Bianet: Dikkat! Okulda trans var

“Dikkat! Okulda Trans Var” belgeselinde, trans erkekler okul hayatını anlatıyor: “Okul korkutucu bir yerdi”, “Tek özgürlüğüm olan pantolonu çıkartıp, beyaz külotlu çorap giydirdiklerinde ağlamıştım.”

Okulların açılmasıyla, eğitim sistemiyle ilgili sorunlar, etek boyları, öğrencilerin “kızlı-erkekli” faaliyetleri gündemimize girdi. Bir de hiç konuşulmayanlar var, LGBT bireylerin eğitim sürecinde yaşadıkları gibi…

LGBT aktivisti Barış Sulu, “Dikkat! Okulda Trans Var” belgeseliyle tam da bu noktaya dikkat çekmeye çalışıyor. Belgesel, trans erkeklerle okul hayatlarına yönelik röportajlardan oluşuyor; eğitim sürecinde yaşadıklarını, maruz kaldıkları baskıları birinci ağızdan anlatıyor.

Sulu, “Eğitim sisteminde trans bireylerin yaşadığı sorunların çözümü aslında çok basit. Filmin ismi de bu yüzden önemli. Yani transların varolduğunu, herkes gibi eğitim sürecinden geçtiklerini bilmek, farkında olmak. İkinci olarak da okullardaki cinsellik derslerinde cinsel yönelim, cinsiyet kimliğinin anlatılması, insan haklarına yönelik derslerin müfredata eklenmesi…”

LGBT’lerin okulda karşılaştıkları baskı ve ayrımcılık sadece diğer öğrencilerden değil, öğretmenlerden de kaynaklanıyor. Öğretmenlerin trans öğrencilerin varolduğunu bilmesi, sorunlarını anlaması için ilk iş olarak belgeseli eğitim enstitülerine yollayacaklarını anlatıyor Barış Sulu.

Etekli üniforma ve beden dersleri

Aslında herkesin okulla ilgili travmaları var. Öğrenciler arasındaki dışlama mekanizmaları; anadilinde eğitim görememek; öğretmenlerin saçımız, başımız, sevgilimiz, ağzımızdaki sakız, gömleğimizin rengi, kızların etek boyu, oğlanların (zaten yeni çıkmaya başlamış) sakalları hakkında tüm öğrencilerin önünde yaptığı küçük düşürücü yorumlar…

Trans bireylerin eğitim süresince yaşadıkları sorunların temeli ise gerek üniformalar gerek müfredatla dayatılan keskin kız öğrenci-erkek öğrenci ayrımına dayanıyor.

Belgeselde konuşan trans erkeklerin hepsi, istisnasız bir şekilde en zorunun külotlu çorap ve etek giymek olduğunu anlatıyor:

“Okul korkutucu bir yerdi. O eteği, o çorabı giymekle ilgili ciddi sorunlarım vardı.”

“Onu giydiğim zaman kız oluyordum, değişik bir şey oluyordum, belki bir palyaço oluyordum. Komik hissediyordum kendimi ama bu komikliğin içinde gülebileceğim noktalar yoktu. Düşünün ki bir çocuk hep o acıyı yaşıyor. Okul insanın aklından çıkmıyor ki…”

Bir de beden eğitimi dersleri var. Etek değil eşofman giyileceği için çok sevilen ama diğer öğrencilerle aynı soyunma odası paylaşılacağı için en korkulan ders…

“Soyunurken diğer çocukların bedenini görüyor olması çok sıkıntılı bir süreç. Çünkü transeksüalitede çocukluktan itibaren bedenle ilgili bir sıkıntı var. Yanlış bir yerde olduğunu düşünüyorsun” diyor Sulu.

“Eğitim hayatı sert ve acımasız”

“Eğitim sürecinde yaşanan sorunlarda tüm LGBT’ler ortaklaşıyor aslında. Çünkü çocukken kadın, erkek, trans, eşcinsel gibi isimleri bilmediğiniz için sadece diğerlerinden farklı olduğunuzu biliyorsunuz. Sonra büyüyünce bunları isimlendiriyoruz ve belki de iyice karmaşıklaştırıyoruz hayatı.”

Belgeseli çekme fikri, bir gün üniversite yurdunda yaşadıkları sorunları konuşurken ortaya çıkmış. Aslında Barış Sulu da üniversitede sınıf öğretmenliği okumuş. Ama ikinci sınıfın sonunda bir okulda stajını yaparken vazgeçmiş bu fikirden.

“Okulda çocuklar cinsiyetle ilgili çok kolay konuşuyorlar, her şeyi pat diye söylüyorlar. Ben feminen bir insanım. Staj deneyiminden sonra, öğretmen olursam ileride sıkıntı çekeceğimi düşünerek bıraktım”.

Evet, çocuklar aklından geçenleri karşısındaki insanı incitebileceğini, doğruluğunu ya da yanlışlığını hesaba katmadan söylüyor. Ama homofobi, transfobi büyüdükçe yerleşiyor, nefret suçları ve ayrımcılık yetişkinler tarafından uygulanıyor. Eğitim sürecinde yaşanılanlar, okul bittikten sonra süregelen ayrımcılıktan daha mı zor gerçekten?

“Eğitim hayatı daha sert, daha acımasız. 60 kişilik bir sınıfta tek başınıza sivriliyorsunuz, çocuklar sizinle dalga geçtiğinde ne yapacağınızı, ne olduğunu bilemiyorsunuz, çok basit nedenlerle diğer öğrencilerden dayak yiyebiliyorsunuz, okulda yapayalnızsınız. Ama yetişkin bir insan olarak başınıza bir şey geldiğinde ne yapacağınızı biliyorsunuz, haklarınızı biliyorsunuz, dernekler var, avukatlar var.”

Bir “Sivil Düşün” projesi

trans

Avrupa Birliği’nin aktivistler ve sivil toplum örgütlerine yönelik “Sivil Düşün” programının desteğiyle çekilen “Dikkat! Okulda Trans Var” belgeselinin DVD’si önümüzdeki hafta dağıtılmaya başlanacak.
Belgesel bir ay içinde de youtube’a yüklenecek. Filmin DVD’sini edinmek isteyenler dikkatokuldatransvar@gmail.com adresine mail gönderebilir. DVD ücretsiz olarak adreslerine postalanacak. (ÇT)

Çiçek Tahaoğlu
21 Eylül 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız;bianet.org