BirGün: Gezi tutsaklarından mektup var

gezi tutsakları

Merhaba Dostlar..

Bir hafta öncesinde ben de aranızda olan, sizinle aynı yolları yürüyen, aynı forumlara katılan, aynı sloganları haykıran bir arkadaşınızdım. Şimdi Şakran Kadın Hapishanesi’nde sesleniyorum. Sizleri İzmir Emniyetinin o meşhur dalga dalga operasyonlarına takıldım. Hani o tüm marjinalleri topladılar dalga operasyonlar. Artık her cumaya operasyon haberleriyle uyanıyor olmuş, her hafta sonu Bozyaka TMŞ önünde her pazartesimizi adliye önünde geçirir olmuştuk. Dördüncü dalga operasyonunda benim de aralarında bulunduğu on beş arkadaş gözaltına alındık. Biz de marjinalmişiz, halkı kışkırtmışız, polise taş atmışız, kamu malına zarar vermişiz. Bir de bunun yanı sıra 1 Mayıs’a 8 Mart’a ve birçok demokratik eyleme katılmışız. Bu nedenle adımıza ferman yazılmış, tutuklanmamız farz olmuş.

Halkı “kışkırtan” birilerini arıyorlarsa ayna baksınlar! Yıllarca halkına zulmedenlere baksınlar. Alevi kanını oluk oluk akıtan padişahın adına köprü yaptıranlara, parasız demokratik eğitim isteyen öğrencileri yıllarca hapis yatıranlara, her gün kadın ve LGBT cinayeti işleyenlere ve onlara bunu meşru gören sistem sahiplerine, Ceylanları, Uğurları, Aydınları, Şerzanları, katledenlere………(Bu bölüm karalanmıştır) doğumundan kürtajına kadınların bedeninde bekçilik yapanlara insanların alkol tüketimi, (karalanmış… )) gezmeyeceğine karar verenlere, Roboski’den Reyhan’lıya tüm bu saldırganlıklarına baksınlar. İşte tüm bu saydıklarım aynı kapıya aynı sisteme çıkar. Halka baskı, zulümle yönetebileceğini sananlardır, halkı isyana teşvik edenler. Asıl “Suçlu” onlardır. Asıl hesap vermesi gerekenler de onlardır.

Bu ülkede adalet olduğuna inanan adalet dağıtıcılarına(!) aynen bunları söylerdim. Fakat biz savunma yaparken neredeyse uyuyan yargıçlara bunları söylemek boşuna çene yormaktan başka bir şey değildir.

Bu nedenle bu yazdıklarımı onlar değil sizlere söylemek istedim. Savaşta dahi kullanılmayan kimyasalları halkın meşru eylemlerine müdahalede kullananlara karşı milyonlar yalnızca bedeniyle barikat oldular. Ellerinde silahları, gazları TOMA’ları yok ki. O milyonların sadece bedenleri vardı!
Daha önceki İzmir gözaltı dalgalarında bir arkadaşısın kolu kırılmış, birinin de parmağı kırılmıştı. Bende gözaltında zorla parmak izi alımı sırasında işkenceye dair payıma düşeni aldım. Parmak izi almak bahane, işkence yapmak şahane. Polisin birisi sağ başparmağımı tutup dakikalarca geriye doğru sıktı. Parmağımın kırıldığını düşünmüştüm o an. Hastaneye götürüldüğümde bu işkence çeşidinin yalnızca bana değil son haftalarda gözaltı vakalarının çoğunda olduğunu söyledi. Ayrıca “Hiçbir iz kalmıyor, kırık çıkık olmuyor yalnızca zedeleme ve ağrı oluyor” dedi. Ayrıca en insanı ihtiyaçlarımızı dahi karşı çıktılar. 3 numaralı lens kullanan arkadaşımızın lenslerine el koydular.

Halka adalet yok işkence var! Ethem’in, Abdullah’ın, Ali İsmail’in, katilleri elini kolunu sallaya sallaya gezerken, “ Palalı’lar, görevleri icabı sokaklara salınmış sonradan da yurtdışına kaçmalarına göz yumulmuşken, halkların ayaklanmasının intikamı gençlerden, öğrencilerden, kadınlardan, alınmaktadır.

İzmir de son tutuklananların sayısı 49’a yükseldi. Tüm coğrafyada yüzü aşkın tutuklama var. Gezi direnişi, Haziran ayaklanması halkın baskıya karşı isyanıdır ve haklıdır. Bu haklı isyan yargılanamaz. Zulme karşı direnmek boynumuzun borcudur. Gerek içerde, gerek dışarıda bu borcu ödemeye devam edeceğiz.

Yüreğimiz siz direnenlerle.

Birliğimiz daim olsun

Şakran Kadın Kapalı Hapishanesi ESRA AYYILDIZ

NOT: Pınar, Gizem, Meliha’nın da sizlere selamları var.

Esra Ayyıldız
Şakran Kadın Kapalı Hapishanesi A-2
Aliağa/İZMİR

29 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız;birgun.net