Cumhuriyet: Polisten ‘Sonun amcana benzer’ tehdidi

Gezi Direnişi’nde tutuklananların aileleri TBMM’ye gidip mağduriyetlerini anlatacak

cats

Gezi eylemleri sonrasında tutuklanan gençlerin aileleri Kurban Bayramı’ndan sonra TBMM’ye giderek mağduriyetlerini anlatacaklar. Çocuklarının masumiyetini kanıtlamak için her yolu deneyeceklerini söyleyen aileler, “Çocuklarımızı evlerinden gelip aldıklarında hiç tutuklanacaklarını düşünmemiştik. Çünkü bu bizim çocuklarımızın ilk gözaltına alınışı, karakolla ilk tanışmasıydı” diyorlar. 18 Haziran’da İstanbul’un birçok noktasında yapılan ev baskınlarında tutuklanan gençlerin aileleri, Gezi Tutuklu Aileleri Platformu adıyla haftalardır Galatarasay Meydanı’nda toplanarak adalet arıyor. 4 aydır iddianamesi hazırlanmayan, üzerinde gizlilik kararı bulunan dosyada kimse ne ile suçlandığını bilmiyor. Polis fezlekesinde ise “yasadışı terör örgütü üyeliği, halkı isyana teşvik, hükümeti devirmeye teşebbüs ve polise mukavemet” iddiaları yer alıyor.

BORAN ATICI’NIN ANNESİ
‘Toplum bizi dışladı’

Çocuklarından ayrı ikinci bayramlarını geçiren aileler, gazetemizi ziyaret ederek yaşadıkları
sıkıntıları anlattılar. Gezi annelerinden Ayten Atıcı, çocuğu tutuklandıktan sonra mahallesinde
dışlanmaya başladığını, komşularının eskisi gibi gidip gelmediğini söyledi. İÜ Çapa Tıp Fakültesi Radyoterapi Bölümü 2. sınıf öğrencisi Boran Atıcı’nın annesi Ayten Atıcı, “Onlar içeride, biz dışarıda tedirginiz. Huzurumuz kalmadı. 2. sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz” dedi. Esenler’deki evlerine sabaha karşı 04.00’te yapılan baskında oğlunun gözaltına alındığını anlatan Atıcı, “Baretini ve MOBESE kayıtlarındaki görüntüsünde üzerinde bulunan, yeni yıkadığım ve ütülemek için ütü masasına astığım gömleğini alıp gittiler” diye konuştu.
‘Benim için 8 ay’ “Herkes Taksim’deydi, ben de gittim” diyen Atıcı, Gezi Parkı’nda oğlu ile birlikte kaldıklarını, her gün parka yemek gönderdiğini aktardı. 7’den 70’e herkesin orada
olduğunu, görünce içinin rahatladığını dile getiren Atıcı, “Oradaki herkesin annesi babası var, bir şey olmaz diye düşündüm. Ama 4 aydır tutuklu. Biz evden götürülürken nasıl olsa bırakılır diye düşündük. Tutuklanınca şoke olduk. Geceli gündüzlü benim için 8 ay oldu oğlum gideli”
diye konuşuyor. Atıcı, Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde kalan oğlunun okulunu da dondurduklarını ifade etti. Oğlunun üzülmemesi için cezaevi koşullarını kendisine anlatmadığını belirten Atıcı, evdeki durumun da çok kötü olduğunu söyledi. Oğlu tutuklandıktan sonra psikolojisinin bozulduğunu anlatan Atıcı, “Odasına giremiyorum, eve sığamıyorum. Hiç iyi değilim.
İki bayramdır birbirimizden uzağız. Yine bayram geldi; evde ne temizlik, ne alışveriş, hiçbir şey yapmıyorum” dedi.

ÇAĞRI AYDOĞAN’IN AĞABEYİ:
‘Ameliyat olması gerek’

21 yaşındaki Çağrı Aydoğan’ın ağabeyi Cihan Aydoğan, kardeşinin liseden sonra dershaneye gidebilmek için çalışmaya başladığını, muhalif bir kişi olarak öğrenci, işçi eylemlerine hep destek verdiğini anlattı. Gezi Parkı polis tarafından şiddet kullanılarak boşaltıldıktan
sonra gözaltı ve tutuklama sürecinin başladığını anımsatan Aydoğan, “Bu eylemler, örgütlü kişilerin üzerine yıkılmaya çalışılıyor. Toplumu cinnet noktasına getirip sokağa döktüler, ama farkında değiller” dedi. 18 Haziran’da gözaltına alınan Çağrı’nın 19 Haziran’da kıl dönmesi nedeniyle ameliyat olmak için randevusu olduğunu belirten Aydoğan, “Annem yarın ameliyat olacak diye itiraz edince polisler telefon numaralarını verip bizi arayın yardımcı oluruz demişler. Emniyet’e gidince ise dosyada gizlilik kararı var hiçbir şey yapamayız. Sağlık sorunu bizi ilgilendirmez demişler. Şimdi yarası iyice büyüdü, ameliyat olması gerekiyor,
ama hastaneden ağrı kesici verip gönderiyorlar” dedi. Evlerindeki tüm kıyafetlerin tek tek
kameraya alındığını da anlatan Aydoğan bunun nedenini de şöyle açıklıyor: “Dosyalarında başka birçok eyleme ait fotoğraflar da var. Yüzleri kapalı eylemciler var fotoğraflarda. O eylemcilerin üzerindeki gömlek siz de de varsa ‘bu sensin’ deyip suçluyorlar. O gömlekler, tişörtlerden yüz binlerce üretilip satılıyor. Sadece bir kişi mi alıyor? Gezi’yi bahane edip birçok
eylemi onların üzerine yıkmaya çalışıyorlar.”

İMRAN AYDIN’IN BABASI:
3 saatte bir koğuş araması

Gazetecilik öğrencisi İmran Aydın’ın babası H a y r i A y d ı n , h e r cumartesi yaptıkları oturma eylemlerinin oğlu için büyük bir moral kaynağı olduğunu dile getirdi. Oğlunun Atılım gazetesine haber yapmak ve belgesel ödevi için eylemlere başladığından beri gece gündüz Taksim’de olduğunu anlatan Aydın, Edirne F Tipi Cezaevi’nde kalan İmran Aydın’ın koşullarının çok ağır
olduğunu söyledi. Aydın “Sıcak su verilmiyor. Yemekler yetersiz. Saat başı kapılara vurarak
çocuklarımızı tedirgin ediyorlar. 3 saatte bir koğuşu tamamen boşaltıp arama yapıyorlarmış”
dedi. Ailelere, çocuklara baskı kurmak için iddianamenin 4 aydır hazırlanmadığını düşünen
Aydın, evinin önünde sürekli sivil polis olduğunu, giren çıkan herkesin kaydedildiğini belirtti.

GONCAGÜL TELEK’İN KARDEŞİ:
‘Politik kimliği yüzünden tutuklu’

Bakırköy Kadın Tutukevi’nde kalan Goncagül Telek daha önce 1996 ve 2002 ölüm
orucu eylemleri sırasında kısa süreli cezaevinde kalmış. 35 yaşındaki Goncagül Telek’in
kardeşi Deniz Telek, ablasının politik kimliği nedeniyle tutuklandığına inanıyor. Hükümetin bu eylemleri belirli politik grupların üstüne yıkmak için bu tutuklamaların gerçekleştirildiğini belirten Telek, “Hükümet, eylemlerin toplumsal baskının, öfkenin sonucu başladığını görmek istemiyor”
tespitinde bulundu. Hazırlanan bazı iddianamelerin mahkemeler tarafından reddedilmesinin tutuklular için tahliye umudu yarattığını belirten Telek, “Bizce bu dosyadan bir ceza çıkmayacak. Tutabildiğimiz kadar içerde tutalım düşüncesi ile iddianameyi hazırlamıyorlar. Dünyadaki bu tür eylemlere bakıldığında Türkiye’deki bu tutuklamalar gerçekten trajedi” diye konuştu.

HASAN TUNÇ’UN BABASI:
Ters tişörtle bayram hatırası

Tekirdağ F Tipi Cezaevi’nde kalan 20 yaşındaki Hasan Tunç’un babası Haydar Tunç, ailelerin
durumunu TBMM’ye taşıyacaklarını duyurdu. CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin Kurban Bayramı sonrası için randevu verdiğini belirten Tunç, “Meclis salonunda konuşacağız.
Sıkıntılarımızı tüm partilerin duymasını istiyoruz. Çocuklarımızın masumiyetini ispatlamak için her şeyi yapacağız” dedi. Polisin evden çıkarken oğluna “Hasan akıllı ol, olmazsan sonun amcana benzer” diye tehdit ettiğini duyan Tunç, ağabeyi Mustafa Tunç’un 1980 darbesinden sonra işkencede katledildiğini ifade etti. Haydar Tunç, oğluna da “Mustafa Tunç anmasına neden gittin” diye soru yöneltildiğini belirtti. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle oğlunu okutamadığını, Hasan’ın çalışmak için liseyi yarıda bıraktığını anlatan Tunç, ESP Gençlik Kolları’nda ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nde de aktif olarak görev yaptığını dile getirdi. Tunç ailesi tek çocukları Hasan’a geçen bayram sürpriz yapmak için her cumartesi yaptıkları oturma eyleminde giydikleri, üzerinde fotoğrafı ve “Hasan Tunç’a özgürlük” yazan tişörtleriyle
ziyarete gitmişler. Cezaevi yönetimi 2.5 saat Tunç çiftini görüşe almamış. Yapılan telefon görüşmelerinin ve uzun bekleyişin ardından tişörtlerini ters giymeleri koşuluyla oğullarını görmelerine izin verilmiş. Baba Tunç, “Yanımızda yedek kıyafet olmadığı için cezaevi böyle bir ‘çözüm’ buldu. Beyaz tişörtleri ters çevirdik, ama fotoğraf belli oluyordu. Hasan bizi görünce ‘Ben göreceğimi gördüm zaten’ deyip güldü” dedi.

Ozlem Guvemli
16 Ekim 2013
Haberin kaynagi icin tiklayiniz; cumhuriyet.com.tr