Bianet: Denizli Gezi davası beraatine Berkin’li gerekçe

denizli

Denizli’de Gezi davasında tüm sanıkları beraat ettiren hakim Öncü kararın gerekçesinde demokrasi tanımı yaparak Valiliklerin protestoları engelleme biçiminin hukuk devleti ve demokrasi ile bağdaşmadığını yazdı.

Denizli 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen Gezi direnişi davasında hakim Haki Önce davada yargılanan Ali Şimşek, Kerem Yıldırım, Güldane Pekdoğan, Recai Altuntaş, Cem Dikmen, Cüneyt Çelik, Süleyman Can Bayram ve Mustafa Kayhan’ın beraatine kararı verdi.

Gazetelerde yer alan bilgiye göre Öncü kararın gerekçesinde “Farklı düşünen bir avuç gencin” devlet için tehlike olarak görülmemesi gerektiğini ve farklı seslerin demokrasi için gerekli olduğunu belirterek “El ele, kol kola göstericimiz, polisimiz, askerimizle, sağcısı solcusuyla, inananıyla inanmayanıyla, bir halay çeker gibi aydınlık geleceğe yol almamız gerekiyor” ifadelerine yer verdi. Öncü ayrıca Valilik makamının çoğunluğun görüşünde olmayan gösterilere izin vermediğini belirterek “Farklı olan farklı düşünen hiç kimsenin ülkemizde gösteri veya toplanma hakkı görülmüyor” dedi.

Gerekçede demokrasi tanımı

Gerekçeli karar özetle şöyle:

* İleri demokrasi 21. yüzyılın teknolojisini kullanarak demokrasiyi geliştirmeyi amaçlamak, bunun için basın, fikir ve düşünce ile ifade özgürlüğü konularında ileri düzeyde çaba sarf ederek, insanların özgürlük ve sınırlarının arttırılması çabasının görüldüğü bir yönetim biçimi olacaktır, daha doğrusu olmalıdır.

Sanıklar aydın

* Sanıklar ağırlıklı olarak üniversite mezunu ve aydın olarak nitelendirilebilecek bir topluluktur. Bir araya gelme, toplanma ve basın açıklaması yapma düşüncelerindeki amaç; daha önceden yapılan farklı zaman ve yerlerdeki gösteri yürüyüşlerine, güvenlik güçlerince orantısız güç kullanılması neticesi birden çok göstericinin ölmesine duyulan üzüntünün dile getirilmesine çalıştığı ve bu toplanma amacının demokratik tüm ülkelerde olağan bir davranış olduğu aşikardır.

Erdal Eren, Muhsin Yazıcıoğlu, Ahmet Kaya, Berkin Elvan

* Yaşanan darbe sonrasında ‘farklı düşünüyor’ diye 17 yaşında asılan Erdal Eren’in ardından yazılan ‘Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda’ şarkısını dinler, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun Mamak Cezaevi’nde yapılan işkenceleri anlatan ‘Üşüyorum’ şiirini okudukça yapılan zulümlere yanar, farklı düşünüyor diye yazar Sabahattin Ali’yi Istıranca Dağları’nda öldürdüğümüze yanar, farklı düşündüğü için ülkemizden kaçmak zorunda kalan Nazım Hikmet’leri, Ahmet Kaya’ları başka ülkelerindeki mezarlarında ziyaret eder, çiçek bırakır, Fatiha okur, son olarak da gezi parkı protestoları sırasında polis memurları tarafından atılan gaz bombasının başına isabet etmesi sonucu 268 gün komada kalan 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın ölümüne yanar dururuz.

Valilik azınlığa gösteri hakkı vermiyor

* Ayakta duranı, oturanı, yürüyeni, tencere tava çalanı, ışık yakıp söndüreni, tehdit, tehlike olarak görmek, sesini kesmek için mücadele etmek, bırakın ilerisini demokrasi ile bağdaşmaz.

* Valilik makamı tarafından çoğunluğun görüşünde olmayan hiçbir gösteri için ağırlıklı olarak izin verilmediğinden, farklı olan farklı düşünen hiç kimsenin ülkemizde gösteri veya toplanma hakkı ne yazık ki görülmemektedir. Bırakın toplantı ve gösteri yürüyüşüne valilik makamlarının izin vermesi, bu günlerde Cumhuriyet savcıları tarafından yapılması düşünülen operasyonların dahi izni validen alınması gerekiyor. Bu durum ne hukuk devleti ne de demokrasi ile bağdaşmıyor.

*Ülkemizde şu an, farklı düşünen kitlenin sindirilmesi sürecinde, ülke genelinde itfaiyelerin kullandığı sudan çok TOMA araçlarının su kullandığı ve göstericilere su sıktığı ortadadır. Sıkılan suyun da insan için zararlı olacak kimyasal madde ile karıştırılmış su olması, gösteri yapmaya çalışan vatandaşların sıkılan kimyasal sularla cezalandırılmasının amaçlandığı gerçektir. (EA)

13 Mart 2014

Haberin kaynağı için tıklayınız: bianet.org