Bianet: Karaburun Bilim Kongresi “Kongremizi ezilenlerin bilgisine sunuyoruz”

Karaburun Bilim Kongresi, “Gezi İsyanı Sonrasında, 2014 Türkiye’sinde Ezilenlerin İktidarı İçin Dayanışma” oturumuyla başladı.

f1

Karaburun Gündelik Yaşam Bilim ve Kültür Derneği tarafından bu yıl sekizincisi yapılan ve dört gün sürecek olan Karaburun Bilim Kongresi başladı. Bu sene ana tema olarak “İktidar ve Dayanışma” başlığının belirlendiği kongrenin açılış konuşmasını, düzenleme kurulu adına Meryem Kurtulmuş yaptı.

Meryem Kurtulmuş açılış konuşmasında şöyle dedi, ¨AKP iktidarına karşı Muhalefetin zorla bastırıldığı, baskılarda açıkça faşist bir döneme geçildiğine tanık olduk. Türkiye’de yerel seçimlerin, iktidarın belirlenmesinde önemli bir eşik olduğunu bildiğimizden 2014’teki yerel seçimler öncesinde, kongrenin başlığını ¨İktidar ve Dayanışma¨ olarak belirledik. Şüphesiz bu baskı düzeninin değişmesinde akademisyenlerin de sorumluluğu var. Akademinin birinci görevi bilim ve siyasetin bağlarını kurmak, bilimin ürettiklerini ezilenlerin hizmetine sunmaktı. Kongremizi bu sene ezilenlerin ve çapulcuların bilgisine sunuyoruz.¨

Kongre, ¨Gezi İsyanı Sonrasında, 2014 Türkiye’sinde Ezilenlerin İktidarı İçin Dayanışma¨ oturumuyla başladı. Bu oturumda, Oya Ersoy (Halkevleri), Selma Gürkan (EMEP), Kenan Kalyon (SYKP), Ertuğrul Kürkçü (HDK), Alper Taş (ÖDP), Sebahat Tuncel (BDP), Rıdvan Turan (SDP), Sungur Savran (DİP) ve Figen Yüksekdağ (ESP) konuşmacı olarak yer aldı. Oturumun modarasyonunu Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ve Prof. Dr. Cem Terzi yaptı. Oturum, 29 Mart 2014 seçimlerine 207 gün kala yerel yönetimlerle ve Gezi Direnişi ilişkisine dair canlı bir tartışma zemini sundu. Konuşmacıların değerlendirmeleri şöyleydi.

“Taleplerin genişletilmesi lazım”
f2

Oya Ersoy (Halkevleri): Gezi Direnişi ilk nüvelerini ODTÜ direnişinde verse de, 11 yılık AKP iktidarına olan öfkenin birikimidir. İsyan sınıfsal bir isyandır, orta sınıf denilenler burjuvazinin çözülen ve proletaryaya katılan kesimleridir. Hareket tek bir partiden aday çıkaramaz, ortak aday da çıkaramaz, çünkü sokaktaki önderlerini çıkaramamıştır. Hareketi seçimler nezdinde sandıkta bölmek yerine, asgari müştereklerde birleştirip devamını sağlamak gerekir. Hareket Kürt sorununun barış zemininde çözülmesinin önü açılmıştır, dolayısıyla hareketin Kürt sorununun çözümünü kapsayan bir şekilde taleplerini genişletilmesi şarttır.

“Bu ittifakı devam ettirmeliyiz”

Selma Gürkan (Emek Partisi):Demokratikleşmenin en önemli unsurlarından birisi işçi sınıfı hareketinin örgütlenmesi, sosyal haklar ve ulusal sorundur. Demokratikleşmenin diğer unsuru ise laiklik ve inanç meselesidir. Gezi Direnişi sadece işçi sınıfının içinde yer aldığı bir dinamik değildir. İçinde çevre, kadın, gençlik hareketleri de vardır. Bu ittifakı devam ettirmeliyiz.

“Gezi direnişi bitmedi”

Kenan Kalyon (SYKP): Gezi Direnişi’nin Akdeniz havzasındaki isyanlarla bağları, isyanın oraya çıkardığı pratikler, bundan sonraki mücadeleye dönük kazanımlarını iyi analiz etmeliyiz. Gezi en basit anlamda bir haysiyet kavgasıdır, eskiden kalma en genel anlamda ¨Yetti Gayridir.¨ Gezi bir birikime yaslansa da bir geçmişten kopuş hareketidir. Gezi Direnişi bitmiş değil, devam eden bir süreçtir uzağında gibi konuşamayız. Ayrıca Gezi’den seçimlere düz geçiş olmaz, yukarıdan adaylarla, yukarından programlarla seçimlere giremeyiz. Gezi’nin taleplerinin ve yapısının kristalize edilmesi ve partileri baskı altına alması gerekir. Gezi aynı zamanda kurucu bir deneyimdir. Demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığını ortaya çıkarmış, iktidara da kabul ettirmiştir.

“Gezi, AKP hegemonyasını çatlattı”

Ertuğrul Kürkçü (HDK): Gezi Direnişi ile 21 Mart Newroz deklerasyonu arasında büyük bir bağ vardır. Ocak ve Haziran arasındaki dönem, insanların dillerini nefret söyleminden uzaklaştırmasını sağladı ve bu bütün dikkatlerin AKP iktidarına yönelmesinin imkanlarını açtı. Dolayısıyla barış süreciyle Gezi Direnişi arasındaki ilişkiyi kurmak büyük önem taşıyor. Kürt halkının verdiği demokratik mücadele ve Gezi Direnişi AKP hükümetinin iktidarında ciddi bir yarık yarattı. Gezi, devletin her dönem için uysallaştırdığını düşündüğü kesimleri bile harekete geçirmiştir ve AKP’nin hegemonyası çatlamıştır. Demokratik olanla siyasi olan arasında kategorik ayrımlar yapamayacağımız bir noktadayız. HDK, Türkiye’nin batısıyla doğusunu birbirine bakıştıran, Türkiye’nin devrimci güçleriyle Kürt özgürlük hareketini demokratik ve politik olarak birleştiren bir harekettir.

“Gezi devrimsel hareket değil, isyan”

Sungur Savran (DİP): Gezi Direnişi bir devrimsel hareket değil sadece bir isyandır. Gezi Direnişi’yle birlikte AKP iktidarı zayıflamıştır, bir dahaki isyanda düşme ihtimali vardır. İsyan işçi sınıfını kapsamaya çalışmalıdır. Gezi direnişinin en büyük ittifakı Güney Avrupa proleteryasıdır.

“Ortak adaylar çıkarmalıyız”

Alper Taş (ÖDP):Gezi direnişi bir sınıfsal bir isyan, ekme isyanı değildir. Bir özgürlük bir onur isyanıdır. Gezi Direnişi’nde bizim AKP’ye karşı kesintisiz olarak 11 yıllık mücadelemizin payı büyüktür. Gezi’den sonra şimdi her şeyi yeniden analiz edip kendimizi yenilemeliyiz. Gezi Direnişi’yle birlikte sosyalist hareket arasında dayanışma artmıştır. Haziran isyanı sokaktadır ve oradan devam edecektir, ancak sandıkta da karşılığını bulmak zorundadır. Yerel yönetimlerin kamusal yönünü ortaya çıkaran ortak adaylar, halkın öz örgütlülüğüne dayanan ortak adaylar, Ekolojist bir perspektifte bir adaylar çıkarmak zorundayız.

“Barış sürecini AKP’ye bırakmamalıyız”

Sebahat Tuncel (BDP):Gezi Direnişi Türkiye’nin batısının Kürdistan’a bakışını, Kürtlerle Türklerin politik olarak etkileşimini arttırdı. Devletin sadece bugün değil, 30 yıldır yalan söylediğini gösterdi. Direnişten hepimizin çıkaracağı dersler vardır. Şimdi bizim önümüzdeki en önemli görev Gezi Direnişi’nin arkasında durabilmek, onun ortaya çıkardığı enerjiyi örgütlemektir. Şimdi AKP’ye ve CHP’ye karşı Gezi Direnişi’nin ortaya çıkardığı üçüncü kutbu kurmalıyız. Gezi’deki gibi dayanışmayı arttırmalıyız. Barış sürecini de AKP’ye bırakmamalıyız. Sosyalistler Kürt halkının hak ve özgürlüklerini kendi mücadelesi gibi sahiplenmelidir.

“Ezilenlerin ayaklanma zemini güçlenmeli”

Rıdvan Turan (SDP): Seçimlerde AKP’nin mevcut durumundan çok geriye gideceğini düşünmüyorum. AKP’yi geriletmek sadece seçimlere dönük bir durum değildir. Bu uzun erimli bir mücadeledir, bir sınıf mücadelesidir. Bizim perspektifimiz HDK perspektifidir. Ezilenlerin ayaklanma zeminini güçlendirmektir.

“Seçimlere Forumların iradesiyle gitmeliyiz”

Figen Yüksekdağ (ESP): Gezi Direnişi’nin ortaya çıkardığı değerleri net bir şekilde kavramazsak, halk bize bir isyanla daha cevap verir. Biz direnişin ortaya çıkardığı organlarda yani forumların iradesiyle seçimlere gitmeliyiz. Türkiye’de seçimler iki merkez arasında gidip gelmektedir, sağ dinamizmi merkez sağ, sol dinamizmi CHP baskı altına almaktadır, bu bir seçim kafesidir. Bunu kafesi kırmak, aşmak zorundayız. CHP’nin ortaya çıkan enerjiyi hapsetmesine izin vermemeliyiz. (AS/HK)

Ahmet Saymadi
4 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız: bianet.org