Yeryüzü Sofrası’nda mikrofonlarımızı iftara gelenlere uzattık. İstiklal Caddesi’nde oruç açanlara ne düşündüklerinin yanı sıra arkalarında duran çevik kuvvet polisleri hakkında da görüşlerini sorduk. Yerde gazete açıp büyük bir dayanışma içinde oruç açanların yüzünden tebessüm hiç eksik olmadı. Polisse umurlarında bile değil.
Nalan Yıldız: Burada olmaktan çok mutluyuz. Sonuna kadar buradayız. Mücadeleye devam edeceğiz. Yeryüzü Sofrası’ndaki yardımlaşma çok güzel. Açıkçası tepemizde dikilen polis bizi ilgilendirmiyor. Hiçbir şey söylemek istemiyorum umurumda bile değil.
Özgür Develioğlu: Hükümetin inançlı ve inançsız insanları birbirinden ayırması söz konusudur. Bu hükümet halkı bölmek için elinden geleni yapıyor fakat başaramayacak. Biz burada birlik ve beraberlik içinde orucumuzu açmaya devam edeceğiz.
Burcu Güner: Gezi direnişinin ruhu, iftar sofralarında da devam ediyor. Burada oruç açan insanların üç katı kadar çevik kuvvet polisi var, bu bir psikolojik baskıdır. Artık AKP hükümeti bu baskılardan vazgeçmelidir.
Özcan Ercan: Öncelikle şunu dile getireyim, ben baş çapulcuyum. Gayet burada olmaktan mutlu ve gururluyuz. İstiklal, İstiklal olalı böyle birlik, beraberlik ve kardeşlik görmedi. Bu Tayyip’in çılgın projesidir. Mimarı odur. İnsanlara bu kadar baskı yapmayacaktı. Polislerin tutumu çok yanlış her emri yapmamaları lazım. Elbet bu hükümet değişecektir.
Meryem Toprak: Ben 38 yaşımdayım, böyle iftar yapmamıştım. Çok huzurluyum, ortam çok güzel. Evde eşime de söyledim; ‘hafta sonu çocuklarla evdeyim fakat hafta içi mutlaka iftar için Taksim’e gideceğim’ diye. Polislere söyleyecek laf bulmak zor, vicdanlarını kaybetmişler.
12 Temmuz 2013
Haberin kaynağı için tıklayınız; sendika.org
