemlerinde şüpheli Mevlüt Saldoğan’ın eylemine doğrudan katılma olarak kabul edilemeyeceği; suçun icrasındaki rolleri ve katkılarının taşıdığı önem gözönünde bulundurulduğunda şüphelilerin Mevlüt Saldoğan’ın eylemine nazaran suçun yaratıcı ve yapıcı niteliklerini taşımayıp onu destekleyici, hazırlayıcı veya kolaylaştırıcı bir durum arzettiği anlaşıldığı bu suretle adam öldürme suçuna iştirak ettikleri, şüphelilerin üzerlerine atılı suçlardan yargılamalarının yapılarak eylemlerine uyan yukarıda yazılı yasa ve sevk maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmaları istendi.

11 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; dha.com.tr