Başka Haber: Direnişe devam – Gülsunay Uysal

direnis_uprising_by_oz

Bu yıl iki sivri uç, sabitlendiği noktaları; buradan doğru olarak açıklık ayarını kaybetti. Metafor tarih oldu. Kot farkı bizden yana ölüm yazdı. Miladi takvim bunu 2013 bitti diye tanımladı; ben ‘direniş’.

Tarihi rüşvet ve yolsuzluk operasyonu Aralık’ın 17’sinde gündeme oturdu. Sonunda halk zorluklarla ödediği vergilerin nerelerde kullanıldığının acı tablosuyla yüzleşip sorgulamaya, filler tepinmeye başladı ancak çimenler yeni ezilmiyordu.

1 Mayıs 2013’te 17 yaşındaki Dilan Alp 1 Mayıs 2013 günü yapılan gösteride kafasına isabet eden biber gazı kapsülü ile yaralandı. Kamu Denetçilği Kurumu (KDK), Dilan Alp ile ilgili kararında, polisin Dilan’a mevzuata aykırı şekilde 15 derecelik açıyla biber gazı attığını belirtti. Kararda Dilan’ın elinde molotof olduğu ve taş attığı yönünde delil bulunmadığı vurgulandı. Ayrıca kararda, İstanbul Valiliğinin Dilan’ı yaralayan polisler hakkında herhangi bir disiplin soruşturması yapılmadığına ilişkin yazısına da yer verildi.

Mayıs’ın sonuydu Emek Sineması’nın neoliberal politikalar ışığında şehrin ruhuna tecavüz edilircesine seyretmek şiddetine maruz bırakıldığımız yıkım görüntüleri. Herhangi bir kültür politikası olmayan iktidarın tek görünen amacı sanatçısına enkaz, yarınına hep yeni bir AVM, yeni bir sermayeydi bırakmak istediği.

Yıkıldık.

Kara Mayıs yaptırımları toplumun tüm rahatlama biçimlerine balta vurdu. 22:00’den sonra alkol satışı yasağı konuşuladursun ‘bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler, bırakınız yıksınlar, bırakınız doğursunlar’ dercesine muvazeneyi kaybeden güçlülerin bu sınırları aşma arzusu kadın kimliğine yine ‘dokundu’. Cinsel ilişkinin
ardından 72 saat içinde alındığında gebeliği önleyen ertesi gün hapının satışına ‘reçete’ uygulaması konuşuldu.

Devletten habersiz sevişen hapı yuttu. Bu durumda ölecek kadınlar kimin umduydu. Olası nüfus patlaması muallak.

Baskı, hakaret, aşağılamayla iktidar sonunda kendine başarılı bir muhalefet yaratmayı başardı. Direniş ruhunu diriltti. Ulusalcılar, ulussuzlar, antikapitalist Müslümanlar, LGBT’ler derken her öteki yanyana durmayı başardı. Hiçbir vatandaş kalmadı yaşam alanına müdahale edilmeyen. Bu sıkışmışlık gidecek yer bırakmadı.

Bardak taştı. Tüm ‘çapulcular’ meydanlarına, parklarına sahip çıkmak için ağaçlarına sarıldı. Polis terörü canları hedef aldı.

35 yaşındaki Lobna Allamii Taksim’de 31 Mayıs’taki polis müdahalesi sırasında başına isabet eden biber gazı fişeğiyle ağır yaralandı. İki kez beyin ameliyatı oldu. Yaşam mücadelesine devam ediyor ancak sıfırdan başlayarak.

Haziran’da ölmek kolay

26 yaşındaydı Ethem Sarısülük, Ankara’da Gezi Parkı eylemine destek gösterileri sırasında Çevik Kuvvet polisi Ahmet Şahbaz’ın silahından çıkan mermiyle hayatını kaybetti. 1 Haziran’dı.

20 yaşındaydı Mehmet Ayvalıtaş 1 Mayıs Mahallesi’nde Taksim’e destek için yapılan yürüyüşte üzerine sürülen arabanın çarpmasıyla öldü. 2 Haziran’dı.

19 yaşındaydı Ali İsmail Korkmaz, Eskişehir’de Gezi eylemine katıldığı bir gece saldırıya uğradı. 38 gün komada kaldıktan sonra 10 Temmuz’da hayatını kaybetti. O gece yine 2 Haziran’dı.

22 yaşındaydı Abdullah Cömert Hatay’da Gezi Parkı eylemleri sırasında başına isabet eden gaz fişeğiyle hayatını kaybetti. 3 Haziran’dı.

18 yaşındaydı Medeni Yıldırım, Lice’nin Kayacık köyünde karakol yapımı gerginliğinde yaşanan olaylarda askerin açtığı ateş sonucunda yaşamını yitiren Medeni Yıldırım’ın annesi: “Oğlumun katili Tayyip Erdoğan” dedi. 29 Haziran’dı.

23 yaşındaydı Ahmet Atakan, Antakya’da 10 Eylül’de düzenlenen ODTÜ’deki protestolara destek eylemi sırasında hayatını kaybetti. 9 Eylül’dü.

Önemli olan iki sivri ucundan birinde rol kapmak değil pergelin, önemli olan bizim, kendi pergelimiz. Eğer aklımızın ve vicdanımızın buluşup sabitlendiği noktayı kaydırmazsak dengeyi ve kuvveti kaybetmeyiz. Böylece direniş ruhumuz dinç kalır.

İnsan gibi yaşamak mücadelesinde daha çok ölmeden, onurumuzu kaybetmeden… Yarınların bizim olduğuna inanıyorum, vicdanın.

2014 yılında sağlık Lobna’nın olsun. Başka beklentim yok fillerin savaşı, yolsuzların davası görülmeden…

30 Aralık 2013
Kaynak: baskahaber.org