Bianet: “Devrimci öldürsek önemli değil”

hasanbuyuk

Gülsuyu’nda Hasan Ferit Gedik’in öldürülmesinin de aralarında bulunduğu 30 ayrı suçla ilgili hazırlanan iddianame kabul edildi. Sanıklardan biri telefonda, “Polis-molis öldürmeyelim de, devrimci öldürsek önemli değil” diyor.

İstanbul Maltepe ilçesindeki Gülsuyu mahallesinde 29 Eylül 2013’te vurulan Hasan Ferit Gedik’le ilgili soruşturma tamamlandı, hazırlanan iddianame Anadolu 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.

311 sayfalık iddianamede 35 sanık var. Gedik’in öldürülmesinin de içinde yer alan Gülsuyu’ndaki olaylarla ilgili yargılanan sanıklar hakkında, 11 yıl ile 269 yıl arasında değişen hapis ve müebbet hapis cezaları isteniyor.

Sanıklara yöneltilen suçlamalar şöyle:

“Kasten yaralama”, “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “Kasten öldürme”, “Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma”, “Kasten öldürmeye teşebbüs”, “Nitelikli yağma”, “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “Suç delillerini yok etme gizleme veya değiştirme suçluyu kayırma”, “Yargı görevini yapanı etkileme” ve “Mala zarar verme.”

“Allah hayırlı cinayetler nasip etsin”

İddianamede sanıkların telefon konuşmaları da yer alıyor.

Bir tapeye göre, “örgüt yöneticisi” olarak yargılanan Zafer Turan’ın, telefonda “Allah herkese hayırlı cinayetler nasip etsin, polis-molis öldürmeyelim de, polis devletin bir adamı, devrimci öldürsek önemli değil” dediği iddia ediliyor.

15’i tutuklu 35 sanık

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılıp Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılmasıyla, soruşturmayı Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Örgüt, Kaçakçılık ve Mali Suçlar Soruşturma Bürosu devralmıştı.

Beş mağdur, 17 müşteki ve bir şikayetçinin bulunduğu iddianamede 15′i tutuklu 35 sanık yer alıyor.

30 ayrı suç

Üç bölümden oluşan iddianamenin ilk bölümünde silahlı suç örgütünün eylemlerine yer veren savcılık, ikinci bölümde suç örgütünün yapısı, üçüncü bölümde ise şüphelilerin örgütteki rolü, sabıka kayıtları ve operasyonda ele geçirilen suç aletlerinin varlığına yer verdi.

CNNTürk’ün haberine göre, 30 suç eyleminin olduğu ifade edilen iddianamede, örgüt liderliğini “İbo” lakaplı Mesut Turhan’ın, örgütün yöneticiliğini ise Zafer Turhan ve Yakup Dalkılıç’ın yaptığı ileri sürüldü.

Vurup olay yerinden kaçtı

İddianamenin Gedik’in ölümüne ilişkin bölümde, Gülsuyu Mahallesi halkının “siyasiler” olarak adlandırdıkları kişiler ile şüpheliler arasında husumet olduğu, 28 Eylül 2013 akşamı 50-60 kişilik bir grubun slogan atarak Gülsuyu’nda yürüyüş yaptığı belirtildi.

Örgüt üyesi olmakla suçlanan Turan’ın kalabalık üzerine ateş ettiği ifade edilen iddianamede, yürüyüş grubu içinde bulunan üç kişinin yaralandığı, Turan’ın olay yerinden kaçtığı ifade edildi.

İki grup arasında bu olay ile husumetin arttığı belirtilen iddianamede, 29 Eylül 2013 akşamı yine 50-60 kişilik grubun yürüyüşlerine devam ettiği, yürüyüş esnasında grup içerisinde silahlı ve herhangi bir eyleme hazırlıklı şahısların olduğu, daha sonra iki grup arasında çıkan çatışma sonrasında Hasan Ferit Gedik’in sol omuz, gırtlak ve başına aldığı üç mermi ile ağır şekilde yaralandığı yazıldı.

İddianamede, Gedik’in kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdiği, arkadaşları Gökhan Aktaş, Yalçın İleri ve Abdullah Kıyak’ın yaralandığı belirtildi.

Gedik cinayetinde 22 şüpheli

Hasan Ferit Gedik’in öldürülmesi olayında Mert Kazan, Ferhat Keleş, Adem Köşgen, Ümit Yeşilkaya, Doğukan Çep, Emrah Ok, Ekrem İnalkaç, Ercan Kütük, Mete Barış Durak, Murat Kesgin, Ercan Çiftçi, Hasan Taşhan, Şahin Eren, Yakup Dalkılıç, Zafer Turhan, Mesut Turhan ve Tarkan İmeçtemur’un “Kasten öldürme ve öldürmeye teşebbüs” eyleminde silah kullanan şüpheliler arasında olduğu, suç aletlerini gizlediği, kimi şüphelilerin ise suçluların kaçması eylemlerinden sorumlu oldukları belirtildi.

Uyuşturucu satışı iddiası

İddianamede “suç örgütünün uyuşturucu madde temininde bulunduğu” da ileri sürüldü:

“Bahse konu suç örgütünün, haksız ekonomik çıkar sağlamak için yağma eylemlerine girişmesinin yanı başında uyuşturucu madde ticareti suçuna karıştığı anlaşılmıştır.”

“Suç örgütünün gelir kaynaklarının başında Gülsuyu ve civarında bulunan ‘torbacı’ olarak tabir edilen sokak satıcılarına koruma sağladıkları ve bölgede başka gruplara karşı kollayarak rantın paylaşılmasının önüne geçerek uyuşturucu madde satışından pay aldıkları, kar payı vermeyen torbacıları darp ve tehdit ettikleri, sokak satıcılarının uyuşturucu temin etmesinde köprü vazifesi gördükleri anlaşılmış, ayrıca bu gayri yasal suç gelirini devam ettirebilmek için çeşitli silahlı eylemlere giriştikleri anlaşılmıştır”

20 Mayıs 2014
Haberin kaynağı için tıklayınız; bianet.org