3 Temmuz 2013 Forum Not ve Kararları


4. Levent Sporcular Parkı Forumu
Abbasağa Parkı Forumu
Bodrum Forumu
Çelik Gülersoy Parkı Forumu
Doğancılar Parkı Forumu
Etiler Forumu
Güvenpark Dayanışması Forumu
Güzelyalı Halk Forumu (İzmir)
Heybeliada Forumu
Kriton Curi Parkı Forumu
Kuzguncuk Forumu
İzmir Taraftar Forumu
Küçükçekmece Dayanışması Forumu
Maçka Parkı Forumu
Merkez Mahallesi Forumu
Sakarya Forumu
Tatavla Dayanışması Kurtuluş Feriköy Forumu

4. Levent Sporcular Parkı Forumu (3 Temmuz 2013)

*Bu akşam ilk olarak forumun düzeninin sağlanması, kuralların belirlenmesi ve oylama düzeni konuşuldu.
– Karmaşa olmaması açısından konuşmak isteyenlerin söz alması ve kürsüye çıkıp konuşması kararlaştırıldı.
– Onaylıyorum/Reddediyorum gibi anlamlara gelen hareket dili hakkında herkes bilgilendirildi ve bunun uygulamasına geçildi.

*İkinci olarak bu toplantıyı nasıl duyurabiliriz ve yaygınlaştırabiliriz diye tartışıldı. Bunun için de maddeler belirlendi ve bazılarının görev dağılımı yapıldı:
– Salı günü kurulan semt pazarında dağıtılmak üzere broşür hazırlanacak. (Broşürde yazması gerekenler için bir örnek hazırlanacak ve oylamaya sunulacak)
– Apartman ve sokaklara daha önce dağıtmış olduğumuz ilanların dışında, arabalara da konmak üzere kartvizit boyutunda ilanlar çıkarılacak.
– İlanlar henüz dağıtmadığımız semtlere ve metro çıkışında dağıtılmaya devam edilecek. (Getirebilen herkes grup sayfamızda daha önce paylaştığımız ilanın resminden çıktı alıp bir miktar getirecek)
– Diğer parklarla iletişime geçilecek. Ne şekilde temaslarda bulunulacağı ve bunun için temsilciler önümüzdeki forumlarda belirlenip, karara bağlanacak.

*Forumun plan ve programını belirleyecek kararlar alındı. Bunlar dahilinde:
– Toplanma saati 21.30 olarak belirlendi.
– Her akşam forumun son 10 dakikasında, yarınki forumda ele alınacak konu başlıkları belirlenecek.
– Belirlenen konular 21.30 – 22.30 arası 20′şer dakikalık aralıklarla konuşulacak. Ancak güncele göre konularda değişiklik yapılması forum başlangıcında oylanacak. 22.30’dan sonra serbest kürsü şeklinde devam edecek.

*4 Temmuz için belirlenen konu başlıkları:
– Medya ve Medyanın Olaylarda Tutunduğu Tavır
– Boykot
– Bundan sonra yapılacak eylemlerin Şekli ve Uygulanışı

No comments yet. (Refresh)

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Abbasağa Parkı Forumu (3 Temmuz 2013)

-Kürtlerin 30 yılda savaşarak kazandığı barış zaferi,Akp nin hediyesi değildir.Artık kirli medyanın dili kullanılmasın dendi.

-Kürt halkının yanında olmalıyız çağrısı yapıldı.

-Gezi sürecinin konuşulmasına geri dönülmesi istendi.Konunun dışına çıkıldıgı takdirde fikir ayrılıklarına düşüleceği kaygısı belirtildi.

-3.köprünün yapılması için Garipçe de ağaçların kesilmesine karşı çıkmak üzere Abbasaga dan hareket çıkabileceği,bu konuda eylemlilik gerçekleştirme önerisi

-Boğaziçi Ünv. den Matematik bölümü öğretim elemanı Ferit Öztürk bükob un çağrısını yaptı.Salı günü sekizbuçukda toplanma çağrısı yaptı.

-Gözaltılarda taciz ve tecavüze ugramış ve ugramakta olan kadınlar için atv binasının önünde gerçekleştirilecek olan eylem.12:30 da perşembe gunu gerçekleştirilecek.

-Bir kadın arkadaş park meclislerinde kürt kadın hareketi,kürt hareketi,kadın hareketlerinin,…ve birçok hareketin birleşmesi durumunda tek bir parkın değil,tüm parkların alınabileceğini,tüm diktatörlüklerin önünde durulabileceğine vurgu yaptı.

-Özgürlük nerede talep ediliyorsa orada alınır denildi ve akp nin birgün yıkılmasına
bekleyip tüm beklentilerimizi sonrasına ertelemenin saçmalık olduguna değindi.

-Şişili forumu 15:00-20:00 arası.Komşular etkinliği olacak.(Şişi merkez forumu)

-Kürtlerinde her halkın hakkı oldugu gibi anadilinde konuşmasının hak oldugu,birlikte barış içinde yaşayabilmek için karşılıklı birbirimizin dilini öğrenmek gerektiği vurgulandı.

-Forum sonuna kadar 61 kişi konuştu.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Bodrum Forumu (3 Temmuz 2013)

1. Diğer Forumların takibi için okunacak materyallerin forum katılımcıları arasında paylaştırılması.

2. Hemzemin dergisinin çoğaltılarak meydanda, Pazar yerinde ve Çarşıda esnafa dağıtılması konusunda hemfikir olunmuştur. Dergi dağıtılırken forum notları da eklenecektir. Ve bir sonraki forum notları dergiye gönderilerek basımı konusunda girişimde bulunulacaktır. Derginin aynı zamanda sosyal medya üzerinden de paylaşımı gerçekleştirilecektir.

3. Çalışma Gruplarının Oluşturulması:

İlk aşama olarak 3 çalışma grubu oluşturulmuştur. Mevcut oluşuma dahil olmak isteyen arkadaşların gruba mesaj ile ulaşmasını rica ederiz.

• Eğitim Komisyonu: Selma Sandra Seven, Çiğdem Yenidoğan, Aysun Yontar, Pınar Özbek

• İletişim Komisyonu: Egemen Öztüregen (Grup içi iletişim sorumlusu), Evrim İnan, Tevfik Fikret İnam, Yonca Utku.

• Hukuk Komisyonu: Başak Aktaş, Aslı Yoldaş, Onursal Özbek.

Tüm katılımcıların eğitim verebilecekleri alanları ve özellikle STK’lardan görüşebilecekleri kişileri Egemen Öztüregen’e mesaj ya da e-mail ile ulaştırmaları kararı alınmıştır. Hukuk Komisyonunun bir sonraki toplantıda yeni çıkan yasalar ile ilgili bilgilendirme yapması rica edilmiştir.

4. Önümüzdeki Yerel seçimler için Muğla’nın Büyükşehir Belediyesi olmasının getirdiği değişiklikler.

• Yerel seçimler konusunda belirsizlikler var ancak şu an görünen belde başkanlıklarının olmayacağı ve seçimde sadece Bodrum ve Muğla için oy kullanacağımız.
• YSK, seçimlere katılabilecek 22 partiyi açıkladı. Bizlerin bu durumda mevcut partilere aday önermesi mümkün olabilir mi? Yaptırımı olabilecek bir baskı grubu oluşturabilir miyiz?
• Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun Bodrum Belediye Başkanlığı için kuvvetli bir aday olarak görülüyor. Mehmet Kocadon’un da Muğla Büyükşehir’den aday olması bekleniyor.
• Pazar günü CHP’nin Muğla’da aday adaylarını tanıtacağı bilgisi var.
• Belediye Başkanı Bodrumlulardan olmamalı. Dışarıdan bir kişinin bu konuma gelmesi aile bağları, komşuluk vs.. gibi durumlardan kaynaklı ortaya çıkan sorunları önleyecektir. Çıkar ilişkilerinin engellenmesi beldenin iyiliğine olacaktır.
• Hem Bodrumlu hem de büyük bir aileye mensup değilseniz belediye başkanlığı için şansınız olmayacaktır.
• Kimin başkan olduğu değil, toplu şekilde talepkar olmak ve taleplerimiz konusunda israrcı olmak önemli.
• Belediyeyi sadece Belediye Başkanı olarak düşünmemek gerekir. Belediye Meclis üyelerinin önemi yadsınmamalı. Hedefi şu aşamada başkandan ziyade meclise odaklamalıyız çünkü zaman çok kısa. Seçimlere üst düzeyde katılım olmalı, AKP’ye oy gitmesi ve hile engellenmeli. Oylar seçim kuruluna teslim edilene kadar takibi sağlanmalı.
• Bilgisayarlı seçim sistemindeki hileler çok önemli. Ancak özellikle İstanbul forumlarında bu konu ile ilgili ciddi bilimsel çalışmalar yapılıyor ve bu durumun önüne geçilmeye çalışılıyor.
• Önemli olan beldeyi değil ili almak. Muğla içi tüm forumlar ile ciddi iletişim halinde olunmalı ve Muğla kazanılmalı. Çünkü büyükşehirde kim varsa kuralları o koyuyor. Bodrum’u alıp Muğla’yı kaybettiğimiz anda kendimizi Bodrumu da kaybetmiş sayabiliriz. Karayolları ve sahil şeritleri büyükşehire bağlı. Muğla kaybedilirse turizm biter. Bu seçimlerde yüksek ihtimal CHP altında toplanılacak ancak, İstanbul’da önde gelen isim olan Gürsel Tekin seçimi kazanmak için değil aslında kaybetmek için olan bir isimdir. AKP her sandığa 9 kişi koymayı planlıyor, biz bu durumda en az 10 kişi ile orada olmalıyız. Tüm belgeleri an ve an fotoğraflayarak sosyal medyada paylaşmalı ve hilelerin önüne geçmeliyiz. Polislerin farklı yerlerde oy kullanabilmelerini engellemek için fotoğraflarını çekip yaymalıyız. YSK’na teslimat tarafımızdan yapılmalı. YSK’da hile olmaz sorun oraya kadar ki süreç ve bunu engellemek zorundayız. Adayları kendimiz belirlemeli ve sonuna kadar takipçisi olmalıyız.
• Tutanaklar ilçe seçim kurulunda sisteme giriliyor, oradan ile oradan da YSK’na gidiyor. Bizler ilçeye kadar oyların takipçisi olabiliriz.
• Forumlara katılımı ne kadar artırırsak arttıralım şu an çıkaracağımız bir adayın seçilme şansı çok düşük. Ancak medyayı kullanmak adına Amerika örneğinde olduğu gibi bir aday çıkarabiliriz ve medyada sürekli görüşlerimizi paylaşmasını sağlayabiliriz. Bu aday seçimlerden bir gün önce yine bizlerin belirleyeceği kazanma şansı olan bir diğer aday adına seçimlerden çekilebilir.
• Net olan tek amaç AKP’ye oy kazandırmamaktır. Bu yüzden stratejilerimizi belirleme konusunda çok dikkatli davranmalıyız.
• Mehmet Kocadon büyük ihtimalle Muğla Büyükşehir için aday olacak. Ancak AKP ve CHP arasında karar vermeye çalışıyor. Maddi olarak AKP Muğla için daha yararlı olabilir mi diye düşünüyor.
• Taksimdeki gençler bu seçimlerde oy kullanacak kitle arasında ancak bir partiye oy vermek istemiyorlar. Kendileri ile bir orta yol konusunda uzlaşmalı ve bölünmemeliyiz.
• Bodrumda ağırlık CHP’li olmasına rağmen geçen seçimlerde başkan Mehmet Kocadon oldu ancak mecliste ağırlık CHP de kaldı. Gençler sisteme karşı oldukları için sistemin içinde hiçbir partiye oy vermek istemiyorlar. Bağımsız aday zor bir hedef ancak olamayacak bir şey de değil. Gençlerin sokağa dökülmesi de zor değil imkansız olarak gözüken bir durumdu. Bu olabildiyse bağımsız aday da olabilir..
• İstanbul forumlarında alınan karar gençlerin oy kullanması yönünde.
• AKP şeriat getirmekten ziyade rant peşinde bir parti. Muğlayı alması turizmi bitirmez. Burayı aldığında oteller yine iş yapmaya devam edecek. Tabiki baskı artacaktır çünkü kendilerine bağlı kişileri getirip buraya yerleştirecekler, otellerde onların istediği formata sokulacak. Ancak artık devrilmiş bir AKP imajı vardır. Artık dünyada rol model olmaktan çıkmışlardır. CHP’de maalesef AKP işbirlikçisi gibi davranıyor. Her ikisinin de propagandalarına maruz kalınmamalı. CHP sürekli bana vermediğiniz oy AKP’de birleşiyor diyor ancak bizler sokaklarda birleşmeyi başardık. Bu yüzden bağımsız aday fikri düşünülmeli.
• Gençleri hala dinlemiyoruz. Çok güzel fikirler ile ortaya çıktılar. Karşılıklı olarak birbirimizi anlayacak bir dil oluşturmalıyız. Nesiller arası bilgi aktarımları yapmalıyız. Gençlerin katılımı artmalı ve konuşmaları sağlanmalı. Farklı kesim ve yaş gruplarını içimize çekmeliyiz. Bodrumda yaşanan gruplaşma dolayısı ile rahatsızım.
• Bayrak artık sadece gençlerde diye düşünülmemeli. Bu ayaklanma ile Türkiye artık birinci seviye dünya ülkeleri arasına girdi. Ancak zafer bu hareketin küresel boyuta taşınması ile sağlanabilir.

5. Düzenlenecek ilk forum için yer ve zaman seçimi: Parklar Bizim Bodrum forumunun Cuma günleri Beldelerde yapılacak olan forumlara katılması kararı çıkmıştır. Forum yapmayan beldeler için de forum Parklar Bizim Bodrum tarafından oluşturularak duyurulacaktır. Forum her Çarşamba Mendirek önü ya da Paşa tarlasında toplanacaktır. Pazartesi günü gerçekleşecek Kadın Forumu’na (Mendirek önünde) katılım sonrası, yer seçimi hakkında son bilgilendirme yapılacaktır. Forum için toplanma saati 20.30 olarak kabul görmüştür. Haftanın diğer günlerinde Bodrum Belediye Meydanında olunmasına karar verilmiştir.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Çelik Gülersoy Parkı Forumu (3 Temmuz 2013)

Başlamadan önce gündeme dair başlıklar hatırlatıldı;
• 7 Temmuz Pazar günü 3. Köprü eylemine gidecek olan bisikletli gruba destek için neler yapılabilir?
• Abbasağa Parkı’nda Çarşamba ya da Perşembe günü yapılacak olan Büyük Sağlık Forumuna davet hatırlatıldı.
Forumda tartışılan konular;
• Taksim Yayalaştırma Projesinin mahkeme tarafından iptaline ilişkin, Taksim Dayanışması’nın 3 Temmuz Çarşamba günü saat 19:00’da yaptığı basın açıklaması konuşuldu. Basın açıklamasında; “Mahkeme tarafından değişikliklerinin şehircilik ilkeleriyle planlama tekniklerine uygun olmadığı, kamu yararı gözetmediği sonucuna varılmıştır.” (Bianet’ten alıntıdır.) denildi ve tüm bileşenlere hukuka saygı çağrısı yapıldı. • Sarıyer Büyükdere Forumunda Sokak Hayvanları ile ilgi yapılabilecekler üzerine bir çalışma grubu oluşturuldu. Bu gruba katkı sağlamak isteyenler Cansu, Seval, Bilge ve Banu ile iletişime geçebilirler.

• Sokak Hayvanları ile ilgili çalışma grubuna ek olarak, başka gruplar için öneriler konuşuldu. Cuma günkü foruma kadar, çalışma grubu oluşturmak isteyen kişiler, ilgilendikleri konu ile ilgili, mail grubu üzerinden bir çağrıda bulunabilecekleri önerisi kabul edildi.

• İstanbul genelinde yapılmakta olan forumlarda, forumlar arası iletişim ağı için talebin olduğu belirtildi ve Büyükdere forumunun diğer forumlar ile iletişimini sağlamayı şimdilik Cansu ve Altan üstlendi.

• Okmeydanı’nda ekmek almak için çıktığı sokakta gaz fişeği ile başından yaralanan Berk Elvan ve ailesine, Büyükdere forumunun maddi destek verebileceği karalaştırıldı. Büyükdere forumunun yardım etmek istediğini ilgili kişilere Cansu iletecek.

• Koç Üniversitesi öğrencileri, okullarında düzenledikleri forumda çıkan kararları anlattılar. Pazar günü yapılacak olan 3. Köprü eylemine destek verebileceklerini; 4 Temmuz’da saat 18:00 de okullarında 3. Köprüye dair sunum ve tartışma gerçekleşeceğini; Koç Üniversitesi öğrencileri olarak Büyükdere forumunda hafta içi her Cuma, yemek çıkarmayı kararlaştırdıklarını aktardılar.

• 7 Temmuz Pazar günü, 3. Köprüye karşı yapılacak olan eylemin son hali anlatıldı. İstanbul’un her yerinden gelebileceklere açık olan bir eylem halini aldığı söylendi. Bisikletler ile Pazar günü 9:30’da Beşiktaş’tan çıkacak olan grup, (çeşitli güzergahlardan kişilerin katılımına açık bir şekilde) Koç Üniversitesi önünde öncelikle bir araya gelecekler ve kesin olarak 4 Temmuz günü belirlenecek olan yere giderek eylemi gerçekleştirecekler. Cuma günü yapılacak forumda eyleme nasıl katkı yapacağımız tartışılacak.

• Türkiye’de ki Kürt Sorununun dikkatli okunması gerektiği üzerine konuşuldu; Lice ve Gezi Parkı sürecinin ilişkili olduğu söylendi ve içerisinde olduğumuz Barış Süreci üzerine foruma katılanlar fikirlerini paylaştı. Kürt Sorunu ve Barış Süreci ile ilgili “Toplumsal Barış” konulu bir tartışma toplantısı oluşturabileceğimiz talep edildi. Buradan hareketle, hafta içi Pazartesi-Çarşamba-Cuma günleri yaptığımız Forum toplantılarının, bir günü (Çarşamba), güncel tartışmalara ayrılması, kalan iki günde de pratik sorunların konuşulması kararı alındı. Çarşamba günü yapılacak tartışmalara dair istenilen konuların, Büyükdere forumu iletişim masasına iletilmesi kararı alındı. Çarşamba günü yapılacak toplantıların, konu ile ilgili belli bir sürede yapılacak sunumlar ardından konunun tartışmamaya açılacağı şekilde olacağı kararlaştırıldı. Çarşamba günü yapılacak tartışmaların, dışarıdan katılımın olacağı panel şeklinde yapılıp yapılmayacağı gelecek Cuma günkü Forumda tartışılacak.

• NTV Tarih programının kapatılması sonrası ve basının devlet eliyle sansürlenmesi ile ilgili, NTV binası önünde eylem önerisi yapıldı. Cuma günü 12.30’da Maslak’da NTV binası önünde eylemi gerçekleştirme kararı alındı. Eylem duyurusu Facebook hesabında (DirenSarıyer) yapılacak.

• Büyükdere forumunda yapılması düşünülen birlikte yemek pişirme ve yemek yeme ile ilgili konu tartışıldı. Ancak bu birlikte yemek pişirme ve yeme etkinliğini, AKP’ye destek veren grupları yanımıza çekmek amacı için bir araç olarak görülmemesi, bu şekilde AKP’nin yıllarca uyguladığı sadaka mantığı üzerinden gidilmemesi gerektiği önerisinde bulunuldu. Bu konu üzerine tartışma, foruma katılan kişilerin fikirlerini paylaşmaları ile devam etti.

• İstanbul İşçi Sağlığı ve İşçi Güvencesi Meclisi’nin aylık cinayet raporu Forumda okundu. Haziran Ayında 104 işçinin hayatını kaybettiği belirtildi. Raporda, Gezi Parkı Direnişindeki sağlık ve hukuksuzluk konusundaki bilançosu da aktarıldı. Buna ek olarak, Sarıyer’de Set işçisi olan kişilerin Sine-Sen’e katılmaları çağrısı yapıldı.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Doğancılar Parkı Forumu (1 Temmuz 2013)

ÖN NOT:
Üsküdar sakinleri olarak Doğancılar Parkı’ndaki forumumuz için 03.07.2013 tarihinde saat: 20.30’da toplandık. Forum seyri süresince Vegan Kollektif’in getirdiği vegan yiyecekler, parkta kurulan bir masada açık büfe olarak servis edildi. ÖNERİLER, DUYURULAR ve KARARLAR
-Park, konuşma ve işaret kuralları tekrar hatırlatıldı.
-Duyuru olarak Taksim Dayanışma’nın 03.07.2013 tarihli basın açıklaması okundu. İsteyenler linki ziyaret edebilirler: http://taksimdayanisma.org/
-İşçi cinayetleri konusunda bilgilendirme yapıldı. 2013 Haziran ayı içerisinde 5’i çocuk olmak üzere 104 işçi hayatını kaybetti. Son 10 yıl içerisinde ise toplam ölüm sayısı 11.000′e ulaştı. “Sizce de burada yanlış giden birşeyler yok mu?” sorusuyla birlikte konu tartışıldı.
-Parklar koordinasyonu üyelerinden bir temsilci parkımızı ziyaret etti. Ramazan ayı boyunca maddi durumu elvermeyen kesime yiyecek yardımı yapabileceklerini, bizlerin çevresinde yoksul durumda olanların adreslerini kendilerine bildirmemiz gerektiğini vurguladı.
-Ramazan ayı iftar yemekleri parkmızda başlıyor. Hem “Vegan mutfak” hem de “Türk Mutfağı” olmak üzere masalar oluşturulacak. Katkı ve önerilerinizi bekliyoruz.
-Vegan mutfak ile ilgili eleştirilere karşı cevap geldi: “Örneğin, Afrika ülkelerindeki insanların açlık çekme sebepleri aslında doğal kaynakların azlığından kaynaklı değil, kaynakların yanlış kullanılmasından dolayıdır. Bu sistemde bir hayvanın beslenebilmesi için tonlarca su ve birçok insanı doyurabilecek tahıl harcanmaktadır. Bir kişinin 1 porsiyon et yiyebilmesinin bedeli 6 kişinin aç kalmasıdır. Bunları biliyor muydunuz?”.
-12.07.2013 cuma günü iftar sonrasından sonra “Ekümenopolis” adlı film gösterimi yapılacaktır. Gösterime Üsküdar’daki diğer parkları da davet edebiliriz. Detaylar için:http://www.ekumenopolis.net/#/tr_TR (Ortalama 4X3 veya daha büyük ebatlarda beyaz branda veya projeksiyon perdesi yerine kullanabileceğimiz bir perde gerekmektedir. Yardım lütfen!)
-Üsküdar İlçesi olarak diğer parklara toplu eylem çağrısında bulunma önerisi sunuldu. Forum fikre sıcak baktı. “Eylem yapmalıyız, eylemlere katılmalıyız, sesimizi duyurmalıyız!” denildi.
-Öğdül Sokak’taki eski odunluğun bulunduğu alanın yeşil alan yapılması amacıyla Belediye’ye toplu dilekçe verilecek. Destek vermek isteyenler 444 0 875 numaralı telefonu arayabilirler. Belediye’den isteklerimizi dile getirebilmemiz için daha fazla araştırmalıyız ve kararlı olmalıyız. Haklarımızı bilmeliyiz; yani dersimize iyi çalışmalı ve somut fikirlerle belediyeye gitmeliyiz. Bu konuyla ilgili acilen bir masa oluşturulmalıdır. Önümüzdeki ilk forumda gönüllüler isimlerini yazdırabilirler.
-Aramızdaki Hukukçu arkadaşların “haklarımız neler?”, “gözaltı durumunda yapılması gerekenler” ve “siber suçlar“ ile ilgili 05.07.2013 Cuma günü sunumu olacaktır. Yoğun bir katılım bekliyoruz.
-“İlkyardım atölyesi nerede?”, “Hani ilkyardım eğitimi alacaktık? “ sorularına doktor ve ilkyardım bilen arkadaşlarımızdan “cevap” bekliyoruz. Önümüzdeki hafta bir gün netleştirilecek ve atölye yapılacaktır diye umuyoruz.
-Kürt tarihi ve sorunu anlatımıyla ilgili tarafsız bir akademisyene ihtiyacımız olduğu kanısına vardık.
-Forumumuz megafon ihtiyacı sebebiyle para toplamıştır. 10 dakika içerisinde 236,05 TL toplanmıştır. Genel giderler için harcanacaktır.
-Okuduğumuz gazeteleri evde veya yanımızda bulundurmaktansa toplu taşıma araçlarına veya diğer ortak kullanım alanlarına bırakmalıyız. Okuyalım, okutalım!
-New York’ta 7 AVM vardır, İstanbul’da 93. AVM’leri boykot ediyoruz, gitmiyoruz!
-Bir arkadaşımız konuşmasını 3 dakikaya sığdırabilmiştir, çünkü aldığı notlarından okuma yapmıştır. Duyarlılığı ve zamanı iyi kullanmasından dolayı kendisine teşekkür ederiz.
-Koordinasyon ve sosyal medya masası’nın eşgüdüm içinde çalışması gerektiğinin altı bir kez daha çizilmiştir.
-Kuzguncuk’ta bir bostan var. Bu bostandan elde edilen sebze ve meyveler yoksullara dağıtılacak. Yolunuz düşerse, sulama ve küçük bakımlar yapabilirsiniz. Sorsanız herkes bilir nerede olduğunu.
-Serbest kürsü günleri olan Çarşamba günleri konuşma süresinin uzatılması konusu bir sonraki forumda (Perşembe) oylanacaktır.

Bugünün öne çıkan güncel haberleri,
-Mısır’da askeri darbe gerçekleşti.*
-Danimarka, Bazı Kürt televizyonlarının lisanslarını iptal etti.

*Forum süresi ne yazık ki Mısır’daki gelişmelerin kapsamlı bir şekilde konuşulmasına yetmedi. Ancak Forum sonrası yapılan kişisel sohbetlerden çıkan ortak sonuç şuydu: Mısır’da hem halkın demokratik taleplerini yok sayan İslamcı Mursi hükümetine hem ABD destekli bir askeri darbeye kesinlikle karşı çıkılmalıdır. Mısır’da darbecilerin uzun süre iş başında kalması mümkün değildir; zira emperyalizm destekli Mübarek diktasını yıkan Mısır halkı, özgürlüğünü savunmak için askeri cuntayı da geri püskürtecektir.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Etiler Forumu (3 Temmuz 2013)

Gazeteci gözüyle, ben şu an şu saatte beynimle Mısır’dayım. Mısır’dan girmek istiyorum. Çünkü bu kez bizi doğrudan doğruya pek çok boyutuyla etkileyeceğini düşünüyorum. Arap baharı sürecinde bizim açımızdan farklı bir durum vardı. Biz demokrasiyi yaşayan laik bir devlet olarak, islam dünyasındaki kitlelerin sokağa çıkarak düzeni değiştirme çabalarını, bizim gerimizden gelen bir gelşime gibi görüyorduk. Bizim de dünyanın da algısı böyleydi. O yüzden sonuçları bize yansısa da, bir şekilde bundan sıyrılmak daha kolaydı. Ama bu kez, bugün yaşadığımız olaylarda, zaten arap baharlarının çok çabuk düş kırıklığını dönüşmesi sonrası yaşanan olaylardaki sonuçlarıyla bize yansıyan boyutları 2 nedenle çok daha farklı. Birisi: 10 yıllık iktidar süresi boyunca iktidarımızın, siyasel islamın devreye girmesi ve dış politikaların devreye girmesi gibi bir boyut vardı. Zengin kuzey dünyası diyelim, simgesel amerikanın birinci derecede gücü ve kabaca emperyalizm güç odaklı diyelim, onların tek kutuplu dünya sürecinde, aydınlanma, çevre korunması, hukuk devleti düzenine ilişkin duyarszlıkların sürecinde, insanların yaşadığı sosyal damping soreci. 70-80-90 ve 20000’lerde insanlık adına bir geriye gidiş görüldü. Gelişmiş ülkelerin teorisyenlerine gore, hiç unutmuyorum birinci ırak mücadelesinde fransız bir teorisyen türkiyeye geldi ve dedi ki, artık zengin kuzey dünyasında bildiğiniz savşalar yok. Paylaşım süreçleri yoksul güney ülkelerinde ırklar ve dniler seviyesinde en altta kalmamak adına yaşanıyor. O zaman dieceksiniz ki körfezde amerika vardı, amerika havadaydı. Savaşın içinde yotu. Evet bu insanlık adına acı, ama, bunlar sitemin nefes alma süreci. Hemen arkasından sistemin ayakta kalabilmesi için, bu kez terörle savaşım adı altında o bölgelere direkt müdahele gördük. Ama asıl görmediğimiz, bu bütün yüzyılların kazanımlarının değerlerinin, standartlarının ayaklar altına alınmasıydı yani bir yalanla ırak’ın işgali yaşanıyor, bir başka yalanla Guantanamo yaşanıyor, bir bbaşka yalanla üretim ilişkilerinde geriye dönüş ve kanseri çoşturan yaaşanıyor. E bu zannedildi ki kuzey ülkelerine ulaşmıyacak. Ulaştı tabii. Amerikanın 11 eylülü mesela. Asıl görmek istmediğimiz en büyük bedeli, tüm kavramlarda karmaşa oldu. Bi bugün hepimiz bireylerin ve toplumların özgürleşmesinde kavramsal karmaşayı bilemeden yaşıyoruz. Felsefeciler, korkunç bir insanlık suçu işleniyor ve bu temel hak ve özgürlükler üzerinden işleniyor.
Bir örnek, tutsiler ve Ruanda örneği. Onlar çok masum. Bir gecede ruandada kaç kişinin ölümü, kavim ayırımı üzerinden yaşandı. Çünkü sorun, püf noktası, anahtar tuzak, düzenin ayaklta kalması adına tuzak, ırklar dinler adına insanların birbirini kaybetmesi. Bugün mısırda iki tane meydanda yüzbinlerin çatışmadan nasıl iki meydanda toplanacak? Bunun olmasını önleyecek kavram karmaşasını göremedik. Bizim buradaki bir araya geliş amacımız, bu ayrılıklarımızı korumak ayrı birşey, ortak hareket etmek ayrı birşey. Ortak amaç, ortak hedefler gerektirir.
1980’li yıllarda enzo frizo diye bir sendika lideri dedi ki, bize dayatılan bu acımasız reçeteler uygulamaya devam edilirse, bırakınız bizim ülkemizde demokrasiyi, sendikal hakları, bizim ülkemizde çok yakın tarihte bizim iktidarımız kalmayacak.
Söylemeye çalıştığım şu. 80’li yıllarda bizim sendikal demokrasi insan haklarıyla ilgili türkiye’nin hak gaspları artık uluslararası hukukların gündeminde bile değil. Çünkü onlar artık lüks. Çok çok gerilerde kuralsız bir damping sürdürme var. Hayatın her anlamında insanı odağa koymayan bir sistem var. Bunlarda bizim sisteme boyun eğmemiz ve kullanılmamızda iki tane veba mikrobumuz var. Birisi, bizim doğuştan gelen her türlü kimliğimiz, ikincisi de sonradan inançlara bağlı olarak edindiğimiz kimliklerimiz. Bunları toplumsal yaşamda bağlayıcı olarak görmek, çağın vebası bu iki sorunda. Bugün mısırda yaşananların odağı bu.
Ben tito çocuğuyum, çok kültürlü bir ortamdaydım, yugoslavyada. Tito ölümüne yakın ecevite demişti ki, gelin balkanlar için ittifak yapalım, balkanlarda kan dökülmesin. Ama bu kan döküldü, ve avrupa birliği başrolü oynadı. Çünkü tek tek 2 milyoncuk devletler oldular. Çünkü avrupa birliği gelişmiş kültürlerin çıkar ittifakıdır. Şimdi bize demokrasi diye yutturulan ve bizim de yaşadığımız travmada başrolde olan, bizim insan hakkı olarak en doğal hakkımızın, bizi birbirimize kırdırmak için kullanılıyor olması. Insanlar faklı mezhepten insanları birbirini kesecek noktaya getirrek bu sistemi ayakta tutuyorlar.
Şimdi biz mesela 5 kişilik yönetim ekibi seçeceksek, burada kaç kişi türk, kaçı kürt. Özel nitelikleriizin ayırıştırıcı olmasına karşı durmayı öğrendik. Birlikte bir savaşım vereceksek, ortak değerlerden buluşarak olabilir. Bu bir beşiktaşı güzelleştirme, istanbulu yağmadan kurtarmak, bu ülkenin bütün vatandaşlarını gerçek demokrasi standardında yaşatmak, hangisi olusa olsun, hiçbirinde toplumsal örgütlenmede, bireysel kimliklerimizi ölçü almamamız lazım. Orada amaca yönelik ortak paydada buluşmamız gerekiyor. Ve emperyalizm bunu yapmıyor dikkat edin. Zenci obamaya tek bayrak tek din deniyor, ama bize federasyonlar, ucu açık bir dünya sunulmuş oluyor. Bizim asıl savaşımız bu dünyaya karşı bir duruşu becerebilmektir. Biz ne yazık ki islam dünyasında da rol model olmak zorundayız. Biz yine onlar gibi mezhepler üzerinden örgütlenmeyle ilerleyebileceğimizi zannedersek, çok farklı bir noktaya geleceğiz.
3 yıl once yunanlı felsefe birliği başkanı dedi ki, bizi yunan halkını mezhepler ırklar dinler üzerinden öyle bir noktaya getirdilerki, biz her an birbirimizi yunan, ortodok, türk olarak birbirimizi katledebiliriz. Yunanlı biri bu endişeyi taşıyorsa, bizim daha da dikkat etmemiz gerekiyor.
Soru: gezideki bu birlik duygusunu kaybetmemek için ne yapmak gerekir?
Cevap: tabii ki benim bir reçete yazmak gibi bir durumum yok. Geçmişi analiz etmek kolay, ama gelecek zor. Yaşanan her olaydan da ders çıkartmak gerekiyor. Yola çıkış ölçüüz, bütün farklılıklarımızla birlikte, her konuya yönelik ortak hedeflerden örgütlenmek.
Annemin buğdayı bol aşuresini sevmemde hiçbir sakınca yok. Ancak aşurenin buğdayı bol olur dersem bu bir dayatma olur. Bundan kaçınmak lazım.
Biz demokrasiyi deneyimledik bir şekilde. Bir biçimde tadına vardı, köyüne kadar. Oyunu verdi, suyunu aldı. Bu kazanımlar çok önemli. Bizi de faklı kılan bu. Ben taksimdeki dayanışmanın bu kazanımların sonucu olduğuna inanıyorum.
Soru: ortadoğudaki bu problemlerin, bizim islamda hıristiyanlar gibi papa gibi bir liderinin olmaması mı?
Cevap: tabii ki hıristian aleminin rönesans gibi pek çok kazanımı var. Bizde de anadolu aydınlanması var, onu da hafife almayın. Şunu da unutmamak gerekiyor, geriye gitmemek gibi bir şey de hiçbir medeniyette yok. Benim okulumda, sırplar, arnavut ve müslümanlar ilkokulda birlikte okuduysa ama sonra birbirlerini suyu zehirleyebildilerse… geriye gitmek mümkün. Dünyada da ötekiler ve biz diye travmatik bir vahşet yaşıyoruz.
Avrupa çok kültürlü bir yugoslavya istemediği için, once onları böldü parçaladı, şimdi alıyor onları avrupa birliğine.
Soru: Tito yugoslavyayı bir kuvvet altında birleştiriyor. Bugün bu durumda. O zaman o halklar barışmış mıydı, yoksa barışmış gibi mi yaşıyorlardı?
Cevap: ben bir çocuk olarak söyliyeyim, çok özgür ve refah içindeydik. Ortodoks yumurtalarını da beraber boyuyorduk, ramazanda sahura kadar birlikte de oturuyorduk. Bir özen vardı, ırklar ve dinler açısından çatışma olmaması üzerine. Herkesin dilini sınırsız kullanma hakkı, kimliğini sınırsız (olabildiği kadar) kullanma hakkı vardı. Dahası bir anekdottur bu, tito’nun yaşlılığında, hırvat kökenli karısı bir hırvat generalin atanmasına torpil yapmış, karısını boşadı, mirasından mahrum etti, cenazesinden yasakladı, ki çok aşıktı. Bu ayrımı engellemeye çalıştı, ama yetmedi.
Demeye çalıştığım, evrensel hukuk kurallarında bütün standartlardan vazgeçildi. O kurumlar bu standartlardan sapmadı, ama siyasi erkler ikiyüzlü iğrenç politikalar uyguladılar. Örneğin avrupa birliği 12 eylülü protesto ederken, almanyanın bu 3 yılda yaptığı yardım, türkiye cumhuriyetine 80 yılda yapılan yardımın 3 katıydı. Bilmiyorum anltabildim mi.
Tabii ki aydınlanma sürecinden geçmemiş ve şeriat gibi kuralları olan bir yönetimden çıktığınız zaman, vardığınız sonuçlar çok daha vahim oluyor. En azından şunu: ibadette bir diğerini öldürmesi gibi bir olay yaşanmıyor orada. Irakta son katliamlara bakın, başsağlığı çadırından başlayın, ibadette bir mezhebin diğerini cennete gidiş için öldürmesi yaşanıyor. Çünkü şeriatın mezheplere gore farklı yorumlamalarında, aydınlanmada geriye gidiş yaşanıyor. Insan hak ve özgürlükleri ve kadın hakları üzerinden anlatayım, buburka da olsa turban da olsa, bu kadın haklarıyla en ufak bir lişkisi olmayan, hakların katliamı sonucudur. Kadının baştan erkekle eş değil, ikinci sınıf insan olarak görülmesinin sonucudur. Ben kamu alanında kimliğin öne çıkmasının belirleyici olmasını…
Soru: yugoslavyada çocukluğunuzda herşeyin güzel olduğunu ve ayrıştırıcı tohumları söylediniz. Biz bir benzerini burada yaşıyoruz. Bizim burada bu tohumların yeşermesini nasıl engellyebiliriz?
Cevap: bireysel özgürlüklerin kamusal Alana taşınarak “ötekileştirmek” tehlike.
Kamu alanında turban dayatma oluyor. Özel hayatan ayırdetmekse zor.
Kamu alanında bireyselliklerin öne çıkması bu bölünmeyi yaratıyor. Bunu net olarak söyleyebilirim.
Medya ve sermayede inanılmaz bir korku var. Hükümetin önünde durabilecek hiçbir patron tanımıyorum. Oto sansür çok yüksek.
Kabataştaki türbanlı kadına saldırı. Belediye bakanının gelini, görüntüü nasıl olmaz.
Gerçeğin ne olduğu değil, nasıl algılandığı önemli.
Soru: televizyon kanalları gayet kepaze yayın yaptılar, fakat aynı gruplara ait gazetteler doğru yayın yaptılar.
Cevap: televizyon algı yönetiminde daha önemli bir araç. Özellikle onların %50’sini kontrol için. Aslında dünyanın her yerinde, birebir gazetecilerin refleksleri, daha insancıl oluyor. Bu bir insan olma, aydın olma refleksidir. Murdock grevlerinde yürüyüşe gelen gazeteciler, murdock’ın gazetelerinde çalışmaya devam ediyorlardı. Otosansürdeki kirlilik çok ağır ve bir ahtapot gibi, holding patronajının elinin girdiği bir yıldız gazeteci vardır. Çark böyle döner. Bizde iktidarların şantajı ve baskısı da çok belirleyici.
Soru: Medya sonuçta ticari bir işletme. Bunun çözümü ne? Nasıl bir çözümde bu tarafsız.
Cevap: tarafsız medya diye birşey olamayacak bu çağda. Dünyayı yönetme güçlerinin elinde bir çark olacak. Sermaye ne kadar büyürse, baskı o kadar artıyor. Bizim medyamızın farkı, 60-70-80’de türk medyası dünyadan daha hızlı modern sürece geçti. Renkli baskı, toplumsal algılama, insani yatırım geriledi, sanayii yatırımı ilerledi. Dünya medyasını kirleten türk medyası biliyor musunuz? Promosyonu da, deformasyonu da biz yarattık. Onlar bizi takip etti sonradan. Bu ne demek? Türkiye’de medya alabildiğine kirlendi. Çok garip bir şekilde bu son olayda ama tersine bir olay söyliyim. Oto kontrol oranı biraz daha az geçerli olduğu için, amerikan kaynaklı marka basın da ihtar aldılar. Yerli kökenliler daha kirli kaldılar. Dikkat ederseniz o günlük kanallara. Maalesef bu ayrım yaşandı.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Güvenpark Dayanışması Forumu (3 Temmuz 2013)

• Forumları çarşamba, cuma, cumartesi günleri yapıp, onun dışındaki günlerde mahalle eylemlerine gidelim.
• “Forumun içeriğine dair ne düşünüyorsunuz?” adlı anketin sonuçları;
1-) Forumun genel gidişatından memnun musunuz? %89 Evet, %11 Hayır.
2-) Forum haftada kaç gün olmalı ve hangi günler olmalı?
Haftada üç gün, çarşamba, cuma, cumartesi.
• Forum için gündem önerisi; Nefret söylemi ve nefret suçları.
• Forumlar artık, çarşamba, cuma, cumartesi günleri yapılacak.
• Konu başlıkları belirleyip, onların üzerinden tartışmalar yürütülecek.
• Pratikte uygulayabileceğimiz kararlar almaya çaba göstereceğiz.
• Forum sonlarında gündem belirleyelim.
• Forum gündemi; “Çapulcular ülke yönetse, nasıl bir ülke olurdu? Nasıl bir Türkiye istiyoruz?”
• Güvenpark dayanışması, ‘kadın kürsüsü’ kurulsun. Haftanın bir günü, çapulcu kadınlara ait olsun.
• Cumartesi günleri, saat 18:00′de, Güvenpark’da kadın kürsüsü kurulacak.
• Her forum sonunda, direniş şehitlerimizin adını analım.
• Avmler yerine, mahalle bakkallarımızdan, esnaflarımızdan alışveriş yapalım.

Kaynak: https://www.facebook.com/GuvenparkDayanismasi?fref=ts

Başa dön

Güzelyalı Halk Forumu (3 Temmuz 2013)

İzmir Güzelyalı Halk Forumu olarak saat 21.00’ da İMD(İzmir Müzisyenler Derneği)’den müzisyen arkadaşlarımızın yaptğı bir müzik dinletisi ile forumumuza başladık.Ardından günün kolaylaştırıcılarının (moderatörlerinin) ve notları alan arkadaşlarımızın kendilerini tanıtmasıyla her gün yinelediğimiz duyurular yapıldı(facebook adresimiz, toplanma yer ve saatimiz, tüketim ve yandaş medyaya karşı boykota devamlılık, toplantıların sağlıklı ve verimli yürümesi için kullandığımız el işaretlerinin tanıtımı, halk forumlarının amacı). Ayrıca oluşturduğumuz kolaylaştırıcı grubunun önerisiyle her söz alan arkadaşımızın konuşma süresinin 3 dakikayla sınırlı tutulması kararlaştırıldı.

Bugünkü gündemlerimiz, çalışma grupları oluşturmak,’forumdan neler bekliyoruz’ u hep birlikte konuşmak, bugün yapılan forumlar arası iletişim toplantısının aktarımı ve yarınki forumu tasarlamaktı.

Çalışma gruplarına dair öneriler şunlardı. Kentsel yaşam ve çevre-Kadın hakları-Sağlık-İletişim/Medya-Hukuk-Toplumsal araştırmalar-Yaratıcı fikirler-Kültür/Sanat/Atölye-Eğitim. Bu çalışma gruplarını oluşturacak ve katılmak isteyen arkadaşlar Cuma günü forumda bir araya gelecekler.

Çalışma gruplarının, takas pazarları kurmak, haftada bir gün serbest kürsü oluşturularak bu kürsünün kadınlara verilmesi, forumun duyurusu için ve yaygınlaştırması adına çalışmalar yapması(mevcut afişleme dışında), geçtiğimiz Pazar günü yaptığımız piknikle başladığımız EXPO mücadelemize dair yeni yolların diğer mevcut forumlarla da iletişime geçilerek konuşulması, mahallemizdeki-parkımızdaki çocuklar için etkinlikler düzenlemek, yaşadığımız bölgelerdeki ileri yaşta insanlarımız için bir şeyler yapmak üstüne durabileceği gibi önerilerde bulunduk.

Ve bu hafta sonu çocuklar için bir etkinlik düzenlenmesi adına bir çalışma grubu oluştu. Etkinliğin tanıtımı, el ilanlarıyla desteklenecek. Forumun duyurusu ve yaygınlaştırılması için ise bir el ilanı hazırlamaya ve afişle birlikte çevremizdeki cafe, dükkan, apartman ve otobüs duraklarına dağıtmaya karar verdik. Bir arkadaşımız el ilanını hazırlayacak.

Ayrıca oluşacak çalışma gruplarının faaliyetlerinin paylaşımının çok önemli olduğu belirtildi. Diğer forumlarla, ortaya çıkan işleri her yerde sergilemeye dönük bir iletişim halinde olmamız gerektiği vurgulandı.

Gündem birden Tahrir’den gelen haberlerle Mısır’a döndü ve uluslararası dayanışmayı örmek ve sağlamlaştırmak adına, yarın Mısır ve şu anda direniş halinde olan bütün halklara selam niteliğinde pankartlar yapmaya karar verildi. Pankartların üzerinde ne yazacağı kararlaştırıldı. Pankart malzemeleri için imkanı olan forum katılımcıları olarak ,en fazla 1’er lira olacak şekilde, aramızda para topladık. Hemen bir pankart yapma çalışma grubu oluşturuldu. Yarın erken saatte buluşmak üzere karar aldılar. Mısır’daki genel durum hakkında daha fazla bilgi sahibi olmamız gerektiği konuşuldu.Bir arkadaşımız bilgileri toplayacak ve forumda paylaşacak.

“Forumdan neler bekliyoruz?” sorusuna verilen yanıtlar ise burada oluşan birlikteliklerin kalıcı hale gelmesi, zaten varolan hiçbir örgüt, parti flaması-bayrağı olmadan özgürce kendimizi ifade edebilmek ve örgütlenmek, genel politikalar dışında yerelin sorunlarını da konuşmak, tarihte yaygın örnekleri olan doğrudan demokrasiyi öğrenmek ve hayata geçirmek, sistemin hepimize dayattığı yabancılaş(tır)ma ve yalnızlaş(tır)mayı kırmak, farlılıklara saygı duymayı öğrenmek ve göstermek, Expo sorunu üstüne yoğunlaşmak, hükümetin istifası talebimizi dile getirmek şeklindeydi.

Yarın(Perşembe) forum yaptığımız alana, Halk Meclisi adıyla başka bir forum daha konmuş (belli bir partiye mensup olduğunu söyleyen insanlar tarafından). Bu konuda da genel karar, yarın gelip yine forumumuzu aynı yer ve saatte yapmak ve oraya, o farklı forum için gelen arkadaşları forumumuza davet etme yönünde oldu.

Ve Perşembe günü her zamankinden farklı olarak 20:00 ‘da toplanmak üzere forumu bitirdik.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Kuzguncuk Forumu (3 Temmuz 2013)

• Gündemin okunması ile toplantı açıldı. Forum kuralları hatırladı.
• Sosyal Medya’dan takip edilebilmesi için DirenKuzguncuk logolarının büyük baskı halinde mail adresimizden ulaşılabileceği bilgisi verildi. direnkuzguncuk@gmail.com

• Facebook sayfasında 1 haftada 517 beğeniye ulaşıldığı ve 20.392 haftalık erişim olduğu belirtildi.

• TAKSİM DAYANIŞMA’sının 19:00 da yaptığı basın açıklamasının tam metni okundu. Bu konu detaylandırılmak için gündeme önerildi.www.taksimdayanisması.org

• Öncelikle söz diğer forumlardan, gruplardan gelen temsilcilere ve foruma ilk katılanlara verilidi.

• Kuzguncuklular ,Bağlarbaşı Spor Salonu ’nün yıkılıp yerine AVM yapılmasına karşı gelen katılımcıların gelişmeler hakkında verdikleri bilgiler dinlendi. 40 yıllık bir mazisi olan Bağlarbaşı Spor Kulübü’nün Anadolu yakasında merkezi bir yerde yer aldığı ve iktidarın tüm merkezi yerlere göz diktiği gibi buraya da göz dikerek AVM ye çevirmek istediği, buna karşı çıkmak için 5 aydır bir imza kampanyası yürütüldüğü, imza kampanyalarının etkilerinin ve sonuçlarının ne derece sağlıklı olduğu konusunda bir fikirleri olmamakla beraber yinede de bir karşı duruş olduğu ,her an yasal yollardan kulübün boşaltılması için harekete geçilebileceğini, imza kampanyasına ilaveten en kısa zamanda bir yürüyüş düzenleneceğine ve İletişim için Bağlarbaşı Spor Salonu Kapatılamaz diye bir Facebook grubu olduğu diğer yollardan da Forumlarla iletişime geçileceği konusunda bilgi alındı.

• Gezi parkı direnişiyle ilgili, eşitlik, özgürlük adalet , vicdan ve aydınlanma ile ilgili konuşmalar yapıldı, duran adam ve gezi kütüphanesinin bu anlamda cok önemli örnekler olduğu belirtildi.

• Koşuyolu Parkı dayanışması (Acıbadem-koşuyolu) örgütlenme gurubun’dan temsilci dinlendi. Gençlik, kadın, hukuk ,eğitim gibi çeşitli çalışma grupları oluşturduklarını belirttiler.Forum öncesinde gündemin yazıldığı bildirilerin dağıtılmasını öneri olarak sunacaklarını belirttiler. Validebağ Gönüllüleri ile ilgili bilgiler verildi. Derneğin 2001 de kurulduğu,1998 den beri varolduğu belirtildi. 354 dönümlük bir arazi , doğal yeşil bir alan içinde öğretmen evi ve Eski Validebağ Öğretmen Hastahanesi,şimdiki Üsküdar Devlet Hastanesi’nin bazı dağınık yerleşkeleri bulunan alanın 1999 da 1. Derece doğal sit alanı ilan edildi. Doğal sit alan ilan edilse bile , bu güne kadar pek çok müdahale gördüğü ve şimdilerde Validebağ öğretmenevinin bahçesinin Peyzaj Projesi adı altında pek çok ağaç kesildi ve budandı, betonlaşma girişimi var karşı durmak için Bakanlığa dilekçe verildiği bilgileri alındı. Validebağın, kuzguncuklulularla her zaman dayanışma içinde olduğunu , şimdi tekrardan canlandırıldığı için memnuniyetleri belirtildi.

• Doğancılar Forumu temsilcisi dinlendi, iki haftadır semtlerinde forum yapıldığı , semtlerindeki yoksul mahallelere kıyafet dağıtılacağı , Kuguncuk formundan destek vermek isteyen olursa Kuzguncuk Formu Katılımcılarının 04/07/2013 Perşembe günkü toplantıya getirecekleri eşyaları toplantı yerinden alabileceklerini beyan ettiler.Ayrıca 07/07/2013 Pazar günü Doğancılar Parkında Takas Pazarı olduğu bilgisini verdiler.

GÜNCEL KONULAR.

• Diğer Parklardan 2-3 temsilcinin yapılan forumlara gözlemci olarak katılması önerildi. İcadiye ve Kuzguncuk ile Beylerbeyi ve Çengelköy forumlarının birleştirilebileceği önerisi geldi. Abbasağa’dan da önümüzdeki hafta ziyaretçilerimiz olabileceği belirtildi.

• Bostandaki forumu duyurmak için el ilanları hazırlanması, sadece sosyal medyada değil, mahallelerde de bir çalışması yapılması gerektiği söylendi. Bununla ilgili çalışma grubu önerildi. Pazartesi bu konuyla ilgili bir araya gelerek , mahalleyle iletişim hakkında görüşmeler gerçekleştirilebilecek. Kuzguncuk Postası da önümüzdeki hafta çıkacakmış , forum duyurularımızı ekleyebiliriz.

• Gündem tartışılmaya devam edildi. Fanzinler hazırlanması ve bunun için bir çalışma grubu kurulmasına karar verildi.

ÇEVRE SORUNLARI

• 3.Köprü için bir grup bisikletçinin toplanarak pedal eylemi yapacağı belirtildi . Ayrıca 3. Köprü için Pazar günü kitlesel bir eylem hazırlığının karar aşamasında olduğunun duyulduğu belirtildi. Bununla da ilgili ayrıntılı bilgilendirilme yapılacağı belirtildi. Netleştirildiğinde, kuzguncuk forumu olarak Pazar günü gerçekleşecek 3. Köprü eylemine destek vereceği kararlaştırıldı.

• Aarhus anlaşması ile ilgili edinilen bilgiler aktarıldı. Sürdülebilir gelişmenin ancak bütün paydaşların katılımıyla gerçek olabileceği fikri üzerin kurulu bir anlaşma. Temel olarak 3 ana maddede toplanıyor. Bunu çevresel olayların demokrasi ile birleşmesi gibi de düşünebiliriz.

1-Çevre ile ilgili değişikliklerde kamuoyunu bilgilendirme, sadece bildirilmesi değil yayılması ile ilgili de ciddi calışmalar yapılması.
2-Halkın katılımı
3- İşler yolunda gitmediği takdirde yargıya yansıması
Böylelikle ulusal kaynak ve varlıkların ihale yoluyla yok edilmesinin önüne geçilmiş olacak.bu anlaşmanın imzalanması demek, bütün hes projelerinin , petrol yasasının buna benzer bütün felaketlerin de önüne geçen bir şey. İmza çalışmalarının nasıl sonuç verdiğini bilmiyoruz , bunun üstüne gidebiliriz denildi.
• Aarhus Konvansiyonu ile ilgili 20 senedir doğa ve çevre koruma alanında çalışan biri ek bir bilgi verdi, Aarhus Konvansiyonu, Kyoto konvansiyonu çok sık dile gelen sözleşmeler. Green Peace de çevreci konularda Türkiye’de geniş kapsamlı çalışmalar yapıyor. AB ülkelerine üye olan ülkelerde yaşayan herhangi bir vatandaş başka bir AB ülkelerindeki yanlış uygulamayı dava konusu yapabiliyor. Bu sınır aşan özelliğinden dolayı, Dış işleri bakanlığı hassasiyeti var.AB girmeden önce yüksek ihtimal imzalanacak son anlaşma aarhus olacak.Onun için Aarhus hakkında çalışalım evet fakat Aarhustan çok fazla şey beklemeyelim Türkiye’nin de taraf olarak imzaladığı pek çok anlaşma var. Sadece çevre konusunda değil örneğin, kadın hakları , Kyoto protokolü var İmzaladığı anlaşmalardaki hangi çevreci gelişmeler hususunda adım attığı konusunda fazla bilgi sahibi değiliz , iklim eylem planının sonuçunda hiçbir şey görünmüyor, uygulanmamış hayata geçirilmemiş eylemler. Aarhus bir sihirli değnek gibi hayatımızı değiştirmeyecek, Denildi.

• Eğitim sistemindeki 4+4+4 uygulaması ,SBS sınavlarının kalkması,Kuzguncuk ve Beylerbeyi İlk Öğretim okullarının sadece 4 yıllık ilk öğrenim hizmeti vermeye başlayacağı,Fuat baymur’un İmam Hatip Okulu olacağı çevre halkının orta öğrenim için elinde alternatif olarak Fuat Baymur ve İcadiye kaldığı bunun bir nevi dayatma olduğu söylendi. Bu konunun üzerinde durulması önerildi.
o Bir katılımcı görüş bildirdi, Tek tek okullar ilkokula dönüyor, çevremizde ortaokul kalmıyor, Fuat Baymur İmam Hatip olunca adres gösterilmiş oluyor, çocuklarınızı uzak yerlere gönderemiyorsanız bu da okul diyip bize dayatılmaya çalışılıyor.ihtiyaç var mı , milli eğitim bunu belirlerken neye göre belirleniyor. Halk meclisleri oluşturulmalı ve bu sorulmalı.

o Mimar bir katılımcı senelerdir okullarla ilgili milli eğitim bakanlığının kampus projesi üzerinde çalıştığını ve bunun gelecek için kültürel ve ideolojik açıdan tehlike bir noktaya varabileceği belirtildi , İlk okul eğitimden sonraki eğitim için dev kampüsler yapıp bütün mahallelerdeki cocukların, buralarda okutulmasını sağlamak, bu ideolojik acıdan bir takım düşünceleri cocuklara empoze etmek açısından işlerin kolaylaştırılacağı gibi ayrıca kültürel açıdan da çok yanlış olduğu söylendi.

• Doğancılar formundan bir katılımcı, Eski Üsküdar Evlendirme dairesinin yer aldığı binanın 26.Milyar $ a bir Suudi Arabistanlı eski bir adalet başkanının eşine , oteller zincirinde kullanılmak üzere satıldığından bahsetti.Detaylarını bilen olup olmadığından ve üzerinde çalışılması , araştırma yapılması önerildi.

• Kuzguncuktan biri :Validebay, sultantepe, beylerbeyi , imam hatip,bağlabaşı spor salonu, evlendirme dairesi hepsi bir yerlere evriliyor.
Bir çalışma grubu altında bunlar alt başlık olarak değerlendirilip , bir ekiple üzerine gidilebilir olarak sistem önerisi geldi.

• Yeni çıkan tabiatı koruma yasası ve çevre ve şehircilik bakanlığını yetkileri ile ilgili de bunu da takip edebilecek bize de anlatabilecek, kanunları bize anlayabileceğimiz şekilde deşifre edecek birilerine ihtiyaç duyuyoruz. Bunun da gündeme konulması önerisi geldi.

KUZGUNCUK BOSTANI

• Bostanın bugünkü hukuki durumu tartışıldı. Bostan İlya’nın bostanı iken İlya’nın daha sağken Vakıflar sahipsiz arazı olduğu ve mirasçısı olmadığı gerekçesi ile bostana el koyuyor ve on yıllar süren bostan mücadelesi Kuzguncuk Halkı için başlıyor. Okul ve Hastane yapılması projeleri ile geliyorlar ve Kuzguncuk Halkının itiraz etdiyor iş makinalarının önüne geçiyor sonucunda imar alınamıyor ve bir seraya kiralanıyor. Seranın da tahliye edilmesi üzerine bostan 3-4 yıldır boş ve atıl arazi. Biz Kuzguncuklular burayı sürdük, toprağı havalandırdık. Hedefimiz bostan olsun idi. Şu an küçük bir bostan yapıldı. Hepberaber birliktebütün Kuzguncuklular bu bostandan yiyeceğiz. Dernek olarak vakıflara dava açtık, Hukuk savaşı devam ediyor. Vakıflar şu anda burayı bir özel okul olarak onaylamış durumda. Anıtlar kurulu Kararınca Bostanda imar izni verilmez ve koruma altına almışken,Yüksek Kurul kararı bozuyor .Kuzguncuklular derneği davaya müdahil oluyor ama derneğin bir menfaati olmadığı için müdahil olamaz denilerek dava düşüyor.Dernek de davayı temyize taşıyor. Değişik kanallardan tekrar dava açmak istiyoruz. Proje çevre komisyonunda şu an , takip ediyoruz. Kuzguncuklulardan istenen Bostan’a işlevsellik katılması ve Bostan’ın halka ait , halkın kullandığı ve istifade ettiği bir yer olduğunu kanıtlaması.Bostan Kuzguncuk Halkı’nın nefes alma alanıdır, bostana işlevsellik katılmalıdır.
• Bostanın işlevselliği için arkada küçük bir bostan ekilip biçiliyor. Hasat zamanı ürünler Kuzguncuk halkı ile bir festivalde paylaşılacak. Bostanda yetişen sebzeler ağaçlarda yetişen meyveler halka dağıtılacak.
• Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günleri sabah 08:00-09:00 saatleri arası Bostanda sabah sporu yapılmasına karar verildi.
• Bir katılımcımız bostanda haftada 2 gün Yoga ve meditasyon dersleri vermek için gönüllü oldu. Rahat kıyafetler ve mat yeterli olacak. Gün ve saat netleştirilip duyurulacak.
• Yine bir katılımcımız bostanda çocuklara yoga ve meditasyon dersleri vermek için gönüllü oldu. . Gün ve saat netleştirilip duyurulacak.

POLİTİK KATILIMI ARTIRMAK – YAKLAŞAN SEÇİMLER

Politik olarak ne yapmalıyız konusu tartışıldı. 68 kuşağından öğretmen bir katılımcı görüş ve önerilerini sunarak başladı..
Mısır süreci detaylandırılamadı ve bir sonraki gündeme alınması kararlaştırıldı.
Bir çok katılımcı söz aldı. Farkı bir çok görüş bildirildi.
Diger parklarda özellikle bu konuyla ilgili ziyaretler gerçekleştirilmesi kararı alındı.
Kuzguncuktan biri ;“Muhtarları kendimiz seçtiğimiz için, ihtiyar heyeti de mantığı da genişletilsin , ihtiyar heyeti mahalle halkının oluşturacağı meclisler olsun.”önerisi geldi.

Kuzguncuktan Biri ;“Biz yaşamın içinden örnekler çıkartıp onların karşısına sunmalıyız onlar çözümleri bulmaya zorlanmalı ”ve “ biz bir yaşam oluşturalım, onlar bize gelsin “
Kuzguncuktan biri ; Bilinçli olduğu sürece apolitizm de bir politik duruştur aslında ama mevcut siyasal karşılığı anlamında dağılmaya, yok edilmeye mahkum bir yapısı var. Tarihsel süreç de bize bunu gösterdi. O nedenle örgütlenmek ciddi bir önem kazanıyor. Herkes bir partiye yönlendirme yapabilir ya da yapılması gerekli midir onu da tartışmak lazım. Ama süreci izleyerek , mahalli idarelere müdahale noktası önemli bir yer taşıyor. Forumlar birleştirilip , forumlardan çıkan kararlar değerlendirilir bir ortak akıl, irade çıkarılabilir , herkes aktif olacağı alanda konumlanmalı.

Kuzguncuktan biri : Yeni partiyle seçime kadar hazırlanmanın yanlışlar doğuracağını düşünüyorum , önemli olan seçtiğimiz partinin merkezine doğru ilerlemek veya dernekler, oluşumlarla , özellikle gençlerin birliktelikle birlikte istemediği milletvekillerini de dışlayarak söz alması gerekiyor.

Kuzguncuktan biri : Örgütlenme çok önemli, toplamda baktığımızda her şey bir iktidar sorunu. 82 anayasasının bize getirdiği bir şey daha var , seçim barajı,

Kuzguncuktan biri : Diğer forumlarda bu konuda yoğun tartışılıyor, bir arada olmak ve herkesin bir şekilde temsiliyetinin olabileceği daha yatay ortamlardan bahsediliyor. Parti konusuna mesafeli insanlar, bunda da haksız değiller, iktidardan bahsedilmiyor sadece , meclis dışı ve meclis içi muhalefette katılıyor. Onların da ezberi bozuldu. Alışık olunan bir dil, yöntem, hareket tarzı değildi bu . Ama kimse hayalci olmuyor, en çok konuşulan konu yerel seçim İstanbul adayı , istanbulu almak sembolik olarak da almak çok önemli bir şey. Siyasi partiler gelip forumlara sorup ortak adayı belirlemesi konusu konuşuluyor.. Elbette bu hareketten örgütler, partiler de çıkabilecek.

Alternatif basın nasıl kurabiliriz, iletişim yollarını kulanabiliriz toplantısına çok sayıda gazeteci katıldı. Bu şekilde alternatif televizyon kanalı projesi de yürüyor.

İktidar aygıtını açığa çıkaracak en temel şey, bizim talebimizin ve duruşumunuz gücü ve meşruyetidir. Örgüt ve parti kadar biraradalığımızın cazibesi cok önemlidir, insanları buraya çekecek olan budur.

Bu konunun gündem maddelerinde her zaman olması gerektiği ortak karar olarak belirlendi.

TÜKETMEYECEĞİZ

• Bu konuda daha ayrıntılı çalışma yapılıp , somut adımlar atılması gerekildiğine karar verildi.
• Tüketmeyeceğiz konusu tartışıldı. Takas pazarlarından ve Zumbara sisteminden söz edildi.Zumbara sisteminde Hizmet ya da Ürün karşılığı alınan puanlar ve bu puanların başka bir hizmet ya da ürün karşılığında geri verilmesinden bahsedildi.Zumbara.com sitesi hakkında bilgi verildi.
• Gündem dışı konulara geçildi.
• Kuzguncuktan Biri : 1 Mayıs’ta İnsanlar çukurlara düşer, ölür yaralanırlar diyerek işçilerin alana girmesine izin verilmemişti, siddet uygulanmıştı.. Sadece Haziran ayında en az 104 işçi hayatını kaybetti… ağırlıklı olarak inşaat ve tarim sektöründe , saldırılar ve hukuksuzluklar yaşamımızın her alanında devam ediyor… Şimdi umutlu olma, mutlaka daha çok anlama , çabalama , yorulma ve ileriye atılma zamanıdır.

• Direniş dersliklerinin duyurusu yapıldı :
Arjantin – Brezilya (Metin Yeğin) Abbasağa Parkı 3temmuz ve Yoğurtçu Parkı 5 temmuz 19:00 20:45
Ortadoğuda halk ayaklanmaları – Tunus-Mısır- Filistin ( Louai Audeh, Nicola Saafin) Yoğurtçu parkı 4 temmuz , Abbasağa Parkı 5 Temmuz 19:00 20:35

• 07/07/2013 de düzenlenecek Kadıköy Gaz festivali’nin duyurusu yapıldı.
• Çocuklar için yaz eğitimi konusu gündeme geldi.
• Bostanın kalıcı toplantı yeri olarak belirlenmesi kabul edildi.
• Kuzguncuk Forumu’nun diğer mahallelerde ve kitlesel eylemlerde temsili için logonun olduğu pankart basılması kararlaştırıldı.
• Ramazan etkinlikleri önerisi geldi, bir sonraki foruma gündem maddesi olarak eklenmesine karar verildi.
• Toplantı 04/07/2013 tarihinde saat 20:30 da toplanılmak üzere dağıldı.

Forum notlarını tutan, bilgisayara aktaran ve emeği geçen tüm gönüllülere teşekkür ederiz.

#direnkuzguncuk
#parklarbizim

www.facebook.com/DirenKuzguncuk1
www.twitter.com/DirenKuzguncuk
direnkuzguncuk@gmail.com

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

İzmir Taraftar Forumu (3 Temmuz 2013)

Konuşulanlar:

- Sporda şiddeti körükleyenler yazılı ve görsel basındır.
- Tribünlerimizden sözlü ve fiziki şiddeti dışlamalıyız.
- Deplasmana giden taraftarlara emniyet güçleri tarafından ‘azılı suçlu’ muamelesi yapılmaktadır.
- Stadyumlarda polisin keyfi uygulamaları ve şiddetine maruz kalmaktayız.
- Kesici aletlerin tribünlerden uzaklaştırılması için çalışmalar yapmalıyız.
- Diğer şehirlerde de forumlar yapılmalıdır. Yapılan forumlardan sonra farklı şehirlerden katılımcıların olduğu ortak bir taraftar forumu yapılabilir.
- Tribünlerde ve toplumsal olaylarda biber gazı kullanımı yasaklanmalıdır.
- Stadlarda polis istemiyoruz.
- Kadın bedeni üzerinden küfür edilmesine HAYIR.
- Gezi Parkı direniş eylemliliklerinde omuz omuza mücadele veren taraftarlar olarak, tribünlerde karışık şekilde oturabilmeliyiz. İlk adım olarak TSYD Ege Turnuvasını düşünebiliriz.
- Mahallelerimizde ve ilçelerimizde yapılan Forumlara katılım sağlayarak, hem taraftarların sorunlarını aktarmalı hem de yerel ve genel sorunlarla ilgili görüş ve önerilerimizi paylaşmalıyız.
- Bağımsız Denizlispor Sevdalıları’nın iletmiş olduğu yazılı mesaj okundu.

Kararlar:

- Forumlara devam edilecektir.
- Bir sonraki forum için, 10 Temmuz Çarşamba saat: 20.30’da Alsancak İskelesi önünde buluşulacaktır.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Heybeliada Forumu (3 Temmuz 2013)

- Cumartesi günleri genellikle Taksim Dayanışması’nın çağrıları olduğu için Heybeliada Forum günleri Çarşamba ve Pazar günleri saat 21:00 olarak değiştirildi.

- Forum günleri saat 20:30’da İDO İskelesi önünde buluşulup, çeşitli dövizlerle forum duyurusu yapılması.
- Foruma katılım sayısının arttırılması gerekliliği.
öneriler: Forumlarda neler konuşuluyor, neden katılım gerekli ve foruma davet için espirili bir dilde broşür (arka tarafına vapur tarifesi basılabilir), sahildeki restoranlarda kullanılmak üzere kağıt amerikan servisler, kafelerdeki masalarda dondurma reklamları yerine küçük ilanlar; kermes düzenlenmesi…
- Forumlara davet ve yapılan çalışmalardan herkesi haberdar etmek için “İletişim Çalışma Grubu” kuruldu.
- İhaleyle kiralanmış orman bölgelerinde çekilen çitlerin Orman Müdürlüğü’nün ısrarı ile olduğu konuşuldu.
öneriler: Orman İşletme Bölge Müdürlüğü’ne çitleri istemediğimize dair yazı yazılmalı, imza toplanmalı.
- Adanın çöp sorunu için birşeyler yapılmalı.
öneriler: Geridönüşüm kutularının tekrar istenmesi; kağıt, plastik, metal ve cam için daha büyük kutuların gerekliliği; geridönüşüm çöplerinin toplanma sisteminin doğru çalışmasının sağlanması; Adalar Belediyesi’ne ait su tankerlerinin tekrar sokakları yıkamasının sağlanması.
- Sağlık ocağının tekrar çalışması.
öneriler: ilk olarak sağlık hizmetinden ne beklediğimizin önem sırasına göre belirlenmesi ve taleplerin buna göre iletilmesi. 1- Acil, 2- Poliklinik hizmeti. Taleplerin devlete değil, belediyeye iletilmesinin daha hızlı sonuçlar vereceği.
- Sağlık sorunları çerçevesinde önce sistemin nasıl işlediği, nelerin olduğu, nelerin eksik olduğu üzerine ilk araştırmaların yapılması, daha sonra İl Sağlık Müdürlüğü’ne gerekli dilekçelerin yazılması için “Sağlık Çalışma Grubu” kuruldu.
- Sağlık problemi deprem olasılığında ölüm ve yaralanmalar karşısındaki çaresizlikle de birleştirilebilir.
- MAG (Mahalle Afet Gönüllüleri) tatbikatlarının herkesin görebileceği yerlerde yapılması, gönüllü sayısının arttırılması. MAG gönüllülerinin sorumluluklarını hatırlayıp eğitimlerini aksatmamaları.
- Adalarda acil yardım eğitimi almış insan sayısının arttırılması
- Sorunların boyumuzu aştığı düşüncesinden vazgeçilmesi; forumların varlığının ve gerekliliğinin artık ses çıkartıp sorunları düzeltmek için olduğu ve elimizden gelenin yapılması gerekliliği; en azından Gezi ruhu ile “ada halkının talepleri var” denilebilmesi.
- Adaların en büyük problemi yaz nüfusu ile kış nüfusu arasındaki büyük fark. Hem Sağlık Bakanlığı hem Belediye, vermediği hizmete gerekçe olarak hep bu sorunu ileri sürüyor. Hizmet verilirken kış nüfusuna göre, talep edilirken yaz nüfusuna göre hareket ediliyor.
öneriler: Yazlıkçılardan ikametlerini adaya almalarının istenmesi; kışın da burada yaşayanların daha duyarlı olup ikametlerini buraya almalarının sağlanması; yazın şehirden gelenlerin gelirken aile hekimliği kaydını geçici olarak adaya alması.
- Ada nüfusunun arttırılmasıyla adanın ada olmaktan çıkacağı, önemli olanın şu anki nüfusla haklara sahip çıkılması; araçsız yavaş kent projesinin uygulanması adına ada politikasının değiştirilmesi ve sosyal olarak korunmaya alınması gerekliliği üzerine çalışma yapılmalı.
öneriler: Belediyenin görevi proje üretip gerçekleştirmekse ve bu konuda da başarısızlarsa bizim proje üretmemiz ve sunmamız; avrupa fonlarından yararlanılarak uluslararası düzeyde adaların korunmaya alınmasının sağlanması.
- Gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra yazılan dilekçeler ilgili yerlere verilirken, etkili ve yaratıcı eylemler de yapılmalı, daha çok ses duyurulmalı ve daha etkili olunmalı.
öneriler: Herkesin Sağlık Ocağı’na hasta rolü ile gitmesi ve orada bir yığılma oluşturulması.
- Herkesin, özellikle gençlerin istedikleri zaman kullanabilecekleri spor alanları olmalı; resim, müzik, şiir üzerine halk evleri olmalı.
- Gezi ruhunu devam ettirmek ve karşı olduğumuz konuları daha iyi anlatabilmek adına herkesin görebileceği yerlere yerleştirmeler yapacak “Yerleştirme Çalışma Grubu” kuruldu.
- Konuşmaların bir an önce üretime dönüşmesinin insanları daha çok bir arada tutacağı düşüncesiyle atölye fikirleri oluşturulmaya başlandı.
örnekler: ekolojik deterjan yapma atölyesi; dilek ağacı; sokağa açık kütüphane yapılabilir, takas şenliği düzenlenebilir…
- Son 10 yılda “Adalar nasıl yönetilmeli?”, “Nasıl bir Heybeliada istiyoruz?” konuları üzerine bir çok metin hazırlanmış. Bu metinlere “Arka Güverte”nin web sitesinden ulaşılabilir. Ayrıca altyapı olarak “Adalar Yönetim Planı” üzerine daha önce çalışmalar yapmış Sevgi Mutlu ve Emine Tarhan’a danışılabilir.
- Heybeliada Forumu için iş tanımı yapılması, iç hukukun oluşturulması ve raporlanması gerekli midir? Yoksa bir koordinasyon masası kurulması Gezi Parkı ruhuna ters mi düşmektedir? Çalışma grupları ve atölyeler kendi iç dinamiğini sağlayacak mıdır konusunun bir sonraki forumda oylanması.
- Yassıada’nın imara açılması sorunu ve Sanatoryum ile ilgili daha geniş bilgi edinilmesi ve neler yapabileceğinin bir sonraki forumda tartışılması.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Kriton Curi Parkı Forumu (3 Temmuz 2013)

Forum; 2 Temmuz’da Kadıköy’de yapılan Sivas şehitlerini anma yürüyüşü ile alakalı bilgi paylaşımları ile başladı.
-Toplanılarak, Kriton Curi Parkı forumu olarak katılınılan yürüyüşte yaşanılanlar kitle ile paylaşıldı; “etkili ve büyük bir kalabalığa dahil olunarak yüründü; adeta bir şenlik, piknik havasında idi…”
-Konu ile alakalı ikinci fikirde ise anmanın güzel olduğundan, ancak; biraz daha empati yapılması gerektiğinden, ölümlerle sonuçlanmış böylesi bir katliamın anma töreninde gereksiz sloganların çok fazla yer bulmuş olmasından duyulan üzüntüden bahsedildi.Yürüyüş ile alakalı bilgilendirmenin ardından, forum kuralları hatırlatıldı ve kolaylaştırıcı seçimleri tamamlandıktan sonra da halk kürsüsü 3 Temmuz akşamı için açıldı.

-Ellerinde bayrak ve Atatürk posteri ile forum alanına gelen emekli albay Gülcemal Bey, yakın tarihimize dair bilgilendirmelerde bulundu, savaş yıllarından bahsederek günümüz olaylarını da görüşleri doğrultusunda özetledi. “Atatürk olmasaydı ne vatan, ne millet olurdu; unutmayalım” diyerek iktidarı eleştirdi. Konuşmasını, okuduğu bir şiir ile sonlandırdı.
-Akşamın ikinci sözünü başka bir gazimiz aldı; çapulcuları selamladıktan sonra, başlatılan bu hareketin güzelliğinden bahsederken Cumhuriyet’in tehlikede olduğunu, mezhep ayrımı yapılmaya çalışıldığını, bu tarz oyunlara gelinmemesi gerektiğini söyledi. Atatürk’e övgülerini sunarken, Osmanlı’nın son zamanlarındaki rehavete kapılmamamız gerektiğinden de dem vurdu.

-Bir önceki forumda oluşturulması kararlaştırılan ve gönüllüleri belirlenen komitelerle alakalı konuşuldu, bilgi aktarımı yapıldı. Kültür, sanat ve spor komitesinin çalışma alanı ile başlandı, yeni gönüllüler için çağrı yapıldı.İletişim komitesi duyuru yapıldı; yeni katılımlar oldu. Siyasal partiler ve Stk’lar ile iletişim komitesi için yeni çağrı yapıldı.

-Gezi parkı ile alakalı medyada yer alan mahkeme kararı ile alakalı konuşuldu; hukuki boyutuna hakim olan katılımcılardan bilgi talep edildi.
-Eğitim komitesi ile alakalı çalışma zorluklarına dair bilgilendirmelerde bulunuldu; neler yapılabilir, neler yapılamaz tartışılmalı, denildi.

-Söz alan avukat arkadaş, Gezi Parkı ile alakalı mahkeme kararı konusunda bilgilendirme yaptı; kendilerine henüz kararın gelmediğini, söylentiler doğrultusunda kararın verildiğini duyduklarını ancak henüz tebliğ edilen bir şey olmadığını belirtti. Süreç ile alakalı konuşuldu. Netice itibari ile; itirazlardan sonra Danıştay’ın nihai kararı vereceği, kararın kesin olacağı, bu karardan sonra; uygulanmaya çalışılan mevcut projeye devam edilmesi halinin tamamen hukuka aykırı olacağı ve suç teşkil edeceği, İstanbul Baro’sunun süreci takip ettiği belirtildi.
Eğitim komitesinin karşılaşabileceği hukuki zorlukların gerçekten de var olduğunu, yapılması planlananların resmi olması gerektiğini; en azından Stk’lardan destek alınarak bir şeylerin yapılmasının daha kolay olduğunu söyledi.

-Mahkeme kararı ile alakalı başka bir örnek verildi; Karadeniz Otoyolu’nun her kilometre karesi için durdurma kararı olduğundan, ancak hiç kimsenin bu karara rağmen inşaası tamamlanan yol için cezalandırılmadığından, adaletsizliğin boyutundan bahsedildi. M.A. Bakunin’in; “Hukuk iktidarın fahişesidir” sözü hatırlatıldı.
Başlayan bu halk hareketi ile, kendi sözümüzün ve kararlarımızın arkasında durulması gerektiği fikri yinelendi, Gezi sürecinin önemine dikkat çekildi. Eğitim komitesinin faydalanabileceği bir bilgi olarak Okumuş Adam hastag’ı önerildi.

-Provokatif hareketlere dikkat çekildi. Bilgi kirliliğinin, provokasyon amaçlı gündem yaratılmak için kullanıldığı; Petrol yasayı ile alakalı konuşulanların doğruları yansıtmadığı ile konu örneklendirirldi. Bir diğer gündem değiştirme konusu olarak, yayılan; Muharrem İnce’nin kuracağı konuşulan yeni parti ile alakalı haberleri yalanladığı ve bilginin doğruyu yansıtmadığından bahsedildi. İletişim sorunları yinelendi, ortak santral fikri ortaya atıldı. Güvenilinen kişilerle iletişim bilgilerinin paylaşılabileceği söylendi.

-Gezi Parkı ile alakalı mahkeme kararı ile ilgili dolaşan bilgilerin tam olarak gerçeği yansıtmadığı, net karar için daha birkaç aylık süre olduğu belirtildi. İstişare komitelerinin toplanması ve çalışmalarına başlamaları ile alakalı konuşuldu, sıkıntılar dile getirildi. Komitenin ilk buluşmasının planlandığı ancak gerçekleştirilemeyip iptal edildiği söylendi. Gönüllülerin, forum saati olan 21:00′dan önce, 19:30 gibi toplanıp, fikir alışverişi yapabilecekleri önerisi sunuldu.

-Gazimizin isteği üzerine, gür sesli bir katılımcı Atatürk’ün konuşmalarından birini katılımcılarla paylaştı.

-Diğer parklar ve platformlarla iletişimi sağlayacak olanın iletişim komitesi olduğunun altı çizildi; mail ve telefon bilgilerinin hali hazırda paylaşıldığı, Parklar Bizim usulüne bağlı kalınarak devam edildiği söylendi. Komitedeki gönüllülerden maillerini sık sık kontrol etmeleri istendi. Teoride kalmamak için, iletişim gereğinin önemi vurgulandı. Mahkeme kararı ile alakalı olarak Taksim Dayanışmanın yayımladığı basın açıklaması okundu. “Direne direne kazanacağız!” “31 Mayıs, hepimizin özgürlük açlığının dışa vurumuydu”

-Ramazan ayı içerisinde forumun izleyeceği yol hakkında görüş ve öneriler talep edildi.

-Emekli albayımızın şiiri ile devam edildi.

-Aynı gün içerisinde çok farklı konuları konuştuğumuz ve konuların dağıldığından, sonuca varamadığımızdan bahsedildi. Apartman örgütlenmesinin önemli olduğu ve gündem belirleyerek devamlılık sağlanabileceği söylendi. “Gün sonunda değil, gün başında gündem belirlensin ve oylamalar yapılsın” denildi.

-2 Temmuz Sivas’ı anma yürüyüşüne katılan biri; yürüyüşe grupla birlikte başlayamadığını ancak kortej geçerken, özellikle farklı bir gruba müdahil olmayıp, parktan yürüyüşe geçen grubu beklediğini ve onlara katıldığını, bu şekilde de bir gruba dahil olmanın ne kadar güzel olduğunu hissettiğini belirtti. “Direnince çok güzel oluyorsun Kozyatağı!”
”Kurulan komiteler yeterli, görevler belirlenip uygulanmaya başlasın” denildi. Bir süre belirlensin ve bu sürenin sonunda; komiteler, planladıklarını forum ile paylaşsınlar, önerisi getirildi.

-Karşı fikir yoklaması yapıldı.

-Antikapitalist müslümanların forumlarda dile getirdiği iftar yemeği önerisinden bahsedildi. Akp’nin dini tekel haline getirdiğinden ve bunun kırılması gerektiğinden konuşuldu. Oruç tutmayanların dahi, hassas davranacağına dair olan inanç vurgulandı. Forum öncesi düzenlenecek iftar etkinliği ve olası sonuçları hakkında görüş bildirildi.

-Komitelerin yeterli olduğuna dair görüşe istinaden; komite sayılarının arttırılmasında herhangi bir çekinceye gerek olmadığı söylendi, bir şeyler yapmak isteyen herkesin konu ne olursa olsun gönüllü olup, çalışabileceği belirtildi. “Kendimizi sınırlandırmayalım; farklı komiteleri isteyenler varsa onlar da yapılsın” denildi.

-Gündem belirlenmesi dahilinde öneri geldi; “forumun ilk saatinde serbest kürsü yapılsın, ikinci saatinde ise belirlenen gündem üzerine konuşulsun.” Tam tersi olan; 21:00-22:00 arası gündem, 22:00-23:00 arası serbest kürsü olması yönünde de bir talep geldi, oylandı ve kabul edildi.
-Gülcemal albayımız gitmeden önce son bir şiir daha okudu; “ölümüne yanınızdayız gençler” diyerek, forumdan ayrıldı.

-Küçük çapulculardan Simge, Gezi olayları ile ilgili görüşlerini ve kendisi üzerinde bıraktığı etkiden bahsetti. “Ağaçları, hayvanları çok seviyorum. Olaylar başladığında rahat uyuyamadım ve ertesi gün Bağdat Caddesi’ndeki protesto yürüyüşlerine katıldım, ben de böyle direndim” dedi. Tencere ve tava seslerinin kendisini mutlu ettiğini söyledi.

- “Kimseyi ötekileştirmeden, herkesi sevip sayarak bugünlere kadar geldik; iftar yemeklerinde de başarılı oluruz” düşüncesi dile getirildi. Konuşmacı, sözlerine; “Diren Türkiye ile birlikte artık, Diren Mısır da diyoruz; oradaki devrimci arkadaşlara selam olsun!” diyerek, devam etti. Mayamızdaki kurtuluş savaşından, özgürlükçü ruhumuzdan bahsedildi.

-“Her zaman demokrasiden yanayız, asıl darbe; bir tür sivil darbecilik yapan Tayyip Erdoğandır!” görüşü dile getirildi.

-Mısır ve Mursi konusu, halkın direnişi ve darbe durumutartışıldı; despotun karşısında darbe savunması da iyi değil, görüşü paylaşıldı. Darbelerin en başta işçi sınıfını ve halkı ezeceğinden, daha iyiye değişim olmayacağından bahsedildi. Gündem belirlerken akademisyenlerden destek alıp, kendimizi de eğitelim, önerisi yapıldı.

-Pazartesi günü komitelerin sunum yapması oylandı, onaylandı!

-Ramazan süresince, iftar saatleri nedeniyle yaşanacak sıkıntı üzerinden; forum günlerinin kısıtlanması ya da saatlerin düzenlenmesi konusunda görüşler talep edildi, önemi vurgulandı. Forum öncesi iftar yemeği önerisi tekrarlandı.

-Forumun günlerinin Ramazan’da azaltılması önerisi oya sunuldu; kabul edilmedi!
Saatlerle alakalı tartışma açıldı; saatlerin aynı kalması, imece usulü hazırlanan sofralarla iftarın açılması ve sonrasında da foruma devam edilmesi, önerisi geldi. Herkes masaya bir lokma dahi koysa; hep beraber, Gezi ruhuyla, mutlu bir şekilde devam edilebilir, denildi. “Gezideki Kandil akşamını unutmayalım, kendi parkımıza da taşıyalım”

-Öneri; 20:30′da toplanıp, 20:30- 21:30 sofra muhabbeti ile iftar açılsın, foruma iftardan sonra devam edilsin. Önerinin yarın (04/07/2013) da konuşulmasına ve o şekilde oylanmasına karar verildi.
Konu, 4 Temmuz forumunun ilk gündemi olarak da belirlendi; Ramazan ayında forumda yapılacaklar!

-İkinci gündem olarak; Apartman örgütlenmesi hususunda neler yapılabileceği, konusu kabul edildi, alakalı fikirler tartışmaya açıldı.

-Apartman örgütlenmelerinin zor olacağından, kimsenin birbirini tanımadığından bahsedildi. Zorluğuna dikkat çekildi.

-”Yapmak istediklerimizi ve forumları, fikri bize yakın olanlarla paylaşıp, yayalım” denildi. Hazırlanan broşürleri posta kutularına atma fikri yinelendi. Bilgilendirme yazılarının, insanların doğrudan dikkatini çekecek yerlere asılması gerektiği söylendi.

-“Kozyatağı’nda 2-3 saatte yapıştırdığımız bildiriler kısa sürede yırtıldı, bu hem maddi hem de manevi olarak zor”, denildi.

-“Kriton Curi Forumu için hazırlanan kağıdı apartmanıma yapıştırdım, 4-5 gün yırtılmadan orada kaldı, ancak hiçbir komşumu da burada görmedim”, denildi.

-“Herkes bir tane de olsa komşusunu forumlara davet edip, getirsin” denildi.
-Yürüyüş organize ederek sesimizi duyurabileceğimiz, belirli sloganlarla insanları bilgilendirebileceğimiz hususunda konuşuldu.

-Gezi’den sonra umutlanıp bu forumlara katıldığını söyleyen bir forumcu; hareket mutlaka devam etmeli, sonuca varmalıyız, dedi.

-Hemen herkesin apartman görevlilerinin olduğunu söyleyen bir katılımcı; “nasıl yaşadıklarını bilmiyoruz, önce onları bilgilendirerek, forumlara yönlendirerek başlayabiliriz” görüşünü paylaştı. Ramazan ayında organize olup, iftar etkinliklerinden birine kendilerini davet edelim, böylelikle burada neler yapıldığını görüp eşlerine dostlarına aktarabilirler, önerisi getirildi.

-Bidirilerin yırtılması ve dağıtımının etkin olmaması konusunda, duvarlara bilgilendirici grafitilerin yapılabileceği fikri ortaya atıldı. “Kriton Curi Parkı Forumu” şablonlarının hazırlanıp, spreyle boyanabileceği, üzerleri kapatılsa dahi tekrar tekrar yapılabileceği söylendi.

-”Söylediklerimiz uygulanmıyor, dün ne konuştuğumuz hatırlayan var mı? Özeleştiri yapmamız gerekiyor; konuştuklarımızı karara bağlayalım!”

-Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri semt pazarları olduğu, 3-5 kişilik ekipler oluşturup, bildiri dağıtılabileceği ya da gidip gelen insanların görebileceği şekilde afişler asılabileceği, söylendi.

-Gezi ruhundan, buradaki toplantılardan ne beklediğimizi, amacımızın ne olduğunu sorgulamamız gerektiğinden bahsedildi. Önce bir amaç belirleyip, enerjimizi bu amaca kanalize etmemiz ve somut bir şeyler ortaya çıkarmamız gerektiği üzerine konuşuldu. Daha somut öneriler istendi; yerel seçimlerde izlenecek yola dair reel bir tavır ortaya koymamızın gerektiğinin altı çizildi. Eyleme dönüştürülemeyen önerilerin vasıfsız kalacağı fikri yinelendi.

-”Niçin buradayız” sorusu dahilinde; Gezi ruhunun örgütlenmeyi beklediği savunuldu. Mahallelerden başlayarak örgütlenmemiz gerektiği ve hiçbir hareketin Taksim Dayanışma’dan bağımsız olmayacağının vurgusu yapıldı.İçimizdeki farklı sesler zenginliğimizdir, kimseyi dışlamamalıyız, denildi. “Birbirimize sahip çıkmalıyız; önce parkımıza, mahallemize sonra da ülkemize! Çünkü; hareket başladı. Artık konuşabiliyoruz, tartışabiliyoruz, duyuyoruz ki insanlar da yavaş yavaş kendi aralarında konuşmaya başladılar. Komiteler çıkarıyoruz, herkes görev almalı, gönüllü olmalı; korkmadan gönüllü olunmalı, bu hususta sıkıntılar ortadan kaldırılmalı” denilerek, forum kapatıldı.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Küçükçekmece Dayanışması Forumu (3 Temmuz 2013)

Forum , herkesin evinden getirdiği yiyecek , içeceklerle kolektif bir ruh ve sıcak bir tanışma sohbeti ile başladı.

Üçüncü toplantımız olmasına rağmen henüz birbirimizle tanışma fırsatı bulamadığımızdan güzel bir başlangıç oldu.Hemen sonra geçen hafta alınan kararların ve hayata geçirilen eylem ve etkinliklerin değerlendirmesi yapıldı.

Sonrasında gündeme ve direnişe dair sözler alındı ve bundan sonra izlenecek politika ile iligili görüşler belirtildi.

Ortak görüş , düzenin işlevini yitirmiş siyasi yapılarının ve argümanlarının eşit, özgür ve sömürüsüz bir dünya için çözüm olmayacağı yönündeydi.Bu konuya dair daha detaylı tartışma siyaset atelyesinde yapılmak üzere diğer konulara geçildi.

Ardından forum günleri, etkinlik günleri ve atelye günleri belirlendi.

5862_351738561620471_415060047_nBuna göre Pazartesi günleri eylem etkinlik, çarşamba günü haftalık değerlendirme ve forum toplantısı , cuma günleri de atelye çalışmaları yapılmasına karar verildi.

Çeşitli atelye çalışmaları önerildi.

Bunlardan biri hukuk atelyesiydi ve bir arkadaşımız Çağdaş Hukukçular Derneği ile görüşebileceğini bize “olağan şüpheliler” eğitimi verilmesini sağlayabileceğini söyledi.

08.07.2013 tarihinde ÇHD den gelecek avukatla bir hukuk atelyesi yapılmasına karar verildi.

Bir diğer öneri kentsel dönüşümle ilgili somut çalışmalar yapmak üzerineydi.

Bir öneri ise temel ilkyardım önerisiydi.

Atelyelerin sırayla yapılması için herkes gerekli gayreti göstereceğini beyan etti.

485410_351739138287080_1183095443_nÖnerilerden birini daha somutlaştırarak 05.07.2013 Cuma günü yapılacak ilk atelyemizi siyaset atelyesi olarak belirledik.

Bunun dışında forumu daha fazla insana duyurmanın yolları tartışıldı.

Sosyal medya ayağı ile ilgili görsel çalışmaları bir arkadaşımız üstlendi ve çalışmalara başladı.

Bir arkadaşımız da sosyal medyayı etkin kullanma ile ilgili fikirlerini sundu.

Bir sonraki toplantıda netleştirilmek üzere , forumu büyütmek , insanlara ulaşmak için çeşitli yöntemlerin (sosyal medya , materyal kullanımı v.b ) tartışılacağı bir atelye çalışması fikri önerildi.

Küçükçekmece bölgesindeki diğer forumlarla 2 hafta da bir ortak eylem ve etkinlik önerisi getirildi.Diğer forumlarla konuşulup netleştirilme kararı alındı.

Cumartesi günü Taksim Dayanışmasının çağrısı üzerine pankartımız ile birlikte Taksime gitme kararı alındı.

Forum sonrası enstrüman çalan arkadaşların ve onlara eşlik eden katılımcılar keyifli bir müzik dinletisi sundular.

Gecenin geç saatlerine kadar süren dinleti, çevrede ilgiyle karşılandı.

Cuma günü yapılacak forum çağrısıyla katılımcılar dağıldı.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Ortanca Parkı Forumu (3 Temmuz 2013)

Bugünkü toplantımızı yine saat 21:00’de Ortanca Parkı’nda gerçekleştirdik.
• İlk olarak Taksim Dayanışması’nın Taksim Yayalaştırma Projesi’nin mahkeme kararıyla iptal edilmesinin ardından bugün yaptığı basın açıklaması okundu. Bunun ardından kararın 6 Haziran’da alınmış olmasına rağmen, neden duyurulmadığı konuşuldu.
• Gezi Parkı’nın polis işgali altında olduğu, bunun yasal olup olmadığı, bunun hakkında bir şey yapmak mümkün mü, denildi. Ama parkın Cuma günü yada Ramazan’da halka açılacağı da söylendi.• Forumda yapılan bir konuşmanın ardından, kullanılan söylemler üzerinde duruldu. Ötekileştirdiğimiz kişilerle Gezi direnişi boyunca beraber mücadele ettiğimiz, bu direnişin aslında ezilenlerin direnişi olduğu, her “öteki” farklı haksızlığa uğradığı ve farklı haklar talep ettiği için sınıfsal ideolojiyi ön planda tutalamayacağı üzerinde konuşuldu.
• “Ramazan Bayramı’nda iftar yemeği yapılsın mı” konusunda fikir alışverişi yapıldı. Yapılırsa, beraber yaşadığımız Ermeni, Rum ve Kürtlerin de bayramlarını ihmal etmemek gerekir, denildi. Ayrıca Belediye’nin de iftar yemeği yaptığı haber verildi. Çeşitli öneriler getirilmekle beraber sayıca az olduğumuz için karar yarına bırakıldı.
• 4 aylık maaşları, kıdem ve ihbar tazminatlarını alamayan Kazova işçileri, önce direniş çadırı kurarak eylemler yapmış, sonra fabrikayı işgal etmiş ve açlık grevine başlamıştı. Bu konuda kısa bilgi verildi, destek olmak gerektiği konuşuldu. Yarın akşamki foruma işçilerden misafir alarak süreci onlardan dinlemek, ardından çıkan eğilime göre bir şeyler yapmak şeklinde yarın devam edilecek.
• Sendikalar Gezi direnişinde çok pasif kaldı, dendi.
• Yarın akşam kadınların Gezi Parkı deneyimlerini, özellikle gözaltında yaşadıkları tacizleri paylaşabilecekleri bir buluşma yapılacak. Forum öncesi saat 20:00’de kadınlar, diğer forumlardan da kendi parklarında yaptıkları “kadın buluşmaları”ndan gelecek kadınlarla buluşacaklar.
• Saat 19:30’da da Çocuk Atölyesi yapılacak.

Duyurular:
• Her ayın ilk Pazar günü iş kazalarında yaşamını yitiren işçilerin ailelerinin oluşturduğu “Adalet Arayan İşçi Aileleri” Galatasaray’da “Adalet ve Vicdan Nöbeti” tutuyorlar. Bu Pazar günü Temmuz ayının nöbeti tutulacak.
• Kullandığımız sıvı yağları lavabolara dökmeyelim. Muhtarlar bunları toplayıp belediyeye toplu olarak gönderiyorlar.
• Pazar günleri Gezi olayları sürecinde tutuklananların aileleri Galatasaray’da saat 17:00’de oturma eylemi yapacaklar.
• Çarşamba günleri 13:00’de Kazova işçilerinin yürüyüşü oluyor.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Maçka Parkı Forumu (3 Temmuz 2013)

Duyuru:
- İstanbul il idaresi Taksim civarındaki yapılaşmanın yasaya aykırı olduğunu açıkladı… Henüz mahkeme kararı remen açıklanmadı ama Taksim Dayanışması açıkladı.
- Dün akşam Sivas anması yapıldı…
- Bu cumartesi biraz olsun eğlenceli olabilecek bir eylem olabilir…- Eyüp forumundan Şirin Hanım: Berkin Elvan’ı ziyaret ettik. Durumu kritik halen ve yoğn bakımda. Daha da önemlisi ailenin kırgınlığı… Berkin’n babası biz onlara destek olmak için gittiğimizi düşünürken o bize moral verdi. Ancak gezi direnişinden çok az ziyaretçi aldık dedi. “Bizi nutmayın unutturmayın” şeklinde bir mesajı var. Bir takvim ve program içnde aileyi ziyaret edilmesi ve onların yanında olduğumuzu hissettirelim denildi. Bu yönde forum olarak aksiyon almak istendiği belirtildi.
- İş sağlığı güvenliği meclisi iş cinayetleri ve iş kazalarına dair sunum: meclis tüm forumlarda duyuru yapıyor. Kaybedilen hayatlar ve yaralananlar belirtildi. Kısaca yaşamsal hak yaleplerimize yoğun şiddet ile karşılandı. İş yerlerindeki iş cinayetleri de artarak devam ediyor. Haziran ayında aralarında çocukların da bulunan en az 104 işçi hayatını kaybetti. Son 10 yılda 11.000 işçi hayatını kaybetti. Geçtiğimiz günlerde torba yasa ile kabul edilen bazı yasalar ertelendi. Web: yanginkulesi.org ve guvenlicalisma.org
- Mail grubuna dahil olmayanlar isimlerini verebilir duyuruldu.
- Gezi parkı cumartesi günü büyükşehirin iftar çadırı ile yandaşların toplanacağı bir alan haline getirerek açılıyor. Taksim dayanışması antikapitalist müslümanlar ile iftar verilmesini görüşüyor.
- Biz birbirimize tahammül ederek karşı olduğumuz fikirlere dahi saygı duyarak buranın bütünlüğünü bozmayalım.
- Kadın grubu bugün toplandı. Cumartesi kadın forumların17:00′de galatasaraydan taksime yürüyecek duyurusu.
- Yarın saat 12:30′da takvim ve sabah binasının önünde bugün paylaşılan ayrımcı söyleme dair duran kadınlar protesto duyurusu
- Sosyal medya üzerindeki olası sansür uygulaması üzerne diğer forumlar ile görüşüp eylem yapalım denildi. Kabul gördü.
- Global eylem önerisi 6-7 temmuz için yurt dışına detsek eylemi önerisi

Gündem:
Basın medya ve direniş

Moderatör: Avukat Erdem Bey

Gürkan Hacir;
Akşam gazetesi ve Skytürk programlarım vardı. En son dolmabahçe imamını öven yazımdan sonra dün itibariyle işten çıkarıldım.
Afrika’da ceylanı vurmak için zehirli ok kullanıldığında koşmaya devam eden ceylan için “öldü ama haberi yok” denilir. Bu şu anda Türk medyası ve hatta siyaseti için geçerli.
Gezi sürecinde bizlere sürekli bize bu işin organizasyonunda kimler var diye soruldu.

1. Bölüm medyanın hali & 2. Bölüm komplo teorileri

1. MEDYA
Böylesi büyük ölçekte bir olaya dünyada hiçbir medya kurumu gözlerini kapatamaz. Patrona Halil’den bu yana bu kadar uzun ve dirayetli görmedim ben şahsen. Emnyet istihbarat raporlarına göre değişik zamanlarda 4 milyndan fazla insan sokağa çıktı. Tarihimizde bu çok uzun zamandır yaşanmamıştır. Hem kalabalık hem de uzun süren bir direniş. Halen süren bu eylemin cumhuriyet tarihinde eşi benzeri yok.
Medya ise insanların haber alma hakkını reddetmek akıl almaz bir durum. Ancak Gezi tarihimizde çok büyük bir dönümdür. Gelirken Barbaros Hayrettin Paşa iskelesinin otele verilmesinden de vazgeçildi. Her ne kadar karizmasının çizilmesini istemese de geri adım atılmakta. Bundan sonra hiçbirşey Gezi öncesi gibi olmayacak. Bunu çok yakınlarına girdiğim kameralar kapandıktan sonra da izlediğim için söylüyorum. Gezi ile birlikte Türkiye gerçek özgürlüğünü kazanıyor ve devam edecek.
Ev ahalisi sürekli Halk Tv izliyoruz. Ankara eylem vakti diye ceten yayın yapan ir genç arkadaşı izlemeyi neredeyse hobi edindim. Neredeyse polisiye film gibi. Kerem’in olduğu yerde ntv’ye cnn’e ihtiyaç yok. Bunları Gezi ortaya çıkardı.
Eylemlere destek veren arkadaşlarımı tenzih ederek diğerlerni bu kadar vicdansız ve paranın esiri görüyorum.
Viral medya bu eylem ile hayat buldu ve artık bu akım Türkiye’nin yeni akımı oldu. Halk Tv de benzer şekilde gerilla yayıncılık yaptı. Şimdi artık bu alternatif medyaları seyredeceğiz. Konvensiyonel medya sınıfta kaldı ve bozulan itibarlarını toplamaları mümkün değil.

2. Komplo teorileri
Bunlara inanmamak ile birlikte açıklama yapmak gerektiğine inanıyorum. Bu komplo teorileri üzerine çok çalıştım. Ancak Gezi olayına dair konuşulan komplo teorileri çok zayıf halkalar. Bir yanlış anlama oldu, Koç ailesinin eylemcileri desteklediğine dair bir algı oldu. 3 yıldır bu aile ile birlikte kendilerne dair kitap yazıyorum. Bu durum doğru değildir. Aile aslında Tayyip Erdoğan’ın eski destekleyicilerindendir.
…. (Ayrımcı bir dil kullanıldığına dair itiraz oldu)
Koç ailesi bir sermaye grubu olarak bu hükümet döneminde çok büyüdüğü ve özelleştirmelerden ciddi bir pay almıştır. Söylenen direniş desteği doğru değildir.
Otpor’un turuncu devrim iddiası. “Revolution business” isimli belgeseli izlemiş olan çok. Soros bu eylemlerde aktif idi. Ama soros bu direnişin karşısında yer alıyor. Bence bu yandaş medyanın çarpıtması hatta acemi müdahalesi.

Barış Yarkadaş bey; (gerçek gündem)
Gürkan arkadaşımızın söyledi ana akım medyanın öldüğü söylemine dair zaten çoktan böyle denildi. Bugün şikayet ettiğimiz medya zamanında (99 yılında) açlık grevleri 67/68 gününe gelen kadar konuya yer vermediler. Bizim medyamız ne yazık ki bağımsız değil, devlet ve hükümetle iç içeler.
Mesela Haber Turk binası aslında kaçak bir nadır ve Kadir Topbaş’ın bizzat ilgilenmesi Tayyip Erdoğan’ın talmatı ile yapılmıştır.
Ekonomik bağlantıları olan merkez medya artık halkın medyası değil zaten. 2004 yılında Samsun’da iki genç parkta el ele tutuştukları için müdahale edildiğinde yapılan haber yarım saat sonra Murat Mercan tarafından (avrupadan sormlu bakan) çıkarıldı. Açıktan müdahaleler bu iktdar döneminde yapılmaya başlandı. Eskiden patronlar çağrılır genel çerçeve çizilir sitemler yapılırdı. Şimdi bu “incelk” dahi yok.
Turgay Ciner gezi olaylarından önce başbakanın anına gitti. “Ne yapsak size yaranamıyoruz” dedi; bunun üzerine başbakan ben size bir arkadaş yönlendireceğim sizi yönlendirecek dedi. Şimdi herşeye bu arkadaş karar veriyor.
Bu medyadan halka destek çıkması mümkün değil. Her sabah cenaze evne gider gibi işe gitmekten vazgeçip risk aldım ve kendi internet sitemi kurdum. Halk Tv de aynı şekilde çok dar bir alanda ii kamera le yayın yapıyor. Ama özgür ve bağımsız olduğu için gerçek haberi sokaktan verebildi. Ntv artık alay edilen bir kurumdur. Haber almak istiyorsanız alternatif kanallara destek vereceksiniz. Cumhuriyet gazetesi halen 50,000 tiajla devam ediyor. Bağımsız medya adacıklarına daha çok destek vermek lazım. Sosyal medyaya destek lazım.
Şimdi sosyal medyaya RTÜK denetimi geliyor. Henüz açıklanmadı ama alternatif yayınlardan vergi ile baş etmeye çalışacaklar. Sosyal medyaya önem vermek lazım.

Sorular:
- 35 gazetenin 28′i hükümet kontrolünde denmişti. Olaylardan sonra tirajda değişiklik oldu mu?
Gazetelerde çok az kayıp var sert bir düşüş yok. Gazete okuyucuları daha sadık olduğundan TV gibi ani tepki olmuyor. Örneğin benim çalıştığım Akşam gazetesinde 5000 tiraj kaybı gibi oldu.

- Başbakanın eski kan hocasının önetime getirilmesi anayasal suç değil mi?
Show tv Ciner gruba satıldı daha yeni. Burada 2 suç var; normalde hale le satılması lazım yapılması. Ciner, Dinç Bilgin ile aralarında yapılan protokole bağlı TMSF tarafından hale yasaklısıdır. Kendisine satılması tamamen yas dışıdır. Yaptıkları herşey suç artık. Artık yazarları bile bizzat başbakan belşrliyor. Gazetenin yazı işleri toplantısında atanan kişi beni başbakan atadı biz onu destekleyen yayın yapacağız diyordu. At alta konulduğunda yıllarca hapis ile yargılanmaları gerekir. Aslında TMSF tarafından işten çıkarılması bile yasal değil. Ben risk alarak gündeme getiriyorum. Hükümete yakın başka kanallar bile merkez medyadan daha cesur oldu yer yer.

- Söz alan Ayşe hanım; ben de medya maduruyum. 2005 yılında milli eğitim önünde yapılan eylem sonrasında kendimi bölücü olarak gördüm. Yahudi lobisi şeklinde halkların isimleri kullanılarak ayrımcılık yapmak yanlış birşey. Kürtlere Ermenilere Alevilere LGTB üyelerine dair bu şekilde ayrımcı dil kullanılmasını çok anlş buluyorum. Konuşurken ayrımcılık ifadelerini kullanmayalım.

- Söz alan Volkan Bey; Beşir Atalay en son bu olayları dş güçler ve yahudi diasporası destekledi diye açıklama yaptı. İddia çok saçma. “Yahudi diasporası / lobisi” aslında çok eski ırkçı bir diln devamı. Ayrımcı ve ırkçı bir ifadedir. Komplo terilerini çöpe atmak lazım bu zihniyeti çöpe atmak lazım. Yandaş medyayı hepimiz eleştriyoruz. Gazetecilere de etiketleme yapılmamalı.

- Taraf gazetesi merkezli olarak tartışma oldu. Fettullah Gülen tarafından zamanında Tayyip Erdoğan desteği için kuruldu. Şimdi ise Gülen kontrolünde eleştrisel tavır edindiler.

- Yahudi lobisi konusunda söz alan arkadaş; lobilerin var olduğu üzerine fikir belirtildi. Halk Tv samimiyetine inanmıyorum denildi. Şu anda yakın hissediyorum ama kucaklamadım ilgiyle takip ediyorum. Siz nasıl düşünüyorsunuz dedi?
Halk tv finansörlernden biri CHP olduğundan organik bağı vardır. Uslubu açısından son günlerde eleştriliyor. Chp İktidara gelirse o zaman düşünelim denildi.
Halk tv aylık 300,000 gideri var. Bunun 100,000 lik kısmı anayasa mahkemesi kontrolünde CHP VERİYOR. Bunların hepsi anayasa mahkemesinn çizdiği çerçevesinde akp’nin de yaptığı bir sistemdir. Kalanı reklam gelirlerinden geliyor ama daha önce yapılan anlaşmalardan dolayı kaldıramıyorlar. Kaldırmak isteniyor. Chp’yi desteklememe ramen en sert eleştirenlerden biriyim. Chp’nin en azından böyle demokratikliği var.

- Koç ailesi ile ilgili konuda daha detaylı bilgi istendi;
90 yıllık ticari şirketin en büyük sıçraması Tayyip Erdoğan dönemindedir. 3 büyük (devasa) ihalenin 2 si (otoyol ve tüpraş) alındı. Ve bu dönemde 6 kat daha büyüdüler. Divan oteli konusunun daha çok kendi inisiyatifini kullandığını düşünüyorum. Aynı şekilde Doğuş grubu da bu iktidar dönemnde serpilmiştir.

- Çoğunluk yerine çoulculuk deneyimi dile getirildi. Gezi deneyimini yaşan bir grup olarak belirl bir eşikten sonra konumak kıymetli diye düşünüyorum. Nefret söylemlerini üreten herhangi br kavramsallaştırmaya girmemek lazım.

- Sosyal medya üzerindeki olası sansür uygulaması üzerne diğer forumlar ile görüşüp eylem yapalım denildi.

- Tor programı ile internet üzerinden rahatlıkla kullanılabilir duyurusu geldi

- Volkan; ayrımcı söyleme karşı tepki gösterdim. Bu nedenle moderatör müdahale etmediğinden müdahale ettim. Usule ilişkn eleştrim. Ayrımcı herhangi bir nedenle kimsenin terk etmesini istemem.

- Mısır’da darbe haberi duyuruldu.

- Halk tv söyleminine dair eleştri; ayrıştırıcı bir söylem oldupu söylendi. Ayrıca artık tarafsız gazetecilik muhalif olmak anlamına geliyor. İktidar tarafsız yaşananları aktardığı için basın organı muhaliflk ve iktidarı devirmekle suçlanıyor. Buradaki arkadaşları tenzih ederek gazeteci arkadaşların da bu konuda sorumlu olduklarını düşünüyorum. Özellikle editöryel kısım açısından ellerini taşın altına kyöaları gerekir.

- İfade özgürlüğü çok önemli… Nefret söylemi kavramını konuşurken dikkatli olmak gerekir. Herkes istediğini söylemesi mümkün olmalıdır.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Merkez Mahallesi Forumu (3 Temmuz 2013)

3 Temmuz Çarşamba günü gerçekleştirilen forumumuza Kadıköy’deki Madımak anmasına rağmen katılım oldukça yüksek oldu. Forum sonuçları aşağıdaki gibidir, lütfen unuttuğum ya da atladığım noktalarda hatırlatmaktan çekinmeyin.*Sokağımızla ilgili problemlere dair söyleşilerle başladı toplantı. 7 Temmuz Pazar günü yapılacak “Parkta Buluşuyoruz, Komşumuzla Tanışıyoruz” etkinliği için açılacak stantlar: çocuk köşesi, kitap köşesi, takas standı, yeme-içme standı kurulacak. Ayrıca etnik köken atölyeleri yapılmasına dair de bir öneri geldi.
*Pazar 15.45′te parkta yoga çalışmamız var. Rahat kıyafetler giymeniz yeterli, özel hiçbir şey gerekmiyor; matsız, bloksuz, ayakta hareketlerle herkesin yapabileceği kısa bir nefes çalışması olacak.
*Apartmanlara ya da sokakta direklere asılan ilanların toplandığı görüldü. Bundan sonra dağıtılacak ilanlar komşularınızla yüzyüze konuşmanız durumunda daha etkili olacaktır. Ayrıca apartman kapılarının iç tarafına ilanların asılması da bir fikir olarak sunuldu.
*Çöp kutuları ve geri dönüşümle ilgili olarak ilk forumdan itibaren dile getirilen konu, Pazar günü daha fazla mahallelinin katılımıyla daha somut bir hale getirilecek. İletişim ve koordinasyon grubunun belediye ile görüşmesinden evvel bir imza kampanyası ile sonuca doğru yaklaşılması planlandı.
*Diğer semtlerde gerçekleşen genel ya da anlık eylemlere karşı semt halkının bir araya gelmesinde güçlük çekilmişti. Facebook grubunun bu tip eylem durumlarında daha aktif kullanılıp daha hızlı haberleşilmesi istendi. Gündem oluşturmak konusunda da grup sayfası hızlı iletişim için rahatça üyeler tarafından kullanılabilir.
*Mahalle içindeki inşaatların güvenlik önemlerini almaması, ve tetkiklerinin yapılmaması dile getirildi. Bunun için Cahnge.org koordinatörü olarak da gönüllü olan Gülgün arkadaşımız genel imza kampanyalarının başlatılmasını önerdi. Semt problemleri daha genel boyutta dilekçelere işlenip diğer semtlerin de dertlerini dile getirmek veçözmek anlamında örnek kılınabilir diye düşünüldü.
*Berkin Elvan’ı ziyaret ve ona destek vermek için bir öneri vardı. Şu an forumda tartışılıyor, yer ve zaman olarak.
*Perpa’nın karşısındaki köprünün yapımına dair yeterli bilgi olmadığı, köprü inşaatını yapan şirketin tabelası olmamasıyla birlikte o yolu kullananların daha çok çocuk yaşta olmasının kaygı yarattığı ve buna dair somut bir adıl atılması gerektiği söylendi.
*Sıracevizler Parkı’nın hem insanların hem de köpeklerimizin kullanımı için yetersiz olduğu, yeşil alanının çok kısıtlı olduğu dile getirildi. Bunun için yine Pazar günü mahalle halkının da katılımıyla somut adımlar atılması bekleniyor.
*Forumun ülke geneline dair konuşma kısmı Lice olayları ile alakalıdır. Güneydoğu bölgesinden yeterince bilgi alamadığımızı, tarafsız bir kaynak ulaşımının sağlanması ve bunun da forum içinde duyurularının yapılması istendi.
*Maçka Forumu’na da katılan Lice tanıklarının parkımıza davet edilip, bölgede yaşananları ilk ağızdan dinlememiz için teklif sunuldu, en son Lice tanıklarının dinlenmesine karar verildi.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Sakarya Forumu (3 Temmuz 2013)

“3 Temmuz tarihli forumumuz, toplandığımız ilk günden bugüne dek en fazla konuşmacı sayısına ulaştığımız forum olarak kayıtlara geçti. Söz alan ve değerli fikirlerini paylaşan bütün dostlara bir kez daha teşekkürler! Bugün gerçekleştirdiğimiz forumumuzda
- Kocaeli forumu ile tanışma ve ortak eylemlilik fikri üzerinde durulması
- Kırkpınar’daki çevre ve hayvan koruma dernekleri ile temasa geçilmesi,
- Sosyal medyada kendimizi tanıtan bir kısa filmin çekilmesi,
- Bağımsız Sinema Merkezi’nin Gezi direnişini ele aldığı “Artık Yeter” filminin Temmuz ayı içerisinde yönetmeni eşliğinde Adapazarı’nda gösteriminin yapılması
- Belirleyeceğimiz bir gün İstanbul’daki forum/eylemlere topluca gidilmesi
- Medya Çalışma Grubu’nun aktif bir şekilde kullanılması önerilerinde bulunuldu.

Forumumuzun ana gündem konusu olan 8 Temmuz’la başlayan haftanın programına dair
- 8 Temmuz Pazartesi gününün Gezi Direnişi’ne ayrılması ve bu doğrultuda Gezi Direnişi tutukluları ile dayanışmaya dair paylaşımlarda bulunulması
-9 Temmuz Salı günü, aramızdan gönüllülerin yer aldığı Film Komitesi’nin seçeceği ve ilerleyen günlerde sayfamızdan duyuracağımız bir film gösteriminin gerçekleştirilmesi,
11 Temmuz Perşembe günü, bir sonraki gün gerçekleşecek olan Halk Meclisi gündemine dair fikir önerilerinde bulunulması
12 Temmuz Cuma günü Halk Meclisi’nin gerçekleşmesi ve gündeme alınan konu ve eylemlerin tartışılarak oylanması kararları alınmıştır.
Yarın haftalık programımızı tamamlamak adına bir kez daha toplanacağız”

Kaynak: https://www.facebook.com/ParklarBizim?hc_location=stream

Başa dön

Tatavla Dayanışması Kurtuluş Feriköy Forumu (3 Temmuz 2013)

• Bugün parkta ilk olarak 19:30’da çocuklarla bir atölye yapıldı. 20:00’de de kadınlar buluşup Gezi Parkı deneyimlerini paylaştılar ve diğer parktaki kadın forumların konuşmaları buraya aktarıldı.

• Diğer forumların ortak aldıkları karara göre Cumartesi günü saat 17:00’de Galatasaray’dan Taksim Meydan’a gözaltında yaşanan tacizlere karşı bir yürüyüş yapılacak. Ortanca Parkı’nın kadınları da bu yürüyüşe katılacaklar. Saat 16:00’da Pangaltı metro çıkışında buluşulacak.
• Kazova işçileri bugün gelemediler. Ama yarın geleceklerini ilettiler. Öncesinde onları dinleyip sonrasında ziyarete gitmek eğilimi çıktı. Pazartesi günü saat 19:30’da Ortanca Parkı’ndan direniş çadırına ziyaret ve dayanışma yürüyüşü yapılacak.
• Ramazan’da halk sofrası kurulup kurulmayacağı tartışıldı. En sonunda zaten gelirken yiyecek, içecek getiriyoruz. Biraz daha fazla getiririz, oruç tutanlarla paylaşırız, şeklinde sonuca varıldı. Eğer bu aksarsa yada başka bir durum oluşursa o zaman başka çözüm bulunur, şimdilik bir süre akışına bırakalım, denildi.
• Her Cuma günü etkinlik günü olarak seçildi. Pazartesi gününden öneriler toplanacak, panel, film gösterimi, müzik vs gibi konulardan seçim yapıp gönüllü olanlar Cuma gününe organize edecekler.
• Forum sürerken mahalleden bir kadın komşumuz forumlardan şikayetçi olduğunu, çocukların oyun alanını aldığımızı, çocukların oynayamadığı ve “Duyurular ve Öneriler” panosundan gördüğü “kötü” sözleri öğrenip kendisine sorduğunu ve cevap veremediğini iletti. Konuşmalardan sonra parktaki çocuk oyun alanın karanlık olması nedeniyle çocukların akşamları oraya gidemedikleri anlaşıldı. Belediye’ye parka yeterli ışık sağlanması konusunda dilekçe verilecek.
• “Gezi’de amaç hükümeti düşürmekti. Hükümet tek başına düşürülmez, muhakkak bir güç daha olmalı, ordu gibi.” denilmişti. Buna karşı olarak Brezilya ve Arjantin’deki oluşumlar örnek verildi. Başka güçlere gerek olmadığı konuşuldu.

Duyurular:
• Saat 18:00’de Cihangir Forumu Gezi direnişi sırasındaki ve Doğu Türkistan’daki kayıplar için Galatasaray’dan Taksim Meydan’a bir yürüyüş yapılacak.
• THY çalışanlarına Cumartesi saat 16:00’da forumlardan bir ziyaret yapılacak.
• Ortanca Parkı Kadınlar Buluşması her Salı saat 20:00 yapılacak.
• Çocuk Atölyeleri de her Salı ve Perşembe 19:30’da yapılacak.

Önerilen ama tartışılamayan başlıklar:
• Mısır’daki olaylar hakkında ne düşünülüyor? Ordunun müdahalesi sonrası Türkiye’deki Hükümet de Gezi olaylarını darbe girişimi olarak göstermeye çalışıyor. Bunun için bir şey yapılabilinir mi?
• Kayıplara için eylem/anma.. . yapıyoruz. Lice’deki olaylardan sonra Hani’deki karakol baskınında öldürülen asker için de bir şey yapılacak mı? Şiddeti kimin gösterdiği önemli mi? Her koşulda “Barış istiyoruz” denilecek mi?
• Direnişi yaşamayan yakınlarda köylere ziyaret gezisi yapılabilir.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön