Kategori arşivi: Makaleler

Bianet: Çatı aday Gezi’nin çok uzağında – Yavuz Yıldırım

gezi-parki-510

İhsanoğlu önerisi, kurmak istediğimiz birlikteliğin ya da yeni bir ortaklığın temellerine dayanmıyor; tersine Erdoğan’ın ve AKP’nin temellerine dayanıyor. Gezi direnişinde insanları sokağa döken temel meselelerden biri reel/resmi siyasetin düştüğü açmaz ve sıradan insanın derdine çözüm üretemeyen durumuydu. Kitleyi birleştiren bir ortak nefret imgesi olsa da bununla mücadele yolları hemfikir değillerdi. Zaten bira da alternatifleri geliştirme arayışı ya da çabasının insanları [...] → Yazının devamı…

Başlangıç: Ne zaman savaşıp ne zaman savaşamayacağını bilen kazanır – Foti Benlisoy

Kendi kendimize yalan söylemek, kendimizi kandırmak düşeceğimiz belki de en ciddi hata. Dalga geri çekiliyor. Geçen sene bu zamanlarda sokakta olan milyonlardan (dile kolay, resmi makamlar dahi dört küsür milyon insandan bahsediyordu) eser yok bugün. Berkin Elvan’ın cenazesinin ardından bir daha büyük kalabalıkların toplandığı eylemler gerçekleşmedi, gerçekleşemedi. Hepimiz gördük; 1 Mayıs geçen senekinden de cılızdı. Soma’daki katliam, sokağa da taşan [...] → Yazının devamı…

SoL: Ağızlarının payını verme arzusu: Herkes yapabilir

herkes3

Dr. Emrah Altındiş’in Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Harvard Üniversitesi’nde katıldığı panelde sorduğu sorular, çoğumuza şunu hissetirmiştir: “Bir fırsatını bulsam da, şunları şöyle rezil edebilsem.” Oysa bu fırsatı bulmanın hepimiz için tek ve basit bir yolu var artık… Şimdi bir hamlede o kadar büyük, öyle şöhretli işler yapmak istiyordu ki bütün ömrünü ve hâtırasını ve yedi buçukluk bataryasını ağlanacak kadar küçük buluyordu. [...] → Yazının devamı…

Sendika org: “Devrim muhafızlarınız” hayırlı olsun – Tarık Demirkan

Gezi olaylarının 1. yıldönümünün ortaya çıkardığı en önemli gelişme, “Güven Timleri” adı verilen ancak ne oldukları tam olarak bilinmeyen yeni paramiliter kolluk kuvvetlerinin toplumsal hayatta kendini göstermesiydi. Mavi şapkalarıyla, bir örnek sırt çantalarıyla, çantaya sığmayan, çapraz asılı coplarıyla “resmi görevli” olduklarını, yani işlevlerini saklamaya gerek görmüyorlardı. Ancak devletin kolluk güçlerini, diğer kesimlerden ayıran üniformaları olmadığı gibi, üzerlerinde, gerekirse kim olduklarının [...] → Yazının devamı…

Radikal: Gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgemeyenler – Sırrı Süreyya Önder

fft81_mf2205970

Yanlarında bu kadar TOMA ve bomba olmadan bir çocuğun bile gözünün içine bakamayacak olmak yeterince büyük bir ezadır Bir Fransız: Marqui de Nointell, 1670’lerde Fransa ’nın İstanbul ’daki elçisidir. Murat Bardakçı’nın anlatımıyla şöyle bir sopa yemiştir: Elçi, Basra Körfezi’ndeki Fransız gemilerinin kendi bayraklarını çekme hakkı için Sultan’ın huzuruna çıkmak ister. Sultan, Avcı Mehmet diye bilinen IV. Mehmet’tir. Saray görevlileri, elçiye Sultan’ın [...] → Yazının devamı…

Başlangıç Dergi: Siyasete dönüş – Ahmet Bekmen

akcakocada-duvarlara-yazilan-siyasi-yazilar-boyandi-IHA-20120318AW000055-2-t

Gezi isyanının yıldönümüne girdiğimiz şu günlerde Gencer Çakır’ın sendika.org’da yayınlanan “Sokak Muhalefetinin Çıkmazı” isimli yazısı hepimizi mühim bir tartışmaya davet ediyor. Çakır, kısaca, Gezi isyanının, işçi sınıfı ile birleşemediği için AKP’ye gücünün yetmediğini, Gezi’nin mirası olarak sürdürülegelen sokak muhalefeti taktiğinin de –bu nedenle- çıkmaz yol olduğunu söylüyor. Çakır büyük oranda haklı. Gerçekten de artık bu muhalefet tarzının sürdürülemeyeceği son derece [...] → Yazının devamı…

Akademi Politik: Sivilim, itaatsizim (2) – Ferhan Şaylıman

gezi-kadin-1

İnsanın yaşarken derinliği, çapı, sarsıntısı büyük olaylar karşısında tarihe tanıklık ettiğinin bilincinde olması gerçekten ayrıcalıklı bir duygu. Düşünsenize, ülkeyi, toplumu dönüştürebilecek bir güç ayaklanmış önünüzden geçiyor ya da sizi de arasına katmış beraber yürüyorsunuz. Bu yazının 1. Bölümünü kaleme aldığım tarihe bakıyorum: 10 Haziran 2013. Yani Gezi olaylarının 10.gününde bir sabah Kuğulu Park’a gidip orayı çadırlarıyla, pankartlarıyla, müzikleriyle, umutlarıyla, aşklarıyla [...] → Yazının devamı…

Jiyan: Gezi, Nostalji, “sequel”, anma – Foti Benlisoy

image5

Gezi nostaljisi: Nostalji başka türlü, daha güzel yaşanabilecek bir geçmişi, yani aslında tamamlanmamış, bütün potansiyelleriyle gerçekleşmemiş bir geçmişi özleme halidir. Sevdiğimizi özlerken örneğin, onunla yaşadıklarımız kadar aslında onunla yaşayabilecekken yaşayamadıklarımızı özleriz. Yani nostalji, olmuş bitmiş, artık geride kalmış bir geçmişe duyulan mesafeli bir özlem değildir. Yitip gitmiş bir maziye dair pasif bir hayıflanma hali hiç değildir. Bu anlamda Gezi’yi anmak, [...] → Yazının devamı…

Bianet: Başkaldırının süreksizliği – Filiz Gazi

* Fotoğraf: Aras Margosyan, 1 Mayıs 2014

1 Mayıs’ta yaşananları da düşünürsek şu günler için en önemli soru: Sokak hareketleri artık bir işe yaramıyor mu? Yaramıyorsa, şu ana dek yapılmayan ne kaldı? Yukarılardan bir yerden şöyle bir manzara seyrettiğinizi düşünün: Herhangi sokağın başında onlarca gösterici. Sokağın diğer ucunda bir TOMA ve arkasında gene onlarca polis. Atılan gaz fişeğiyle sokağın başındaki göstericiler tekrar buluşmak üzere dağılmak ya da [...] → Yazının devamı…

Birikim: Seçim, sandık, sonuç ve Gezi Direnişinde gelinen nokta – Emek Erez

secim

Bir seçim sürecinin daha sonuna geldik. Seçim, sandık, bas geç, tatava yap, yapma bu tartışmaların ışığında geçen süreç, birçok insan için şaşırtıcı olduğu kadar aslında çok da şaşırtıcı olmayan bir sonuçla bitti. Kendisini muhalif konumlayan kesimlerin “bas geç” gibi siyaseti seçeneksizleştiren, sorunu sadece AKP’nin geriletilmesine ve yıpratılmasına indirgeyen, bunu yaparken kendi dışındaki tüm kampanyaları ya da siyasi söylemleri, tam anlamıyla [...] → Yazının devamı…