BirGün: “Vahabi’yi vuran polis net görülüyor”

Sehehr_Vahabi

Taksim Gezi Parkı direnişi sırasında polisin yakın mesafaden attığı plastik mermiyle gözünü kaybeden İTÜ öğrencisi İranlı Sepehr Vahabi’nin avukatı Özsatıcı, Vahabi’yi hedef alan polisin fotoğraflarda net olarak görüldüğünü söyledi…

İstanbul Taksim Gezi eylemleri sırasında 31 Mayıs’ta polisin direnişçilere saldırdığı sırada gözüne plastik mermi isabet eden İstanbul Teknik Üniversitesi(İTÜ)’nden bu sene mezun olan Sehehr Vahabi soruşturmasında kayda değer bir ilerleme yok. Vahabi’nin avukatı Özgür Deniz Özsatıcı, müvekkilinin yaralandığı anı gösteren iki kamera kaydının bulunduğunu, kayıtlardan birinin bir otele diğerinin ise bankaya ait olduğunu belirterek, otelin kamerasını savcılık izniyle alabildiklerini, bankaya ait görüntüleri alabilmek içinse savcının izinden dönmesini beklediklerini söyledi. Özsatıcı, operasyonların tümünden Vali’nin sorumlu olduğunu ifade etti.

Olay yerini gösteren mobesa kamerasını olmadığını ifade eden Özsatıcı, otele ait kamera görüntülerinin içeriğini şu şekilde anlattı: “Olay Talimhane’de oluyor. Görüntülerde, müvekkilim ile birlikte 8-10 kişi görülüyor. Sokakta yürüryorlar. Ellerinde taş ya da başka bir şey yok. Bir anda polisler görülüyor ve bu kişilerin üzerine plastik mermi ve biber gazı atılmaya başlanıyor. Kiminin göğsüne, kiminin bacağına kiminin başına isabet ediyor plastik mermiler. Gaz bulutu sokağı sarıyor. Gaz dağılınca da müvekkilimin yerde olduğu ve gözünden kan geldiği görülüyor. Arkadaşları ambulans çağıyor ve Seperh Vahabi hastaneye kaldırılıyor.”
‘EMRİ VALİ DE VERMİŞ OLABİLİR’
Görüntülerde Seperh Vahabi’yi hedef alan polisin kask numarasının olmadığının görüldüğünü söyleyen Özsatıcı, ancak ellerindeki fotoğraflarda polisin kim olduğunun net olarak görüldüğünü ifade etti. Olay günü görevli olan polislerin, emri veren amirin, emniyet biriminin, telsiz konuşmalarını tespiti için İçişleri Bakanlığı’nın müfettiş atamasını beklediklerini kaydeden Özsatıcı, emri verenin İstanbul Valisi’nin de olabileceğini söyleyerek, operasyonların tümünden Vali’nin sorumlu olduğunu hatırlattı. Şimdiye kadar bazı tanıkların ifadelerinin alındığınun bilgisini veren Özsatıcı, Adli tatil sona erdiğinde, Sepehr Vahabi’nin ve ifadesi alınmayan tanıkların ifadelerinin alınması için savcılığa gideceklerini söyledi. Savcının tüm delilleri toplamasını ve müfettiş raporunu bekleyeceklerini ifade eden Özsatıcı, faillerin ortaya çıkartılmasını istediklerini kaydetti. 31 Mayıs’ta Taksim Gezi Parkı direnişi’nde polislerin göstericilere plastik mermi, tazyikli su ve biber gazıyla saldırdığı sırada polisin hedef gözeterek plastik mermi sıkması üzerine Sepehr Vahabi bir gözünü kaybetti. Vahabi avukatı aracılığıyla, Başbakan, İçişleri Bakanı, İstanbul Valisi ile, İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve çevik kuvvet hakkında suç duyurusunda bulundu.

***

Satıkalp öldü, failleri hala serbest

Şırnak’ın Cizre İlçesi’de 23 Nisan’da sivil polis aracının çarpması sonucu ağır yaralanan ve önceki gün yaşamını yitiren Sinan Satıkalp (17) soruşturması dört aydır yerinde sayıyor. Satıkalp ailesinin avukatı Ruşat Dilsiz, “Dosyada hala somut bir adım yok” diyerek tepkisini dile getirdi.
Sinan Satıkalp, Cizre’de sivil bir polis aracının çarpması sonucu ağır yaralandı. 4 aydır Batman Medicalpark Hastanesi’nde Yoğun Bakım Ünitesi’nde tedavi görüyordu. Önceki gün yaşamını yitirdi. Satıklap, yoğun bakım ünitesinde yaşam savaşı verdiği sırada, ne kendisini bu hale getiren falilleri bulundu ne de sorumlular hakkında bir işlem başlatıldı.  Soruşturma 4 aydır yerinde sayıyor. Üstelik dosyada gizlilik kararı olduğu için de ailenin avukatı, dosyadaki gelişmeleri takip edemiyor. Avukatı Ruşat Dilsiz, bugüne kadar üç polisin ifadesinin alınarak emniyetten salıverildiği belirterek,   eğer soruşturma ciddi yürütülüyor olsaydı polislerin tutuklu olması gerektiğini savundu. Polislerin serbest bırakılmasının soruşturmanın seyrini belirlediğini ifade eden Dilsiz, “Genellikle yargı polislerden yana tavır alıyor. Polisleri koruyor. Bu nedenle de dosyanın kapatılmasından ya da polislerin çok az bir ceza ile kurtulmasından endişe duyuyoruz. Tıpkı Uğur Kaymaz, Ceylan Önkol, Yahya Menekşe dosyalarında olduğu gibi” diye konuştu. Polislerin “kasten öldürme” den yargılanması gerektiğini aktaran Dilsiz, gizlilik kararı nedeniyle soruşturmayı takip etmek de zorlandıklarını ancak iddianame hazırladıktan sonra polislerin neyle suçlandıklarını, dosyada hangi delillerin bulunduğunu öğrenebileceklerini ifade etti.

Elçin Yıldıral
30 Ağustos 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; birgun.net