BirGün: Gözyaşlarımızın rengi hep aynıdır

Gezi protestolarında ve Lice’de hayatını kaybeden gençlerin aileleri Ankara’da bir araya geldi. Lice’de katledilen Medeni Yıldırım’ın ağabeyi Mehmet Yıldırım yaşadıklarını BirGün’e anlattı.

anma

Gezi Direnişi boyunca polis şiddetiyle yaşamını yitiren Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Mehmet Ayvalıtaş ve Abdullah Cömert ile Lice’de askerin silahından çıkan mermilerle hayatını kaybeden Medeni Yıldırım’ın aileleri önceki gün Ankara’da bir araya geldiler. Meclis’te düzenlenen basın toplantısına katılan aileler daha sonra Güvenpark’a geçerek yapılan anmaya katıldılar.

Mecliste CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’le birlikte bir basın toplantısı düzenleyen ve gün içerisinde demokratik kitle örgütlerinin ve yurttaşların taziye ziyaretlerini kabul eden aileler, ölümünün 40’ıncı gününde Ethem’i anmak üzere saat 18.00’de Güvenpark’ta toplandılar. Aileler, evlatlarının faillerinin devletçe korunduğu hususunda birleşirken, mücadelenin katillerin cezalandırılmasıyla bitmeyeceğinin altını çizdiler. BirGün’e açıklamalarda bulunan Ali İsmail’in babası Şahap Korkmaz faillerin cezasızlığının arkasında yatanları dillendirirken, Medeni Yıldırım’ın ağabeyi Mehmet Yıldırım ise Lice’deki katliamı anlattı.

ABDULLAH’IN GÖMLEĞİ
Ethem’in ölümünün 40’ncı gününde yapılan anmada, Abdullah Cömert’in ağabeyi Zafer Cömert, “İsrail’in Filistin’e uyguladığı abluka bugün Armutlu’ya uygulanıyor fakat 53 gündür direnişi sürdürüyoruz. Abdullah’ın eylemlerde giydiği gömlek şu anda üzerimde. Binlerce Abdullah bu gömleği giymiş şekilde mücadeleye devam ediyor” diye konuştu. Ali İsmail Korkmaz’ın ağabeyi Gürkan Korkmaz, “Çocuğum yok ama evlat acısını yaşadım; Ali İsmail’in babası gibiydim. Çocuğumu aldılar benden. Hamile eşim bana bir Ali İsmail daha getirecek. Ali İsmail’in ödediği bedelle gençler daha iyi bir Türkiye’de yaşayacaklar” açıklamasını yaparken, Ethem’in annesi Satı Sürısülük ise “Tayyip’in de bizim gibi bağrı yansın, ben oğlum için buradayım, oğlumun katilini bana versinler” dedi.

‘EMRİ VEREN BAŞBAKAN’
Eskişehir’de aralarında polislerin de olduğu sopalı çetelerce uğradığı saldırı sonrasında geçirdiği beyin kanaması sebebiyle yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın babası Şahap Korkmaz, BirGün’e yaptığı açıklamalarda tüm yetkililerin oğlunun katillerini bilmesine rağmen polislerden hiçbirinin adalet
karşısına çıkarılmadığını belirtti. Korkmaz, “Günden güne acımız ağırlaşıyor. Oğlum hastanede yaşam mücadelesi verirken bizle ilgilenmeyen emniyet müdürleri, valiler ve bakanlar, cenazeden sonra bizi arayıp katillerin bulunacağını söylediler. Hepsi hikâye… O kadar tespite, görgü tanıklarının ifadelerine rağmen polisler nasıl oluyorsa bulunamıyor. Görgü tanıkları anlayamasın diye polislerin eski fotoğraflarını bile gönderdiler. Emri veren Başbakan olayların üzerini örtmeyi sürdürüyor ve poliste güven kaybı olmaması için katillerin adalete teslim edilmelerini engelliyor. Görüntüleri sildikleri gibi şimdi de katilleri saklıyorlar. 5 aile de çocuklarını kimlerin öldürdüğünü biliyor” diye konuştu.

‘YARALI TAŞINIRKEN GAZ ATILDI’
BirGün’e konuşan diğer bir isimse, Lice’de kalekol inşaatının protesto edildiği eylemde asker kurşunuyla yaşamını yitiren Medeni Yıldırım’ın ağabeyi Mehmet Yıldırım’dı. Yıldırım, “Bölgede inşaatı süren kalekolun yanı sıra, üç tanesinin daha ihale edildiğini öğrenip protesto etmeye gittik. Asker uyarı yapmadan bize ateş etmeye başladı. Sonradan yaptıkları açıklamalarda ilk başta gaz bombası attıklarını iddia ettiler ama Medeni’yle beraber grubun ön tarafındaydım ve silahların ateşlenmesinden önce gaz bombası atıldığına şahit olmadım. Bir anda farklı yönlerden ateş açılınca yaralılara yardım etmeye başladık. Gaz bombaları da tam o sırada, bizim yaralıları topladığımız anda atıldı. Olay yerinde 21 kişi yaralandı ancak yalnızca 9’u hastanelere gittiler. Kurşun yaralarına rağmen askerden ve polisten korkanlar ölümü göze alıp hastaneye başvurmadılar. Kendi çabalarıyla, hemşirelerin yardımıyla hayatta kaldılar” açıklamasında bulundu.

Hükümetin bu katliamı gizlemek için uyuşturucu bahanesini ileri sürdüğünü, ancak uyuşturucunun bölgedeki varlığının devlet kontrolünde olduğunu belirten Yıldırım, askeri karakol manzaralı esrar tarlalarının olduğu yerde hükümetin her sıkıştığında uyuşturucu iddialarına sarılmasını inandırıcı bulmadığını söyledi. Yıldırım, “Uyuşturucu kullanım yaşı Diyarbakır’da 12’ye kadar düştü. Toplumu değerlerinden uzaklaştırmak için bu yolu seçtiler; eskiden birbirine düşkün olan insanlar uyuşturucu piyasalarının rantı yüzünden artık birbirlerine düştüler” diye konuştu. Roboski Katliamı dosyasında olduğu gibi, soruşturmanın askeri yargıya intikal etmemesi için her şeyi yapacaklarını ifade eden Yıldırım, “Katliamların üzerinin örtülmemesi için tüm aileler buradayız; elimden gelenin tümünü yapmadığım takdirde kendimi Medeni’ye ihanet etmiş sayarım” dedi.

Doğu Eroğlu
28 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; birgun.net