12 Temmuz 2013 Forum Not ve Kararları


4. Levent Sporcular Parkı Forumu
Alsancak İskele Forumu (İzmir)
Anıtpark Forumu (Ankara)
Bahçelievler Dayanışması Forumu
Beylikdüzü Forumu
Buca Koop Halk Forumu (İzmir)
Eti Park Forumu (Eskişehir)
Güven Park Forumu
Küçükçekmece Forumu
Maçka Parkı Forumu
Sinop Forumu

100. Yıl İzci Parkı Forumu (12 Temmuz 2013)

12 Temmuz Cuma Koordinasyon Toplantısı ve Forum Notları

Koordinasyon Toplantısı

1- Uçurtma şenliği ile ilgili detaylar konuşuldu ve hafta sonu yapılacak olan işler için görev paylaşımı yapıldı.

2- Forum notlarının daha düzenli tutulmasına karar verildi. Bunun için daha fazla insanın görev alması gerekiyor. Bu konuda duyarlı olunması gerekir.

3- Koordinasyon Kurulunun içinde yer alan alan 6 alt ekibin daha işlevsel hale gelmesi gerektiği konuşuldu.

4- Önümüzdeki hafta (20 temmuz cumartesi) yapmayı planladığımız 100.Yıl Halk Şenliği üzerine konuştuk. Onunla ilgili notlarsa şöyle:

- Konser için Oğuz Boran ve Eylem gelebileceğini belirtmiş.- Bunun dışında birkaç sanatçı ve grupla görüşmeye çalışan aradaşlarımız netleştirince bizlere bilgi verecekler.

- “Okumuş İnsan Halkın Yanındadır” çalışmasından bir çocuk korosunun şenliğimize katılma ihtimali var.

- Tiyatro etkinlikleri ile ilgili çalışmalarımız sürüyor ve şenlik için en azından kısa bir oyun çıkarmak için elimizden geleni yapacağız.

- Şiir dinletisi yapmayı düşünüyoruz.

- Ayrıca şenliğimizin sunculuğunu Mehmet Özer’in yapacağı kesinleşmiş durumda.

- Ses sistemi için Çankaya Belediyesi ile görüşülüyor.

- Yer olarak ODTÜ Mezunlar Derneği Vişnelik Tesisleri’ndeki Çim amfi düşünülüyor, ancak bununla ilgili biraz pürüz yaşadık. Girişimlerimiz devam ediyor. Ancak yer için başka bir şey düşünmemiz de gerekebilir.

5- Yürüyüşlerde atılan sloganların herhangi bir siyasetin güdümünde olmaması gerektiği konuşuldu, ve böyle olduğu durumlardan duyulan rahatsızlık dile getirildi.

Forum Notları
O günkü forumun gündemi, geride bıraktığımız haftanın değerlendirmesi, önümüzdeki haftanın programının belirlenmesi ve halk şenliğine dair önerilerin sunulması idi.

- Gezi direnşi boyunca tutuklanan yaklaşık 100 kadar arkadaşımız için neler yapabileceğimizi konuştuk. Bu konu ile ilgili neler yapabileceğimizi forumda konuştuk fakat öncesinde de bir arkadaşımız bununla ilgili bilglendirme yapmıştı. Bunu burada yine paylaşalım:

Neler yapabiliriz?

-Mektup yazabiliriz. İadeli taahhütlü göndermek lazım. Çünkü hapishane yönetimi keyfi olarak mektupları vermeyebiliyor. Taahhütlü yollandığında çok sıkıntı yaratamıyorlar. Eğer vermezlerse suç duyurusunda bulunulabiliyor. AİHM’e kadar yolu var…

-Kitap yardımı. Hapishane kütüphanesinden kitap alınıp okunabiliyor. Genelde roman, fakat o da tutsaklara yetmiyor. Yapacağımız kitap yardımlarını istekleri doğrultusunda yapabiliriz önümüzdeki günlerde…

-Dergi yardımı. Günlük gazete alabiliyorlar fakat diğer süreli yayınları oradan alamıyorlar. Kitap gibi dışarıdan gönderilebiliyor.—Karikatür dergileri. Penguen, Uykusuz, Ot… Eğer arşivlemiyorsanız haftalık aldıklarınızı da gönderebilirsiniz. —Atlas, National Geographic gibi dergiler. Daha çok mektup, kart yapımında fotoğrafları işe yarıyor. Tarihi pek önemli değil. —Aklınıza gelen her türlü dergi işte…

-Para yardımı. İçerideki harcamaları için ama daha çok avukat giderleri için para sıkıntısı oluyor.

ODTÜ’de hafta içi 12.00-14.00 arası kütüphane önünde masa açacağız. Yüzyıl’da da takas pazarında ve forumlarda bu masayı açabiliriz. Kitap, dergi, para vs… burada toplayabilir, topladıklarımızı tutsak aileleri ve görüşçüleri aracılığı ile iletebiliriz.

- 100.Yıl’da yaptığımız çalışmalarla ilgili bir anket yapılması kararlaştırıldı. Bunun amacı ise forumlara katılanların nasıl bir değerlendirme yaptığını öğrenmek, katılamayanların neden katılmadığını anlayabilmek.

- Yürüyüşlerin önemi bir kez daha vurgulandı. Daha fazla yürüyüş yapalım şeklinde bir öneri geldi. Ancak bunun daha önce tartışıldığı ve karara bağlandığı, dolayısıyla haftalık programımızı bozmamamız gerektiği belirtildi.

- Sohbet ortamlarının daha çok yapılması gerektiği, bu gibi ortamların çok daha yakınlaştırıcı olduğu belirtildi.

- Tavla turnuvası yapılması şeklinde bir öneri yapıldı. Bunun halk şenliğinde yapılabileceği konuşuldu.

- Sema Yayla’nın “Direnişin Lavisi” adlı resim sergisinin Pazartesi günü sergilenebileceği önerisi geldi.. Ayrıca “Karagöz Gezi Parkında” adlı gölge oyununun hafta içi bir gün Yüzyıl forumuna gelebileceği belirtildi.

- Yakın zamanda Aydın’da bir trans bireyin öldürüldüğü belirtildi. Trans ölümlerinin çok fazla gündemde olduğu bu günlerde ” Benim çocuğum” adlı filmin Pazartesi günkü film etkinliğinde gösterilebilceği belirtildi.

- Haftalık programlarımızı herkesin görebileceği yerlere asmamız gerektiği belirtildi.

- Şenlik günü büyük bir bez alıp gün boyunca bu bezin üzerine bir şeyler yazmak, bezi boyamak kısacası bir direniş hatırası yaratmak gibi bir öneri geldi ve fazlasıyla kabul gördü.

- Hafta içi bir günümüzü şenlik için pankart vs. gibi hazırlıkları hep beraber yapmaya ayırabileceğimiz belirtildi.

- Tüketici Hakları ile ilgili bir forum yapılabileceği şeklinde bir öneri geldi.

- Film etkinliği için RED filmi önerildi.Forumun ardından da müzik ve şiir dinletisi gerçekleştirildi. ( Gerçekten de çok keyifliydi:))

Kaynak: http://parklarbizimankara.blogspot.com/

Başa dön

4. Levent Sporcular Parkı Forumu (12 Temmuz 2013)

Forumumuza başlarken ilerleyen günlerde yapılacak olan organizasyonlar için genel bilgilendirmeler yapıldı. Bu organizasyonlar hakkındaki gelişmeler sosyal medya ile de paylaşılacaktır. Bugün konuşulması için belirlenmiş konu başlıklarımız yoktu. Önceki gün gerçekleşen forumumuzda bugünün çalışma gruplarına ayrılmasını ve kalan zamanın serbest kürsü şeklinde geçmesini planladık.
- Daha önceki günlerde bir manifesto hazırlama fikri öne sürülmüştü. Bir katılımcımız bu konu ile ilgilenmiş ve taslak halinde bir manifesto hazırlamıştır. Amacımız “Biz kimiz? Ne istiyoruz? Neyi destekliyoruz? Neye karşı çıkıyoruz?” sorularına cevap vermektir. Manifestonun henüz bir kesinliği bulunmamaktadır. Maddeler tek tek okunarak Forum Halkı tarafından oylamaya sunulmuştur. Bütün maddeler oy birliği ile kabul edilmiştir. Oylamadan sonra Forum Halkının manifesto hakkında fikirlerini dinledik ve eklenmesini istedikleri maddeleri yine not alıp tartıştık ve oylamaya sunduk. Bu maddeler genel başlıklar halinde manifestoya eklenecektir.
- Çalışma grupları hakkında bilgiler verildi. “Boykot ”, “İletişim” ve ”Medya Çalışma Grubumuzdan bahsedildi. Çalışma gruplarına katılımlar için duyuru yapıldı.
- Medya grubu konuşmaları sırasında 3.köprünün yapımının durdurulduğu ile ilgili haberden bahsedildi. Ama bu haberin yalanlandığı ve köprü ile ilgili değil köprünün devamında yapılacak yollar ile ilgili olduğu paylaşıldı ve tekrar 3.köprü üzerine konuşuldu.
- Katılımcılarımızdan biri Gezi Parkı olayları dâhilinde hayatını kaybeden demokrasi şehitlerimiz için anma töreni yapılması fikrini paylaştı. Önümüzdeki günlerde organizasyonu yapılması kararı alındı.
- Serbest kürsümüzde bahsi açılan bir başka konu ise forumumuzun yayılma hareketlerinde, fiili hareketlerinde ve organizasyonlarında kurallara ve izin alma işlemlerine çok takılmamak gerektiği fikriydi. Bu konuda da katılımcılarımızın düşünceleri alınmıştır.
- Forumumuza önümüzdeki günlerde katılacak olan isimler duyuruldu. Ayrıca katılacak olan uzman kişilerin hangi alanlarda olması Forum Halkına soruldu ve fikirler not edildi.
- Bugün oluşturulan “sporcuparkmedya.blogspot.com” adresli blog sitemizin duyurusu yapıldı. Blog sitesi için gönüllü çalışma arkadaşlarının arandığı duyurusu yapıldı.
- Çalışma grupları için amacımızın “hangi gruplar açılmalı, ne için açılmalı ve katılacak gönülleri belirleme” şeklinde olduğunu söyledik.
- 4. Çalışma grubumuz belirlendi: “Çocuklara Yönelik Çalışma Grubu”.
- Katılımcılarımızdan biri bu çalışmalar için forum genelinde genç arkadaşlarımızın gönüllü olması gerektiğini söyledi.
- Bir katılımcımız: “Polisin yaptığı müdahaleler için ‘Orantısız Güç’ terimini kullanmak oldukça yetersizdir. Bu zulüm, vahşet ve işkencedir. Lütfen bunu ortaya çıkartmak için elimizde olan tüm görüntüleri, ifadeleri sosyal medya organlarında yayalım.” şeklinde açıklama yapmıştır.
- Diğer bir katılımcımız: ”Ben hayatımda bu hükümettekiler kadar yalan söyleyen bırakın siyasetçiyi hiçbir insan görmedim. Bu nasıl bir durumdur, aklım almıyor. Biz her 19 Mayıslarda vb. millî bayramlarda Atatürk’ün takipçisi olacağız ve sonunda bu insanları bulundukları yerden indireceğiz.”
- Moderatör arkadaşımız önümüzdeki hafta hükümetin yaptığı bu “psikolojik savaşı” daha detaylı konuşmak, tartışmak gerektiğini söyledi.
-Başka bir katılımcı: ”Hükümet, ekonominin kötü gidişatını Gezi Parkı olaylarının tetiklediğini belirterek yaptığı yanlışlar için kılıf hazırlamayı düşünmektedir” şeklinde açıklama yapmıştır ve forumumuz bugünlük bitirilmiştir.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Alsancak İskele Forumu (12 Temmuz 2013)

Yapılan duyurular:
- Gündoğdu Alsancak İskele Forumu Pazartesi, Çarşamba ve Cuma günlerine sabitlenmiştir.
- 13.07.2013 tarihinde saat 14.00’te tutsak aileleri basın açıklaması yapacaktır.
- Parklar Bizim İzmir, yerel forumlar arası bir iletişim kolektifidir.
Gündem:
- Konak’ ta yapılması planlanan genel forumun biçim ve zamanı
- Tutuklu arkadaşlarımıza ve ailelerine nasıl destek olabiliriz?
- Forumların daha kapsayıcı ve kitlesel olması için neler yapılabilir?
- Refleks eylem önerileri
- Parklar Bizim İzmir kolaylaştırıcılarına yapılan eleştirileri çözüme ulaştırmak ve yeni gönüllülerin katılımını sağlamak için neler yapılabilir?
Konak Genel Forumu ile ilgili öneriler:
- Bazı insanların mahallelerinden çıkamama ihtimaline karşın, her forumdan 10 temsilci seçilebilir ve bu temsilciler kendi forumları ve genel forum arasındaki aktarım ve paylaşımı sağlayabilir.
- Forum bir defalığına da olsa valiliğin mesai saatinde olabilir.
- Etkinlik ve aktarım dolu bir ortak forum önerisi; yerel forumlardan gelecek sözcülerin, kendi forumlarının gündemi ve faaliyetleri hakkında aktarım yapabilecekleri, aynı zamanda ülkenin gündeminin de nabzının tutulacağı bir serbest kürsü kurulabilir. Kültür sanat etkinlikleriyle de forum renklendirilebilir, katılım arttırılabilir.
- Refleks eylem önerileri tartışılabilir.
- Ülke gündemi, barış süreci, alternatif medya ya da dünya gündemi gibi konuların geçtiği bir fanzin hazırlanıp dağıtılabilinir. Bu konuda Güzelyalı Halk Forumu’ nun hazırladığı fanzin örnek alınabilinir.
- Direniş süresince öne çıkmış gazeteciler, sanatçılar foruma çağırılıp söyleşiler yapılabilinir.
- Konak Meydanı’ nında forum harici bulunan insanlara halk forumlarıyla ile ilgili bilgilendirme yapılabilinir.
- Bu genel forumdan oylamayla bir karar çıkıp çıkmaması ile ilgili tartışıldı. Bir sonuca bağlanmadı.
Parklar Bizim İzmir kolaylaştırıcıları ekibinin hızlı bir şekilde yeni gönüllülerle yenilenmesi, böylece eksiklikler ve hataların saptanıp taze fikirlerle çözümlere ulaşılması konuşuldu.
Moral ve kitlesellik açısından bir soluk olması için tek göz kapalı, yalınayak olarak ya da siyah kıyafetlerle somut cumartesi eylemleri yapılması önerildi.
Şehitlerimizi sürekli anıyor olduğumuzun bir simgesi olarak, onların fotoğraflarının basılı olduğu flamalar yaptırıp, Alsancak İskelesi’ nin ordaki direklere asılması ve bunun sürekliliğinin sağlanması önerildi.
Alınan kararlar:
- Konak Genel Forumu’nun haftaiçi 20.00’de yapılması.
- 15.07.2013’te “Seyyar Medya” eylemi yapılması kararlaştırıldı. Saat 18.00’de YKM önünde buluşup polis şiddeti videolarımızı görüntüleyen bilgisayarlarımızı halka göstererek Gündoğdu’ya yürüyeceğiz.
- Tutuklu arkadaşlarımız ile ilgili 15.07.2013 Pazartesi saat 18.00’de yapılacak olan toplantıda açıklanacak olan ihtiyaç listesiyle ilgili yapılacak olan destek konuşuldu.
Bir sonraki forum gündemi:
- Taksim Dayanışması’ na nasıl destek olunabilinir? Bu dayanışma bağı nasıl kurulabilinir?

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Anıtpark Forumu (12 Temmuz 2013)

Katılımcı Sayısı:250-300

Katip: Forumdan önce Anti Kapitalist Devrimci Müslümanlar ile birlikte önce iftar açıldı ardından Çankaya Belediyesince sağlanan ekipmanlar aracılığıyla Gezi sürecine ilişkin sinevizyon gösterimi yapıldı. Saat 22. Civarında ise foruma başlandı.

Moderatör: AOÇ’de kurulması planlanan Geleneksel köy projesini iptal ettirmeyi başardık. Emeği geçen herkese ve foruma teşekkürler.
Bugün anti kapitalist Müslümanlar ile 250-300 kişi iftar yaptık geldikleri için kendilerine teşekkür ediyoruz. Bölününce değil, birlikte ve biz olunca ancak başarabileceğimizi gördük gezi sürecinde.

Duyurular: Duran kadın bizim forumdan bildiginiz gibi Lice’de Medeni’nin anssei ile 24 saat durma eylemi yapacakları ama aldığımız habere göre Medeni’nin annesi fenalaşmış ve hastaneye kaldırılmış.

Kenedy’de eylem vaktinden destek çağrısı geldi.

Pazar Günü saat 17.00’de uçurtma şenliği yapacağız. Dikmende 18.00’den sonra Sincan cezaevi önünde uçurtma uçuracaklar, Akşam 5’te uçurtmalar bittikten sonra dileyen Sincandaki bu etkinliğe destek için buradan geçebilir.

Parklar bizimdir destekçileri, Dayanışma ile ilgili bir web sayfası kuracaklar, Teknik destek verecek olan arkadaşlarımızın katkılarını bekliyorlar. Ayrıca forum notları için bir format oluşturuldu. Bu formata eski ve yeni notların geçirilmesi, ortak noktaların ve eylemleri görülmesi açısından önemli, Formata geçirilme işi içinde destek verecek arkadaşlara ihtiyaç var.

Konuşmacı: Ben Ankaradaki birçok forumu gezdim. Kuğulu’ya, Seğmenlere baktım. Dolaşmamın sebebi ne olduğunu anlamaktı. Doğal olarak edinebileceğim görevime bakmak istiyorum. Anıtkabir’in yanındayız, Mübarek insan M. Kemal’e saygılar. Buradaki mübarek insanlara saygılar. Bu kalabalığın karşısında tüylerim diken diken oluyor

Konuşmacı: Anti Kapitalist Müslümanlara teşekkür ediyorum iftar etkinliği ve destekleri için. Ama bir eleştirim olacak “Mülk Allah’ındır” yerine ben mülk kamunundur diyorum. Bu beni anti kapitalist Müslümanlardan ayırıyor. Ama bu eylemlerde bir araya gelip ortaklaşınca çoğalıyoruz ve ancak bu şekilde neoliberalizmi ve AKP’yi devirebiliriz.

Konuşmacı: Mülk allahdır ile kamunundur arasında aslında bir fark yok. Ali Şeriati “Allah yerine, Kamuyu koyduğunuzda mülk herkesindir” der mülk insanlara telim edilmez bütün kamunundur.

Konuşmacı: Videolar harikaydı. Yandaş medyaya da göndermeler vardı. Bize sürekli destek veren Halk tv, Ulusal Kanal, Yurt Gazetesi … daha fazla takip etmeliyiz. Ama yanaşlara eleştirilerimiz de işe yarıyor. Hürriyet başta hiç haber yapmıyordu. Sonra Twiterda eylemlerle ilgili sürekli bilgi verdi.

Konuşmacı: Ben Birgün Gazetesi okuruyum. Birgün Gaztesi de süreç boyunca aktif destek verdi. THY’nin Birgün Gazetesine Boykotu var. Büyük tirajlı gazetelerin tirajında THY’nin ücretsiz olarak uçaklarda bu gazteleri alıp dağıtmasının da payı var. Birgün’ü almıyorlar ama, biz de her uçağa bindiğimizde gazetemizi alıp ayrılırken de orda bırakabiliriz.

Konuşmacı: AOÇ’ye köy yapılmasını durdurduk. Bu konuda diğer forumlara da örnek olabilecek bir başarıya imza attık. Birçok kişi görev ve sorumluluk aldı. Belediye meclisi toplantılarını aktif olarak izledik. Bu konuda hiçbir fikri olmayan Beld. Meclisi Üyelerine durumu anlattık. Bence bu başarıyı hem yaymalı hem de diğer forumlara da anlatmalıyız. Ben bu konuda bir yazı kaleme alacağım.

Konuşmacı: Hep beraber yapılacak şey bir şeye karşı çıkmak değil olumlamak olsun. Mahallerden başlayalım yeni bir şey var edelim. 7. Caddenin yayalaştırılması önemli belirli saatler arasında da olabilir. Çöp toplayanlara destek olabiliriz. Değişik renkte çöp poşetlerini en yakın sokaktaki evlerde dağıtır ve insanlara belli saatte dönüştürülebilir atıklarını çıkarmasını söyleyebiliriz ve bunu bütün bahçeliye yayarız. Başlangıçta anti kapitalist Müslümanları duyduğumda pek önemsememiştim ama ayrımcılığa karşı ve gezi sürecinde yaptıklarından ötürü çok teşekkür ederim.

Konuşmacı: Bazıları konuşmaya başlayınca ben şu değişim ben bu değilim diyor. Ortak paydamız insan olmamız. Türkiye’de çok sorun var. Her yaştan her kesimden insaların sorunu var. Her şeyi bir kenara bırakıp ezilenin yanında olalım. 7. Caddesinin trafiğe kapatılmasını beklemeyelim yarın gidip orayı kapatalım. Sivil itaatsizlik eylemleri yapalım. Cadde isimlerinin değiştirilmesine karşı çıkalım. Gökkuşağı denilen işe yaramaz yerde toplantılarımızı yapalım

Konuşmacı: İftar etkinliği için hepinizi kutluyorum. Anti kapitalist Müslümanlara da teşekkür ediyorum.
Önerim: Dikmendeki forumda bir tiyatro grubu oluşturuldu ve bir de sergi var. Eğer kabul edilirse onları bizim foruma çağırabilirim.

Konuşmacı: Birazdan eve gitmeden size hoşça kal demek için söz aldım. Etkinlik güzeldi ama size kırıldım evde o kadar patates püresi yaptım ama kimse yemedi. Şaka bir yana tatildeki arkadaşlarım sürekli internet başında forumları izliyor ve bizi kıskandıklarını söylüyorlar ben de gitmeseydiniz diyorum. Burada herkes dost aile oldu Çok mutluyum.

Konuşmacı: Medya konusunda Hayat Tv ve Evrensel Gazetesini de unutmayalım. Hiçkimse yokken biz vardık. Evrensel Gazetesini Ostimdeki işçilerin desteği ile kurduk sermayeye yaslanmadık.

Konuşmacı: Biz Kuğulu Park forumda tematik forumlar düzenliyoruz. Ekoloji ve çevre alanında konuşmacılar çağırdık. İsterseniz bu isimleri buraya da getirebiliriz. Biyoloji bölümünde eylem yaptık. Gökçek Rektörü göreve çağırdı, bizim hakkımızda soruşturma açılması için

En genç Konuşmacı: Sadece bize yapılanları değil, geçmişteki haksızlıklara da karşı çıkalım.

KARAR 1: Dikmen’de yapılan tiyatro ve Resim sergisinin Anıtpark Foruma davet edilmesi

KARAR 2. Kuğulu Park Forumda yapılan Ekoloji ve Çevre ile ilgili sunumların Anıtpark Forumda da tekrarlanması.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Bahçelievler Dayanışması Forumu (12 Temmuz 2013)

Bahçelievler Dayanışması olarak, 20.00 da Yeryüzü Sofrası adı altında gerçekleştirdiğimiz iftardan sonra Ali İsmail Korkmaz’ın temsili anıtına bıraktığımız mumlar, takas pazarı için getirilen kitapların ve Dayanışma Masası’nın düzenlenmesiyle birlikte konu başlığı Ali İsmail Korkmaz’ın kaybedilişi olmak üzere forumumuz başlamıştır…

Ufuk isimli katılımcı, Ali İsmail Korkmaz adına yazdığı mektubu okudu.
“Benim adım Ali İsmail Korkmaz, 19 yaşındayım. Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde öğrenciyim. Gezi Parkı eylemlerine destek vermek için çeşitli arkadaşlarımla beraber sokaklara çıktım. 2 Haziran günü katıldığım eylemde polis şiddetinden kaçarken sokakta kimliği belirsiz kişiler tarafından kıstırılarak odunlarla dövüldüm. Yere yıkılana kadar dayak yedim. Olaya şahit olan bir kişi korktuğu için müdahale etmedi, edemedi. Bir süre sonra ayağa kalktım ve uzaklaştım. Ancak başka saldırganlar tarafından yakalanarak dayak yemeğe devam ettim. Kendimi otobüs durağına attığımda bayılmışım. Arkadaşlarım beni tesadüfen buldular, hastaneye gittik. Ancak doktor eylemden gelenlere bakmıyordu. Her tarafım morluk ve şişlikler içerisinde olmasına rağmen hastanede “ Bir şeyin yok, git ifadeni ver” diyerek uzaklaştırıldık. Çocukken kalp ameliyatı geçirdiğim ve kan sulandırıcı ilaçları hala kullandığım için kanamadan korkup hastaneden eve dönemedim. Sabaha kadar hastane önünde bekleyip, yorgun düşünce mecburen eve gittim. Uyandığımda konuşma zorluğu çekiyordum. Arkadaşlarım, aileme haber vererek beni başka bir hastaneye götürdü. Fakat ikinci hastanede, önce ifade vermemin gerekliği olduğu söyleyerek, beni karakola gönderdi. O halde karakollarda gezinerek yanımdaki arkadaşlarımın yardımıyla ifademi verdim. Çünkü dilim dolanıyor ve konuşmakta güçlük çekiyordum. İfade sonrası götürüldüğüm hastane, dayak yememden tam bir gün sonra muhanemi yapmaya karar verdi. Çekilen tomografi sonucunda beyin kanaması geçirdiğim ve vücudumda pek çok kırık olduğu belirlenerek ameliyata alındım. 4 saatlik ameliyatın ardından solunum ve bilincimi kaybettim, yoğun bakıma alındım. Ailem ve arkadaşlarım haftalarca, tedirginlikle hem yaşamamı hem de ölümümü beklediler. Bir ara kendi kendime son bir gayret ile nefes almaya başladım. Lakin olmadı. Hepinizi üzdüm. Umutlandırdım. Affedin!
Ben Ali İsmail Korkmaz, 19 yaşındaydım. 2 Haziran gecesi elinde odunlar olan kimliği belirsiz kişiler tarafından Gezi Parkı eylemlerine destek verdiğim için öldüresiye dövüldüm. 10 Temmuz günü hayata gözlerimi yumdum. “

Katılımcı düşünceleri;
- Ali İsmail Korkmaz, 31 Mayıs günü başlayan, Taksim Gezi Parkı direnişinden bu yana polis ve devlet tarafından öldürülen beşinci arkadaşımız, ışıklar içinde uyusun. Anısı mücadelemizde yaşayacak.
- Arkadaşımız mektubu okurken, bir anne olarak çok duygulandım, üzüldüm. Şuanda çok öfkeliyim. Ali İsmail Yılmaz’ı kaybettik ama bir gider, bin geliriz! Mücadeleye devam!
- Hala yoğun bakımda olan arkadaşlarımız var. Yarın bir ölüm haberi daha alabiliriz. Alilerin ölümlerine alışmamamız lazım. Ali Hataylıydı ve Hatay son 4 ayda Reyhanlı başta olmak üzere çok ciddi şeyler yaşadı. Hatay bizden daha kızgın ve Hatay’da polis çok daha sert davranıyor.
- Çift çanak kullandığı için gözaltına alınan insanlar vardı ve bu satılmış medya Gezi Parkı olaylarından sonra o insanlara şunu söyletti, “Neden şimdi çift çanak kullandığımızı anlayabiliyor musunuz?”
- Sopalı, palalı saldırganlar münferit bir olay değil, hükümetin ve satılmış medyasının yarattığı bir durumdur. Biz Ali’yi ve Ali gibi beş arkadaşımızı daha kaybettik. Bizim gücümüz kaybettiklerimiz içerisinde bir polisi de var görmemizdir. Bu farkımızı koruyalım.
- Yıllar boyunca halklar, devlet eliyle birbirine düşman edildi. Ancak bazıları halkların birbirinden hiçbir farkı olmadığı anlayamadı. Bu sömürü sistemi içerisinde devletin şiddetiyle, zamlarıyla, saldırıyla, çeşitli müdahaleleriyle birçok ortak yönümüz oluştu. Gezi Direnişi bu ortak yönlerin buluşmasıdır. Gezi Direnişi bize yan yana durmayı öğretti. Bundan sonraki çalışmalarımızla da mahallemizde, okullarımızda hep beraber ortak bir iradeyle bu hak, kardeşlik ve barış mücadelesini büyütelim.
- Ali’nin öldürülmesi bir biat toplumuna dönüştürülmek istenen toplumun içerisinde bulunan yürüyen insanın, konuşan insanın susturulmak, durdurulmak istenmesidir. Buna karşı gelecekler vurmakla, kırmakla tükenmez.
- Biz eski kuşakların içerisinde olduğu tartışmaların cevabıdır Ali’nin ölümü. Ali’nin öldürülmesi devletin niteliğinin öğrenilmesi açısından en büyük örnektir. Ali’yi bu sömürü sistemi, ezen – ezilen sınıflar olduğu sürece var olacak sistemin polisi ve onun sivil uzantıları öldürdü.
- Ali; Sevcan gibi, Uğur gibi, Ethem gibi öldürülen bir insan. Ali’nin arkasında olanlara, Sevcan’ın ve Uğur’unda ihtiyacı var. Umarım Gezi Direnişinden sonra insanlar Maraş’ta, Dersim’de, sırf ırkından ve inancından dolayı öldürülen, katledilen insanları da düşünecektir. Biz halkına karşı katliamlarla, ölümlerle cevap veren hiçbir iktidarı affetmiyoruz.
- Bugün Ali için koruduğumuz hassasiyeti, günlerdir komada olan Berkin içinde göstermemiz ve tutsaklarımızı yalnız bırakmamamız gerekir.
- Örgütlü olduğumuz sürece polisin ve onun sivil uzantılarının saldırıları da egale edilecektir. Bu nedenle kendi içimizde örgütlü olmanın önemini vurgulamak istiyorum.

Daha sonra, avukat olan bir katılımcı, yaşanılan süreç içerisinde gelişen hukuki ve hukuki olmayan olaylara dair açıklamalarda bulunarak, gözaltı sürecinde gösterilmesi gerekilen tavrı aktarmış ve katılımcıların sorularını yanıtlamıştır. Konuşma özeti;
- Hükümet sözcülerinin bu süreç içerisinde söylediği her söz mahkeme konusu olabilecek açıklamalardır. “Kağıt üzerinde bazı haklar vardır ancak bunları biz istediğimiz sürece, bizim istediğimiz şekilde kullanırsınız, kullanmazsanız sizi terörist ilan ederiz” denilmektedir. Hiçbir anayasal hak yukarıdan birilerinin yazmasıyla, çizmesiyle oluşmaz. Bunlar halkların mücadeleleri sonucunda kazanılan haklardır. Kağıt üzerinde size tanılan hak ve özgürlükler vardır. Ancak uygulamada birçok kısıtlama getirilir. Kazandığınız bu haklar siz kullandığınız sürece vardır. Kullanmaz, savunmazsanız yok olur. Yasaları oluşturan ve uygulatan halkın kendi gücüdür.
- Parkın keyfi yasaklanmasından sonra kendisinin halk olarak görüldüğüne artık tereddüt ile baktığını söyleyen katılımcı, parka girmenin yasal şartını “yandaş mı olmak lazım?” diyerek sordu. Soruya cevaben,
Valinin açıklamalarının tutarsızlıklarla dolu olduğunu, halkın gözünde vali itibarının kalmadığı ve hiçbir hukuksal alt yapıya binaen yapılmadığı söylendi. “Bu açıklamalara cevap vermek dahi saçmalığa karşı cevap vermektir. Herhangi bir idarecinin toplanma hakkının engellemesi suçtur, valinin halk üzerinde ise hiçbir ciddiyeti kalmamıştır.” denildi.
- Gözaltı durumunda eylemcilerin takınması gereken tavrı soran katılımcıya cevaben,
Gözaltı sürecinde herhangi bir itirazda, eylemcinin polis ile mukavemet etmekten tehdit edildiği genelde ise soruşturmanın bu yönde açıldığı, gözaltına alınan eylemcinin çevresindeki insanlara ismini duyurmasının gerekli olduğu, gözaltı sürecinde sessiz kalma, tutanak imzalamama, avukat isteme hakkının var olduğu hatırlatıldı. İnsanların çantasında çıkan güneş ve deniz gözlüklerinin dahi artık tutuklama sebebi olduğu belirtildi.
- Taksim Dayanışması üyelerinin gözaltına alınmasından sonra tutuklanmasını beklediğini söyleyen bir katılımcı, üyelerin serbest bırakılmasını kendi adına sürpriz olduğunu, bu sürecin bir hukukçu olarak nasıl izlenildiği soruldu.
Göz altıların, Taksim Dayanışması’nı yıpratmak amacı taşıdığı, ardından savcının acil bir şekilde suç örgütü kurma telaşına girdiği aktarıldı. “Gözaltına alınanlardan birisi polis otobüsünün yanında geldiği için bir suç örgütü oluşturmaktan üç gün sonra hakim karşısına çıktı. Bu gerçek bir hukuk komedisidir. Gözaltı sürecinde savcının bir terör örgütü oluşturma çabasının başarısızlığını ise yeterince çalışamamasına bağlıyorum. Önümüzdeki süreçte bu hazırlığın yapılmasını da bekliyoruz. Dava hakkında yeterince kamuoyu oluşmadığı sürece o dava hukuki sonuçlanmayabilir. Taksim Dayanışması üyelerinin serbest kalışının nedenini de buna, bir kamuoyu oluşmasına bağlıyorum. “

Forum günlerinin Salı ve Cuma olarak düzenlenmesinin kararlaştırılması, forumumuzun sosyal medya adresinin, forum ve Yeryüzü Sofrası’nın gün ve saatinin paylaşılması, TMMOB ve Taksim Dayanışması’nın Cumartesi günü için yaptıkları yürüyüş çağrısının aktarılmasının ardından sonra forum sonlandırıldı.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Beylikdüzü Forumu (12 Temmuz 2013)

“Ekonomi, faiz lobisi, dış güçler “ konusu çevresinde bir forum organize edildiği için bu konuda yetkin konuşmacılar davet edildi.
Forum, misafir konuşmacılar Ahmet Tonak ve Bülent Falakoğlu’nun foruma tanıtılması bir gün önce Taksim Dayanışması üyelerinin davası için gidilen Çağlayan Adliye sarayı önündeki eylemin değerlendirilmesi ve “ Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganı ile başladı.

Direniş boyunca yitirdiğimiz yoldaşlarımız için saygı duruşunda bulunuldu.
İlk söz misafir konuşmacı Ahmet Tonak’a verildi.

- Ahmet Tonak kendini tanıttıktan sonra, faiz lobisinin ne demek olduğunu, direniş sürecinde Akp tarafından nasıl propaganda malzemesi olarak kullanıldığını anlattı. Türkiye’de devlet elindeki büyük kurumların satışı ile devlet borçlarının azaldığını ancak bunun dış borcun azaldığı anlamına gelmediğinden bahsedildi.
- Aslında Türkiye’nin dış borçları tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış durumda.
- Türkiye’de ekonomi küçülürken bankaların karları arttı, bunun sebebi borçlanmaya yönelik bir ekonomik sistem kurulmuş olması.
- Gezi direnişi başlamadan önce ekonomi zaten güç durumdaydı. Mart-Nisan aylarında ülkeye gelen yabancı para 7-8 milyar dolar civarındayken. Direniş başlamadan önce yani Mayıs ayında ülkeye gelen yabancı para 500 milyon dolarlara inmişti. Haziran ayında ise ülkedeki karışık durumla da beraber, bu yatırımcılar iyice ülkeden kaçtı ve para gelmediği gibi ülkeden 16 milyar dolar dışarıya para çıktı. Bunun sebebi serseri mayın gibi dünyada daha fazla kar elde etmek için piyasa piyasa gezen büyük yatırımcıların artık daha güvenilir gördükleri Amerika piyasalarına yönelmeleri.
- Ekonomi aslında yeme içme biçimidir. Ekonomiyi asgari ihtiyaçları karşılamak düzeyine indirgersek, zaten birçok zorunlu ihtiyacın ücretsiz olması gerekir. Her şeyin daha fazla alınır – satılır olduğu sistemle yüzleşmemiz gerekli. Gezi direnişi sonrasında park forumlarının önümüzdeki yıllarda asıl başarmış olacağı konu budur.
Diğer misafir konuşmacı Bülent Falakoğlu ;
- Hatay’da ki çatışma ve dün yapılan adliye önündeki eylemlerin öneminden bahsedildi.
- Parklardaki forumların enerjisinin ülkeyi önümüzdeki senelerde çok daha değişik şekillendirebileceğinin farkında olmalıyız.
- Faiz lobisi vb. birçok yalan bizzat iktidar ağzıyla atılıyor ancak günümüzde bu yalanlar çok daha çabuk çürütülüyor ve içi boşaltılıyor.
- Bu yalanların asıl amacı direnişi prestij kaybına uğratmak.
- Faiz lobisi söylemi ilk ortaya atıldığı kadar etkin değil artık, çünkü ekonominin gerçek sorunları ile yüzleşmeye başladık.
- Dışarıdan büyük paralar alarak borçlandık faiz yüküne girdik, ancak tabii ki bu para adaletli şekilde dağıtılmadı veya halka dönük büyük yatırımlar üretim güçleri oluşturulmadı, halk bu borcun ve faizin altında ezildi ancak iktidar bu para ile yaptığı işlerle elini güçlendirdi. O kadar ki iktidarın en çok övündüğü projelerin ihaleleri bile döviz üzerinden yapıldı.
- Bu para politikası yüzünden batanlar olacak ve aslında bu şekilde devam ederse bu batanların faturasını da yine halk ödeyecek. Bu forumları bu faturayı ödememek üzere ilerletmeli ve bilinçlenmeliyiz.
- Mısır’da ki darbe ile gezi direnişini ilişkilendirip, bu olaylar devam etseydi Türkiye’de de darbe yapacaklardı diyenler Suriye’de muhalefeti silahlandırıyor. Akp’nin darbe karşılığı ve sandık seviciliği yalandır.
- Başka bir direnişe sahne olan Brezilya ve Türkiye arasında birçok açıdan fark olsa da, bir konuda çok benzeşiyorlar. O da gelir adaletsizliği. İki ülkede de zengin daha zengin fakir daha fakir olmaya devam ediyor.

Forumda soru-cevap bölümüne geçildi.
İlk soru alınmadan önce yarın için TMMOB’nin yaptığı Taksim çağrısına katılım kararı alındı ve Beylikdüzü Özgürlük Meydanı’nda 15.30 da buluşuyoruz 17.30 da Galatasaray Meydanında olacağız açıklaması yapıldı.
Soru: Bahsedilen konular sürekli para piyasaları ile ilgili peki Türkiye nasıl bir üretim ülkesine dönüşebilir?
Cevap- Ahmet Tonak: Bu iktidar ile olmayacağını 10 yıllık süreç göstermiştir. Nasıl başaracağımızı anlamak için direniş sürecinde sık tekrarlanan görüşleri sorgulamamız gerekli, örgütsüzlük, parklara atfedilen önem ve buradan bir alternatif çıkartıp, çıkartamayacağımızı sorgulamalıyız. Bir an evvel isyanın yarattığı enerjinin bir iktidar stratejisine dönüşmesi gerekir. Bunun için park forumları arasında bir an önce bağlantılar kurulmalı.
Cevap-Bülent Falakoğlu: Kendisine apolitik diyen kitle de aslında politik sadece örgütsüz çünkü mevcut kurumlardan herhangi birini beğenmiyor ancak bu insanlarla ve diğer tüm güçlerle beraber bir cephe örülmeli. Böylelikle bugün hayalî gibi gözüken şeyleri ileride konuşabilir hale gelebiliriz.
Soru: Ülke ekonomisi çok zengin ve güçlü deniliyor, bizim cebimize para girmiyor. Güçlü ekonominin kıstasları nelerdir?
Soru: Türkiye’de Akp Brezilya’da sosyalist gelenekten gelenler iktidar, ancak halk aynı sorunlarla boğuşuyor bunun sebebi nedir?
Soru: Yıllar önce okuduğum bir kitabın kapağını söylemek ve sadece bunu sormak istiyorum “Ne yapmalı !” ?
Soru: Müzakere sürecindeki tutumumuz ne olmalı?
Soru: Merkez bankası ve Türkiye ekonomisinin bu para politikasına karşı dayanma gücü nedir?
Soru: Öldürülen kardeşimiz Ali’nin babası; “benim vergimle benim oğlumu vurdular, ben katilim” dedi. Biz kendi vergimizle kendimizi vurmamak için vergi vermek istemiyoruz. Ne yapabiliriz?
Soru: Günümüzdeki ortam 2001 ekonomik krizi ile çok benzer. Sizce yakında bizi bekleyen bir ekonomik kriz var mı?
Soru: Bu isyanı sol örgütler neden yönlendiremedi de halk sol örgütleri peşine takıp isyan etti bunun üzerine sol ileride kendini nasıl geliştirebilir?

Cevap- Ahmet Tonak : (Genel olarak)
- Ülke ekonomisi çok kötü durumda ve daha da kötüleşecek. Yabancı sermaye ülkeye gelirken yabancı para ile geliyor ve çıkarken de aynı kurlarla çıkmak istiyor, bunun üzerine Merkez Bankası kurları aşağıya çekmek için piyasaya sürekli müdahalede bulunuyor ancak gücü yetmiyor. Önümüzdeki süreçte yabancı sermaye daha fazla çıkmak isteyecek buda krizi hızlandıracak. Bu seferki kriz reel sektörde olacak ve 2001 krizine göre halk bunu daha yoğun hissedecek.
- Çözüm için iş örgütlenmeden geçiyor siyasal örgütlenmeden önce hayatın her alanında iş yerlerinden başlayarak örgütlenmeliyiz, sendikalı değilsek olmalıyız iş yerlerinde sendikal harekette bulunmalıyız. Önce patronla mücadele edip sonra siyasal örgütlenme ile devam edebiliriz.
- İktidarı hedeflemeyen hareketler sönümlenmek zorundadır.
- Kapitalizmin alternatifi sosyalizmdir.
(Forum süresince ilk kez konuşma uzun süre alkışlarla bölündü)
- Bu hareketi nasıl 21.yy’a yakışır şekilde bir sosyalizme evirebiliriz gibi sorular sormalıyız.
Cevap-Bülent Falakoğlu :
- 80’lerde yapılan Ülker grevi ve boykotu ile ilgili bir hatırlatma üzerine: Boykot çağrılarını bu süreçte çok gözlemledik ancak tamam onu boykot edelim ancak ötekini tüketmek zorundayız sonunda yine para kazandıracağız gibi görüşler var forumlarda. Tüketmeme modelini forumlarda tartışmaya açmalıyız, alternatifler yaratmalıyız.
- Brezilya’da sosyalist gelenekten gelen bir topluluğun iktidar olmasına rağmen sosyalist dinamikler işletilmiyor. İşsizlere yardım yapılıyor ancak iş üretilmiyor gibi. Üretim sistemini değiştirmediler. Sonuçta iktidar sosyalist sisteme göre değil kapitalizmin kendi kurallarına göre oynuyor.
- Türkiye’deki üretim dinamikleri, çalışma hayatında ki sorunlar, bir krize doğru gidiyor.
- Müzakere süreci toplumsal barış ve toplumsal mücadele için çok önemli, demokrasiyi kimsenin tekeline bırakmadan sahiplenmeliyiz.
- Akp iktidarının on yılındaki ekonomik verilerin okunması üzerine; istatistiklerin içerisinde yer alan işsizlik rakamları gerçeği yansıtmıyor. Kadın çalışan oranı %28-%30 ancak çalışabilecek durumda olupta hiç iş aramayan kadınların %20si iş talep etse işsizlik %18lere çıkar.
Son Söz+cevap- Ahmet Tonak :
- Maaşlı ve ücretli çalışanların vergi ödememe gibi bir şansı yok zaten devlet size verilen ücretten kesiyor, dolaylı vergilerde de aynı şekilde ( KDV vb.) Bunun yolu devletin size sunmak zorunda olduğu hizmetleri, haklarınız olan şeyleri bedava alın. İşgal edin, isteyin!

Forum yarın TMMOB’nin çağrısı ile 15.30 da Beylikdüzü Özgürlük Meydanı hareketle 17.30 da Galatasaray meydanına gidileceği hatırlatması ve Pazar günkü foruma çağrı yapılması ile sonlandırıldı.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Buca Koop Halk Forumu (12 Temmuz 2013)

• Forumların işleyişleri ve bir önceki forumda alınan kararlar hakkında hatırlatmada bulunuldu.

• Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)’ni ve bağlı Odaları işlevsizleştirmeye yönelik olarak yapılan yasal düzenlemenin kapsamı ve Akp’nin TMMOB’ye ve bağlı Odalara olan öfkesinin nedenleri hakkında Makina Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Sekreteri Melih Yalçın tarafından sunum yapıldı, sorulan sorular yanıtlandı.
• Diğer forumlarla eşgüdüm sağlanmasının önemi vurgulanmıştır. İzmir’deki forumların moderasyonlarından (sekreterya) ikişer kişinin katılımlarıyla haftada birgün genel toplantı yapıldığı bilgisi paylaşıldı. Bu hafta yapılacak toplantıya Buca Koop Halk Forumu’ndan mutlaka katılım sağlanarak, forumun önerilerinin aktarılması kararlaştırıldı.

• Ramazan ayı sebebiyle, bir dayanışma kültürü oluşturmak amacıyla ASKIDA PİDE kampanyası başlatmak ve bu konuyla ilgili olarak Buca Koop’ta bulunan Halk Ekmek Büfesi ile görüşülmesi kararlaştırıldı.

• Bir sonraki forumda (15 Temmuz-Pazartesi), ev baskınları ile gözaltına alınan ve tutuklanan İzmir’deki Gezi direnişçilerinin yaşadıkları hukuki sürecin bilgilerinin aktarılması, olası bir gözaltı ya da ev baskını gibi durumlarda hukuki haklar konusunda bilgilendirmenin yapılması için Çağdaş Hukukçular Derneği’nden talepte bulunulması kararlaştırıldı.

• 17 Temmuz Çarşamba günkü forumda, ülkemizdeki eğitim sistemi ve eğitim sisteminin sorunları konulu bir sunum yapılması kararlaştırıldı.

Kaynak: http://direnisforumu.org/

Başa dön

Çayyolu Üç Fidan Forumu (12 Temmuz 2013)

Duyurular:

· Bir katılımcımız, Kurtuluş Ethem Sarısülük Parkı Forumu’na her Çarşamba saat 19:00’da, her forumdan en az iki kişinin katılması çağrısının yapıldığını duyurdu.

· Bir başka katılımcımız, TMMOB üyesi veya bu örgütle ilgisi olmayan birkaç kişinin geceyarısı meclisten geçirilen TMMOB yasasına karşı internette imza kampanyası başlattıklarını ve bu sabah 25.000 imzaya ulaştıklarını duyurdu. Herkesi kampanyaya katılmaya davet etti.

· 13 Temmuz 2013 Cumartesi günü saat 17:00’da, TMMOB önünde düzenlenecek eylemle ilgili duyuru yapıldı.

· Yürüyen kadın Aylin Kotil’in Pazar günü Ankara’ya ulaşacağı ve direnişçiler tarafından bir karşılama planlandığı duyuruldu.

Gündem:

1. Ali İsmail Korkmaz

2. TMMOB yasası

3. Yürüyen kadın Aylin Kotil

4. “Sen gelme ulan ayı!”

· Moderatör ve birkaç katılımcı, Ali İsmail Korkmaz’ı ölüme götüren süreci medyadan ve internetten takip ettikleri kadarıyla anlattılar. Bu konuda farklı mecralarda farklı haberlerin ve yorumların olduğu anlaşıldı.

· Doktor bir katılımcımız, Ali İsmail Korkmaz’a bakmadığı ve yanlış müdahale ettiği söylenen doktor hakkında tabip odasının soruşturma açtığını söyledi.

· Bir katılımcımız, “Ali İsmail Korkmaz’ın ailesinin bir görgü tanığı varmış ve bu tanık Ali’ye, elinde telsiz, cop ve sopalar olan kişilerin saldırdığını söylemiş.” dedi.

· Bir başka katılımcımız da, “Ali, polisin yarattığı korku duvarı olmasaydı hayatta kalacaktı. İnsanlar yaralandıklarında ne hastaneye ne de karakola gidebiliyorlar. Bu sorunun barolar ve insan hakları aktivistlerince çözülmesi gerekiyor.” dedi.

· Bir veya birkaç doktor tarafından yapılan hataların bütün doktorlara maledilmemesi, soruşturma sonuçlanmadan sosyal medyada bu kadar üzerlerine gidilmemesi gerektiği, iktidar yüzünden doktorların da zor durumda oldukları görüşleri dile getirildi.

· Bu görüşlere karşılık, “Doktorları genellemek doğru değil ama tepkimizi koyacağız tabi ki. Tepki koymazsak sonra bizde tepki koyacak mecal bırakmayacaklar.” şeklinde görüşler ortaya konuldu.

· Bir katılımcımız sosyal medyada intihar eden polislerin aslında susturulmak istendiği konusunda gönderi ve yorumların gezdiğini söyledi. Ancak intihar eden bazı polislerinse bu işi önceden haber vererek, göz önünde yaptıkları konuşuldu.

· Katılımcılar yaşadıkları polis şiddeti örneklerini anlattılar. Uluslar arası hukuk kurallarına uyulması gerektiği, polislerin hukuksuz emirleri yerine getirmek zorunda olmadıkları hatırlatıldı.

· Bir katılımcımız, “Dikmen’de forum yapılırken gelen birkaç arabadan sopalı, bıçaklı saldırganlar iniyorlar. Forumdaki kadınlar birden öne fırlıyorlar. Adamlar afallıyorlar. Biz insanca yaşamayı talep ediyoruz ama bu birilerini amansızca rahatsız ediyor. Hazırlıklı olmalıyız. Birileri saldırdığında dağılarak kaçtığımızda unutmayalım ki arkada kalan arkadaşımız darp edilecektir. Umarım böyle bir şey olmaz ama her ihtimale hazırlıklı olmalıyız.” dedi.

· Ali İsmail Korkmaz anısına kısa vadede ne yapabileceğimiz, eylemlere Kızılay’da mı katılacağımız yoksa Çayyolu’nda mı eylem düzenlemeliyiz konuları tartışıldı. Bütün forumlardan merkezde bir eylem yapma kararı çıkarsa 3 Fidan Forumu olarak katılmamız gerektiğiyle ilgili görüşler iletildi. Bir katılımcımız, “Eylemlerin yapılması gereken yerde yapılması kitlesellikten daha önemli. Şiddete karşı eylem yapılacaksa Kızılay’da topluca eylem yapılmalı. Yüzlerce grubun tekrar bir araya gelmesi gerekli.” dedi.

· Bir katılımcımız, “Farklı farklı yerlerde eylem olması bizleri yoruyor. Hangi birine yetişeceğiz. Bugün Atatürk orman Çiftliği’ne gittik, buraya zor yetiştik. Kennedy’e gidenler oldu.” dedi.

· Bir başka katılımcımızsa merkezdeki eylemlere herkesin gidemediğini, insanların evde oturmalarındansa parklarda, forumlarda, sokakta olmalarının daha verimli olacağını belirterek, “Biz her yerdeyiz, bölündüğümüzü düşünmeyin.” dedi.

· Ümitköy nüfusunun 300.000 kişi olduğunu söyleyen bir katılımcımız, eylemleri burada nasıl yaygınlaştırabileceğimize karar vermemiz gerektiğini vurguladı.

· Bir katılımcımız TMMOB’un geçmişi ve bugünü hakkında bilgi verdi. “70’li yıllarda mühendislerin çoğu aynı anda işi bıraktı ve imalat durdu. TMMOB’nin bu kadar başarılı olmasının nedeni, her zaman halkın yanında yer alması.” dedi.

· Bir başka katılımcımız, geceyarısı çıkarılan yasayla meslek odalarının kendi meslektaşlarını denetleme görevinin elinden alındığını belirtti. Mesleklerini icra eden insanların odalara üye olmaları gerektiğini vurguladı. “Siyasi iktidarın bu kararını reddediyoruz!” dedi.

· TMMOB üyesi bir katılımcımız, gelen itirazlar üzerine açıklama yaptı; “Birliğin resmi adı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği. Biz bunu Türkiye olarak değiştirmeyi düşündük ama şimdi yaptıkları gibi bütün yasayla oynamalarından korktuğumuz için iktidara öneremedik.” dedi.

· Sanatla, estetikle ilgili yetkilerin ellerinden alındığını belirten bir katılımcımız, “TMMOB bu ülkede her zaman siyasi iktidarların korkulu rüyası olmuştur.” dedi.

· Bir katılımcımız, “Üç yıldır Makine Mühendisleri Odası’na üyeyim. Beni haraca bağladılar. İstifa etmek istiyorum, aidatları ödemeden yapamıyorum. TMMOB’nin yetkilerini alan bu yasaya tabi ki karşıyım ama TMMOB da melek değil.” diye konuştu.

· Bir katılımcımız, “Biz halkız, nerede yanlış yapılıyorsa biz orada olacağız.” dedi.

· Bir katılımcımız, “İktidar önceden karşı olduğu her örgüte bir kulp taktı, şimdi karşı değil. HSYK’ya, Anayasa Mahkemesi’ne, Türk-İş’e karşıydı, şimdi değil.” dedi.

· Bir katılımcımız, “Direniş bizi bir araya getirdi ama direniş aynı zamanda başkaldırı demektir. Biz özgürlükler üzerinden yol almalıyız.” diyerek, kendi örgütlerimizin içinde de demokrasinin işlemesinin, hareketin sendikalarımızı da örgütlerimizi de etkilemesi gerektiğini vurguladı.

· Bir katılımcımız, “Kesk ve TMMOB’un aynı kefeye koyulmasına karşıyım. TMMOB şimdiye kadar bütün kaynaklarını, çabalarını halk yararına kullanmıştır. Bu yasa yüzünden bir sürü sahte mühendis ve şehir planlamacıyla karşı karşıya kalacaksınız, hiçbir projeden haberiniz olmayacak. Şimdiye kadar müdahale etmediğimiz söylenemez. Az kişiydik, sesimizi duyuramıyorduk. TTB’nin, baroların gösterdiği tavrı görmeseydik, biz direnemezdik.” dedi.

· Forumumuzda meslek örgütlerinin kendi içlerindeki demokrasi problemlerini de çözmeleri gerektiği, geceyarısı yasa operasyonuna hepimizin karşı olduğu ve herkesin meslek örgütlerine sahip çıkması ve birlikte eylem yapılması gerektiği görüşleri öne çıktı.

· Yürüyen kadın Aylin Kotil’in Ankara’da karşılanması planı tartışıldı. Kendisinin seçim barajını %3’e düşürmek için yürüdüğü ve forumların desteğini almasının doğal olduğu söylendi. Forumların ortak toplantısında karşılamanın nasıl yapılacağına karar verilmesi kabul edildi.

· Daha sonra yağmur nedeniyle forum, parktaki şemsiyelerin altında serbest kürsüyle devam etti.

Önerilen Gündemler:
· Bir katılımcımız, “Park forumları nasıl devam edecek?, Kışın nerede toplanılacak?, Paraya ihtiyaç duyulduğunda nasıl davranacağız?” konusunu gündeme taşımak istediğini belirtti.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Eti Park Forumu (12 Temmuz 2013)

Parkın adı artık Ali İsmail Korkmaz Parkı olmuştur. Tabela değiştirilmesi daha sonra halledilecektir.

Anadolu Üniversitesi’nde bir yere de Ali’nin ismini vermeliyiz denildi.
Espark’ın orası Ali İsmail Korkmaz meydanı olarak adlandırılabilir denildi.
İnsanlar hiçbir şey yapamıyorlarsa genel olarak belirlenen bir saatte mesela akşam saat 21:00’da kapılarının önüne inebilir ve oradan bir karşılaşma ağı oluşturulabilir denildi.
Tencere tava çalarak, korna çalarak eylem olmaz demokrasi böyle sağlanamaz diyen bir amcamız mücadelenin sokakta biraraya gelerek olması gerektiğini söyledi ve park meclisleri fikrini benimseyip buna göre hareket etmeliyiz dedi.

Bir başka amca da tencere tava çalmak bile bir eylemdir, her eylem değerlidir güzeldir dedi.

Bütün partiler, örgütler birleşsin hep birlikte hareket edelim; diğer forumlarla da ortak hareket edelim fikri sunuldu. Diğer forumlarla görüşme yapıldığı bildirildi.

Ali’nin anması için yapılan yürüyüşteki kopukluğun neden olduğunu taraflar tartıştılar. Daha fazla kalınmalıydı neden bu kadar çok aceleci olundu, biz orada mumlarımızı yakıp türküler söyledik denildi. Bunun üzerine daha önceden yapılmış bir program vardı o sebeple geri dönüldü denildi. Bu karmaşanın sebepleri olarak da varolan programın duyurusunun yeterince yapılmaması ve son zamanlarda forumların çeşitli sebeplerle biraraya gelemiyor oluşu olarak dile getirildi.

Örgütler, partiler daha önceden yapılmış bir planlama varsa buna uymalıdır dendi.

Ben sizlerden çok şeyler öğrendim gençler diyerek söze başlayan bir büyüğümüz, birbirimizin devrimciliğini, cesaretini sorgulamamalıyız, bu ayrıştırıcı bir söylemdir dedi. Gerektiği yerde gerektiği eylem yapılır yeterki ne yapılacağı ne yöne gidileceği belli olsun başından. Bir de emek ve demokrasi güçlerini yanlışlarıyla ve doğrularıyla kabul etmeliyiz, onları dışlayamayız, bunu görmezden gelmemeliyiz; forumların ve emek, demokrasi güçlerinin biraraya gelmesi lazımdır bu önemlidir. Onların forumlara katılımını sağlamalı ve desteklemeliyiz, dedi.

Yunusemre Caddesine daha çok gidilmeli. Eylemler orada çoklaştırılmalı. Oradaki fırın için ve İnci Pastanesi için daha güçlü bir boykot yapmalıyız, İstanbul’da boykot edilen yerler kapattırıldı, tekrar açamıyorlar tepkiden dolayı denildi.

Adliyede de eylemleri arttırmalı ve güçlendirmeliyiz, orada dönüşümlü olarak nöbet tutalım, görüntüler ortaya çıkarılıncaya kadar, gerekli işlemler yapılıncaya kadar. Fikir kabul gördü ancak detaylar konuşulmadı.

Cumartesi günleri haricinde de eylem yapalı, mesai saatleri içinde adliyede bir eylemin olması sesimizi adliyeye duyurabilmemiz açısından önemlidir bunu da yapmalıyız. Bu fikir de kabul gördü ancak detaylar konuşulmadı.

Pazar günü -14 temmuz- Emek ve Demokrasi güçleri saat 14:00’da valilik önünde eylem-basın açıklaması yapacaklar. Katılım sağlayalım.

Forum çerçevesinde kurulan, işlerliği önemli olan çalışma gruplarına katılım gerekli ve önemlidir.

İktidarı daha doğrudan hedef alan eylemlilikler yapmazsak hareketimiz sönümlenecektir. Bunu da göz önünde bulundurmalıyız.

Hayatını kaybeden kişilere aynı değer verilmelidir, Halkların Kardeşliği diyorsak Medeni içinde aynı sahiplenmeyi göstermeliyiz.

Park bizim orjinimiz olsun, mücadeleyi buradan büyütelim ve geliştirelim.

Doktor için eylem yapılacaksa hastaneye yürünebilir.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Güven Park Forumu (12 Temmuz 2013)

12 TEMMUZ 2013 GÜVENPARK DAYANIŞMASI FORUM NOTLARI
*Kürsü liseli haziran direnişcilerinin
AKP’nin liselerimizde yarattığı yıkıma rağmen biz “küçük çocuklar!” biz”bir şey bilmeyenler!” gerekli cevabı sokakta verdik diye düşünüyoruz.Direnişe katılmayalım diye okullarımızın kapılarını kapattılar sınavları son ders saatine aldılar ama tüm baskılara rağmen sokaktaydık.Okullarımız kapandı mücadeleye mahalllelerimizde devam ediyoruz.
*Güvenpark Dayanışması liselilerin dayanışma komitesini kuralım.Liseliler de tıpkı kadınlar ve üniversiteliler gibi kendi gündemlerini bu foruma taşısınlar.
*Direniş sürerken birçok arkadaşımız tutuklandı.Onlar için sincan cezaevine gidelim ve orada uçurtma şenliği yapalım.Sesimizi duyamazlar bizi göremezler ama uçurtmalarımızı görebilirler.Uçurtma yapımı için gönüllüler pazar günü güvenparkta buluşsun.Oylandı/kabul edildi.
*Haziran direnişi tutsaklarından Sıla Uzunpınar serbest bırakıldıktan sonra güvenpark forumuna geldi.Sokağın ateşi bir kere yandı baskılar bizi yıldıramayacak diyen Sıla uçurtma şenliğinin bir tutsak için anlamından bahsetti ve herkesi sincanda uçurtma uçurmaya davet etti.
*Forum el birliği ile dayanışma sofrası kurularak sonlandırıldı.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Küçükçekmece Forumu (12 Temmuz 2013)

Küçükçekmece Dayanışması 12 Temmuz Cuma günü Ekümenopolis Belgesel gösterimi gerçekleştirdi.
Belgesel gösteriminden önce 10 Temmuz Çarşamba günü gerçekleştirilen forumda tartışılanlar aktarıldı ve siyaset atölyesi kapsamında “sosyalizm atölyesi” gerçekleştirme önerisi üzerine fikirler ifade edildi. Bu tartışma sonucunda seçimlerin, yeni anayasanın tartışılacağı bir atölye gerçekleştirme önerileri de geldi. Atölye başlığı ve içeriği ile ilgili önerileri olanların daha somut öneriler getirmesine ve 15 Temmuz Pazartesi günü gerçekleştirilecek forumda atölyenin netleştirilmesine karar verildi. Ayrıca Ali İsmail Korkmaz ve diğer Taksim şehitleri anısına bir anma etkinliği gerçekleştirme önerisi de Pazartesi günü gerçekleşecek forumda netleştirilecek.
Bu tartışmaların ardından Bakırköy’deki 3. bölge toplantısı ile ilgili bilgilendirme yapıldı ve belgesel gösterimine geçildi. Küçükçekmece bölgesini tehdit eden kentsel dönüşüm tehdidine karşı gerçekleştirilmesi planlanan Kentsel Dönüşüm Atölyesi kapsamında Ekümenopolis Belgeseli izlendi. Belgesel gösteriminin ardından Cumartesi günü Taksim’de gerçekleşecek eyleme katılmak için 17:00′da Tünel’de buluşma kararı alındı, ardından da 15 Temmuz Pazartesi günü gerçekleşecek foruma çağrı yapıldı.
Ayrıca forum boyunca Özcan Yaman’ın Taksim Direnişi fotoğraflarından oluşan sergi de açıldı.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Maçka Parkı Forumu (12 Temmuz 2013)

Örgütlenmemiz ile ilgili haftaya yapılacak olan forumlar konusunda bilgiler verildi.
Tüm forumun katılımı bu konuda çok önemlidir.
Lütfen olabildiğince paylaşın.

- Yeni facebook grubumuzun duyurusu yapıldı.
Linki aşağıda yer almaktadır. Lütfen herkese ulaştırın.

https://www.facebook.com/groups/456725514424588/

-Kocamustafapaşa Forumuna katılımından dolayı sayımız azdı.Sohbet havasında keyifli bir sunum yapıldı.

- Gazeteci Berrin Karakaş arkadaşımız aramızdaydı, onunla herkes niye gezi direnişine katıldığını paylaştı.
Çok güzel paylaşımlardı. Herkese teşekkür ederiz teker teker. Umarız haberi de burada yayınlarız yarın :)

-Kaan arkadaşımız, Maçka’da bir takım sanatsal etkinlikler düzenleyeceklerinden bahsetti.
İlerleyen günlerde detaylı bilgiyi bulabileceğiniz etkinlikler kısaca şöyle, yoga- dans atölyesi-şan dersi- çocuklar için ” sihirli flüt operasından bir bölümün çalıştırılacağı” drama dersleri ve daha niceleri :)

- Gözaltı durumlarında neler yapmamız gerektiğiyle ilgili avukat Erdem Çağlar arkadaşımız bizleri bilgilendirdi.
gezihukuku.org sitesinden ve facebook sayfasından kaçıran arkadaşlarımız bu maddeleri okuyabilirler.
Sormak istediğiniz soruları da foruma iletebilirsiniz.

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön

Sinop Forumu (12 Temmuz 2013)

Moderatörler: Bilgin B. Ve Türkan D.
1. Oturumun başında, Gezi Parkı Direnişlerinide kaybettiğimiz kardeşlerimiz Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Can Cömert, Ethem Sarısülük, Medeni Yıldırım ve Ali İsmail Korkmaz için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.
2. Bülent K.: Direniş esnasında gezi parkında yaşanan bir olayı anlatıp, “Gezi parkında polis tarafından yapılan orantısız şiddet kullanımı sonucuda insanlık dramı yaşanmakta” olduğunu ifade edip, gezi parkında gerçekleştirilen eylemlerin çok anlamlı, dayanışmaya dayanan ve parti-din-ideoloji-vs. ayrımı gözetmeksizin bir araya gelen insanlarca gerçekleştirildiğini dile gitirdi.
3. Şerife T.: Gezi şehitleri için bir şiir okuyup, 2 haziran tarihinde Eskişehir’de faşistlerin saldırısı neticesinde hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ı anarak, faşist diktatörlüğü kınadı ve “örgütlü kitlesel dayanışma içinde bir mücadelenin bizleri beklemekte” olduğunu anlattı.
4. Uğur K. (Eğitim-Sen): “birbirimizi dinleyelim, öğrenelim ve bilinçlenelim” çağrısında bulunup, “Gezi ruhunu ve Sinop Park forumunu tanımlama süreci içerisinde olduğumuz” tespitinde bulundu. “31 Mayıstan sonra forumlar da dahil olmak üzere herşey değişti. Hiçbir şey eskisi gibi değil/olmayacak” dedikten sonra bir tweeter mesajını okudu: “Artık Türk’ün Kürt, Ateist’in Müslüman kardeşi var; kimseyi yalnız yakalayamayacaksın Tayyip!”
5. Mehmet (İzmir’de yaşayan bir Sinop’lu vatandaş): Sinop’ta 18 Şubatta yaşananlar hakkında değerlendirme yapıp, “bu forumun düzenlenmesi Gezi Parkının üzerine olan bir olgu. Sinop’ta 5-6 yıldır Nükleer Karşıtı direniş zaten var. 3 kardeşimiz katledildi. Gezi parkı eylemlerinde de devlet şiddeti sonucu 5 kardeşimiz şehit edildi. Bu forum Sinop için umut vericidir.” dedi.
6. Oya K.: İstanbuldaki direnişte kısmen yer aldığını belirttikten sonra, “Yeni oluşan bir yıldız kümesi gibi bir enerji bulutu içerisindeyiz. Bir kente ait olma birlikteliğini yaşıyoruz. Gezi parkında açılan bir ağacın tüm yurda yayılan tohumlarıyız. Bu tohumlara sahip çıkıp, bütün ayrılıkları bırakıp, birlik içinde-yerel-ortak bir dil oluşturmak bizim görevimizdir” dedi ve “Sinop’ta yapılacak olan Nükleer-Termik Santrallerin, enerji lobilerinin hoşuna giden uzun süreli iktidar dönemlerinde oluşan enerji politikalarının bir sonucu olduğu” tespitinde bulundu.
7. Şirin Ö. (Şair-Yazar): Gezi Olayları öncesinde apolitik ve hiçbir şey yapmıyor olduklarını düşündüğü gençlikten özür dilediği ve yazdığı bir şiiri okudu: “…/Çığ gibi büyüyoruz/Yeni hapishaneler açın/açın yürüyoruz/….”
8. Fidan (Akkuyu’da santralin yapılacağı bölgeye yakın bir konumda yaşayor ve İstanbul NKP üyesi): Gezi direnişine katılmış olduğunu belirtip, polis-hükümet faşizmini diktatörlüğünün hüküm sürdüğü tespitinde bulundu ve şehitler-yaralılar-kayıplardan bahsetti. “3-5 kişi ile başladı, milyonlar olduk. Geçmişte de nükleere-termiğe karşı koyduk. Halkın ne istediğini görmek istemiyorlar. Tayyip-AKP halktan korkuyor. Çünkü yaptıklarının halka karşı rant için olduğunu biliyorlar. Nükleer iş imkanı sağlıyor diye yalan söylüyorlar. Kentimize sahip çıkıp biz Akkuyuda nükleeri kurdurmadık” dedi.
9. Türkan D. (moderatör): Konuşmalarımızda Gezi ruhundan ayrılmama yönünde geçen hafta alınan kararı anımsattı.
10. Özgür K.: Hazırlayıp beraberinde getirdiği metni okudu:
GEZİ PARKI NEREDEN ÇIKTI
Amerika’ya vasıfsız olmasına rağmen devlet protokolü ile kabülünden sonra bir anda AKP olarak ortaya çıkıp, 3 ay gibi bir sürede örgütlenip iktidara yürüdün. Resmi sonuçlar açıklanmadan ilk röportajında, “Kıbrıs’ta Belçika modeli düşünüyoruz” deyip aklımızda olmayan bir gündemle Kıbrıs’ı satmaya kalktın.
Irak’a yapılacak operasyon için tezkere çıkarmaya çalışıp, olmayınca hırçın çocuk gibi sağa sola saldırıp, sonra kendi başına tezkerenin gereklerini yerine getirdin.
Sonra dilimize saldırdın. Hepimizin anlamını ortak olarak kullandığımız demokrasi, özgürlük, yurtseverlik, aydınlanma, faşizm gibi kelimelerin içini boşaltıp yeni anlamlar verip diline dolandırdın.
Sıcak evlerinizde cemat toplantılarında islamın içini boşaltıp, kendinize göre yontup, rant kapısı haline getirmeyi planladığınız günlerde birçok aydının işkencelerden geçirilerek yaşamdan koparıldığı, siyaset yapmanın bize yasak edildiği günler olan 12 Eylül zulmunü sanki sana karşı yapılmış gibi anlatıp, üstüne oturup ağlayıp, sonra bana bunu tekrar bunu yapacaklar diye hukuk sistemini kendine göre değiştirip rant yollarını kendin ve yandaşların için temizledin.
Şehirlerimizin tüm dokusunu kentsel dönüşüm diyerek sermayeye peşkeş çekip, üretimi tamamen durdurup, mahalle halkını şehir dışlarına sürüp, kendi rant çevrene ucuz işçi haline getirdin, sinamamı, tiyatromu yıkıp AVM yaptın.
Tüm insanları tüketime teşvik edip borçlandırdın. Sonra, “bak borcun var, biz gidersek istikrar biter” diye tehdit ettin.
Tüm yaşamın boyunca edindiğin terbiye ile hareket etttin. Yyadırgamadık aslında “Ananı da al git” derken. Ama bizim terbiyemiz uymazdı buna.
Bugünlerime din baskısı soktuğun yetmedi, gelecek kuşaklarımızı zehirlemeye kalktın. Soyut kavrama yetisi olmayan çocuğuma el attın.
Hastaların üzerinde para kazanacağım diye insanlara bintürlü yalanla sağlık emekçilerine düşman ettin. “Ben bu doktorlara iğne bile yaptırmam” mı demiştin?
Birilerinin sana bir şey yapmasından hep korktuğun için polisi kadrolaştırıp, silahlı bir kuvvet haline getirdin. Namlusunu bana, anama, babama , çocuğuma çevirdin.
Eskiden yaptıklarımız vicdanımızı yaralıyorsa zaten suç olduğunu bilirdik. Şimdi her yaptığımızı suç ilan ettin. Hepimizi bununla tehdit ettin.
İnsanları makinalarla kontrol ederim derken başımıza bomba attın öldük. Üstünü kapattın.
Bugüne kadar insanlarla beraber oturduğumuz çay içip aynı müzikleri dinlediğimiz komşularımızı düşman ettin. Bizim onlarla savaşmayacağımızı bildiğin için kendi teröristlerini musallat ettin Reyhanlıda canımızı aldın”
“O ağaçları kesmeyecektin, cami duvarına işedin!”
11. Ceyhan A.: 5 gün gezi parkında kaldığını belirtip izlenimlerini aktardı:
a. “13 gün boyunca devletsiz, farklı görüşte insanların dayanışma-saygı temelli nasıl yaşanılabileceğini öğrendik. Her türlü devlet provakasyonuna rağmen direniş gösterildi. Gezi ruhu budur. Ülkenin sorunlarına dair nasıl ortak mücadele oluştuğunu gördük.”
b. “Ülkenin barışa nasıl ihtiyacı olduğunu öğretti ortak sloganlarla. Yaşasın Halkların Kardeşliği”
12. Türkan D.: “Barış içinde hep birlikte dimdik ayakta durmalıyız. Başımızda çoban olduğu zaman biz birbirimize düşman edildik” dedikten sonra gezi ruhunu çevremizdekilere anlatmamız gerektiğini belirtti.
13. Murat A.: Medyanın gezi direnişi boyunca aldığı tavrı anımsatan Nazın Hikmet şiirini (Ellerinize ve Yalana Dair) okudu. “İlk dört gün yandaş medya ve ana akım medyanın tamamının olayları görmezden geldiğini” bilirtip, “halk TV dışındaki kanallara uygulanan sansürü” eleştirdi. AKP iktidarının görsellerde çarpıtma /oynama yaptığını hatırlatıp, “milyon dolarlık plazalar sadece gerçekleri gizlemek içinmiş. Basın emekçilerini susturdular. Halka yalan söylemek suçtur!” dedi.
14. Türkan D.: Yaşam alanlarına müdahele, Gezi direnişini başlatan olgudur.
15. Zeki K.: Akkuyu ve Sinop’taki yaşam alanlarımıza, diktatörce inşa edilmek istenen termik-nükleer santral projelerinin önlenebileceğini dile getirdi. Mücadele sürecinde “artık çıtanın yükseltilmesi gerektiğini” belirtip, “Sinop veya başka yerlere yapılacak nükleer ve termik santrallere karşı birlikte hareket etme” zorunluluğunu hatırlattı.
16. Kazım Ö.: 4-5 yıldır Sinop’ta yaşadığını, Tüketici Derneği İstanbul Şube Başkanlığı yapmış olduğunu belirtip, “derneklerinin tüketici sorunları için mücedele etmenin yanısıra nükleer-temik santrallere karşı faaliyetlerde de bulunduğunu ve ayrıca Gezi eylemlerine de destek olduklarını” ifade etti. 1 Mayısta hükümetin adeta sıkıyönetim ilan ettiğini söyledi ve sözlerine devam etti: “İnsanlar engellendi. Gezi direnişinin olmasında, bu engellemelerin de payı var. Emeğin, sosyalizmin iktidarının olamayacağını başbakan söylemiştir.”
17. Işıl Ü.: Gezi parkı direnişine katıldığını ifade ettikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü“Biz bu direnişi zor şartlarda yaşadık. Tecavüzcülerin, hırsızların vs. salındığını gördük. Bizler hakarete uğradık. Hepimiz birleşmeliyiz, bir çatı altında toplanmalıyız, ötekileşmemliyiz. Çözüm yolları sunalım.”
18. Servet A.: Foruma illk kez katıldığını belirttikten sonra, çalışma grupları oluşturulması önerisinde bulundu.
19. Barış B.: “90’ların direnişi diyorlar ama ortada yoklar. Geziyorlar mı? Bunlar sizin çocuklarınız. Bu mücadelenin yarıda kalmmaması gerekiyor. Yaralanan arkadaşlarımız oldu. Biz bu korkuları yaşadık. Fikri ve siyasi mücadele de yapılmalı. Çevrede, bizim beyinlerimizin yıkandığını söylüyorlar. Onlar satırlarla gelirlerse biz gülle gidelim, iyilikle gidelim. Jameyika en fakir ülke olduğu halde en mutlu ülke. Herşey para değil.” Dedikten sonra yeryüzü sofralarının kurulması önerisinde bulundu ve sözlerini şu şekilde bitirdi: “Birisine bir şey olduğunda ‘kim?’ diyeceğimize, ‘nasıl oldu?’ demek çok hoş bir şey.”
20. Sinan E.: Kendisinden önce söz alan Barış B.’nin öğrencisi olduğunu belirtip kendisini kutladı ve kendi çocuklarının da Taksim’de bulunduğunu belirtti. Sözlerine şu şekilde devam etti: “Çocuklar Taksim’de devletsiz yaşanabileceğini gösterdiler. Yargı poliisn eline geçmiş durumda. Çoğu kişiler çantasından çıkanlar(?) nedeniyle tutuklandılar. Türkiye’nin geldiği son durum, bana öncelikle çoğalmamız sonrasında ise kitleselleşmemiz gerektiğini gösterdi. Gençler kendilerini çok iyi yetitştirmişler.”
21. Rahmi K.: “Ben de 80-90 kuşağından özür dilerim. Umuzsuzluğumu umuda çevirdiler. Polis ve askerin elinden geçen bir arkadaşınız olarak söylüyorum ki, korku duvarını aşmak çok önemli. Gençlerin, özel yaşamlarına müdaheleye tepki vereceklerini düşünemedim. Bu bir milattır. Herşey örgütlenmektedn geçiyor. STK’ları güçlendirmeliyiz” dedikten sonra inşaat mühendisi olduğunu belirtip, teknik değerlendirmelerde bulundu: “Bu bölge çok özellikli ve bunlar çok iyi korunmalı. Sinop’un kuruluş tarihi çok eski. Yerin altı çok zengin. Böyle bir bölgeye termik ve nükleer santral yapılması çok anlamsız. Sinop ayağa kalmazsai buraya daha çok santral yapmak isteyeceklerdir. Buna karşı doğru biçimde mücadele verilmeli. Korkulmamalı.”
22. İlker Ş.: “AKP döneminde hepimiz uyuduk. 1 Mayıs’ta, 19 Mayıs’ta, Reyhanlı’da gaz bombası yedik. Dayak yedik. Son olarak Gezi Parkı olayı çıktı. Taksim kendisini aşmıştır. Ama Türkiye’nin dört bir yanının desteği ile aşmıştır.”
23. Adem T.: “Türkiye’de ses çıkaranların hakkı gasp edilidi. Partilerimizi birleşmeye davet ediyorum. Atatürk ve Kemalizmi yok etmeye çalışıyorlar. Haklarını savunanlara işkence ediliyor.”
24. Bilge D.: “uyan” isimli marşı söyledi.
25. Oya K.: Sinop haritası üzerinde, nükleer santral için kapatılacak alanı gösterdi. Nükleer santarllerin doğuracağı sonuçlar üzerinde konuştu. Çernobil’in etkilerinin devam etmekte olduğunu ve bilimsel analiz sonuçlarının gizlendiğini söyledi.
26. Ceren K.: Eskişehir’den geldiğini ve eylemlere katıldığını belirtip konuşmasını sürdürdü: “Eli sopalı AK gençliği sokaklara saldılar. Ali İsmail öldürüldüğü gün, polis tarafından hedef gözetilerek gaz bombası atıldı. Ara sokaklarda gözaltılar oldu. 15gün Espark önünde çadırlar kuruldu. Ali İsmail vurulduğu gün karakollarda-hastanelerde kayıt bulunamamış. Çecik kuvvet-sivil polis vahşeti, biber gazı bombardımanı oldu. Göz altına alınırken vahşet uygulandı.
27. Uğur: Nükleer karşıtı mücadelede Gerzenini Termik mücadelesinin gerisine düştük. Bunun için birlik olmalıyız.
28. Oya K.: Nükleer karşı mücadelede bilglendirme konusunda NKP’nin destek olabileceğini ama örgütlülük ve eylemlilik konusunda sinopların adım atması ve kalabalıklaşması gerektiğini belirtti.
29. __?__: “Sinop nükleer micadelede 17 temmuz’da 3 şehit verdi (Öner-Soner-Güneş). Bu 17 Temmuz’da da anma yapacağız.”
30. __?__: “Gezi ruhu isyandı. Direnen gençlikti. Başkalarının müdahelesine isyandı. Otoriteye isyandı… Filistin’de 5 yaşındaki bir çocuk polise taş attı diye göz altına alındı… Polis kurşunuyşa öldürülen şehidimiz var. Demokratik bir hayat kurmak istiyorsak, devlet katliamını sorgulamamız lazım.
31. __?__: Bu kkuşak siyasi bir özne istemiyor
32. Halil İ.: Tehammül olmalı
Forumun sonunda, sonraki forumlar için çeşitli konu önerileri gündeme gelmiştir. Bunlar:
· Termik-nükleer santraller
· Füze rampası
· Eğitim hakları
· Sağlığın özelleştirilmesi
· Gezi direnişinde medyanın tutumu
· Örgütlenöe nasıl güçlendirilebilir.

Forum esnasında gündeme gelen diğer öneriler:
· Sinop’ta da yeryüzü sofrası kuralım
· Forumları marşlarla kapatalım
· Projeler oluşturalım
· Anmaları ve örgütlülüğü güçlendirelim

Kaynak: http://parklarbizim.blogspot.com/

Başa dön